Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/2004 E. 2022/1450 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/2004 Esas 2022/1450 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/2004
KARAR NO : 2022/1450

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/10/2021
NUMARASI : 2020/562 Esas 2021/767 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLLERİ :
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 12/11/2020
KARAR TARİHİ : 23/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/11/2022

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan acentelik sözleşmesi ile kargo taşımacılığı sözleşme ve işlemlerini davalının acente sıfatı ile üstlendiğini ancak edimlerini yerine getirmediğini, 2019 yılında yapılan kasa sayımlarında yüksek miktarlarda kasa açığının bulunduğu, sözleşme gereğince müşterilerden tahsil edilen taşıma senetlerinin müvekkili şirket hesabına yatırılmadığını, vadesi geçmiş kurum borçları olan Vergi , SGK. vb. borçlarının ödenmediğini, davalının personellerine olan Mayıs ayı ücretlerinin ödenmediğini, sözleşmenin V1-3 maddesinde acentenin müvekkili nam ve hesabına tahsil ettiği taşıma alacaklarının aynı gün müvekkil hesabına yatırması gerektiği halde yatırmadığını, vekalet sözleşmesinin VIlI maddesinde sözleşmenin sona ermesi ile ilgili kısımlarında edimlerin süresinde yerine getirilmemesi halinde tarafların her hangi bir süreye bağlı olmaksızın sözleşmeyi diledikleri zaman feshetme hakkın sahip olduklarını, davalının edimlerini yerine getirmemesi nedeni ile Beyoğlu 41. Noterliğinin 06/03/2020 tarih … yevmiye sayılı ihtarı ile haklı nedenlerle fesih ettiklerini, davalının müvekkili şirkete 28/02/2020 fesih tarihi itibari ile 240.644.18 TL tutarında borçlu bulunduğunu ,davalı hakkında Ankara 23. İcra Müdürlüğünün 2020/4993 Esas Sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, Müvekkilinin davacının işyerinde ilk önce kurye olarak daha sonra da şef olarak görev yaptığını, … Şubesine şef olarak atandıktan sonra müvekkiline acente olarak görev yapmasının teklif ediliğini , görevi kabul etmemesi üzerine iş akdinin feshedileceğinin belirtilmesi üzerine acentelik sözleşmesi imzalamak durumunda kaldığını, acente sözleşmesinin muvazaalı ve geçersiz olduğunu, çalışmış olduğu sürenin tamamında kargo şirketinin işçisi olarak çalıştığını , görevli mahkemenin İş Mahkemesi olduğunu, davalının davacıya borcu olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; tüm dosya kapsamına göre nasıl ki yerleşik yüksek mahkeme kararına göre işçi tarafından verilen senetlerden kaynaklanan alacak ve menfi tespit davalarının konusu TTK da düzenlenen kıymetli evrak olsa dahi taraflar arasında işçi-işveren ilişkisi olduğu için İş Mahkemesi görevli ise, aynı şekilde acentelik ve vekalet sözleşmelerinin muvazaalı olup olmadığını değerlendirme görevi de İş Mahkemesine ait olup bu tespit sonrasında davacının davalıdan alacaklı olup olmadığının tayininde görevli mahkemenin Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin yukarıdaki kararının gerekçesinde de izah edildiği üzere ”Türk Ticaret Kanunu’nun 5.maddesinde yer alan “aksine hüküm bulunmadıkça” ibaresinde belirtilen aksine durumun bu davada olduğu ve davaya Ticaret Mahkemesi değil İş Mahkemesinin bakması gerektiğinden açılan davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığındah HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Davalı tarafın işçi sıfatının bulunmadığını, başlı başına bağımsız bir işveren olduğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin görünüşte muvazaalı sözleşme olmadığını, gerçek sözleşme olduğunu, iş teftiş kurulu tarafından davalı iş yerinde yapılan incelemede davalının işveren olduğunu kabul ettiğini, sözleşmenin muvazaalı olduğu varsayılsa bile sözleşmenin tarafının kendisi olması nedeniyle kendi muvazaasına dayanarak hak talep edemeyeceğini, açılan davada acentelik sözleşmesinden kaynaklı olarak asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; acentelik ve vekalet sözleşmelerinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine yönelik olarak vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla yapılan incelemede;
Ankara 28. İcra Müdürlüğünün 2020/4993 Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde: alacaklısının… A.Ş., borçlusunun … olup, 240.644,18 TL asıl alacak, 12.164,07 TL işlenmiş faiz olmak üzere toplam 252.808,25 TL için ilamsız takip yapıldığı, takibin dayanağının acentelik sözleşmesinden doğan ve ödenmeyen cari hesap alacağı olduğu, ödeme emrinin davalıya 09/07/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 15/07/2021 tarihinde borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
6102 Sayılı TTK’nın Ticari Davaların Görüleceği Mahkemeler başlıklı 5/1 maddesinde, aksine hüküm bulunmadıkça dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesinin tüm ticari davalara bakmakla görevli olduğu hükme bağlanmıştır.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesinde İş Mahkemeleri’nin görevi İş Kanunu’na göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanunu’na dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi” denilmek suretiyle belirlenmiştir.
Somut olaya gelince, davacı yanca acentelik ve vekalet sözleşmesi gereğince cari hesap sözleşmesine dayanılarak alacağın tahsiline yönelik ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının icra takibine itirazı üzerine takibin durduğu ve süresi içerisinde eldeki dava açılmıştır.
İlk derece mahkemesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere dava ve takibin dayanağı olan acentelik ve vekalet sözleşmelerinin muvazaalı olduğunun iddia edildiği, sözleşmelerin muvazaalı olup olmadığı hususunun değerlendirme görev ve yetkisinin İş Mahkemesine ait olup, ayrıca davacı ile davalı arasındaki temel ilişkinin işçi ve işveren ilişkisi olması nedeniyle taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde iş kanunu hükümlerinin uygulanmasını gerektireceğinden 6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesi yollaması ile 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca iş mahkemesinde görülmesi gerekir. Bu durumda ilk derece mahkemesince, İş Mahkemesi’nin görevli olduğuna ilişkin ilk derece mahkemesince verilen görevsizlik kararı usul ve yasaya uygundur (Emsal mahiyette Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 15/02/2021 tarih 2020/6605 Esas 2021/3734 Karar sayılı kararı).
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK’nın 353/(1)-a. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda dosya üzerinden oy birliği ile karar verildi.23/11/2022

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.