Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1986 E. 2022/155 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : KONYA 1. ASLİYE … MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/10/2021
NUMARASI ….
DAVA : İpoteğin Fekki
DAVA TARİHİ : 24/11/2014
KARAR TARİHİ : 16/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/02/2022

Taraflar arasındaki ipoteğin fekkine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin …. kayıtlı 3 katlı karkas işyeri ile ….. kayıtlı 1 no’lu zemin bağımsız bölüm dükkan olmak üzere iki adet taşınmazın maliki olduğunu, söz konusu taşınmazları müvekkilinin … …. Tic. Ltd. Şti’nin davalı bankanın … Şubesinden kullanmış olduğu krediye istinaden işbu şirket lehine ipotek verdiğini, lehine ipotek verdiği şirketin davalı bankaya herhangi bir borcunun bulunmadığını, buna rağmen müvekkil adına kayıtlı taşınmazlar üzerindeki ipoteklerin kaldırılmadığını iddia ederek söz konusu taşınmazlar üzerinde davalı banka lehine olan ipoteklerin terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı …’ın gerek dava dışı … ….Tic. Ltd. Şti.’nin kullanmış olduğu krediye gerekse dava dışı … … … … Ltd. Şti. firmasının müvekkili bankadan kullanmış olduğu kredilere kefaletlerinin bulunduğunu, müvekkili banka tarafından söz konusu kredi alacaklarının bir kısmının tahsil edildiğini, dava dışı firmaların halen müvekkili banka nezdinde riskinin bulunmakta olduğunu, müvekkil bankanın bu alacaklarını ipotek ile teminat altına aldığını, bu nedenle davacı tarafın ipotek fek taleplerinin yerine getirilemediğini, davacının taraf olarak imzalamış olduğu genel kredi sözleşmesinin ilgili hükümleri ve tapuda düzenlenmiş olan ipotek resmi senetlerinin ilgili hükümleri gereğince davacının müvekkilleri olan bankaya asalet ve kefalet borçlarından kaynaklı tüm borçlarını kapsadığının belirtildiğini, genel kredi sözleşmesi ve ipotek senetlerindeki hükümlere rağmen davacının açmış oldu işbu davanın usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; eldeki davanın ipoteklerin fekki istemine ilişkin olduğu, davacı vekilinin dava dilekçesinde Konya ili,… kayıtlı 3 katlı karkas iş yeri ve … kayıtlı 1 no’lu zemin bağımsız bölüm üzerindeki ipoteğin fekkinin istendiği, Konya … … Müdürlüğünden celp edilen…. kayıtlı 1 no’lu zemin bağımsız bölümde ipotek bulunmadığının belirtildiği ve taşınmaz üzerinde davalı banka lehine konulmuş hacizler bulunduğu, davacı vekilinin haczin kaldırılmasına yönelik dava taleplerinin olmadığına yönelik beyanı bulunduğu, bu kapsamda … ilçesindeki davaya konu taşınmaza yönelik ipoteğin kaldırılmasına yönelik davanın konusuz kaldığı, … ilçesindeki taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekki talebinin ise alınan bilirkişi raporları dikkate alınarak davalı bankanın gayrinakdi ve nakdi risklerinin bulunduğu ve ipoteğin devamının; taraflar arasındaki ilişki dikkate alındığında hukuken korunması gereken bir durum olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Bilirkişi tarafından dosya kapsamı ve içeriğindeki belgelere göre rapor düzenlenmesi gerekirken HMK’ya açıkça aykırı olacak şekilde davalı banka tarafından cevap dilekçesi ekinde sunulmayan belgelerin talep edilmesi ve mahkemece davalı bankaya delil sunulması ile delil avansının yatırmayan banka delil avansını yatırması için süre verilmesi, mahkemece taraflara son sözleri sorulmadan karar verilmesi ile bilirkişilerin muvafakatleri olmadığı halde yeni deliller dikkate alınarak rapor hazırlamalarının açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Bilirkişi raporlarında gayri nakdi çek riskinin bulunduğu şeklindeki kabulün açıkça hukuka aykırı olduğunu, dosyadan alınan bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olmadığını, ibranamenin varlığı karşısında farazi kabullerle rapor düzenlenmesi, raporda ibranamenin değerlendirilmemesinin de açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu,
16/08/2011 tarihli belgenin bilirkişi heyetince değerlendirilmediği gibi mahkemece de dikkate alınmadığını, gerekçeli mahkeme kararında söz konusu belgeden hiç bahsedilmediğini, dosya kapsamında ipoteğin fekki gerektiği hususunun açık iken aksi kabul ile davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, bilirkişi raporlarına itirazları doğrultusunda yeni rapor alınmadan karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, dava dışı şirketin genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borçlarının teminatını teşkil etmek üzere tesis edilen ipoteğin fekki istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;

…. Resmi Senedinin incelenmesinde; 04/01/2006 tarihinde 124 yevmiye no ile davacı … tarafından … sayılı taşınmazda bulunan 3 katlı karkas iş yerinin 1/5 arsa paylı zemin kat 1 no’lu depolu dükkanın tamamı … adına kayıtlı iken taşınmazın tamamı… … Limited Şirketi’nin … … …. …. ve Şubeleri ile özellikle … şubesinden kullandığı ve kullanacağı krediler nedeniyle doğmuş doğacak, asalet ve kefalet borçlarının teminatını teşkil etmek üzere 1.dereceden 120.000,00 TL bedelle … … …. lehine ipotek verildiği,
…parselde kayıtlı 1 no’lu zemin kat bağımsız bölümün … adına tapuda kayıtlı olduğu,
… … … Genel Müdürlüğünce yazılan 28/08/2015 tarihli yazıda; … … Limited Şirketi’nin 7.290,00 TL çek bedeli riskinin bulunduğu, nakit blokaj alınması veya açık çek yapraklarının iade alınması gerektiği, ayrıca … …Limited Şirketi’nin 20.030,00 TL gayri nakdi çek bedeli riski bulunduğunun belirtildiği,
Konya 4. İcra Müdürlüğü’nün 2009/4714 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklısının … … …. … Şubesi, borçlularının … … Limited Şirketi, …, … ve … … Limited Şirketi olup, 449.663,91 TL alacak üzerinden ilamsız icra takibi yapıldığı,
Konya 4. İcra Müdürlüğü’nün 2009/6239 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklısının … … …. , borçlusunun … … Limited Şirketi, ipotek maliklerinin ise … ve … olduğu, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığı, 10/08/2011 tarihinde banka vekilince …’a ait taşınmazların ipotekli olarak satışından vazgeçildiği,
07/11/2008 tarihli Sözleşme örneğinin incelenmesinde; … … …. ile… … Limited Şirketi arasında 1.000.000,00 TL limitle imzalandığı, …’ın sözleşmenin müşterek borçlu müteselsil kefili olduğu görülmüştür.
16/08/2011 tarihli Takip Kapatma Yazısının incelenmesinde; borçlunun … … Limited Şirketi olup, 10/08/2011 tarihi itibariyle taksitli ticari krediden ötürü borçlunun 1406621-1 no’lu takip hesabına ilişkin bankaya borcu bulunmadığı, kapanan takip hesabına ait icra dosyasına ödenmesi gereken her türlü harç ve masraf ile kapanan takip hesabına ait mevcut teminatların çözülmesi nedeniyle doğacak her türlü harç ve masraftan borçlunun sorumlu olduğu, işbu yazının kefil …’ın talebi üzerine verildiğinin belirtildiği anlaşılmıştır.
Bankacı bilirkişi …’dan alınan 07/07/2017 tarihli ek raporda özetle; 05/07/2017 tarihinde davalı bankanın … şubesinde yapılan inceleme sonucu davacının dava dışı şirketin davalı banka ile imzaladığı 07/11/2008 tarihli 1.000.000,00 TL limitli sözleşmede müşterek borçlu ve müteselsil kefaletinin bulunduğu, kefaletten vazgeçildiğine ilişkin herhangi bir kaydın dosyaya sunulmadığını, sözleşmenin halen geçerli ve hükümlerinin tarafları bağlayıcı nitelikte olduğunun anlaşıldığını, davacının müşterek borçlu ve müteselsil kefili olduğu dava dışı … …. Tic. Ltd. Şti.’ne banka tarafından verilen çeklerde 5 adet çekin arkasının yazıldığı ve banka sorumluluğunun ödenmediği, bu çeklerde zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğunu ve henüz zamanaşımı süresi dolmadığından banka sorumluluğunun bu çekler yönünden devam ettiğini, yine 23 adet diğer çeklerden 21 adet çekin, 09/07/2003 tarihinden önce basıldığı ve müşteriye teslim edildiğini, bu çeklerle ilgili olarak bankanın sorumluluk tutarının çek yaprağı başına 60,00 TL olarak sabitlendiğini, 2 adet çekin ise çek basım tarihinin 09/07/2003 tarihinden sonra olduğunu ve henüz müşteri tarafından iade edilmediğini, bu çeklerle ilgili olarak bankanın 05/07/2017 inceleme tarihi itibarıyla çek başına 1.410,00 TL banka sorumluluğunun olduğu, açıklanan nedenlerle 05/07/2017 inceleme tarihi itibarıyla bankanın 6.290,00 TL 24/11/2014 dava tarihi itibarıyla ise 5.710,00 TL depo talep hakkının olduğunu, banka kayıtların da 05/07/2017 tarihi itibarıyla çeklerle ilgili olarak bankanın sorumluluk tutarının 6.120,00 TL olarak gözüktüğünü, banka tarafından kısmi tahsilat yapılmış olabileceğini, bu nedenle bankanın kayıtları gözetilerek 05/07/2017 tarihi itibarıyla banka sorumluluk turarının 6.120,00 TL olduğu yönünde kanaat oluştuğu, … … Şubesi tarafından dava dosyasına gönderilen 16/01/2017 tarihli yazılarda; dava dışı … … … … Ltd. Şti.’nin banka ile arasında imzalanan genel kredi sözlüşmesinin … … … A.Ş.’ne devir edildiği, çek teslimine dair belgelere şube kayıtlarında ulaşılamadığı, arkası yazılmış ve banka yükümlülüğü ödenmiş çek ve ekran görüntülerinin yazı ekinde sunulduğu, takibe intikal eden nakdi risk belgelerin … … … A.Ş. ne devir edildiğinin belirtildiği, davacı …’ın dava dışı … … … … Ltd. Şti.’nin müşterek borçlu ve müteselsil kefili olduğuna dair genel kredi sözleşmesi ibraz edilmediğini, bu nedenle kefil olarak sorumlu tutulmasının da mümkün olamayacağını, bununla beraber davacının kefaletine ilişkin belgenin sunulması veya mahkemenin bu yönde kanaatinin oluşması halinde Tablo 4’de listelendiği üzere davacının … … Şubesine karşı 05/07/2017 inceleme tarihi itibarıyla 22.120,00 TL sorumluluğunun bulunduğu, dava dışı … … … … Ltd. Şti.’ne … tarafından verilen çeklerden 37 adet çekin arkasının yazıldığı ve banka sorumluluğunun ödenmediği, bu çeklerde zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğunu ve henüz zamanaşımı süresi dolmadığından banka sorumluluğunun bu çekler yönünden devam ettiğini, 4 adet çekin ise çek basım tarihinin 09/07/2003 tarihinden sonra olduğunu ve henüz müşteri tarafından iade edilmediği, bu çeklerle ilgili olarak bankanın 05/07/2017 inceleme tarihi itibarıyla çek başına 1.410,00 TL banka sorumluluğunun olduğunu, açıklanan nedenlerle 05/07/2017 inceleme tarihiyle bankanın 22.120,00 TL, 24/11/2014 dava tarihi itibarıyla ise 20.960,00 TL depo talep hakkının hesap edildiğini, sonuç olarak da davacının davalı bankaya devam etmekte olan gayrinakdi ve çek riski nedeniyle dava konusu ipoteğin fekkinin bu aşamada mümkün olmadığı tespit edilmiştir.
Bilirkişi …’ten alınan 22/11/2017 tarihli ek raporda özetle; bankacı bilirkişi marifetiyle dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin tasdikli suretlerinin incelendiğini, bankanın 24/11/2014 dava tarihi itibarıyla 20.960,00 TL, 05/07/2017 tarihi itibarıyla 22.120,00 TL depo talep hakkının olduğunun hesaplandığını, yapılan hesaplama neticesinde bankanın gayrinakdi ve nakdi risklerinin olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle dava konusu ipoteğin fek edilmemesi gerektiğini, fakat belirlenecek gayrinakdi ve nakdi risklerin karşılanması halinde asıl alacak sona ereceğinden bu durumda asıl alacağın fer’isi niteliğindeki ipoteğin kaldırılabileceğini belirtmiştir.
Somut olaya gelince, genel kredi sözleşmesinin teminatı olarak verilen taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekki için işbu dava açılmıştır. Dava konusu….sayılı taşınmazda bulunan zemin kat 1 no’lu dükkanın tamamı … adına kayıtlı iken taşınmazın dava dışı … … Limited Şirketi’nin …..ile özellikle … şubesinden kullandığı ve kullanacağı krediler nedeniyle doğmuş doğacak asalet ve kefalet borçlarının teminatını teşkil etmek üzere 1.dereceden 120.000,00 TL bedelle asıl borçlu şirket lehine ipotek verildiği, dava konusu diğer taşınmaz üzerinde herhangi bir ipotek bulunmadığı, dosya kapsamına uygun denetim ve hüküm kurmaya elverişli bankacı bilirkişilerden alınan raporlarda lehine taşınmaz ipotek verilen dava dışı şirketin ayrıca davalı bankanın diğer müşterisi olan … … … … Limited Şirketi’nin imzalamış olduğu genel kredi sözleşmesinde kefaletinin bulunduğunu, … … … … Limited Şirketi’nin kullandığı gayri nakdi kredilerden ötürü davalı bankaya inceleme tarihi itibariyle 22.120,00 TL, dava tarihi itibariyle de 20.960,00 TL borcu bulunduğunu, ayrıca dava dışı … … Limited Şirketi’nin yine gayri nakdi krediden kaynaklı davalı bankaya 6.120,00 TL borcunun bulunduğunun tespit edildiği, bu hale göre davalı bankaya dava dışı şirketin kullandığı nakdi ve gayri nakdi kredilerin teminatı olarak davacıya ait taşınmazın ipotek verildiği, halen dava dışı şirketin asaleten ve kefaleten davalı bankaya gayri nakdi krediden ötürü borcunun bulunduğu anlaşılmakla ipoteğin kaldırılması koşullarının oluşmadığından açılan davanın reddine yönelik ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygundur.
Öte yandan, davacı yanca 16/08/2011 tarihli takip kapatma yazısı kapsamında davalı bankaya borcun kalmadığından ipoteğin kaldırılması gerektiği iddia edilmiş ise de, söz konusu yazı içeriğine göre dava dışı şirketin nakdi krediden kaynaklı borcunun ödendiği, yazının da nakdi kredi borcunun kapatılması nedeniyle verildiği, söz konusu yazı içeriğinin dava dışı şirketin gayri nakdi kredi borcunu içermediğinden bu yazı gereğince ipoteğin kaldırılması gerektiği yönündeki davacı iddiasına da itibar edilmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.16/02/2022


Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.