Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/253 E. 2023/170 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/253 Esas 2023/170 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/253
KARAR NO : 2023/170

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/05/2019
NUMARASI : 2015/17 Esas 2019/508 Karar
DAVACILAR
İFLAS İDARE MEMURU : Av. … -Av. … – Av. …
VEKİLİ : Av
TEMLİK ALAN DAVALI
VEKİLİ
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 08/01/2015
KARAR TARİHİ : 16/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/03/2023

Taraflar arasındaki menfi tespit istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı iflas idaresi vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalı bankadan tek bir kredi kullandıklarını, kredi dosyasına takibe konu 7 adet teminat senediyle, müşteri çekleri, taşınmaz ipoteklerinin teminat olarak verildiğini, ayrıca nakit paranın da yatırım hesabına bloke olarak teminat niteliğinde alındığını, davalının teminatlar nakde çevrilmemiş gibi 7 adet senedi icra takibine koyduğunu, kredi dosyasında teminat olarak bulunan yatırım hesabından alınan 500.00,00 TL ve takastan tahsil edilen müşteri çekleri, ipotekler paraya çevrildiğinde iki kez tahsilat yapacağını, takibe konu senetlerin boş olarak bankaya verildiğini, bankanın boş kısımlarını müvekkillerinin rızası dışında doldurarak takibe koyduğunu, müvekkillerini takibe konu kambiyo senetleri nedeniyle borçları bulunmadığını, kredi sözleşmesinden dolayı kredi borcu olduğunu, senetlerin teminat amaçlı verildiğini, takibin iptali gerektiğini, aksi kanaatte ise gerçek borcun ortaya çıkması için mahkemece harici tahsilatlar tespit edilerek bu kısımlar yönünden borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesi gerektiğini belirterek takibin iptaline, aksi kanaat halinde haricen tahsil edilen miktarlar üzerinden fazla kısmın iptaline, %20 oranında kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Temlik eden davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; harcın eksik yatırıldığını, dava konusu bonoların bedellerinin vadesinde ödenmediğini, müvekkilinin senetleri temlik cirosuyla devraldığını, müvekkilinin iyi niyetli meşru hamil olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davalı banka ile davacı müflis … arasında genel kredi sözleşmeleri imzalandığı, davacı müflis … Limited şirketinin ise bu sözleşmeleri müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, müflis davacıların davalı bankaya takibe konu 7 adet bonoyu verdiği, ödeme yapılmaması üzerine davalı banka tarafından kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı, her ne kadar icra takibine konu senetlerin genel kredi sözleşmesinin teminatı olarak verildiği iddia edilmekte ise de, senetler üzerinde teminat senedi olduğuna dair herhangi bir ibare bulunmadığı gibi, senetlerin bahsi geçen genel kredi sözleşmelerine istinaden verildiği kabul edilse dahi genel kredi sözleşmesindeki borcun ödendiğinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle davacının ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar iflas idaresi vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu 7 adet senedin geçersiz olduğunu, senetlerin zorunlu unsuru olan vade tarihinin boş olarak verildiğini, senetlerin zaman aşımı sürelerinin dolduğunu, dava konusu senetler nedeniyle müvekkillerine başkaca bir kredi kullandırılmadığını, teminat olarak alınan senetlere dayanak hiçbir borcun olmadığını, senetlerin teminat olarak verildiğini, bilirkişi raporlarındaki çelişki giderilmeden hüküm kurulduğunu, banka tarafından ipotekli taşınmazlar yönünden icra takibi yapılıp yapılmadığı, taşınmazların satılıp satılmadığı hususlarının araştırılmadığını, davalının hukuka aykırı olarak tahsilde tekerrür ettiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesi kapsamında teminat olarak verilen senetler nedeniyle borçlu olunmadığından senetlere dayalı icra takibinin iptali, aksi halde takip öncesi ve sonrası haricen yapılan tahsilatlar icra dosyasına bildirilmediğinden ödenen kısım yönünden takibin iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davacı yan genel kredi sözleşmeleri kapsamında davalı bankaya verilen senetlerin boş olarak verildiğini, banka tarafından sonradan rıza hilafına doldurulduğunu, senetlerin geçersiz olduğunu, senetlere dayalı olarak başlatılan icra takibinin iptali gerektiğini, aksi kanaat halinde ise takipten önce ve sonra yapılan ödemelerin ihtara rağmen davalı tarafından icra dosyasına bildirilmediğini, ödenen kısımlar yönünden takibin iptali gerektiğini iddia etmiş, davalı yan ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda yukarıda özetlenen gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
İşbu dava 10.000,00 TL harca esas değer gösterilmek suretiyle anılan miktar üzerinden harç yatırılarak açılmış ise de dava dilekçesindeki asıl talep 7 adet senede dayalı olarak başlatılan icra takibinin iptali, terditli talep ise, ödenen kısım yönünden takibin iptali istemine ilişkindir.
Dava konusu Eskişehir 4. İcra Müdürlüğünün 2014/7788 sayılı takip dosyasında davalı banka tarafından davacı borçlular aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 7 adet bonoya dayalı olarak 20/08/2014 tarihinde toplam 3.505.711,79 TL alacağın tahsili talebiyle icra takibi başlatılmıştır.
Mahkemece 09/01/2015 tarihli tensip tutanağının 2 no’lu ara kararıyla dava konusu takibin 3.500.000,00 TL alacak yönünden borçlu olunmadığının tespitine, takibin iptaline yönelik olduğu, dava dilekçesinde ne kadar tahsilat yapılıp yapılmadığı, ne kadarlık kısım üzerinden dava açıldığının açıkça belirtilmediğinden bu konularda beyanda bulunmak üzere davacı vekiline iki haftalık kesin süre verilmiştir.
Davacılar vekili 02/02/2015 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde, şimdilik dava değerini 500.000,00 TL olarak belirttiklerini, takibin teminat senedine dayanması nedeniyle iptaline, aksi kanaat halinde şimdilik 500.000,00 TL borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiklerini belirtmiştir.
Yapılan yargılama sırasında, 15/12/2016 tarihli celsede mahkemece davacılar vekiline iflas idaresiyle görüşüp, dava değeri konusunda açıklama yapmak üzere iki haftalık süre verilmiş, davacı iflas idaresi 29/12/2016 tarihli dilekçesi ile iflas idaresinin müflisin tüm banka hesap hareketleri hususunda bilgi sahibi olmadığından mevcut durumda dava değerini keyfiyetle belirleme yetkilerinin olmadığını, menfi tespit davasının kısmen de açılabileceğini bildirmiştir.
Davacı müflis vekil i18/10/2018 tarihli celsede de, Yargıtay’ın davanın kısmi olarak açılabileceğine ilişkin içtihatları bulunduğunu, davayı ıslah etmediklerini beyan etmiştir.
5235 Sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 5. maddesinde, “Asliye ticaret mahkemesi kurulan yerlerde konusu parayla ölçülebilen uyuşmazlıklarda dava değeri beş yüz bin Türk Lirasının üzerinde olan dava ve işlere bir başkan ve iki üye ile toplanacak heyetçe yürütülüp sonuçlandırılacağı” şeklinde düzenleme mevcuttur.
Somut olayda, dava dilekçesinde harca esas değer 10.000,00 TL olarak gösterilip bu bedel üzerinden harç yatırılmış ise de, dava dilekçesinin içeriğinden davacının genel kredi sözleşmesi kapsamında teminat olarak verilen 7 adet senede dayalı olarak başlatılan takip nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti, takibin iptalinin talep edildiği görülmüştür. Bu durumda dava değeri dava konusu olan takipte talep edilen toplam alacak miktarı kadardır.
Dava konusu Eskişehir 4. İcra Müdürlüğünün 2014/7788 sayılı takip dosyasında, davalı alacaklı banka tarafından davacı borçlulardan talep edilen toplam alacak miktarı 3.505.711,79 TL olup, somut uyuşmazlıkta dava değeri 500.000,00 TL’nin üzerindedir. Bu durumda heyet tarafından 492 sayılı Harçlar Kanunun 16, 30 ve 32 maddeleri ile HMK 150. maddesi gözetilmek suretiyle eksik harcın ikmali için davacıya uygun bir süre verilmesi ve akabindeki işlemlerin de heyetçe yürütülüp karara bağlanması gerekir.
Hal böyle olunca, dava değerinin 500.000,00 TL’nin üzerinde olduğu, davanın asliye ticaret mahkemesinde bir başkan ve iki üye ile toplanacak heyetçe yürütülüp sonuçlandırılacak işler kapsamında kaldığı, davanın heyetçe görülmesi gerektiği gözetilerek dosyanın heyete tevdi gerekirken tek hakim tarafından değerlendirilme yapılarak karar verilmesinde isabet görülmemiştir. Mahkemenin teşekkülüne ilişkin bu kural kamu düzenine ilişkin olduğundan resen gözetilmiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın mahkemenin teşekkülü yönünden kanuna aykırı olduğu gözetilerek davacı iflas idaresi vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık gözetilerek kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, heyetçe değerlendirilerek yeniden karar verilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;

1-Davacı iflas idaresi vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık gözetilerek KABULÜNE,
2-Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/05/2019 tarih ve 2015/17 Esas 2019/508 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/(1)-a.4 maddesi gereğince kamu düzenine aykırılık gözetilerek KALDIRILMASINA, davacı iflas idaresi vekilinin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
3-Davanın yeniden heyetçe görülmesi için dosyanın Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,
4-Davacı iflas idaresinin yatırmış olduğu 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacı iflas idaresine iadesine,
5-Davacı iflas idaresinin istinaf aşamasında yapmış olduğu yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonunda dikkate alınmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı iflas idaresi yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/(1)-a.4 maddesi uyarıca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 16/02/2023

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …
… … … …
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.