Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1947 E. 2023/1707 K. 01.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1947 Esas 2023/1707 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1947
KARAR NO : 2023/1707

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :03/06/2021
NUMARASI :2019/586 Esas 2021/418 Karar
DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 18/11/2019
KARAR TARİHİ : 01/12/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/12/2023

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı banka vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın … şubesi ile davalı şirket arasında akdedilen kredi genel sözleşmeleri uyarınca, davalı şirkete krediler açıldığını ve kullandırıldığını, sözleşmelere istinaden davalının edimlerini yerine getirmemesi üzerine kullandırılan kredi hesaplarının kat edildiğini, borcun süresinde ödenmemesi nedeniyle davalı aleyhine Ankara 25. İcra Müdürlüğü’nün 2018/11942 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin itirazı üzerine takibinin durduğunu iddia ederek itirazın iptalini, takibin devamına davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; arabuluculuk şartı gereğince, müvekkili şirketin arabuluculuk toplantısından haberdar olmadığını, davet mektubunun usulüne uygun tebliğ edilmediğini, bu nedenle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddi gerektiğini, davacı bankanın takibe dayanak yaptığı tutarların tamamının davacının nakit para alacağından oluşmadığını, davacı taraf alacağının bir kısmının meri teminat mektubu bedeli depo talebinden bir kısmının ise çek sorumluluk bedeline ilişkin olduğunu, davacı yanın iddia ettiği nakit anapara alacak tutarının yanlış hesaplamalara dayandığını, davacı tarafça keşide edilen meri teminat mektuplarının muhatabı tarafından mektup konusu iş tamamlandığında iade edileceğini belirterek davacı tarafın haksız davasının reddini, takibinde haksız ve kötüniyetli olan davacı şirketin takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacı bankanın … Şubesi ile davalı şirket arasında 11.09.2015 tarihinde 7.000.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, bilahare söz konusu sözleşmenin limitinin 28.01.2016 tarihinde 8.500.000,00 TL’ye yükseltildiği, bu sözleşmeler dışında taraflar arasında 19.06.2017 tarihinde 6.000.000,00 TL limitli ikinci Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, sözleşmelerin imza tarihindeki mevzuata uygun olarak tesis edildiği, 71000843241 nolu kredi için; davacı bankaca 13.02.2018 tarihli ve 06647 nolu ihtarnamede söz konusu alacak tutarı 07.02.2018 tarihi itibariyle 77,00 TL asıl alacak, 1.494,74 TL işlemiş akdi faiz, 13,62 TL işlemiş gecikme faizi ve 75,42 TL BSMV olmak üzere toplam 1.660,78 TL olarak gösterildiği, icra takibinde ise 308,01 TL asıl alacak, 6.601,65 TL işlemiş akdi faiz, 295,43 TL işlemiş gecikme faizi ve 14,77 TL BMSV olmak üzere toplam 7.219,86 TL talep edildiği, banka şubesinden temin edilen ekstreden, gerek ihtarname ve gerekse icra takip tarihi itibariyle hesaplama yapılmasının mümkün olmadığı, söz konusu kredi için hesaplama yapılabilmesi için kat tarihi itibariyle alacağın toplam 1.660,78 TL ve icra takip tarihi itibariyle toplam 7.219,86 TL olduğunu tespit etmeye elverişli şekilde komisyon tahakkukları ile tahsilatlarını gösterir ekstrenin dosyaya sunulması gerektiği, 71001030061 nolu kredi için; söz konusu alacağın, davalı şirket lehine “Valilik(YİKOB) İçişleri Bakanlığı Müsteşarlık”a hitaben verilen 30.04.2016 tarihli 608.220,00 TL’lik teminat mektubunun 16.07.2018 tarihinde nakde dönüşmesinden kaynaklandığı, söz konusu teminat mektubunun 13.02.2018 tarihli ve 06647 nolu ihtarnamede depo talep edilen teminat mektupları içinde belirtilmiş olup, bu nedenle temerrüt faizi başlangıcının nakde dönüşme tarihi olarak esas alınması gerektiği, buna göre icra takip tarihi itibariyle davacı banka alacağının toplam (608.220,00 TL asıl alacak, 44.656,19 TL işlemiş faiz + 2.232,81 TL BSMV=) 655.109,00 TL olduğu, 71001040371 nolu, 71001040441 nolu, 71001203171 nolu, 71001203171 nolu, 71001348481 nolu,71001381421 nolu, 71001490092 nolu, 71001538871 nolu krediler için hesaplama yapılabilmesi için tespit etmeye elverişli şekilde komisyon tahakkukları ile tahsilatlarını gösterir ekstrelerin dosyaya sunulması gerektiği, S003790008882 nolu kredi için; söz konusu alacağın 11.06.2018 tarihinde 000882 nolu çek yaprağı için bankaca ödenen çek sorumluluk bedelinden kaynaklandığı, temerrüt faizi başlangıcının ödeme tarihi olarak esas alınması gerektiği buna göre davacı bankanın toplam alacağının (1.600,00 TL asıl alacak + 162,16 TL işlemiş faiz + 8,11 TL BSMV=) 1.770,27 TL olduğu, S003790013626 nolu kredi için; söz konusu alacağın 12.07.2018 tarihinde 0013629 nolu çek yaprağı için bankaca ödenen çek sorumluluk bedelinden kaynaklandığı, temerrüt faizi başlangıcının ödeme tarihi olarak esas alınması gerektiği buna göre davacı bankanın toplam alacağının (1.600,00 TL asıl alacak + 122,58 TL işlemiş faiz + 6,13 TL BSMV=) 1.728,71 TL olduğu, asıl alacak için takipte talep edilen %48,10 temerrüt faizinin uygun olmadığı bildirilmesi nedeniyle davanın kısmen kabülü ile, Ankara 25. İcra Dairesinin 2018/11942 esas sayılı dosyasında davalı borçlunun yapmış olduğu itirazın iptaline, 7101030061 nolu kredi yönünden, takibin 608.220,00 TL asıl alacak, 30.234,62 TL takip öncesi işlemiş faiz, 2.232,81 TL BSMV olmak üzere toplam 640.687,43 TL üzerinden devamına, 608.220,00 TL asıl alacağa takip tarihinden yıllık % 28,73 oranında temerrüt faizi ve faizin % 5’i oranında BSMV uygulanmasına, S003790008882 nolu kredi yönünden, takibin 1.600,00 TL asıl alacak, 82,59 TL takip öncesi işlemiş faiz, 8,11 TL BSMV olmak üzere toplam 1.690,70 TL üzerinden devamına, 1.600,00 TL asıl alacağa takip tarihinden yıllık % 28,73 oranında temerrüt faizi ve faizin % 5’i oranında BSMV uygulanmasına, S003790013629 nolu kredi yönünden, takibin 1.600,00 TL asıl alacak, 79,88 TL takip öncesi işlemiş faiz, 6,13 TL BSMV olmak üzere toplam 1.686,01 TL üzerinden devamına, 1.600,00 TL asıl alacağa takip tarihinden yıllık % 28,73 oranında temerrüt faizi ve faizin % 5’i oranında BSMV uygulanmasına, alacağın % 20’si oranında hesaplanan 128.812,83 TL icra inkar tazminatının davalı borçludan alınarak davacı alacaklıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı banka vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflarınca hükme esas alınan bilirkişi raporuna itiraz edildiğini, bilirkişi raporunda müvekkili banka alacağı hesaplanırken Kredi Genel Sözleşmesi ve ilgili Banka faiz genelgeleri uyarınca uygulanan akdi faiz oranı %37, temerrüt faiz oranı ise %47,10 olup, bilirkişi tarafından daha düşük oranlar baz alınarak hesaplama yapıldığını, bu nedenle raporda yapılan hesaplamaların eksik ve hatalı olduğunu, ayrıca raporda müvekkili bankanın asıl alacak tutarının ve akdi faiz ve temerrüt faizi oranının ve söz konusu faizlerin işletilme tarihlerinin müvekkil banka uygulamasından farklı ve eksik hesaplanmış olması nedeniyle anılan raporun hükme esas alınmasının mümkün olmadığını, keza bilirkişi raporunun incelenmesinde de anlaşılacağı üzere raporu düzenleyen bilirkişi banka alacaklarının bir kısmı hakkında hesaplama yapmadığını, ilk derece mahkemesi tarafından dosyanın alanında uzman başka bir bilirkişiye dosyanın verilerek banka alacağının eksiksiz hesaplanması taleplerinin karşılanmadığını bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ankara 25. İcra Müdürlüğü’nün 2018/11942 Esas sayılı dosyası, taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi, hesap kat ihtarnamesi, hesap ekstreleri vs deliller dosya arasında mevcuttur.
Ankara 25. İcra Müdürlüğü’nün 2018/11942 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı banka tarafından davalı borçlu hakkında 12.10.2018 tarihinde toplam 694.157,48 TL alacağın tahsili için takip başlatıldığı, davalının süresinde itirazı üzerine takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının İİK.nun 67.maddesinde öngörülen 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı görülmüştür.
24.07.2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı Bankanın … Şubesi ile davalı şirket arasında 11.09.2015 tarihinde 7.000.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, bilahare söz konusu sözleşmenin limitinin 28.01.2016 tarihinde 8.500.000,00 TL’ye yükseltildiği, bu sözleşmeler dışında taraflar arasında 19.06.2017 tarihinde 6.000.000,00 TL limitli ikinci Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, sözleşmelerin imza tarihindeki mevzuata uygun olarak tesis edildiği, 71000843241 nolu kredi için; davacı bankaca 13.02.2018 tarihli ve 06647 nolu ihtarnamede söz konusu alacak tutarı 07.02.2018 tarihi itibariyle 77,00 TL asıl alacak, 1.494,74 TL işlemiş akdi faiz, 13,62 TL işlemiş gecikme faizi ve 75,42 TL BSMV olmak üzere toplam 1.660,78 TL olarak gösterildiği, icra takibinde ise 308,01 TL asıl alacak, 6.601,65 TL işlemiş akdi faiz, 295,43 TL işlemiş gecikme faizi ve 14,77 TL BMSV olmak üzere toplam 7.219,86 TL talep edildiği, banka şubesinden temin edilen ekstreden, gerek ihtarname ve gerekse icra takip tarihi itibariyle hesaplama yapılmasının mümkün olmadığı, söz konusu kredi için hesaplama yapılabilmesi için kat tarihi itibariyle alacağın toplam 1.660,78 TL ve icra takip tarihi itibariyle toplam 7.219,86 TL olduğunu tespit etmeye elverişli şekilde komisyon tahakkukları ile tahsilatlarını gösterir ekstrenin dosyaya sunulması gerektiği, 71001030061 nolu kredi için; söz konusu alacağın, davalı şirket lehine “Valilik(YİKOB) İçişleri Bakanlığı Müsteşarlık”a hitaben verilen 30.04.2016 tarihli 608.220,00 TL’lik teminat mektubunun 16.07.2018 tarihinde nakde dönüşmesinden kaynaklandığı, söz konusu teminat mektubunun 13.02.2018 tarihli ve 06647 nolu ihtarnamede depo talep edilen teminat mektupları içinde belirtilmiş olup, bu nedenle temerrüt faizi başlangıcının nakde dönüşme tarihi olarak esas alınması gerektiği, buna göre icra takip tarihi itibariyle davacı banka alacağının toplam (608.220,00 TL asıl alacak, 44.656,19 TL işlemiş faiz + 2.232,81 TL BSMV=) 655.109,00 TL olduğu, 71001040371 nolu, 71001040441 nolu, 71001203171 nolu, 71001203171 nolu, 71001348481 nolu,71001381421 nolu, 71001490092 nolu, 71001538871 nolu krediler için hesaplama yapılabilmesi için tespit etmeye elverişli şekilde komisyon tahakkukları ile tahsilatlarını gösterir ekstrelerin dosyaya sunulması gerektiği, S003790008882 nolu kredi için; söz konusu alacağın 11.06.2018 tarihinde 000882 nolu çek yaprağı için bankaca ödenen çek sorumluluk bedelinden kaynaklandığı, temerrüt faizi başlangıcının ödeme tarihi olarak esas alınması gerektiği buna göre davacı bankanın toplam alacağının (1.600,00 TL asıl alacak + 162,16 TL işlemiş faiz + 8,11 TL BSMV=) 1.770,27 TL olduğu, S003790013626 nolu kredi için; söz konusu alacağın 12.07.2018 tarihinde 0013629 nolu çek yaprağı için bankaca ödenen çek sorumluluk bedelinden kaynaklandığı, temerrüt faizi başlangıcının ödeme tarihi olarak esas alınması gerektiği buna göre davacı bankanın toplam alacağının (1.600,00 TL asıl alacak + 122,58 TL işlemiş faiz + 6,13 TL BSMV=) 1.728,71 TL olduğu, asıl alacak için takipte talep edilen %48,10 temerrüt faizinin uygun olmadığı, rapor düzenlenirken bu oranın %28,73 olarak dikkate alındığı bildirilmiştir.
24.11.2020 ve 24.03.2021 tarihli ek raporlarda özetle; itirazlara ilişkin kök rapordaki görüşlerin tekrar edildiği, davacı bankanın icra takibinde belirtilen ve teminat mektupları komisyonlarından kaynaklanan alacakları için hesaplama yapılabilmesi için raporun ilgili yerlerinde belirtilen eksik belge ve bilgilerin tamamlanması gerektiği bildirilmiştir.
Davacı yan, davalı şirkete kullandırılan kredi borçlarının ödenmediği iddiasıyla icra takibi başlatmış, takibin davalının itirazı üzerine durması nedeniyle eldeki itirazın iptali davasını açmış, mahkemece karara 24.07.2020 tarihli bilirkişi raporu içeriği yazılmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamından, davacı Bankanın … Şubesi ile davalı şirket arasında 11.09.2015 tarihinde 7.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi akdedildiği, bilahare söz konusu sözleşmenin limitinin 28.01.2016 tarihinde 8.500.000,00 TL’ye yükseltildiği, 19.06.2017 tarihinde 6.000.000,00 TL limitli ikinci genel kredi sözleşmesi akdedildiği, sözleşmelerin imza tarihindeki mevzuata uygun olarak tesis edildiği, söz konusu sözleşmeler kapsamından kullandırılan kredilerin ödenmemesi üzerine davacı bankaca 13.02.2018 tarihli ve 06647 nolu ihtarname ile hesabın kat edilerek kredi borçlarının 1 gün içinde ödenmesinin ihtar edildiği, ihtarnamenin davalı şirkete 15/02/2018 tarihinde tebliğ edildiği, buna rağmen borcun ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibinin davalının süresinde itirazı üzerine durduğu ve eldeki itirazın iptali davasının açıldığı, mahkemece bilirkişi asıl ve ek raporlarının hükme esas alındığı belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar mahkemece bilirkişi asıl ve ek raporları birlikte değerlendirilmek suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verildiği hükme yazılmış ise de, hükme esas alındığı belirtilen kök raporda banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapılmadan ve eksik belgeler olduğu belirtilmek suretiyle hesaplama yapılmış, ek bilirkişi raporlarında da eksik olduğunu belirttiği belgelerin davacı bankaca verilmediği açıklanarak kök rapordaki görüşler tekrar edilmiştir. Yine icra takibinde davacı bankaca hem işlemiş akdi faiz hem de temerrüt faizi talep edilmiş olmasına rağmen bilirkişi kök ve ek raporlarında işlemiş akdi faize ilişkin herhangi bir hesaplama olmadığı gibi mahkemece de işlemiş faiz talebinin reddi veya kabulüne ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır.
Öte yandan, dava konusu icra takibinde hangi kredilerden kaynaklandığı ve bu kredilerden kaynaklanan asıl alacak, işlemiş akdi faiz, işlemiş temerrüt faizi ve BSMV miktarları tek tek gösterilmek suretiyle toplam alacağın belirtildiği, bilirkişi raporlarında takip talebinde belirtilen 7101030061, S003790008882, S003790013626 ve 71000843241 nolu krediler yönünden hesaplama yapıldığı, diğer krediler yönünden eksik belge bulunduğu gerekçesiyle hesaplama yapılmadığı, mahkemece alınan asıl ve ek raporlar doğrultusunda karar verildiği gerekçeye yazılmasına karşın hükümde bilirkişi raporunda hesaplama yapılan 7101030061, S003790008882 ve S003790013626 nolu krediler yönünden hüküm kurulduğu, 71000843241nolu kredi yönünden ise hüküm kurulmadığı anlaşılmaktadır.
22/07/2020 tarih ve 7251 Sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 35. maddesi ile yapılan değişik HMK’nun 353/1.a-6 maddesi “Mahkemece uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması” hükmünü içermektedir.
Genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla balşlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemiyle açılan işbu davada bankacı bilirkişiden banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapılmak ve eksik belgelerin banka kayıtlarından tespit edilmek suretiyle davacı yanın bankanın alacağının tespitine yönelik rapor alınması, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delil niteliğindedir. Mahkemece ise bilirkişi raporlarında belirtilen eksiklikler giderilmeden uyuşmazlığın çözümüne ilişkin herhangi bir hesaplamayı ve değerlendirmeyi içermeyen rapor ile yetinilerek karar verilmiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece yapılması gereken iş, bilirkişi raporunda belirtilen eksiklikler giderilmek ve banka kayıtları üzerinde inceleme yapılmak suretiyle davacının talep edebileceği asıl alacak, işlemiş akdi faiz ve işlemiş temerrüt faizi alacağının bulunup bulunmadığının saptanması suretiyle sonucuna uygun bir karar verilmesinden ibaret iken uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli niteliğe sahip ayrıntılı hesaplamayı ve değerlendirmeyi içerir delil toplanmadan yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
Bundan başka, 6100 sayılı HMK’nın 297 ve 298. maddeleri gereğince mahkeme kararları, asgari olarak iki tarafın iddia ve savunmalarının özetlerini, incelenen maddi ve hukuki olayın özünü, mahkemeyi sonuca götüren gerekçelerin neler olduğu hususlarını ihtiva etmelidir. Anayasa’nın 141. maddesinin 3. fıkrası hükmü de mahkeme kararlarının gerekçeli olması gerektiğini düzenlemektedir. Karar aleyhine yasa yollarına başvurulduğunda da inceleme sırasında gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı İstinaf Mahkemesi ve Yargıtay’ca denetlenebilecektir.
Somut olayda, ilk derece mahkemesince dosyada mevcut kök ve ek bilirkişi raporlarının esas alındığı gerekçede yazılmasına rağmen hüküm kısmında bilirkişi raporunda alacak talep edilebileceği kalemler yönünden herhangi bir hüküm kurulmamak suretiyle hüküm ve gerekçe arasında çelişki yaratıldığı anlaşılmıştır.

Bu durum ise gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşmasına sebep olup HMK’nun 297/2. maddesine aykırılık teşkil etmekte ve 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 K sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca bir hüküm kurulmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine iadesini gerektirmektedir.
Hal böyle olunca, 6100 Sayılı HMK’nın 22/07/2020 tarih ve 7751 Sayılı Yasa’nın 35.maddesi ile değişik 353/(1)-a.6.maddesi gereğince davacı vekilinin diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin istinaf başvurusunun kamu düzeni gözetilerek kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve taktiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/06/2021 tarih ve 2019/586 Esas 2021/418 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-Davacı masraf yapmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacının istinaf aşamasında yapmış olduğu yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonunda dikkate alınmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi uyarıca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi-…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.