Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/239 E. 2021/1197 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/11/2020
NUMARASI ….
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 17/07/2019
KARAR TARİHİ : 21/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/10/2021

Taraflar arasındaki menfi tespite ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı banka tarafından davacı … ve diğer borçlular aleyhine Ankara 13. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyası üzerinden kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığını, icra takibinin dayanağı olan 10.07.2015 düzenleme tarihli, 28.9.2018 vadeli 2.500.000,00 TL miktarlı senetten dolayı davacı …’ın davalı bankaya herhangi bir borcu bulunmadığını, takip dayanağı senette asıl borçlunun …… olduğunu, davacı …’ın bir dönem söz konusu şirkette ticari ortağı olduğunu, 2012 yılında işbu şirketteki ortaklığından ayrıldığını, borçlu … ….. ile davalı banka arasında birkaç kez kredi sözleşmesi düzenlendiğini, davalı banka ile … …… arasında …’ın kefil sıfatıyla imzasının bulunduğunu, 14.7.2011 tarihli 2.500.000,00 TL genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davalı bankanın bu sözleşme karşılığında düzenleme tarihi, vadesi ve miktar kısmı boş olarak imzalanmış bonoyu teminat olarak aldığını, bu sözleşme karşılığı kredi kullandırılmadığını, 2012 yılında …’ın şirket ortaklığından ayrıldığını, 2012 yılından sonra davalı banka ile … … San ve Tic. A.Ş. arasında 20.2.2012 tarihinde 2.500.000,00 TL miktarlı yeni bir kredi sözleşmesi düzenlendiğini, bu sözleşmede davacı …’ın borcu ve kefil sıfatı ile imzası bulunmadığını, bu sözleşme karşılığında mülkiyeti dava dışı …’e ait Samsun İli … İlçesi …..sitesinde bulunan 2 nolu bağımsız bölüm üzerine 5.000.000 TL bedel üzerinden davalı bankanın lehine 1. derece ve 1. sırada süresiz olarak ipotek tesis edildiğini, davalı banka ile daha sonra 15.11.2012, 9.3.2015 ve 23.5.2017 tarihlerinde de genel kredi sözleşmeleri düzenlendiğini, bu sözleşmelerde davacı imzasının bulunmadığını, davacı …’ın davalı banka ile düzenlenen kredi sözleşmelerinden yalnızca 14.07.2011 tarihli sözleşmede imzası bulunduğunu, bu kredi sözleşmesi düzenlenmiş ise de kredi kullanılmadığından sözleşmenin hayata geçmediğini, sözleşmenin teminatı olarak anılan takip dayanağı edilen senetin de bu nedenle bedelsiz olduğunu, kredi sözleşmesinde yazılı olan miktarda bir kredi kullanılmadığı halde davalı banka tarafından müvekkile gönderilen Ankara 62. Noterliği’nin 7.1.2019 tarih …. yevmiye nosunda kayıtlı ihtarname ile hangi sözleşme / mevzuat hükmünün ne şekilde ihlal edildiğine ilişkin herhangi bir açıklama veya belgeye rastlanmadığını, müvekkil … tarafından Ankara 2. Noterliği 16.1.2019 tarih … yevmiye nolu ihtarname ile davalı bankanın haksız ve dayanaksız ihtarına cevap verildiğini, sözleşmede müvekkilin sorumlu tutulabilmesi için kefalet şartlarının oluşmadığını, sözleşmenin geçerlilik unsurlarını taşımadığını, talep edilen borcun ipotek ile teminat altına alındığını, ipoteğin paraya çevrilmesi talep edilmeden müvekkile müracat edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalı banka ile … … San. ve Tic. A.Ş. arasındaki borcun yenilendiğini, yenileme ile kefaletin ortadan kalktığını, ödenmediği iddia edilen kredinin hangi cari hesaptan kaynaklandığının belirtilmediğini, akabinde banka tarafından Ankara 16. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyası ile teminat amaçlı verilen senet dayanak gösterilerek takip başlatıldığını, takip üzerine … tarafından arabuluculuk başvurusunda bulunulduğunu, ancak tarafların bu süreçte anlaşmalarının mümkün olmadığını,….. başvuru numaralı arabulucu dosyasında anlaşmaya varılamadığını, banka tarafından başlatılan takibin haksız olduğunu, kefil sıfatıyla imzalanan 14.7.2011 sözleşme karşılığı kredi kullanılmadığından bu sözleşmenin hayata geçmediğini, sözleşmenin teminatı olarak alınan senetin de bedelsiz olduğunu, takibe konu bononun tanzim tarihi ve ihtarname tarihine göre bononun kat tarihinden önce düzenlendiği anlaşıldığından bononun hesabın katından önce teminat verildiğinin kabulünün gerektiğini, bu nedenlerle davaya konu bononun kambiyo senetlerine mahsusu yolla takibe konu edilmesinin hukuka yakırı olduğunu, davaya konu senet davalı bankaya ödeme aracı olarak değil, kredi sözleşmesinin teminatı olarak verildiğini, senedin verildiği tarihte davalı bankanın kredi sözleşmesinden kaynaklanan bir zarara uğrayıp uğramadığı, zarar doğmuşsa bunun ne kadar olduğunun henüz belli olmadığını, banka tarafından boş olarak alınan teminat senedinin doldurularak davacı ve diğer borçlular aleyhine Ankara 10. İcra Müdürlüğü’nün …. Sayılı icra dosyası ile takip başlatıldığını, takibin haksız, dayanaksız ve hukuka aykırı olduğunu, teminat amaçlı senedin kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe konu edilemeyeceğini, takibin İİK 170/a gereğince iptali gerektiğini, … aleyhine takip başlatılsa da sorumlu olacağı kefalet şartının oluşmadığını, sözleşmenin azami kefalet tutarı ve tarihi içerir şekilde yazılı olarak yapılmasının şartı olduğunu, sözleşmede tutar ve sürenin belirtilmediğini, kefilin eşinin kefalet rızası alınmadığı bu nedenlerle kefaletin hukuken geçersiz olduğunu, talep edilen borcun ipotek ile teminat altına alındığını, ipoteğin paraya çevrilmesi talep edilmeden müvekkile müracat edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, banka ile … … San. ve Tic. A.Ş. arasında sonradan yeni genel kredi sözleşmeleri düzenlendiğini, takip konusu kredinin bu sözleşmelerle verildiğini, cari hesabın değişmesi, borcun yenilenmesi ile …’ın iddia edilen sorumluluğunun son bulup kefaletin ortadan kalktığını, davacı …’ın haksız başlatılan takip ve konulan hacizler nedeniyle zarar gördüğünü iddia ederek icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile %20 den aşağı olmamak üzere icra tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddiaları yazılı delille kanıtlaması gerektiğini, müvekkili banka aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin şartlarının oluşmadığını bildirerek davanın reddi ile talep edilen alacağın %20sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davalı bankanın şubesi ile dava dışı şirket arasında 14/07/2011 tarihli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmeye davacının kefil olarak imzaladığı, dava konusu takibe konulan senedin davacı banka tarafından teminat olarak alındığı, bu teminat senedinin banka tarafından tahsile konulabilmesi için davacının kefil olarak imzaladığı genel kredi sözleşmesinden kaynaklı borcun doğması gerektiği, bilirkişiden alınan rapora göre de bu genel kredi sözleşmesi kapsamında kredi kullandırılmadığının belirlendiği, bu durumda da davalının teminat senedinden kaynaklı davacı aleyhine borç oluşmadığı, davacının senetten dolayı herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının Ankara 16. İcra Müdürlüğünün ….esas sayılı dosyasında takibe konulan bono nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, %20 kötüniyet tazminatı olarak hesaplanan 500.000,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu takibe borçlular tarafından yasal süre içerisinde itiraz edilmediğini, bilirkişi raporuna karşı itirazlarının değerlendirilmediğini, takip konusu senedin teminat niteliğinde olmadığını, davacının iddialarını yazılı delille ispatlaması gerektiğini, davacının sorumlu olduğunu, kötüniyet tazminatı şartlarının oluşmadığını bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davalılar vekilinin süresinde vermiş olduğu istinaf başvuru dilekçesi üzerine istinaf incelemesi için dava dosyası Bölge Adliye Mahkemesine gönderildikten sonra davacı vekilinin UYAP üzerinden sunduğu 28/09/2021 tarihli e-imzalı dilekçe ile davadan feragat ettiklerini bildirmiştir.
Davalı banka vekili Av. … Altınca 29/09/2021 tarihli e-imzalı dilekçe ile yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını bildirmiştir.
Bilindiği üzere feragat, 6100 sayılı HMK’nın 307. maddesinde; davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olarak tanımlanmıştır. Hükmün kesinleşmesinden önceki herhangi bir aşamada davadan feragat edilebilir .Aynı Kanun’un 311. maddesinde ise, feragatin kesin hüküm gibi sonuç doğuracağı açıklanmıştır. Davadan feragatin, davayı sona erdiren kesin bir usul işlemi olması sebebiyle dilekçede açıkça gösterilmesi, kayıtsız ve şartsız olması gerektiği kuşkusuzdur.
Davacı vekilinin dosya içerisinde yer alan Ankara18. Noterliğinin 21/06/2019 tarih ….. yevmiye numaralı vekaletnamesinde davadan feragat yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
Hal böyle olunca, karar tarihinden sonra davadan feragate ilişkin yazılı beyan gözetilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun, davacının davadan feragat beyanı gözetilerek KABULÜNE,
2-Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/12/2020 gün ve …. Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın Feragat Nedeniyle REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının 2/3’ü oranına isabet eden 39,53 TL harçtan dava dosyasında peşin alınan 46.011,09 TL harcın mahsubu ile bakiye 45.971,56 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Tarafların beyanları gözetilerek vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333. maddesi gereğince bakiye gider avansının yatırana iadesine,
B)1-Davalı banka tarafından yatırılan ‭45.950,00 TL istinaf karar harcının kesinleştiğinde istek halinde istinafa başvuran davalı bankaya iadesine,
2-Tarafların istemleri gereğince istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 21/10/2021

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.