Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1926 E. 2023/1753 K. 08.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1926 Esas 2023/1753 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1926
KARAR NO : 2023/1753

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/02/2021
NUMARASI : 2018/1012 Esas 2021/129 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
DAVA : İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/12/2018
KARAR TARİHİ : 08/12/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/01/2024

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı gerekçeyle davalı şirket hakkındaki davanın reddine, davalı … hakkındaki davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiğini, icra takibinde gayri nakit alacağın depo edilmesi talep edilmiş ise de, dava tarihi itibarıyla gayri nakit alacak riskinin kalmadığını belirterek davalıların 558.700,93 TL (davalı şirketin sorumluluğu 5.441,75 TL ile sınırlı olmak üzere) nakit alacak için başlatılan icra takibine itirazlarının iptaline, takibin devamına, gayri nakit risk kalmadığından bu durumun dikkate alınmasına, %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılara dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalılar davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davalı şirket yönünden yapılan değerlendirmede dava dışı …’nun maliki bulunduğu taşınmaz üzerinde davalı şirketin davacı bankaya açılmış ve açılacak her türlü krediler ile kefalete dayalı taahhütleri için davalı şirket lehine 1.350.000,00 TL limit ile birinci dereceden ipotek tesis ettiği, davacı bankanın 1.350.000,00 TL ipotek limitinin 742.051,80 TL’lik kısmını Ankara 1. İcra Müdürlüğü’nün 2017/21928 sayılı takip dosyasında dava dışı …’nun asıl borçlu, davalı şirketin ise kefil sıfatıyla yapmış olduğu takipte davalı şirketin kefaletinden kaynaklanan borcu için kullandığı, bakiye 607.948,20 TL’sinin ise davaya konu icra takip dosyasında asıl borçlu şirket alacağından mahsup ettiği, ibraz edilen bilirkişi raporuna göre davacı bankanın takip tarihi itibariyle davalı şirketten 604.238,04 TL nakdi alacağının olduğu, takip tarihi itibariyle gayrinakdi riskinin ise bulunmadığı, 607.948,20 TL ipotek ile teminat altına alınan nakdi alacaktan takip tarihi itibariyle davalı şirketten olan 604.238,04 TL nakdi alacağı mahsup edildiğinde, takip tutarının ipotek limit altında kaldığı, İİK’nun 45. maddesi uyarınca davalı şirket yönünden açılan davanın reddi gerektiği, diğer davalı yönünden yapılan değerlendirmede talep ile bağlı kalındığında, ibraz edilen bilirkişi raporuna göre, davacı bankanın takip tarihi itibariyle davalı gerçek kişiden 540.998,79 TL asıl alacak, 15.960,03 TL işlemiş faiz, 798,00 TL BSMV, 944,11 TL masraf olmak üzere toplamda 558.700,93 TL nakdi alacağının bulunduğu, alacak miktarının kefalet sözleşmesi limiti dahilinde kaldığı, kefilin kefaletinin ipotek ile teminat altına alınmadığı, kefiller hakkında İİK’nun 45. maddesinin uygulanamayacağı, davalının likit olan alacağa haksız olarak itiraz ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalı Hacıçolak İnşaat … Ltd. Şti. yönünden davanın reddine, reddedilen kısım yönünden davacının takibe kötüniyetli olarak giriştiği sabit olmadığından davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine yer olmadığına, davalı … yönünden tahsilde tekerrüre yol açmamak üzere davalının icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 540.998,79 TL asıl alacak, 15.960,03 TL işlemiş faiz, 798,00 TL BSMV, 944,11 TL masraf ve asıl alacağın 321,25 TL’lik kısmına takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %28,08 oranında temerrüt faizi ve bu faizin gider vergisi, yine asıl alacağın 540.677,54 TL’lik kısmına takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %36,90 oranında temerrüt faizi ve bu faizin gider vergisi ile takibin devamına, hükmolunan alacağın %20’si olan 111.740,18 TL icra inkar tazminatının İİK’nun 67. maddesi gereğince davalıdan tahsili ile davacı bankaya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu icra takibinde davalıların sorumluluklarının ayrı ayrı net bir şekilde belirtildiğini, itirazın iptaline karar verilmesini talep edilen sorumluluk miktarlarının ise dava konusu edildiğini, borçluların sorumlu olduğu tutarlar belirlenirken, borçluların asaleten ve kefaleten sorumlu oldukları toplam tutarın belirlendiğini, bu tutarlardan ipotek bedellerinin mahsup edildiğini, mahsup sonrası bakiye tutarlar için de işbu davanın konusunu oluşturan icra takiplerinin yapıldığını, mahkemece asıl borçlu şirket yönünden açılan davanın reddi kararının kaldırılması gerektiğini, davalı borçlular tarafından imzalanan 11/08/2016 tarihli genel kredi sözleşmesinin 9.10. maddesinde müvekkilinin gayrinakit kredilerle ilgili nakden depo edilmesi hakkının verildiğini, her ne kadar işbu açıklama yapılmış ve icra takibinde gayrinakit alacağın depo edilmesi talep edilmiş ise de, dava tarihi itibariyle gayrinakit alacak riskinin kalmadığını, mahkemenin hükmünde takip tarihi itibariyle gayrinakdi riskinin bulunmadığı yönündeki hesaplamaların kabul edilebilir nitelikte olmadığını, taraflarınca dava dilekçesinde bu hususun dava tarihi itibariyle gayrınakit alacak riski kalmadığı şeklinde belirtildiğini, hüküm kısmının 4. maddesinde davalıya kendisini vekille temsil ettirdiği yönünde nispi vekalet ücreti tesis edildiğini, davalının dava süresi boyunca ne kendisini, ne de bir vekil aracılığıyla işbu davayı takip etmediğini, dilekçe sunmadığını, duruşmalarda hazır bulunmadığını, davayı takip etmeyen tarafa vekalet ücreti tesis edilmemesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Yargılama aşamasında bankacı bilirkişiden alınan 21/05/2019 tarihli bilirkişi raporu, grafolog bilirkişiden alınan 24/02/2020 tarihli kök, 07/12/2020 tarihli ek bilirkişi raporu, Karaman İcra Müdürlüğünün 2017/9695 sayılı takip dosyası, genel kredi sözleşmeleri, kredi kartı sözleşmeleri, hesap kat ihtarı, ipotek resmi senetleri, Karaman Ticaret Sicil Müdürlüğü yazı cevabı dosya içerisinde yer almaktadır.
Dava konusu Karaman İcra Müdürlüğünün 2017/9695 sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı tarafından davalı borçlular aleyhine genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan 7.050,00 TL gayri nakit alacağın depo edilmesi, toplam 558.700,93 TL (davalı şirket 5.441,75 TL’le sınırlı sorumlu) nakit alacağın tahsili talebi ile icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalılara tebliğ edildiği, davalı borçluların 7 günlük itiraz süresi içerisinde takibe konu borca ve imzaya itiraz ettikleri, işbu itirazın iptali davasının İİK’nun 67. maddesi uyarınca, itiraz dilekçesinin alacaklı/vekiline tebliğ tarihinden itibaren başlayacak olan 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı dosya içeriğiyle sabittir.
Anılan icra takip dayanağı genel kredi sözleşmelerinin davacı banka ile davalı şirket arasında akdedildiği, 13/02/2013 tarihli 150.000,00 TL limitli, 11/08/2016 tarihli 2.000.000,00 TL limitli sözleşmelerde diğer davalının müteselsil kefil sıfatıyla imzasının yer aldığı, icra takip dayanağı kredi kartı sözleşmelerinin 03/03/2016 tarihli 22.000,00 TL limitli, 19/03/2014 tarihli 10.000,00 TL limitli olup, diğer davalının sözleşmelerde müteselsil kefil sıfatıyla imzasının yer aldığı, davalıların sözleşmelerde yer alan imzalarını inkar ettikleri, sözleşmelerde yer alan kefaletin sözleşme tarihlerinde yürürlükte bulunan TBK’nun 583 vd. maddelerindeki şekil koşullarına şeklen uygun olduğu anlaşılmıştır.
Dava dışı …’nun taşınmazı üzerinde davalı şirketin davacı bankaya doğmuş ve doğacak borçları ile taşınmaz malikinin borçlarının teminatını teşkil etmek üzere 22/05/2017 tarihinde 1.350.000,00 TL bedelli ipotek ile diğer bir taşınmazın üzerinde 20/09/2016 tarihinde 480.000,00 TL bedelli, diğer bir taşınmazın üzerinde ise 25/06/2015 tarihinde 860.000,00 TL bedelli üst sınır ipoteklerinin tesis edildiği ipotek resmi senetleriyle sabittir.
Ankara 1. İcra Müdürlüğünün 2017/21928 sayılı takip dosyasında, ipotekli taşınmazlar maliki dava dışı …’nun asıl borçlu, davalı şirketin müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduğu, davacı bankanın toplam 1.168.360,15 TL alacağının 742.051,80 TL kısmının ipotekle teminat altına alındığı belirtilerek toplam alacaktan düşülmek suretiyle 426.308,35 TL alacağın tahsilinin talep edildiği, toplam alacaktan mahsup edilen 742.051,80 TL alacağın tahsili için ise Ankara 1. İcra Müdürlüğünün 2017/20658 sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Ankara 1. İcra Müdürlüğünün 2017/20659 sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibinde de işbu alacak ile aralarında irtibat kurularak 1.194.466,45 TL alacağın tahsili için ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığı görülmüştür.
Yargılama aşamasında bankacı bilirkişiden alınan raporda, dava dilekçesinde gayri nakit riskin kalmadığının açıkça belirtildiği, gayri nakdi risk bedelinin dikkate alınmadığı, davacının takip tarihi itibarıyla davalı şirketten 578.665,15 TL asıl alacak, 23.455,98 TL işlemiş faiz, 1.172,80 TL BSMV, 944,11 TL noter masrafı olmak üzere toplam 604.238,04 TL nakdi alacağının bulunduğu, davacının icra takibinde 606.339,77 TL nakit, 7.050,00 TL gayri nakit olmak üzere toplam 613.389,77 TL banka alacağından 607.948,20 TL ipotekle teminat altına alınan alacak düşülerek 5.441,57 TL alacak talep ettiği, davalı şirketçe banka lehine verilen ipoteğin 1.350.000,00 TL limitli olduğu, talep edilen alacağın ipotek limitinin altında kaldığı, davacının takip tarihi itibarıyla davalı kefilden 540.998,79 TL asıl alacak, 15.960,03 TL işlemiş faiz, 798,00 TL BSMV, 944,11 TL noter masrafı olmak üzere toplam 558.700,93 TL nakdi alacağının bulunduğu, kredi kartından kaynaklanan 321,25 TL asıl alacağa %28,08 oranında temerrüt faizi, BCH’dan kaynaklanan 540.677,54 TL asıl alacağa %36,90 temerrüt faizi talep edilebileceği yönünde kanaat bildirilmiştir.
Grafolog bilirkişi kök raporunda, 13/02/2013 ve 11/08/2016 tarihli genel kredi sözleşmelerinde davalı şirket ve müteselsil kefil … adına atılı bulunan imzaların davalı … elinden çıktığı tespit edilmiş, ek raporda da, ticari kredi kartı sözleşmelerinde davalı şirket ve müteselsil kefil … adına atılı bulunan imzaların davalı … elinden çıktığı tespit edilmiştir.
Davacı yan genel kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacağı bulunduğunu, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiğini iddia etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle davalı şirket hakkındaki davanın reddine, diğer davalı hakkında açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında davacı banka ile davalı şirket arasında genel kredi sözleşmeleri ve kredi kartı sözleşmeleri imzalandığı, diğer davalının sözleşmelerde müteselsil kefil olarak imzasının yer aldığı, kredi borcunun ödenmemesi üzerine davacı tarafından kredi hesabının kat edilerek davalılar aleyhine icra takibi başlatıldığı hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, sözleşmelerdeki imzanın davalıların eli ürünü olup olmadığı, eli ürünü ise takip tarihi itibarıyla davacının davalılardan talep edebileceği alacak bulunup bulunmadığı, var ise miktarı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Yargılama aşamasında alınan kök ve ek grafolog bilirkişi raporları ile davalıların icra takibinde imzaya yönelik inkarları incelenerek genel kredi sözleşmeleri ve kredi kartı sözleşmelerindeki imzaların davalılar eli ürünü olduğu, davalı …’nun sözleşme tarihlerinde diğer davalı şirketin yetkilisi olduğu tespit edilmiştir. Davalıların anılan tespite yönelik herhangi bir istinaf itirazları bulunmamaktadır.
Davacı vekilinin istinaf itirazları kamu düzenine aykırılık da gözetilerek incelendiğinde, İİK’nun 45/1. maddesi “Rehinle temin edilmiş olan bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoliyle takip yapabilir. Ancak rehinin tutarı borcu ödemeğe yetmezse alacaklı kalan alacağını iflas veya haciz yoliyle takip edebilir.” hükmünü içermektedir.
Anılan hükümden anlaşılacağı üzere davacı banka, tamamı rehinle temin edilmiş olan alacağı var ise sadece rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yaparak alacağının tahsilini talep edebilecek, rehin tutarı borcu ödemeye yetmediği takdirde ise, rehin tutarını aşan alacak kısmı yönünden iflas veya haciz yoluyla takip yapabilecektir. Bir başka anlatımla alacak rehinle temin edilmiş ise, davacı banka davalı borçlu aleyhine rehin ile teminat altına alınan alacak miktarı yönünden ilamsız icra takibi yapamayacaktır.
Yukarıda açıklandığı üzere davacı banka lehine, davalı şirketin borçlarının teminatını teşkil etmek üzere dava dışı …’nun taşınmazları üzerinde toplam 2.690.000,00 TL limitli ipotek tesis edilmiştir. Yargılama aşamasında alınıp, hükme esas alınan bilirkişi raporu ayrıntılı ve denetime elverişli niteliktedir. Anılan rapor ile takip tarihi itibarıyla davacının davalı şirketten 578.665,15 TL asıl alacak, 23.455,98 TL işlemiş faiz, 1.172,80 TL BSMV, 944,11 TL noter masrafı olmak üzere toplam 604.238,04 TL nakdi alacağının bulunduğu hesaplanmıştır. Davacı bankanın davalı şirketten takip tarihi itibarıyla toplam alacağı, ipotek limitinin altında kalmaktadır.
Bu durumda mahkemece davacının davalı şirketten takip tarihi itibarıyla tespit edilen alacağının ipotek limitinin altında kaldığı, İİK’nun 45. maddesi uyarınca, davacı bankanın davalı borçlu şirket aleyhine rehin ile teminat altına alınan alacak miktarı yönünden ilamsız icra takibi yapamayacağı gözetilerek davalı şirket hakkında açılan davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Öte yandan, takip talebinde 7.050,00 TL gayri nakit alacağın depo edilmesi talebi bulunmakta ise de, işbu davada davacı yan dava tarihi itibarıyla gayri nakit alacak kalmadığını belirterek gayri nakit alacağa yönelik dava açmadığını açıkça belirttiğinden anılan kalem hesaplamalarda gözetilmemiştir.
Davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik istinaf itirazına gelindiğinde, mahkemece yapılan yargılama sonunda hakkında açılan davanın reddine karar verilen davalı şirket lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmiştir. Oysa davalı şirket yargılamada vekille temsil edilmediği gibi, dosyaya ibraz edilen herhangi bir vekaletname de bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece davalı şirketin vekille temsil edilmediği gözetilerek davalı şirket yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken, yanılgılı şekilde davalı şirket yararına vekalet ücretine hükmedilmesinde isabet görülmemiştir.
Davacı vekilinin istinaf itirazının kamu düzenine aykırılık da gözetilerek incelenmesine gelindiğinde, 6100 sayılı HMK’nun 297/2. maddesi “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” düzenlemesini içermektedir.
Yukarıda açıklandığı üzere davacı yan dava dilekçesinde gayri nakit alacağa yönelik açıklama yaptıktan sonra icra takip talebinde gayri nakit alacağın depo edilmesi talep edilmiş ise de, dava tarihi itibarıyla gayri nakit alacak riskinin kalmadığı, bu durumun dikkate alınması gerektiğini açıkça belirtmiştir. Yapılan açıklamadan anlaşılacağı üzere işbu itirazın iptali davası nakdi alacağa itirazın iptali talebine yöneliktir.
Mahkemece ise karar gerekçesinde takip tarihi itibarıyla davacının davalılardan gayri nakdi risk alacağının olmadığı kabul edilerek davalılar hakkında ayrı ayrı değerlendirme yapıldığı belirtilip hüküm kısmında davalı şirket hakkındaki davanın reddine karar verildikten sonra davalı … hakkında davanın kısmen kabulüne karar verilip, nakdi alacak yönünden takip talebiyle aynı miktarlar üzerinden hüküm kurulduktan sonra fazlaya ilişkin bir talep kalmadığı halde fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi HMK’nun 297/2. madde hükmüne aykırılık teşkil ettiğinden isabet görülmemiştir.
Davalılar davaya cevap vermemiş olup, kötüniyet tazminatı talepleri bulunmadığından Dairemizce yeniden kurulan hüküm sırasında bu husus gözetilerek talebin reddi yönünde hüküm kurulması yoluna gidilmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davalı şirket hakkındaki davanın reddi, davalı … hakkındaki davanını kabulü yönündeki kararında davalı şirket yararına hükmedilen vekalet ücreti ve kamu düzenine aykırılık yönünden isabet görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kamu düzenine aykırılık da gözetilerek kaldırılmasına, davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının reddine, davalı şirket hakkındaki davanın reddine, diğer davalı hakkındaki davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık da gözetilerek KISMEN KABULÜNE,
2-Ankara 1. Asliye Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/02/2021 tarih ve 2018/1012 Esas 2021/129 Karar sayılı kararının kamu düzenine aykırılık da gözetilerek KALDIRILMASINA, davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının reddine,
B)1-Davalı şirket hakkındaki davanın reddine,
2-Davalı … hakkındaki davanın kabulüne, anılan davalı yönünden tahsilde tekerrüre yol açmamak üzere anılan davalının Karaman İcra Müdürlüğü’nün 2017/9695 sayılı takip dosyasına nakit alacak yönünden yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin 540.998,79 TL asıl alacak, 15.960,03 TL işlemiş faiz, 798,00 TL BSMV, 944,11 TL masraf olmak üzere toplam 558.700,93 TL nakit alacak üzerinden, asıl alacağın 321,25 TL’lik kısmına takip tarihinden itibaren yıllık %28,08 oranında temerrüt faizi ve bu faizin gider vergisi, asıl alacağın 540.677,54 TL’lik kısmına takip tarihinden itibaren yıllık %36,90 oranında temerrüt faizi ve bu faizin gider vergisi işletilmek suretiyle takibin devamına,
3-Hükmolunan alacağın %20’si olan 111.740,18 TL icra inkar tazminatının İİK’nun 67. maddesi gereğince davalı …’ndan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Alınması gereken 38.164,86 TL karar ilam harcından peşin alınan 6.752,44 TL harç ile icra dosyasında alınan 2.788,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 28.623,64 TL harcın davalı Hüseyin Yalçın Çolakloğlu’ndan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı, 6.752,44 TL peşin harç ile icra dosyasında alınan 2.788,78 TL harcın davalı …’ndan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından davalı … hakkında yapılan 1.550,00 TL bilirkişi ücreti, 205,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 1.755,00 TL yargılama giderinin davalı …’ndan tahsil edilerek davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından davalı şirket hakkında yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 44.985,05 TL vekalet ücretinin davalı …’ndan tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafça yatırılan gider avansından artan kısmın HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
C)1-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcı ile 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından istinaf aşamasında davalı … hakkında posta masrafı olarak yapılan 102,50 TL yargılama masrafının davadaki haklılık durumu gözetilerek anılan davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında davalı şirket hakkında yapılan yargılama giderlerinin davadaki haklılık durumu gözetilerek davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/12/2023

Başkan- Üye Üye – Zabıt Katibi-

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.