Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1937 E. 2021/1588 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TARİHİ : 19/10/2021
NUMARASI….
DAVA TARİHİ : 19/06/2019

KARAR TARİHİ : 23/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/12/2021

Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin asıl ve tazminat istemine ilişkin birleşen dava kapsamında ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir istemlerinin yargılaması sonunda ara kararda yazılı nedenlerden dolayı ihtiyati haciz ce tedbir istemlerinin reddine yönelik olarak verilen karara karşı asıl ve birleşen davada ihtiyati tedbir ve haciz isteyen davacı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP
Asıl ve birleşen davada ihtiyati tedbir ve haciz isteyen davacı vekili talep dilekçesinde özetle; dosyada alınan 03.09.2021 tarihli bilirkişi raporuyla asıl dava bakımından 1.200.000,00 Avro, birleşen dava bakımından ise kalan 12.800.000,00 Avro alacaklarının ispatlandığını, asıl ve birleşen davalara konu alacakların İİK’nın 257. Maddesi gereği muaccel olduğunu ve rehinle teminat altına alınmadığını, davalı … Bank dışında davalı gerçek ve tüzel kişilerin mal kaçırma tehlikesinin de bulunduğunu, harçlandırılan asıl davada 1.200.000,00 Avro, birleşen davada 4.700.000,00 Avro olmak üzere toplam 5.900.000,00 Avro’luk alacakları için Türkiye ile Almanya arasındaki teminattan muafiyete ilişkin uluslararası sözleşme hükümleri dikkate alınarak teminatsız olarak ya da aksi kanaatte olunması halinde teminat karşılığında davalı tarafların menkul ve gayrimenkul mal varlığı ile kendi uhdelerindeki ve 3. Şahıslardaki hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulmasına, ya da asıl ve birleşen davalarda aynı meblağlar üzerinden HMK’nın 389. Maddesi vd. Maddeleri gereği tüm davalıların menkul ve gayrimenkul mal varlığı ile kendi uhdelerinde ve 3. Şahıslar nezdindeki hak ve alacaklarına 3. Kişilere devri engelleyici ve her türlü tasarrufu engelleyici ihtiyati tedbir konulmasına, davalı … ve … adına kayıtlı dilekçede belirtilen taşınmazları üzerine tapuda hüküm altına alınacak alacaklar tahsil edilinceye kadar ihtiyati tedbir (ferağdan men) konulmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince duruşmada yapılan inceleme sonunda; asıl ve birleşen davada davacı vekilinin ihtiyati tedbir istemi bakımından; HMK m.389 maddesi uyarınca yalnızca “. . . Uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir” kararı verilebileceğinden dosya kapsamından yasal koşulları bulunmayan ihtiyati tedbir isteminin reddine b)İhtiyati haciz için İİK m.257 uyarınca, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde ve üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, ihtiyati haciz istemi yönünden; alacağın varlığı ile muaccel olup olmaması yargılamayı gerektirdiği gibi İİK m.257/2 uyarınca borçlunun mal kaçırdığına yönelik yaklaşık ispat ölçüsünde delil de dosyada bulunmadığından; yasal koşulları bulunmayan ihtiyati haciz isteminin de reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Asıl ve birleşen davada ihtiyati tedbir ve haciz isteyen davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince alacağın varlığına kanaat getirecek yasal deliller sunulduğu halde ilk derece mahkemesince İİK’nın 258. Maddesine aykırı olarak ihtiyati haciz istemlerinin reddine karar verildiğini, müvekkili … firmasının avukatı olan ve … Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunan ayrıca şikayetçinin yediemini … … negatif bedel tutarı 4.000.000 Avroyu bizzat kendisi kendi hesabına negatif bedel olarak satıcıya ödettiğini, bu 4.000.000,00 Avroyu yönetmiş ve … firmasının ihtiyacına ve talebine uygun bulduğu 2.800.000,00 Avroyu … firmasına bizatihi kendisinin gönderdiğini, geri kalan 1.200.000,00 Avrodan kendi işlem ücreti 23.000 küsur Avroyu kendisi tahsil ettikten sonra geri kalan 1.200.000 Avro (23.000 Avro) parayı ise … firmasının hesabına gönderdiğini” dair ikrarda bulunduklarını, buna rağmen ilk derece mahkemesince alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir istemlerinin reddine karar verildiğini, müvekkili şirketin 6.000.000,00 Avroluk hisselerinin tamamının 23.04.2014 tarihli hisse senedi satış ve devri sözleşmesi ile davalı yanlar tarafından satın alınması ile birlikte davalı yanlara müvekkili şirkette bulunan 4.000.000 Avronun da verilmesi konusunda yapılan anlaşma kapsamında 1.200,000 Avro’nun davalıların ortağı oldukları … şirketine ödendiğini, işbu davada davalı yanlarca dolandırılarak alınan bu miktarın tahsilinin talep edildiğini, müvekkili şirketin satılmasına ilişkin sözleşme sonrasında; davalıların 29.08.2014 tarihli ek mutabakata, 24.09.2014 tarihli taahhütnameye imza attıklarını, davalı …’in 24.09.2014 tarihli teminat mektubuna imza attığını, davalı …’in 23.09.2014 tarihinde müvekkili … şirketinin vekili olan Av. … …’a yazmış olduğu e-mail ile istenen hesabın açıldığını ve de ilgili hesaba talep edilen paranın da yatırıldığını ifade ettiğini, davalı …’in vekili olan … ile müvekkili … şirketinin temsilcisi olan … arasında Alman noteri huzurunda yapılan imzalanan 01.10.2014 tarihli rehin ve tazminat sözleşmesiyle taahhütlerde bulunulduğunu, davalı … ile çıkar ve işbirliğinde bulunan … Bank AŞ … Şubesi müdürü olan Mehmet Korkut ile ilgili aynı şubede yönetmen olan …’in (yabancı para birimli Avro hesap bloke talimatında da imzasının bulunduğu) de imzalarının bulunduğu 09.10.2014 tarihli belge ile de ilgili hesapta 14.000.000,00 Avro bulunduğunun teyit edildiği, davalı …’in vekili ile müvekkili şirketin temsilcisi arasında imzalanan 01.10.2014 tarihli noterde düzenlenen rehin ve tazminat sözleşmesi içeriğinin de somut delil oluşturduğunu, davalı yanların tüm taahhütlerine rağmen müvekkili şirketin 29.09.2014 tarihinde talep etmiş olduğu 2.800.000,00 Avro, 25.11.2014 tarihinde talep etmiş olduğu 300.000,00 Avro ve ve de 18.12.2014 tarihinde talep etmiş olduğu 1.600.000,00 Avro olmak üzere toplam 3 kalemden oluşan 4.700.000,00 Avro’dan müvekkili şirkete hiçbir ödeme yapılmadığını, müvekkili … şirketinin davalı …’in … Ban..k … Şubesi’nde açıp müvekkili şirket lehine tahsis ettiğini beyan ettiği ve içinde 14.000.064,65 Avro bulunduğunu ifade ettiği hesabın ise müvekkili şirketin ilgili bankaya yazmış olduğu yazılardan sonra ilgili bankadan alınan cevaplardan gerçek olmadığı, söz konusu hesapta sadece 64,65 Avro bulunduğu, ilgili nakit depo hesabında hiçbir zaman 14.000.064,65 Avro bulunmadığı, davalı …’in müvekkili şirketi ve ve Federal ekstresinin de sahte olduğunun ortaya çıktığını, davalıların %90 hissedarı oldukları … şirket tüzel kişilik kılıfı aracılığıyla müvekkili … şirketinin hisselerini almak, hisse devri ile birlikte müvekkili şirket sebebiyle ödenecek olan 4.000.000,00 Avroluk negatif satış bedelini almak için davalı yanlar tarafından bir araç olarak kullanıldığını, ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalılar vekili istinaf dilekçesine karşı cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararı yerinde olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep asıl ve birleşen dava kapsamında ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir istemlerinin reddine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere HMK’nın 389/(1). maddesinde, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, HMK’nın 390/(2). maddesinde de hakimin talep edenin haklarının derhal korunmasında zorunluluk bulunan hallerde karşı taraf dinlenmeden de tedbir kararı verebileceği hüküm altına alınmıştır. HMK’nın 390/(3). maddesinde ise tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu düzenlenmiştir.
İhtiyati tedbir kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca tarafların dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı hukuki korumadır.
İhtiyati haczin koşullarını düzenleyen İİK’nın 257. maddesi ise, vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş bir para borcunun alacaklısının borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır, taşınmaz malları ve alacakları ile diğer haklarının ihtiyaten haczettirebileceği düzenlenmiştir. Aynı yasanın 258. maddesi gereğince alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermek mecburiyetindedir. Bir başka deyişle ihtiyati haciz kararı verilmesi için mutlak ispat şartlarının oluşmasına gerek bulunmayıp, yaklaşık ispat ölçülerinde ispat yeterli olacaktır (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 26/02/2014 tarihli 2013/16354 esas 2014/3605 karar sayılı içtihadı emsal niteliktedir).
Somut olayda ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz isteyen davacı vekili tarafından, davalı yanların müvekkili şirket … … Sigorta AŞ’nin 23.04.2014 tarihli hisse senedi devir ve satış sözleşmesi ile satın alınması ile birlikte müvekkili şirket sebebiyle aldıkları 1.200.000,00 Avro negatif satış bedelini aldıkları tarih itibarıyla işleyecek veya dava tarihi itibarıyla 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi uyarınca işleyecek faiziyle birlikte tahsili istemiyle açılan asıl dava ile … şirketinin satılması sebebiyle satıcı tarafından, alıcı … şirketine ödenen ve negatif satış bedeli denilen 1.200.000,00 Avroyu almalarına rağmen karşı yüküm olarak 24.09.2014 tarihli teminat mutabakatı ile davalı banka dışındaki diğer davalılarca taahhüt edildiği halde ödenmeyen 4.700.000,00 Avro’nun tazmini istemine ilişkin olduğu, bu bağlamda davalı …. açılan ve içinde 14.000.000,00 Avro bulunduğu belgelerle söylenen hesaptan karşılanmak üzere müvekkili şirketin 2014 yılında 3 kalemde talep etmiş olduğu toplam 4.700.000,00 Avrou ödemeyerek müvekkili … şirketinin ödeme kabiliyetinin geliştirilmesi/müvekkili firmanın iş yapmaya/sigorta satmaya devam edebilmesi için zorunlu olduğu yükümlülükleri yerine getirmeyerek müvekkili firmanın iflasına sebebiyet vermiş olması sebebiyle uğranılan 4.700.000,00 Avro zararın davalılardan müteselsilen tahsili istemiyle açılan birleşen davada dosya kapsamında yer alan hisse satış ve devir sözleşmesi, teminat mutabakatına, rehin ve temlik sözleşmesine, taraflar arasındaki e-posta ve diğer yazışmalara ve bilirkişi heyet raporuna dayalı olarak asıl davada 1.200.000,00 Avro, birleşen davada 4.700.000,00 Avro olmak üzere toplam 5.900.000,00 Avro’luk alacakları için Türkiye ile Almanya arasındaki teminattan muafiyete ilişkin uluslararası sözleşme hükümleri dikkate alınarak teminatsız olarak ya da aksi kanaatte olunması halinde teminat karşılığında davalı tarafların menkul ve gayrimenkul mal varlığı ile kendi uhdelerindeki ve 3. Şahıslardaki hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulmasına, ya da asıl ve birleşen davalarda aynı meblağlar üzerinden HMK’nın 389. Maddesi vd. Maddeleri gereği tüm davalıların menkul ve gayrimenkul mal varlığı ile kendi uhdelerinde ve 3. Şahıslar nezdindeki hak ve alacaklarına 3. Kişilere devri engelleyici ve her türlü tasarrufu engelleyici ihtiyati tedbir konulmasına, davalı … ve … adına kayıtlı dilekçede belirtilen taşınmazları üzerine tapuda hüküm altına alınacak alacaklar tahsil edilinceye kadar ihtiyati tedbir (ferağdan men) konulmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle; asıl ve birleşen davada ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz isteyen davacı vekilinin, istinaf başvuru kanun dilekçesinde yer verdiği itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına, uyuşmazlık konusunun davalı yönetim kurulu üyelerinin anonim şirketi zarara uğrattıkları iddiasıyla uğranılan maddi zararın şirkete ödenmesi istemine, başka bir deyişle para alacağına ilişkin olmasına, dolayısıyla ihtiyati tedbir istemine konu davalıların mal varlığının uyuşmazlık konusu olmamasına, ihtiyati haciz istemi yönünden de sorumluluk davasına esas alacağın İİK’nın 257. Maddesi uyarınca talep tarihi itibarıyla muaccel olduğuna dair aynı Yasa’nın 258. Maddesi uyarınca yaklaşık ispatın sağlanamamış olmasına göre Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine, karar verilmesi gerekmiştir
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İstinafa başvuran asıl ve birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Asıl dava yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun ilgili Tarifesi hükümleri gereği istinafa başvurusunda haksız çıkan davacı taraftan alınması gerekli olan 59,30 TL istinaf maktu karar harcı başlangıçta peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Birleşen dosya yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun ilgili Tarifesi hükümleri gereği istinafa başvurusunda haksız çıkan davacı taraftan alınması gerekli olan 59,30 TL harç ile 162,10 TL istinaf başvuru harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf aşamasında asıl ve birleşen davada davacı tarafından yapılan giderlerin kendisi üzerinde bırakılmasına, varsa kullanılmayan gider avansının istek halinde kendisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 23/12/2021


Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.