Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1989 E. 2021/1666 K. 31.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi …..

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
……

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
…..

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/09/2021
NUMARASI …..
DAVA TARİHİ : 02/03/2019
KARAR TARİHİ : 31/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/01/2022

Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıya ait iş yerinde tüm işlerde olmak üzere hizmet akdine dayalı olarak çalışıp emekliliğini elde ettiğini, davalı şirketteki hisselerinin bağımlılık ve ücret unsurlarını ortadan kaldırmadığını, bayram, genel tatil ile hafta tatili dahil haftada 7 gün fazla mesai de yapmak suretiyle çalıştığını, ayda 30 gün üzerinden günlük 3 öğün yemek yardımı ve kendine tahsis edilen araçlardan da gidiş geliş yardımı alarak, en son asgari ücretin 6,24 katı olan 2.250,00 $ ve ilaveten prim karşılığı çalıştığını, 2014 yılı Şubat, Mart ve Nisan ayına ait hak edilen maaş ve primleri ile tüm döneme ait hak edilen tatil, fazla mesai alacaklarının ve de şirket nam ve hesabına yapılan bir kısım masrafları karşılığı tam olarak ödenmeden haksız şekilde hizmet akdinin feshedildiğini belirterek fazlaya dair hakları saklı tutularak ücret alacak bedeli olarak 6.000,00 TL, prim alacak bedeli olarak 3.000,00 TL, kıdem tazminatı alacak bedeli olarak 500,00 TL, ihbar tazminat alacak bedeli olarak 2.500,00 TL, yıllık izin ücret alacak bedeli olarak 15.000,00 TL, fazla mesai alacak bedeli olarak 250,00 TL, hafta tatil alacak bedeli olarak 200,00 TL, bayram genel tatil alacak bedeli olarak 50,00 TL, masraf alacak bedeli olarak 500.00 TL’nin faizleri ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili şirketin ortağı ve aynı zamanda yönetim kurulu başkan yardımcısı veya üye olduğunu, taraflar arasında işçi işveren ilişkisi bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, dava dilekçesi ekinde 6325 sayılı yasanın 18/A-2 maddesi gereğince arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin bulunmadığı, davacı vekiline arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini bir haftalık kesin sürede mahkemeye sunması, sunulmaması halinde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren meşruhatlı davetiye çıkarıldığı, verilen kesin sürede davacı vekilinin arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağını sunmadığı, dava açıldığı tarihte arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği, ticari davalarda zorunlu hale getirilen arabuluculuğun tamamlanabilir bir dava şartı olmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın HMK’nun 114/2 maddesi yollaması, TTK’nun 5/A ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesi ile HMK’nun 114/2. ve 115. maddeleri gereğince davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın görevsizlik kararı ile mahkemeye intikal ettiğini, taraflarına görevsizlik sonrasında arabuluculuk müessesesine başvurulması için herhangi bir süre verilmediğini, arabuluculuk sürecine başvurulduğu belirtilmesine rağmen başvuru sonuçları beklenmeden dayanaksız gerekçe ile davanın reddedildiğini, davanın açıldığı tarihte dava dilekçesi ekinde arabuluculuk tutanağının sunulduğunu, görevsizlik nedeniyle mahkemeye intikal eden işbu davada başlangıç itibarıyla arabuluculuk sürecinin gerçekleştirildiğini, tutanağın dava dilekçesine eklenmiş durumda bulunduğunu, görevsizlik kararı üzerine davanın mahkemeye intikal ettiğini, taraflarına yeni koşullara göre arabuluculuk sürecine başvurulma imkanı tanınmadığını, ticari nitelikli alacaklarının tahsili amacıyla zorunlu arabuluculuğa ilişkin yaptıkları başvurunun da anlaşamama ile sonuçlandığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; şirket yönetim kurulu başkan ve üyesinin fazla mesai, hafta tatili, bayram ve genel tatil, masraf, ücret, prim, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücretlerinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
İşbu dava Ankara 1. İş Mahkemesinde açılmış olup, mahkemece yapılan yargılama sonunda asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine yönelik verilen 2019/123 Esas 2019/305 Karar sayılı kararına karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bu başvuru üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin ……Karar sayılı kararıyla ilk derece mahkemesi kararının kısa gerekçeli karar çelişkisi nedeniyle kaldırılmasına karar verildiği, anılan kaldırma kararı üzerine dosyanın Ankara 1. İş Mahkemesinin 2019/680 Esas sırasına kaydının yapıldığı, 2020/49 Karar sayılı karar ile asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verildiği, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine bu kez Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 2020/1529 Esas 2020/1597 Karar sayılı kararıyla istinaf başvurusunun esastan reddine hükmedilmiştir. Davacı vekilince süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi üzerine dosya Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edilmiştir.
Davacı yan davalı şirketin ortağı olduğunu, şirkette hizmet akdi ile çalıştığını, hizmet akdinin haksız olarak feshedildiğini, fazla mesai, hafta tatili, bayram ve genel tatil, masraf, ücret, prim, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücret alacağı bulunduğunu iddia etmiş, mahkemece yapılan yargılama sonunda arabuluculuk dava şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere işbu dava Ankara 1. İş Mahkemesinde açılmış, davacı vekili dava dilekçesi ekinde, dava dilekçesinde yer alan işçilik alacağı olarak nitelendirilen alacak kalemlerine ilişkin işçi-işveren uyuşmazlığı kapsamında arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını ibraz etmiştir.
6325 sayılı Kanunun 18/A-2 maddesi “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.
” hükmünü içermektedir.
Anılan hükümden anlaşılacağı üzere arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmiş olması gerekmektedir. Davacı vekilince işbu dava iş mahkemesinde açıldığından dava dilekçesinde yer alan taleplere ilişkin dava tarihinden önce arabuluculuk başvurusu yapılmış, dava dilekçesi ekinde de işçilik alacağı olarak nitelendirilen alacak kalemlerine ilişkin işçi-işveren uyuşmazlığı kapsamında arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını mahkemeye sunmuştur.
Burada tartışılması gereken husus, iş mahkemelerinin görevi alanına girdiği düşünülen uyuşmazlıklarda zorunlu arabuluculuk başvurusu yapılıp arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın, uyuşmazlıkta görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olması halinde dava şartının gerçekleşmesi için yeterli olup olmadığıdır.
Yasa koyucu zorunlu arabuluculuk dava şartı düzenlemesi ile tarafların mahkemeye başvurmadan önce arabulucu katılımıyla bir araya gelip, uyuşmazlık konusunda görüşme yapmalarını amaçlamıştır. Yapılacak görüşmenin uyuşmazlık hakkında olması yeterli olup, tutanakta uyuşmazlığın ticari, işçi-işveren uyuşmazlığı vb. şekilde nitelendirilmesinin bir önemi bulunmamaktadır. Somut olayda dava dilekçesinde yer alan talepler noktasında davacı yan dava dilekçesi ekinde arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını iş mahkemesine sunduğundan, görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğunun anlaşılması halinde anılan mahkemede yeniden arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının sunulması gerekmemektedir.
Hal böyle olunca, mahkemece yapılması gereken iş dava dilekçesi ekinde dava konusu uyuşmazlığa ilişkin arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına dair son tutanağın aslının mahkemeye sunulduğu gözetilerek işin esasına girilip taraf delilleri toplanmak suretiyle sonucuna uygun bir karar verilmesinden ibarettir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesince davanın arabuluculuk dava şartı yokluğundan usulden reddine ilişkin verilen kararda isabet görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;

1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/09/2021 tarih ve 2020/508 Esas 2021/579 Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,
4-Davacının yatırmış olduğu 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacının istinaf aşamasında yapmış olduğu yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonunda dikkate alınmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 353/(1)-a.6. maddesi uyarıca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 31/12/2021

……
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.