Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/241 E. 2023/111 K. 10.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/241 Esas 2023/111 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/241
KARAR NO : 2023/111

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/10/2020
NUMARASI : 2018/466 Esas 2020/361 Karar
DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI :
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşleminden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/06/2018
KARAR TARİHİ : 10/02/2023

GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/02/2023

Taraflar arasındaki itirazın iptaline ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesi ile rehin sözleşmesi imzalandığını, davalıya ait … plaka sayılı aracın davalının doğmuş ve doğacak borçlarının teminatını oluşturduğunu, davalı tarafından borcun ödenmemesi nedeniyle ihtarname gönderildiğini, buna rağmen borcun ödenmemesi üzerine borçlu hakkında rehnin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi yaptıklarını, davalı borçlunun haksız olarak takibe itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğunu iddia ederek davalının Ankara 9. İcra Dairesinin 201/4641 esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalıya usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğine rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacı ile davalı arasında 16/10/2009, 14/06/2013 ve 08/01/2014 tarihlerinde genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesinin ve ayrıca sözleşmede özellikleri usulüne uygun olarak yazılan araç yönünden ticari taşıt kredisi ve rehin sözleşmesinin imzalandığı, taraflar arasında imzalanan ticari taşıt kredisi ve rehin sözleşmesinin geçerli olduğu, sözleşmenin 11 ve 19. maddesine göre rehin sözleşmesine konu aracın davalının davacı bankada doğmuş ve doğacak her türlü borçları ile imzalamış ve imzalayacak olduğu sözleşmelerin teminatı olduğunun kararlaştırıldığı, ticari taşıt kredisi ve rehin sözleşmesinin taraflar arasında imzalanan genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmelerinden sonra imzalandığı, davalının tacir olduğu, sözleşme hükümlerinin davalıyı bağlayacağı, sözleşmede araca ait ayırt edici bilgilerin yer aldığı, aracın markasına ilişkin bölümün maddi hata sonucu yanlış yazıldığının kabul edilmesinin gerektiği, tarafların sözleşmenin geçersizliğine ilişkin bir iddialarının bulunmadığı, borcun ödenmemesi üzerine düzenlenen hesap kat ihtarının borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, rehin sözleşmesi kapsamındaki borcun ödendiği, ancak rehin sözleşmesine konu aracın davalının davacı banka ile imzalamış olduğu ve imzalayacak olduğu tüm sözleşmelerin teminatı olduğu, bu nedenle sadece rehin sözleşmesine konu borcun ödenmesinin rehin ile teminat altına alınan diğer alacakların bulunması nedeniyle rehnin kaldırılmasını ve hukuki geçerliliğini yitirmesini gerektirmediği, bilirkişi tarafından düzenlenen rapora göre takip tarihi itibari ile borçlunun rehin sözleşmesi ile de teminat altına alınan ve bankaca kullandırılan diğer krediler nedeniyle davacı bankaya borcunun bulunduğu, tespit edilen alacağın davaya konu takipte talep edilen alacak miktarından daha fazla olduğu, borçlunun icra takibine yaptığı itirazın haksız olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile Ankara 9. İcra Dairesinin 2018/4641 esas sayılı dosyasında davalı borçlunun yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin 81.000,00 TL asıl alacak ve depo talebi yönünden takip talebinde belirlenen şartlar ile devamına, haksız itiraz edildiği kabul edilen asıl alacak miktarı olan 81.000,00 tl’nin % 20’si oranında hesaplanan 16.200,00 tl icra inkar tazminatının davalı borçludan alınarak davacı alacaklıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu icra takibine vekil sıfatıyla itiraz etmesine rağmen dava dilekçesinin vekile tebliğ edilmemesi nedeniyle taraf teşkilinin sağlanmadığını, taşıt kredisi borcunun müvekkilince ödendiğini, bu nedenle rehin hakkı ve borcun ortadan kalktığını, mahkemenin davaya konu aracın davacı banka ile yapmış olduğu tüm sözleşmelerin teminatı olduğu yorumunun hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, rehin hakkına itiraz etmeleri sonucu araç üzerindeki yakalama kararanının kaldırılması üzerine davacı tarafından yapılan şikayetin reddine karar verildiğini, alacak likit olmadığından müvekkili aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla rehnin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmeleri, hesap kat ihtarı örneği, hesap kat ihtarının tebliğine ilişkin bilgileri içerir noter kaydı, ticari taşıt kredisi ve rehin sözleşmesi, trafik tescil kayıtları, bilirkişi raporları vs deliller dosya arasında mevcutur.
Ankara 9. İcra Dairesinin 2018/4641 esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından davalı hakkında “bankamız ile imzalanan sözleşme/sözleşmeler, ihtarname/ihtarnameler, hesap özeti/hesap özetleri” açıklaması ile BCH, KMH ve çek kredilerinden toplam 81.000 TL asıl alacağın tahsili istemiyle … plaka sayılı araç yönünden rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığı, davalının süresinde rehin hakkına, borca ve ferilerine itiraz ettiği ve itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, eldeki itirazın iptali davasının İİK.nun 67.maddesinde öngörülen 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı görülmüştür.
Dosya kapsamından, davacı ile davalı arasında 16/10/2009, 14/06/2013 ve 08/01/2014 tarihlerinde genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesinin ve ayrıca bila tarihli ticari taşıt kredisi ve rehin sözleşmesinin imzalandığı, davacı tarafından davalıya genel kredi sözleşmeleri kapsamında BCH, KMH ve çek kredileri ile ticari taşıt kredisi ve rehin sözleşmesi kapsamında taşıt kredisi kullandırıldığı, taşıt kredisinden kaynaklanan son taksidin 16/06/2015 tarihinde ödenerek borcun kapatıldığı, davacı yanca eldeki davaya konu icra takibinde davalının BCH, KMH ve çek kredilerinden kaynaklanan borcunun tahsili amacıyla rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattığı, icra takibinde taşıt kredisinden kaynaklanan borcun talep edilmediği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, ticari taşıt kredisi ve rehin sözleşmesi kapsamında rehnedilen aracın davalının, davacı bankadan kullandığı diğer kredilerin de teminatı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de;
28/10/2016 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6750 sayılı “Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu”nun 4/(6)-b maddesinde ” Borcun konusu, borcun miktarı, borcun miktarı belirli değilse rehnin ne miktar için güvence teşkil ettiği, ödenecek para cinsi ve rehnin azami miktarı”nın rehin sözleşmelerinde zorunlu unsur olarak sayılmıştır. Buna göre, taşınır rehin sözleşmelerinde borcun konusu, miktarı, borç belirli değilse rehnin ne miktar için güvence teşkil ettiği, ödenecek para cinsi ve rehnin azami miktarının belirtilmemesi halinde taşınır rehin sözleşmesi geçerli olarak kurulmayacaktır.
Dava konusu icra takibinin dayanağının teşkil ettiği anlaşılan ve takip dosyası ile dava dosyasına sunulan bila tarihli “Ticari Taşıt Kredisi ve Rehni Sözleşmesi” nde taşıt rehninin azami miktarı ve tarihi belirtilmediği gibi rehnin ne için güvence teşkil ettiğinin de belirtilmediği anlaşılmakta olup, 6750 sayılı Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu’nun 4/(6)-b maddesindeki zorunlu unsurları taşımadığından geçersiz olduğundan ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, belirtilen gerekçe ile davacı banka dava konusu icra takibini başlatmakta haksız ise de icra takibini kötü niyetle yaptığına dair dosyaya delil sunulmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2- Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/10/2020 tarih ve 2018/466 Esas 2020/361 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
B)1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötü niyet tazminat isteminin REDDİNE,
3-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 978,28 TL harcın mahsubu ile bakiye 798,38 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden istinaf karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödemesine,
6-Kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
C)1-İstinafa başvuran davalı tarafından yatırılan 1.383,28 TL istinaf nispi karar harcının kararın kesinleşmesi ve talep halinde davalı tarafa iadesine,
2-İstinafa başvuran davalı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf başvuru harcı ve 45,50 TL dosya gönderme ücreti olmak üzere toplam 207,60TL istinaf giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 10/02/2023

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.