Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1948 E. 2022/1722 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1948 Esas 2022/1722 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1948
KARAR NO : 2022/1722

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/10/2021
NUMARASI : 2021/457 Esas 2021/839 Karar
DAVACI :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 16/04/2021
KARAR TARİHİ : 22/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/01/2023

Taraflar arasındaki tazminat istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

DAVA
Davacı dava dilekçesinde özetle; dava dışı … A.Ş’nin ortağı olduğunu, davalıların ise, şirketin hakim ortağı pozisyonunda bulunan davalı … ve aile efradı olduğunu, şirketin taşınmaz satışından elde ettiği parayı patent devri adı altında davalıların şahsi hesaplarına aktardığının anlaşıldığını, patent devir sözleşmesi ile yeni nesil rüzgar kulesi patentinin davalı … tarafından 1,000,00 TL karşılığında kızı davalı …’ya devredildiğini, … tarafından da %27,06 oranındaki kısmın %87.04 oranındaki kısmınının 870,40 TL bedelle davalıların yönetiminde bulunduğu dava dışı şirkete devredildiği, … A.Ş.’ne devir edilen patentin 22.021.500,21 TL bedelle muhasebeleştirildiği, …’nın, … A.Ş’ye patent devri yapması karşılığında şirkete olan 22.021.500,21 TL tutarındaki borcunun kapatıldığı bilgisine ulaşıldığını, şirketin 870,40 TL’ye satın aldığı patent için 22.021.500,21 TL ödenmesi gibi bir usul izlenerek şirketin içinin boşaltıldığını, gerek gayrimenkul satışlarında ve gerekse patent devir işlemlerindeki usulsüzlüklerin tespiti üzerine sorumluların cezalandırılması için suç duyurusunda bulunulduğunu, gayrimenkullerin satışından resmi olarak 13.246.944.00 TL para alındığı halde şirket kayıtlarında 2.500.000 TL olarak muhasebeleştirildiğini, gayrimenkullerin satış işleminin iptali için açılan davada tedbir kararı verildiğini, davalıların işbirliği içerisinde hareket ettiğini, şirketi zarara uğrattıklarını belirterek şirketin 22.021.500,21 TL zarar etmesine sebebiyet veren davalılardan bu zararın avans faiziyle birlikte müteselsilen tahsil edilerek, zarar gören … A.Ş.’ye ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; şirketin zarara uğratıldığı iddiasının dinlenebilir bir tarafının bulunmadığını, şirketin mal varlığında azalma ya da içinin boşaltılmasının söz konusu olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının şirketin zarara uğratıldığı iddiasının şirketle işlem yapması yasak kişilerden patent satın alındığı iddiası olduğunu, gerek patent alımı öncesi ve gerekse de patent alımı sonrasında … … A.Ş.’nin, yönetim kurulu üyeleri ile işlem yapılması konusunda TTK’nun 395. ve 396. maddelerine göre nitelikli karar çoğunluğu ile izin verildiğini, bu durumun genel kurul kararları arasında da görüldüğünü, şirketin en yetkili organının nitelikli çoğunlukla verdiği izin ve onayı sonucunda şirketin zarara uğratıldığı iddiasının dinlenebilir bir tarafı kalmadığını, şirketin mal varlığında azalma ya da içinin boşaltılması iddiası mesnetsiz olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacı …’ın müflis olduğu, iflas idare memurlarının yetkisinin kalktığı, tasfiye işlemlerinin iflas masası tarafından yerine getirildiği, iflas masasının davayı takip etmediği, müflis …’a davayı takip etme hususunda yetki verdiği, ancak bu yetkinin geçersiz olduğu, müflis …’ın davayı takip yetkisinin olmadığı gerekçesiyle davanın 6100 sayılı HMK’nun 114/1-e ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı noksanlığından reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı istinaf dilekçesinde özetle; hakkında iflas kararı verildiğini, alacaklar toplantısında alınan karar gereğince müflisler arasında menfaat çatışması olan davalarda iflas idaresinin bu davaları takip yetkisinin kaldırıldığını, hakkındaki tasfiyenin adi şekilde yapıldığını, adi tasfiyede iflas idaresinin 3 kişiden oluştuğunu, kararları çoğunlukla aldıklarını, toplantıya her 3 memurunda katılmaması durumunda iflas dairesi müdürünün iflas idaresinin görevini yüklendiğini, tek başına karar alabildiğini, mahkemece tasfiye sona ermiş ama müflis sıfatı devam ediyormuş gibi bir yaklaşımla hüküm tesis edildiğini, kararda masanın tasfiyeye devam ettiği ama masanın yetki vermeye ehil olmadığı gibi çelişkili bir gerekçe kullanıldığını, mahkemeye göre iflas durumunun devam ettiğini, ancak tasfiye işlemlerinin yapılamadığını, oysa tasfiyenin devam ettiğini, başkalarının aldığı kararda bir yetki sorunu varsa bunun telafi edilebilir nitelikte ise mahkemece bu eksikliğin giderilmesi için yetkili kişi ya da kurula süre verilmesi gerektiğini, mahkemenin ise bu durumu sonuçlarına kendisinin katlanması gerektiği şeklinde sonuca vardığını, alacaklılardan herhangi birinin dava takip yetkisi talep etmediğini, dava sonucunda elde edilecek tüm menfaatin masaya girmek üzere yetki talep edildiğini, mevcut duruma göre mal varlığına dahil olan alacaklarını koruma konusunda yetki sahibi olan hiç kimse bulunmadığını, bu başvuru sonucu şahsının dava açmaya yetkili olduğuna dair verilen yazı davanın reddi için gerekçe olarak kullanıldığını, böyle bir yetkilendirme olmaksızın da şahsının dava açma hakkı bulunduğunu, amacının alacağının tahsil edilmesi ve iflas durumundan kurtulmak olduğunu, alacağının mevcut olmasına rağmen iflas sürecinin ne kadar devam edeceğinin belli olmadığını, alacak hakkının Anayasada teminat altına alınan mülkiyet hakkı kapsamında mütalaa edilmesi gerektiğini, tasfiye edilen mal varlığının halen şahsının mülkiyetindeki mal varlığı olduğunu, mahkemece belirtilen eksikliğin giderilmesinin mümkün bulunduğunu, keyfi bir şekilde davanın reddedildiğini, dava açıldığında dava şartı noksanlığı bulunmadığını, mahkemenin yeni iflas idaresinin kurulması için süre vermesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; dava dışı anonim şirketin yönetim kurulu üyeleri olan davalının şirketi uğrattığı zararın davalılardan tahsili ile şirkete ödenmesi istemine ilişkindir.
Dosya içerisinde davacının istinaf dilekçesinin davalı …’a tebliğ edildiğine ilişkin bir bilgi ve belge bulunmadığı gibi, UYAP kayıtlarında da davalı …’a istinaf dilekçesinin tebliğine ilişkin herhangi bir tebliğ evrakı yer almamaktadır.
Hal böyle olunca davacının istinaf dilekçesinin davalı …’a tebliğ edilerek, katılma yoluyla istinaf süresi beklenildikten sonra, yeniden istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmesi amacıyla dosyanın ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine karar vermek gerekmiş ve taktiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacının istinaf dilekçesinin davalı …’a tebliğ edilerek katılma yoluyla istinaf süresi beklenildikten sonra dosyanın Dairemize gönderilmek üzere mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE,
Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda HMK’nın 352. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/12/2022

Başkan – Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.