Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1951 E. 2022/644 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1951 Esas 2022/644 Karar

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1951
KARAR NO : 2022/644

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/10/2021
NUMARASI : 2016/553 Esas 2021/675 Karar
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 22/06/2016
KARAR TARİHİ : 18/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/05/2022

Taraflar arasındaki tazminat istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalılar vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin halka açık bir şirket olduğunu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülmekte olan soruşturma dosyası kapsamında savcılığın talebi üzerine Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliği’nin 26.10.2015 tarih ve 2015/4140 D.İş sayılı kararı ile şirketin davalıların da aralarında bulunduğu yönetim kurulunun görevine son verilerek CMK’nun 133. maddesi kapsamında yönetici kayyım atanmasına karar verildiğini, şirket tarafından bağışların … Eğitim Sağlık Hizmet ve Yardım Vakfına yapıldığını, vakfın kurucularının davalıların yanında … Holding A.Ş., … İnşaat ve Tic. A.Ş. ve davacı şirket olduğunu, … Üniversitesinin de vakfa ait olduğunu, davacı şirketin faaliyetleri ile ilgili olarak Sermaye Piyasası Kurulu tarafından Sermaye Piyasası Kanunu ve ilgili mevzuat çerçevesinde incelemeler yapıldığını ve bu incelemeler sonucunda verilen karar gereği şirketin zararının tahsili amacıyla davalılara gönderilen ihtarnamelerde Sermaye Piyasası Kanunu’nun 21. maddesinin 4. fıkrası gereğince, halka açık … Grubu şirketlerinin ve bağlı ortaklıklarının 01.01.2009 — 30.09.2015 tarihleri arasında yaptıkları bağışlar ile ilgili olarak … Grubu şirketlerinin ve bağlı ortaklıklarının 31.12.2015 tarihi itibariyle uğramış olduğu en az 170.537.246 TL’lik zararın, 31.12.2015 tarihi itibariyle işleyecek faiziyle beraber hakla açık … Grubu şirketlerine ve bağlı ortaklıklarına ödemeleri gerektiği hususunun belirtildiğini, söz konusu ihtarnamelere karşı davalılar tarafından gönderilen ihtarnamede, ihtarnamelerde belirtilen SPK kararına karşı iptal davası açıldığını, Sermaye Piyasası Kanunu’nun 21/4 maddesine, kurul kararına ve ilgili mevzuata göre şirketin uğradığı zararın iadesini yasal faiziyle talep hakkının mevcut olduğunu, davalıların şirketi mevzuata aykırı işlem ve eylemleri ile “Örtülü Kazanç Aktarımı” yoluyla doğrudan zarara uğrattıklarını, halka açık bir ortaklığın çeşitli amaçlarla kurulmuş olan vakıflara kişi ve kurumlara bağışta bulunabilmesi için; ortaklık esas sözleşmesinde hüküm bulunması, bağışta bulunma durumunda “önemlilik” kavramının dikkate alınması, yıl içinde yapılanlar dahil tüm bağışların usulünce ortaklara duyurulması, özel durum açıklamalarının yapılması ve borsa bülteninde de yayınlanması, bu ödemelerin örtülü kazanç aktarımı yasağına girmemesi gerektiğini, oysa davalıların kurul kararında da belirtildiği üzere ilişkili durumda oldukları … Vakfı ve … Üniversitesi’ne yaptıkları emsallerden hayli yüksek oranlarda ve ilgili mevzuata uyulmadan yapılan bağışlar ile bağışlara dair mevzuata, Türk Ticaret Kanunu ile getirilmiş özen ve sadakat yükümlülüklerine, sermaye piyasası mevzuatında düzenlenmiş örtülü kazanç aktarımı yasağına aykırı şekilde “Örtülü Kazanç Aktarımı” yoluyla şirketi doğrudan zarara uğrattıklarını belirterek müvekkili şirketin uğramış olduğu zararların şimdilik 50.000,00 TL’lik kısmının 31/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiş, yargılama aşamasında talebini toplam 4.228.285,35 TL olarak ıslah etmiştir.
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; şirket genel kurul kararı alınmadan dava açılamayacağını, yönetim kurulu üyelerinin ibra edildiğini, SPK kararı dayanak gösterilerek dava açılamayacağını, yönetim kurulu üyesi olan müvekkillerinin yapılan bağışlara ilişkin olarak mevzuata ve esas sözleşemeye uygun hareket ettiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, 6762 sayılı TTK’nun 320 ve 6102 sayılı TTK’nun 369. maddesi uyarınca yönetim kurulu üyelerinin görevlerini, tedbirli bir yöneticinin özeniyle yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini dürüstlük kurallarına uyarak gözetmekle yükümlü bulundukları ticaret şirketlerinde amacın kâr elde edilmesi ve bunun bölüşülmesi olduğu, davalıların hissedarı ve yöneticisi oldukları, davacı … … Metal Madencilik İşletmeleri A.Ş.’nin halka açık ve borsada işlem gördüğü, yatırımcıların hak ve menfaatlerinin korunmasının gerektiği, şirketin kar ettiği ve ortaklarına kar payı dağıtılmadığı halde, davalı yöneticilerin aralarında organik bağ bulunan vakıflara ve kurumlara bağış yapılmasını sağladıkları, bu nedenle yapılan bağışların örtülü kazanç aktarımı olarak değerlendirilmesi gerektiği, 676 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye göre davalı yöneticiler hakkında sorumluluk davası açılabilmesi için şirket genel kurul kararının gerekmediği, dava konusu bağışların yapıldığı genel kurullarda ibra kararlarının alındığı savunulmuş ise de, genel kurul tutanaklarına göre bağışların açıkça tartışılmadığı, dava belirsiz alacak davası niteliğinde bulunduğundan ıslah talebine karşı zamanaşımı def’inin dinlenemeyeceği, davalılar tarafından keşide edilen 25.04.2016 tarihli ihtarname ile talep edilen alacağın ödenmeyeceği bildirilmekle bu tarih itibariyle temerrütün oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 4.228.285,35 TL’nin 25/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yıllık %10,5 ve değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın 5 ayrı kayyım tarafından kendi adlarına açıldığını, kayyımların taraf sıfatları bulunmadığını, genel kurulun ibra kararlarının sorumluluk davası açılmasının önünde engel olduğunu, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını, şirket genel kurulunda sorumluluk davası açılmasıyla ilgili bir karar alınmadığını, SPK kararına karşı kararın iptali için idare mahkemesine dava açıldığını, bu davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, ayrıca dava konusu SPK denetim raporuna dayanarak düzenlenen iddianame üzerine ağır ceza mahkemesinde dava açıldığını, bu davanın da sonucunun beklenmesi gerektiğini, örtülü kazanç aktarımı yapıldığı iddia edilen tarafların müvekkilleri olmadığını, bu nedenle husumetin müvekkillerine yöneltilemeyeceğini, müvekkillerinin kar elde etme amacıyla kurulan şirkette kar payı dağıtılmayıp bağış yapmış olmalarının hukuki sorumluluk sebebi sayıldığını, sadece SPK kararı dayanak gösterilerek açılan davanın reddi gerektiği, şirket tarafından yapılan bağışların örtülü kazanç aktarım kapsamında değerlendirilemeyeceğini, yapılacak bağışlar için esas sözleşmede hüküm bulunması zorunluluğu 30/12/2012 tarihli kanunla getirildiği halde 2009-2012 yıllarını kapsayan bağışlar yönünden esas sözleşmede hüküm bulunmamasına dayanılmasının kabul edilemeyeceğini, SPK denetleme raporunda bağışlara ilişkin emsal tespitinin yapılamadığını, halka açık şirketin ilişkili taraf ile işlem yasağı bulunmadığını, bilirkişi kök ve ek raporlarının hukuken yerinde olmadığını, hükme esas alınamayacağını, faiz başlangıcı, faiz hesabı ve avans faizi uygulamasına da itiraz ettiklerini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Davalılar vekili tarafından istinaf başvuru dilekçesi ile adli yardım talep edilerek nispi istinaf karar harcı yatırılmamıştır. Adli yardım talebi Dairemizin 28/12/2021 tarih ve 2021/1951 Esas sayılı ara kararı ile HMK’nın 334. maddesi gereği reddedilmiştir. Davalılar vekili tarafından Dairemiz ret kararına yapılan itiraz Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nin 18/02/2022 tarih ve 2022/2 D.İş Esas 2022/2 Karar sayılı kararı ile reddedilmek suretiyle adli yardım talebinin reddi kararı kesinleşmiştir.
Bunun üzerine Dairemizce 6100 sayılı HMK’nun 344. maddesi gereğince istinaf kanun yoluna başvuru esnasında alınması gerekli olan nispi istinaf karar harcı ile istinaf kanun yoluna başvurma harcının ikmali için gereği yapılmak üzere ilk derece mahkemesine müzekkere yazılmış, anılan müzekkere üzerine işlem muhtırasının davalılar vekiline 10/04/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davalılar vekilinin muhtırada belirtilen eksik nispi istinaf karar harcı ve istinaf kanun yoluna başvurma harcını verilen 1 haftalık kesin süre içerisinde ikmal etmediği görülmüştür.
Tüm bu nedenlerle davalıların adli yardım talebinin reddedilmiş olması ve süresi içerisinde harç yatırılmadığından Dairemizce HMK’nun 352. maddesi gereğince HMK’nun 346/1 madde kapsamında istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verme yetkisi bulunduğu görüşünde ise de, emsal Yargıtay kararı doğrultusunda 6100 Sayılı HMK’nın 346/1. maddesi gereğince gerekli kararın verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine karar vermek gerekmiştir (Emsal mahiyette Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 26/01/2021 tarih ve 2021/85 Esas 2021/463 Karar sayılı ilamı).
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalıların adli yardım talebinin reddedilmiş olması ve süresi içerisinde harç yatırılmadığından 6100 Sayılı HMK’nın 346/1.maddesi gereğince gerekli kararın verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE,
2-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesince değerlendirilmesine,
HMK’nın 352. maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 18/05/2022

Başkan – Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.