Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/243 E. 2021/424 K. 24.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi…

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/09/2016
NUMARASI : …
….
DAVA : Tasfiye memurunun azli
DAVA TARİHİ : 25/11/2020
KARAR TARİHİ : 24/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/04/2021

Taraflar arasındaki tasfiye memurunun azli istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen ek karara karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; mahkemece şirketin tasfiyesine dair verilen kararda şirkete tasfiye memuru olarak atanan … tarafından müvekkiline gönderilen 16.10.2020 tarihli yazıda şirket yöneticileri tarafından cevaplanması gereken sorular sorulduğunu, ayrıca gayrimenkul satış ilanının eklenerek bu ilanda şirkete ait çok değerli gayrimenkullerin satışının yapılacağı ve satış tarihinin, gayrimenkul değerleme uzmanı tarafından belirlenen satış değerinin belirtildiğini, tasfiye memuru tarafından kendi dönemsel raporlarında belirlenen usulsüzlüklerin giderilmesi gerektiğini, bunlar arasında; şirket yöneticileri tarafından yapılmış olan usulsüz menkul, gayrimenkul makine ve teçhizat devirleri, usulsüz marka devirleri, yöneticiler tarafından yapılan usulsüz ödeme ve borçlandırılmalara ilişkin acilen hukuki sürecin başlatılması gerektiğini, bu işlemler yapılmadan üstelik ekonomik istikrarsızlığın bulunduğu pandemi sürecinde gayri menkul satışı yapılmasının şirket pay sahiplerine faydası bulunmadığı gibi zarara yol açacağını, gayri menkul satış fiyatının mahkemece veya mahkemenin belirleyeceği bir gayrimenkul değerleme uzmanı tarafından yapılması gerekirken usule ve yasaya aykırı olarak tasfiye memuru tarafından belirlenmiş bir gayrimenkul değerleme uzmanı tarafından yapıldığını, gayrimenkul satış usulünün kapalı teklif usulü olarak belirlenmesinin de yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek öncelikle işbu gayrimenkul satışının tedbiren durdurulmasına, tasfiye memuru …’ın uyarılarak kendi dönemsel raporlarına göre ve bu işlem sırasında işlem yapmaya davet edilmesine aksi halde azledilerek tasfiye memurunun değiştirilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda; tasfiye memurunun yapmış olduğu işlemlerde ve gayrimenkul satış işlemlerini yapabilmesi için yaptığı hazırlıklarda usul ve kanuna aykırı bir durum olmadığı, talep dilekçesinde ileri sürülen iddialara ilişkin hukuka uygun bir belge veya delil ibraz edilmediği anlaşılmakla tasfiye memuru tarafından gayrimenkul değerleme uzmanından rapor alınmasının da usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla gayrimenkul satışının durdurulmasına ilişkin haklı bir sebep bulunmadığı ve talep tarihi itibariyle tasfiye memurunca yapılan tasfiye işlemlerinde TTK’nun 274. maddesi uyarınca tasfiye memurunun görevden alınması için yasal şartların oluşmadığı gerekçesiyle …’nun 25/11/2020 tarihli talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;12.02.2019 tarihinde görevine başlayan tasfiye memurunun yaklaşık 1 yıl süre geçmesine rağmen şirket defterlerinin TTK’nın 288. Maddesi gereği usulüne uygun ve düzenli tutulmadığının anlaşıldığını, TTK’nın 289. maddesi gereği tasfiye memurunun henüz tasfiye sonu bilançosunu düzenlemediğini, mahkemece şirketin tasfiyesine dair verilen kararda şirkete tasfiye memuru olarak atanan … tarafından müvekkiline gönderilen 16.10.2020 tarihli yazıda şirket yöneticileri tarafından cevaplanması gereken sorular sorulduğunu, ayrıca gayrimenkul satış ilanının eklenerek bu ilanda şirkete ait çok değerli gayrimenkullerin satışının yapılacağı ve satış tarihinin, gayrimenkul değerleme uzmanı tarafından belirlenen satış değerinin belirtildiğini, tasfiye memurunun imzalı raporları ile de belirlendiği üzere gayrimenkul satışının durdurulması ve tasfiye memurunun görevi konusunda uyarılması aksi halde azlini gerektiren somut nedenlerin bulunduğunu, bu nedenlerin; tasfiye memurunun şirketin sahip olduğu gayrimenkullerin, markalarının ve menkullerin hayatın olağan akışına ve piyasa değerlerine uymayan çok cüzi rakamlara satıldığını, şirketin markalarının eksik evrak sunumu gibi nedenlerle kaybedildiğini ve örtülü sermaye aktarımını tespit ettiğini, bu raporlarda bu muvazaalı işlemlere ilişkin suç duyurularında bulunacağını ve dava açarak tazminat talebinde bulunacağını açıkça belirttiği ve göreve başlamasının üzerinden 1 yıldan fazla zaman geçmiş olmasına rağmen şirketin değer kaybını önleyici bir işlemde bulunmadığını, buna yol açan kişi veya kişiler aleyhine suç duyurusunda bulunmadığını, herhangi bir tazminat davası açmadığını, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin söz konusu olduğu hukuki çareler ile ilgili olarak makul sürede herhangi bir çalışma yapmadığını, herhangi bir aciliyeti ve hak düşürücü süre bulunmadığı halde şirketin gayri menkullerini satmak için çalışmalar yaptığını, gayrimenkullerin satışına ilişkin bir usul ve yöntem belirlenmediğini, şirketin değerini, paydaşlara dağıtılacak meblağı ve şirketin tasfiyesini bütünüyle değiştirecek ve tasfiye şeklini belirleyecek konulara ilişkin bir işlem yapmadığını, şirketin kamuya yahut özel sektöre bir borcu bulunmazken gayrimenkul fiyatlarının düştüğü ve piyasanın öngörülemez olduğu bir dönemde gayrimenkul satışı yapmasının TTK’nın 286. Maddesindeki şirketin bütün hak ve mallarının korunması için basiretli bir iş adamı gibi gerekli önlemleri almakla ve tasfiyeyi olabildiğince en kısa zamanda bitirmekle yükümlü olduğunu, gayr menkul satış fiyatının mahkemece veya mahkemenin belirleyeceği bir gayrimenkul değerleme uzmanı tarafından yapılması gerekirken usule ve yasaya aykırı olarak tasfiye memuru tarafından belirlenmiş bir gayrimenkul değerleme uzmanı tarafından yapıldığını, gayrimenkul satış usulünün kapalı teklif usulü olarak belirlenmesinin de yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle öncelikle işbu gayrimenkul satışının tedbiren durdurulmasına, tasfiye memuru …’ın uyarılarak kendi dönemsel raporlarına göre ve bu işlem sırasında işlem yapmaya davet edilmesine aksi halde azledilerek tasfiye memurunun değiştirilmesine, karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, tasfiye memurunun görevi konusunda uyarılması aksi halde azli istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle istemin reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamında; davacılar şirket ortakları …, … ve … tarafından … ve … San. AŞ nin feshi ve tasfiyesi istemiyle açılan davada ilk derece mahkemesince 26.09.2016 tarih ve … ….. Kararı ile davanın kabulü ile şirketin fesih ve tasfiyesine dair verilen karara karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemiz 08.02.2017 tarih ve … Karar sayılı kararla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Davacı şirket ortağı vekili, 25.11.2020 tarihli dilekçesi ile, tasfiye memurunun azli ile değiştirilmesi talebinde bulunmuştur. Davacının talebi yeni bir dava konusu olduğu halde, davacı vekilinin bu dilekçesinin esas defterine bağımsız kaydı yapılmamış ve harcı da ödenmemiştir. İlk derece mahkemesince, davacı vekilinin talebi … Esas…. Karar sayılı dosyasında ek talep olarak nitelendirilmiş ve ek kararla talebin reddine karar verilmiştir. O halde davacının talepleri yeni bir davanın konusu olup, davacı tarafından yeni bir dava açılması gerekirken, ek kararla ve yazılı gerekçe ile talebin reddi doğru olmadığı gibi dava dilekçesinde davalı olarak husumetin yöneltildiği tasfiye memuru yerine ilk derece mahkemesince karar başlığında tasfiye olunan şirketin gösterilmesi de doğru görülmemiştir. Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin emsal nitelikteki 27.10.2008 tarihli ve…….
Yukarıda açıklanan gerekçe ile davacı vekilinin istinaf sebeplerinin kabulüne, kaldırma sebep ve şekline göre davacı vekilinin öteki istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına, dosyanın HMK’nın 353/1-a-6. maddesine göre yeniden esası hakkında bir karar verilmek üzere mahkemesine iadesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi gereğince KABULÜNE,
2-Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01.12.2020 tarih ve … Esas …. Karar sayılı Ek Kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre davacı vekilinin öteki istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına,
5-İstinafa başvuran davacı taraftan peşin alınan toplam 54,40 TL istinaf maktu karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
6-İstinafa başvuran davac tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
7-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından başvuran davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/03/2021

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi-…
… … … …
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.