Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1992 E. 2023/246 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1992 Esas 2023/246 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1992
KARAR NO : 2023/246

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/09/2021
NUMARASI : 2020/309 Esas 2021/713 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 30/06/2020
KARAR TARİHİ : 23/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/03/2023

Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığı, fazla talebin reddine, çekişmeli alacaktan fazla tahsil edilen miktarın son taksitten düşülmesine yönelik olarak verilen hükme karşı taraf vekillerince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı hakkında geçici ve kesin mühlet kararları verildiği, müvekkilinin bu kararlar gereğince oluşturulan konkordato komiserler kuruluna alacağına dayanak belgelerle birlikte alacak bildirimde bulunulduğunu, mahkemece yapılan yargılama sonunda konkordatonun tasdikine ilişkin kararda müvekkilinin alacağını 472.925,01 TL olarak bildirildiğinin belirtildiğini, müvekkilinin rehinle temin edilmiş alacağı bulunduğundan konkordatonun tasdiki kararı verilmiş olsa da asıl alacağa faiz işlemeye devam ettiğini, müvekkilinin alacağının konkordato tasdik kararında bildirilen rakam ile uyuşmadığını belirterek konkordato tasdik kararında yer alan müvekkili alacağı dikkate alınarak müvekkilinin bilirkişi marifetiyle tespit edilecek alacak miktarı arasında oluşan fark alacağından şimdilik 10.000,00 TL’nin yıllık işleyecek %57 oranında temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama aşamasında talebini toplam 392.589,62 TL olarak ıslah etmiştir.

CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacıya 472.925,01 TL borcu bulunduğunu, bu tutarın 48 ay eşit taksitle ödeneceğinin mahkeme konkordato tasdik kararında belirtildiğini, müvekkilinin konkordato projesinde kabul edilenden daha fazla bir borcu bulunmadığını, faiz, masraf, vekalet ücreti taleplerinin konkordato hükümlerine göre müvekkilinden talep edilemeyeceğini, ipotek ile borcun zaten güvence altında olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunduğu, alınan rapor ile kesin mühlet karar tarihi itibarıyla davacının davalıdan 492.293,85 TL asıl alacak, 59.367,74 TL temerrüt faizi, 775,24 TL masraf ve 34.281,73 TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 586.718,56 TL alacaklı olduğu, hesaplanan alacak miktarının 586.718,56 TL ve kabul edilen alacak miktarının 472.986,01 TL olduğu gözetildiğinde, kabul edilen alacak dışında davacının ayrıca talep edebileceği alacak miktarının kesin mühlet karar tarihi itibarıyla 113.732,55 TL olduğu, konkordato sürecinde çekişmeli hale gelen ve dava konusu yapılan 10.000,00 TL tutarındaki alacağın tamamının kesin mühlet karar tarihi itibarıyla mevcut bulunduğu, yargılama aşamasında 3. kişi ipoteğinin paraya çevrilmesi sonucu vekalet ücreti, harç ve masraf düşüldükten sonra bankanın 119.539,02 TL tahsilat yaptığının anlaşıldığı, 113.732,55 TL çekişmeli alacak yönünden davanın konusu kalmadığı, çekişmeli alacaktan fazla tahsil edilen 5.806,47 TL’nin konkordato projesi uyarınca 48. taksitten düşülerek 48. taksidin 4.046,13 TL olarak ödenmesi gerektiği, 113.732,55 TL çekişmeli alacak yönünden davalı taraf dava açılmasına neden olduğundan bu kısım yönünden davalı tarafın yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulacağı gerekçesiyle davacının Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/03/2020 tarih ve 2018/940 Esas 2020/196 Karar sayılı dosyasında kabul edilen 472.925,01 TL alacak haricinde 113.732,55 TL banka alacağının olduğunun tespitine, 113.732,55 TL çekişmeli alacak yönünden konusu kalmayan davada karar verilmesine yer olmadığına, fazlaya ilişkin talebin reddine, çekişmeli alacaktan fazla tahsil edilen 5.806,47 TL’nin konkordato projesi uyarınca 48. taksitten düşülerek 48. taksitin 4.046,13 TL olarak ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı hakkında verilen konkordato kararının verildiği tarih itibarıyla müvekkilinin alacağının tespitinin istendiğini, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunda müvekkilinin davalıdan konkordato tasdiki verilen tarihteki alacağının tespit edildiğini, bu doğrultuda ıslah talebini sunduklarını, mahkemece ise müvekkili tarafından davalıya kullandırılmış ve kullandırılacak kredilerden kaynaklanan alacağın 300.000,00 TL tutarındaki kısmıyla bu alacağa ilaveten, ayrıca doğmuş ve doğacak akdi faizler, vekalet ücreti, icra takip ve yargılama giderleri, temerrüt faizleri, BSMV ile kaynak kullanımı destekleme fonunun güvence altına alınması amacıyla dava dışı şirket ortağının taşınmazı üzerinde müvekkili lehine tesis edilen ipoteğin icra takibi sonucu satıldığını, satış parasının müvekkilinin alacağından mahsup edilmek suretiyle karar verildiğini, müvekkilinin davalıdan konkordato tasdiki karar tarihindeki alacağının tespiti talep edildiği halde yargılama devam ederken ipotekli taşınmazın satışından elde edilen tahsilat mahsup edilmek suretiyle karar verilmesinin taleplerine aykırı olduğunu, konkordato tasdik karar tarihindeki alacağın kararda belirtilen alacaktan fazla olduğunu, yapılan hesaplama ve verilen kararın oluşa uygun bulunmadığı, dava dilekçesinde alacağın konkordato tasdik tarihinden itibaren işleyecek %57 oranında temerrüt faizi işletilmesine karar verilmesi talep edildiği halde mahkemece faiz talepleri hakkında karar verilmediğini, müvekkilinin davalıdan olan alacağı rehinle temin edildiğinden bu alacağa konkordato hükümleri gereğince de faiz işletilmesinin kanuni bir zorunluluk olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacıya mahkeme kararında açıklandığı kadar borcun bulunmadığını, bilirkişi raporunun gerekçeli ve denetime elverişli olmadığını, yanlış değerlendirmeler içerdiğini, davacı alacağının müvekkili aleyhine yanlış hesaplandığını, hükme esas alınamayacağını, konkordato komiserlerinin alacak bildirimi ilanı neticesinde davacının 598.177,19 TL alacağı bulunduğunu bildirdiğini, yapılan inceleme neticesinde 472.986,01 TL’lik alacak kesiminin kabul edildiğini, bakiye alacağın ise çekişmeli hale geldiğini, davacının alacağının müvekkili yönünden adi alacak niteliğinde olduğunu, tasdik edilen konkordato planı çerçevesinde 48 ayda eşit taksitler halinde ödenmeye başlandığını, bugüne kadar ödenmeyen taksitin bulunmadığını, geçici mühlet tarihi itibariyle 472.925,86 TL borç bulunduğunu, müvekkilin anılan tarih itibariyla temerrütü veya temerrüt faizi borcu olmadığını, dava konusu alacak konkordato kararı almış olan müvekkili yönünden adi borç niteliğinde olduğunu, bu nitelikteki alacağa yerleşik yargı kararlarına göre en fazla kesin mühlet tarihine kadar faiz yürütülebileceğini, denetime elverişli olmayan bilirkişi raporunda yapılan faiz hesaplamasının doğru olmadığını, davacının belirttiği faiz oranı üzerinden kesin mühlet tarihine kadar yapılan hesaplamada en fazla 52.490,82 TL faiz tahakkuk ettiğinin uzman görüşüyle belirlendiğini, tasdik edilen konkordato projesinde davacı alacağı olarak belirlenen ve 48 eşit taksitte ödenmesi kararlaştırılan 472.925,86 TL’ye ilaveten ancak işlemiş faiz alacağı olarak 52.409,82 TL daha istenebileceğini, davacı yararına fazlaya ilişkin olarak hükmedilen alacak miktarının yerinde olmadığını, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi yapılarak taşınmazın satışı neticesinde 119.539,02 TL tahsilat yapıldığını, mahkeme kabulüne göre borç 113.732,55 TL olduğundan bahisle üçüncü kişi ipoteğinin paraya çevrilmesi neticesinde tahsil edilen 119.539,02 TL’den anılan miktarın düşümü yoluna gidildiğini, müvekkilinden bu dosya kapsamında talep edilebilecek azami borcun 52.409,82 TL olması karşısında, bu miktar üzerindeki rakamın fazla tahsilat olduğunun kabulü gerekeceğini, dava konusu alacağın müvekkili açısından imtiyazlı borç olmaması karşısında kesin mühlet tarihinden sonrasına ilişkin faiz isteminin yerinde olmadığını bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; alacağın eksik kaydedilmesi ile tasdik edilen konkordato nedeniyle eksik kaydedilen alacağın tahsili istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Kredi çerçeve sözleşmesi, hesap kat ihtarı, davalı tarafından davacıya gönderilen ihtarname sureti, ipotek resmi senet sureti, taksit ödeme dekontları, davacı banka müzekkere cevabı, Ankara 1. İcra Müdürlüğünün 2019/4931 sayılı müzekkere cevabı, Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/940 Esas 2020/196 Karar sayılı karar sureti, yargılama aşamasında bankacı bilirkişiden alınan 25/02/2021 tarihli rapor dosya içerisinde yer almaktadır.
Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/03/2020 tarih 2018/940 Esas 2020/196 Karar sayılı dosyasında, davacı… … Ltd. Şti. tarafından hasımsız olarak açılan konkordato talebine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda davacının konkordato projesinin tasdiki talebinin kabulüne, konkordato tasdik projesi kapsamında kalan tüm borçlarını 27/09/2020 tarihinden itibaren başlamak üzere 48 ayda eşit taksitler halinde revize projede gösterilen şekilde alacaklılar arasında eşitliği bozmayacak şekilde aşağıda belirtilen miktarda ödenmesine, diğer alacakların yanı sıra davacının 472.925,01 TL alacağının 48 ay taksitle ödenmesinin yer aldığı ödeme tablosuna göre konkordatoya dahil 19.890.755,70 TL’nin alacaklılar tarafından kabul edilen konkordato ödeme teklifi kapsamında konkordatonun tasdikinden itibaren 6 ay ödemesiz, 48 ay taksitle eşit tutarlarda ödenmesine karar verilmiştir.
Davacı ile davalı arasında 06/10/2017 tarihli, 1.350.000,00 TL limitli kredi çerçeve sözleşmesi imzalanmıştır.
Davacı tarafından kredi hesabı kat edilerek davalı ve dava dışı diğer borçlulara 04/01/2019 tarihli hesap kat ihtarnamesi gönderilerek toplam 488.683,03 TL’nin 1 gün içinde ödenmesi talep edilmiştir. Anılan hesap kat ihtarnamesi davalıya 08/01/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir.
Dava dışı …’in taşınmazı üzerinde davalı şirketin doğmuş ve doğacak borçlarının teminatını teşkil etmek üzere davacı banka lehine 03/07/2018 tarihinde 300.000,00 TL limitli üst sınır ipoteği tesis edildiği görülmüştür.
Ankara 1. İcra Müdürlüğünün 25/06/2021 tarih ve 2019/4931 sayılı müzekkere cevabında, ipotekli taşınmazın satıldığı, satış bedelinden 147.771,88 TL’nin ipotek alacaklısı olan davacı bankaya ödendiği bildirilmiştir.
Davacı bankaya yazılan müzekkereye verilen 12/07/2021 tarihli cevapta, dava konusuyla ilgili olarak takip dosyasında vekalet ücreti, harç ve masraf düşüldükten sonra 31.789,63 TL ana para, 87.749,39 TL faiz tahsilatı yapıldığı belirtilmiştir.
Davalı vekili 29/06/2021 tarihli yazılı beyanında, icra giderleri haricinde alacaklıya niza konusu borç için 117.056,73 TL ödeme yapıldığını belirtmiştir.
Davacı vekili 15/06/2021 havale tarihli yazılı beyan dilekçesinde, ipoteğin icra takibi sonucu 156.000,00 TL’ye satıldığını, vekalet ücreti, satış masrafları düşüldükten sonra net tahsilatın 106.878,94 TL olduğunu, konkordato yapılandırma taksitlerinden 9 tanesinin ödendiğini, 04/06/2021 tarihi itibarıyla 88.673,40 TL tahsilat sağlandığını, talebin konkordato tasdik tarihi itibarıyla itiraza uğrayıp, kabul edilmeyen alacağın tespiti ve tahsili olduğunu, tahsilatların mahsup edilemeyeceğini bildirmiştir.
Yargılama aşamasında alınan ve dosya üzerinden yapılan inceleme yeterli olduğundan yerinde inceleme yetkisinin kullanılmadığı belirtilerek hazırlanan bilirkişi raporunda, kesin mühlet karar tarihi olan 27/03/2019 tarihi itibarıyla davacının davalıdan 492.293,85 TL asıl alacak, 59.367,74 TL temerrüt faizi, 775,24 TL masraf, 34.281,73 TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 586.718,56 TL alacaklı olduğu, mahkemece kabul edilen 472.986,01 TL dışında kesin mühlet tarihi itibarıyla davacının davalıdan 113.732,55 TL alacağı bulunduğu, konkordato tasdik karar tarihi olan 27/03/2020 tarihi itibarıyla ise davacının davalıdan 492.293,85 TL asıl alacak, 321.148,03 TL temerrüt faizi, 9.659,08 TL masraf, 42.464,67 TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 865.575,63 TL alacaklı olduğu, mahkemece kabul edilen 472.986,01 TL dışında kesin mühlet tarihi itibarıyla davacının davalıdan 392.589,62 TL alacağı bulunduğu tespit edilmiştir.
Davacı yan taraflar arasında akdedilen kredi çerçeve sözleşmesi kapsamında davalıdan alacaklı olduğunu, davalının konkordato tasdik kararında alacağının eksik olarak yer aldığını iddia etmiş, davalı yan ise konkordato tasdik kararında yer alan borç dışında davacıya başka bir borcun bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, fazla talebin reddine, çekişmeli alacaktan fazla tahsil edilen miktarın son taksitten düşülmesine karar verilmiştir.
Taraflar arasında kredi çerçeve sözleşmesi imzalandığı, kredinin ödenmediği iddiasıyla davacının kredi hesabını kat ettiği, davalının konkordato tasdik kararında 472.986,01 TL alacağının yer aldığı, davacı lehine tesis edilen ipoteğin dava tarihinden sonra satıldığı, davacının ipotek satış bedelini tahsil ettiği hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, davacının konkordato tasdik karar tarihi itibarıyla kredi çerçeve sözleşmesi kapsamında konkordato tasdik kararında yer alan alacak dışında davalıdan başka bir alacağı bulunup bulunmadığı, çekişmeli alacak var ise miktarı, dava tarihinden sonra ipoteğin satışı ile davacı tarafından yapılan tahsilat ile konkordato tasdik karar tarihinden sonra davacının tahsil ettiği taksit bedellerinin çekişmeli alacaktan mahsup edilip edilemeyeceği, davacının çekişmeli alacağı var ise bu alacağına faiz işletilip işletilemeyeceği, faiz işletilebilecek ise hangi oran üzerinden faiz işletilmesi gerektiği hususlarından kaynaklanmaktadır.
Taraf vekillerinin istinaf itirazları incelendiğinde, açılan dava, çekişmeli alacaklar hakkında dava başlıklı İİK’nun 308/b maddesi kapsamında alacağı itiraza uğramış olan davacı alacaklı tarafından açılan dava niteliğindedir. Davacı yan, dava ve ıslah dilekçesinde konkordato tasdik karar tarihi itibarıyla kararda yer alan alacak dışında başka alacağı bulunduğunu ileri sürerek işbu alacak davasını açmıştır.
Yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporuna davalı vekilince gerekçeleri gösterilmek suretiyle itiraz edilmiş ise de, davalı vekilinin itirazlarını karşılayacak herhangi bir ek rapor alınmamıştır.
Mahkemece bankacı bilirkişiye banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapma yetkisi verilerek banka kayıtları üzerinde yapılacak inceleme ile rapor alınması yönünde ara karar tesis edildiği halde, dosyanın tevdi edildiği bilirkişi tarafından dosya üzerinden yapılacak incelemenin yeterli olduğu gerekçesiyle yerinde inceleme yetkisi kullanılmamıştır. Bu kapsamda bilirkişi tarafından hazırlanan rapor banka kayıtları üzerinde yerinde incelemeyi içermediği gibi, rapor mahkeme ara kararına da aykırı olarak düzenlenmiştir.
Öte yandan, davalı vekili istinaf dilekçesinde konkordato kararı almış olan davalı yönünden dava konusu alacağın adi borç niteliğinde olduğunu, en fazla kesin mühlet tarihine kadar faiz yürütülebileceğini, davacının ancak işlemiş faiz alacağı olarak 52.409,82 TL isteyebileceğini bildirmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise, tespit edilen asıl alacağa hangi oran üzerinden faiz işletildiği anlaşılamadığı gibi, işlemiş faiz hesabı, faiz hesap tekniğine aykırı olarak doğru orantı uygulanmak suretiyle yapılmıştır. Bu durum ise raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olmaması sonucunu doğurmuştur.
Hal böyle olunca mahkemece, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunun mahkeme ara kararına aykırı olarak dosya üzerinden yapılan inceleme ile hazırlandığı, rapor içeriğinde tespit edilen asıl alacağa hangi oran üzerinden faiz işletildiğinin anlaşılamadığı, işlemiş faiz hesabı, faiz hesap tekniğine aykırı olarak doğru orantı uygulanmak suretiyle yapıldığı, raporun hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunmadığı gözetilerek banka kayıtları üzerinde yerinde yapılacak inceleme ile, davacının kesin mühlet karar tarihi ve konkordato tasdik karar tarihi itibarıyla çekişmeli bir alacağı bulunup bulunmadığı, alacak var ise miktarı hususunda, davalı vekilinin kök rapora itirazlarını da karşılar ek rapor alınması gerekirken denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunmayan bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığı, fazla talebin reddi, çekişmeli alacaktan fazla tahsil edilen miktarın son taksitten düşülmesi yönündeki kararında isabet görülmediğinden taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırma gerekçesi gözetilerek taraf vekillerinin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi gereğince KISMEN KABULÜNE,
2-Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/09/2021 tarih ve 2020/309 Esas 2021/713 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, kararın kaldırma gerekçesi gözetilerek taraf vekillerinin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
5-Davalı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/(1)-a.6 ve 362/(1)-g.maddeleri uyarıca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/02/2023

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.