Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1931 E. 2021/1603 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi …

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/11/2021 (Ara Karar)
NUMARASI …
TALEP TARİHİ : 11/11/2021
KARAR TARİHİ : 23/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/01/2022

Taraflar arasındaki ihtiyati tedbir talebine ilişkin talebin dosya üzerinden yapılan incelemesi sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik olarak verilen hükme karşı ihtiyati tedbir talep eden davacılar vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP
İhtiyati tedbir talep eden davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin dava dışı ….’de yer alan hisselerini noterde yapılan anonim şirket pay devri sözleşmesi ile davalıya devrettiklerini, hisse devir tarihindeki her bir hissenin değeri 250,50 TL iken davacıların hissesini 596,68’er TL karşılığında davalıya sattıklarını, davalının olması gerekenden çok düşük bir bedelle hisseleri devraldığını, edimler arasında açık oransızlık bulunduğunu, davalının şirketin mali tablosunun iyiye gitmediğini, içeriden bilgi aldığını, şirketteki sermaye paylarını ellerinden çıkarması gerektiğini, bu konuda yardım edebileceğini söyleyerek müvekkillerini kandırdığını, davalının müvekkillerinin deneyimsizliğini, daha önce hissesi devredilen şirkette çalışması sebebiyle içeriden bilgi aldığına inandırmak suretiyle suistimal ettiğini, devrin gerçekleşmesini sağladığını belirterek hisse devir sözleşmesinden dönülmesine, mümkün olmadığı takdirde hisselerin dava tarihindeki bedelinin ihtar tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, dava dilekçesinde ayrıca davalının mal kaçırma ve adres değiştirme ihtimali bulunduğunu, dava konusu payların borsada işlem gören paylar olması nedeniyle üçüncü kişilere devrinin mümkün olduğunu, müvekkilleri yönünden telafisi imkansız zararlar meydana gelmesinin kuvvetle muhtemel bulunduğunu belirterek davalının borca yeter miktarda menkullerinin muhafazası için ihtiyati tedbire karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacı tarafın tedbir talebinde haklı olduğunu yaklaşık olarak ispat etmediği, davanın mahiyeti gereği yargılama gerektiği, ihtiyati tedbir için yasal koşulların oluşmadığı, uyuşmazlık konusu olmayan hususlarda tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati tedbir talep eden davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; edimler arasında açık bir dengesizlik bulunduğunu, müvekkilleri yönünden aşırı yararlanmanın gündeme geldiğini, müvekkillerinin iradesinin sakatlanarak şirket hisselerinin çok düşük bedeller karşılığında davalı tarafından toplandığını, gabin için aranan objektif ve subjektif şartların olayda gerçekleştiğini, hisselerin borsada işlem görmesi nedeniyle üçüncü kişilere devrinin mümkün olduğunu, müvekkillerinin telafisi güç zarara uğrayacağını, yaklaşık ispatın gerçekleştiğini belirterek ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep; ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince istinafa gelen tarafın sıfatı ve istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
HMK’nun 389/1. maddesi uyarınca, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacak ya da tamamen imkansız hale gelecek ise veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
HMK’nun 390/1 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir dava açılmadan önce esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden, dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilebilecektir.
İhtiyati tedbir kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca tarafların dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı hukuki korumadır.
İstinaf incelemesinin yapılabilmesi için usulüne uygun olarak görevli ve yetkili mahkemece ihtiyati tedbir talebi hakkında verilen bir karar bulunması gerekir.

HMK’nun 390. madde hükmü kesin ve emredici niteliktedir. Bu nedenle mahkeme tarafından re’sen dikkate alınmalıdır. İhtiyati tedbir talep edildiğinde öncelikle uyuşmazlıkta mahkemenin görevli ve yetkili olup olmadığı hususu (yargı yolu yönünden de) incelenmelidir. Görevli olmayan ya da kesin yetkinin söz konusu olduğu hallerde yetkisiz mahkemeden ihtiyati tedbir talep edilmiş olması halinde mahkemece bu talep re’sen usulden reddedilecektir (Adem Albayrak, 6100 Sayılı HMK’ya göre Hazırlanmış Açıklamalı, Örnekli, İçtihatlı, Uygulamaya Yönelik İhtiyati Tedbir, Ankara 2017, s.16).
Yargılamanın herhangi bir safhasında ihtiyati tedbir kararı veren mahkemenin daha sonra görevsiz ya da yetkisiz olduğunun anlaşılması üzerine görevsizlik ya da yetkisizlik nedeniyle usulden ret kararı verilmesi halinde mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına da karar verilmesi gerekir. Görevsiz veya yetkisiz mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararı kaldırıldıktan sonra görevli ve yetkili mahkemece bu konudaki talebin yeniden değerlendirilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Nitekim Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 22/01/2013 tarih ve 2012/13597 Esas 2012/688 Karar sayılı ilamında “… HMK 390. maddesine göre ihtiyati tedbirin, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edileceği gözetildiğinde tedbir kararının görevsiz mahkemeden talep edildiği ve verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemenin bu yoldaki belirlemesi doğrudur. Ancak ihtiyati tedbir görevsiz mahkemeden istenmiş ve verilmiş bulunduğuna göre yine itiraz üzerine mahkemece görevsiz olduğu anlaşıldığına göre görevsizlik kararı verilmekle birlikte, görevsiz olarak verdiği ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına da karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.” ifadelerine yer verilerek bu hususa işaret edilmiştir (Mehmet Özdemir, Yargıtay ve İstinaf Uygulamasında Geçici Hukuki Korumalar, İhtiyati Tedbir, İhtiyati Haciz, Delil Tespiti, Ankara 2018, s.71 vd.).
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, ihtiyati tedbir talep eden davacılar vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine gelindiğinde; somut uyuşmazlıkta davacılar İstanbul ticaret sicilinde kayıtlı ve Üsküdar/İstanbul merkezli şirket hisse devir sözleşmesinden gabin nedeniyle dönme, mümkün olmadığı takdirde hisselerin dava tarihindeki değerinin ödenmesi talebi ile dava açmıştır. Bu durumda istinaf incelemesinin yapılabilmesi için usulüne uygun olarak kesin yetkili mahkemece ihtiyati tedbir talebi hakkında verilen bir karar bulunmadığından ihtiyati tedbir talep eden davacılar vekilinin istinaf talebinin usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.

Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen karar, anılan iddia karşısında, usulüne uygun olarak kesin yetkili mahkemece verilen bir ara karar niteliği taşımadığından ihtiyati tedbir talep eden davacılar vekilinin istinaf talebininin usulden reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir talep eden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun USULDEN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir talep eden davacılar tarafından yatırılan 59,30 TL maktu istinaf karar harcı ve 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 221,40 TL’nin talep halinde ihtiyati tedbir talep eden davacılara iadesine,
3-İhtiyati tedbir talep eden davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sırasında dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/f. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 23/12/2021

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.