Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/191 E. 2023/249 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/191 Esas 2023/249 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/191
KARAR NO : 2023/249

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/10/2020
NUMARASI : 2018/203 Esas 2020/660 Karar
DAVACI :
VEKİLLERİ
DAVALI : …- (T.C. No:…)- …
VEKİLİ :
DAVA :Pay Devri Sözleşmelerinin İptali
DAVA TARİHİ : 14/03/2018
KARAR TARİHİ : 23/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/03/2022

Taraflar arasındaki pay devri sözleşmelerinin iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 08/09/2016 tarihinde Ankara Akyurt Noterliğinden düzenlenen …yevmiye numaralı sözleşme ile … Şirketi üzerinde bulunan 160 payını, … yevmiye numaralı sözleşme ile … Şirketi üzerinde bulunan 50 payını, … yevmiye numaralı sözleşme ile … Şirketi üzerinde bulunan 120 payını bedellerinin ödenmesi koşuluyla davalı yana devrettiğini, devir işlemlerinin tamamlanmasından bu yana hisse bedellerinin müvekkiline ödenmediğini, Ankara 63. Noterliği kanalı ile … yevmiye numarası ile çekilen ihtara davalı yanın vermiş olduğu cevapta devir işlemine ilişkin ödeme tutarının taraflarına iletildiğini iddia ettiğini, devir karşılığı hak kazanmış olduğu alacağını davalı yandan alamadığını, müvekkilinin usulüne uygun olarak anılan şirketlerdeki hisselerini devrettiğini ileri sürerek müvekkili tarafından davalı tarafa yapılan hisse devirlerinin iptaline ve hisse senetlerinin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yasal süresi içerisinde açılmadığını, davacının üç farklı şirket ile ilgili olarak yapılan pay – hisse devir işlemlerinin iptalini talep ettiğini, ayrı ayrı harç yatırması gerektiğini, davacının talebini hangi deliller ile ispatlayacağını açıklamadığı ve hiçbir delil bildirmediğini, öncelikle usulüne uygun olarak hazırlanmamış olan dava dilekçesi ve delil bildirilmemiş olması da nazara alınarak davanın reddine karar verilmesini, davacının sonradan delil bildirmesine, iddiasını değiştirmesine ve genişletmesine muvafakat etmediklerini, Akyurt 1. Noterliğinde düzenlenmiş ve müvekkil ile davacı arasında imzalanmış olan 08.09.2016 tarihli, …, … ve … sözleşmeler ile bedeli ödenmek suretiyle hisselerin devralındığını, davacının irade sakatlığı iddiası, hata, hile iddiası da olmadığını, devir sözleşmelerinin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığını, devir sözleşmesinin imzalanmasından sonra, şirket genel kurulu 26.09.2016 tarihinde pay devirlerini kabul ettiğini, yapılan devir işleminin şirket pay defterine işlendiğini ve ticaret sicil müdürlüğüne de bildirilerek ticaret sicil gazetesinde ilan edildiğini, pay devir işlemlerinin şeklen ve esasen usul ve kanuna uygun olarak yapıldığını savunarak davanın davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve toplanan tüm delillere göre; noterden düzenleme şeklinde yapılan ticari şirket pay devri sözleşmelerinin iptali istemiyle açılan davada, davalının müvekkilinin oğlu olduğunu, davacının Akyurt 1.Noterliğinden düzenlenen 08/09/2016 tarihli …ve … yevmiye nolu Limited Şirket Hisse Devir Sözleşmeleri ile davacının bu şirketlerdeki hisselerinin bedeli karşılığında davalıya devrettiğinin ve bedelini aldığının yazılı olduğu dolayısıyla davacının limited şirketlerle ilgili Pay Devir Sözleşmesinin bedelinin ödenmediğine ilişkin iddiasını ispatlayamadığı, Akyurt 1.Noterliğinden düzenlenen 08/09/2016 tarihli … yevmiye nolu Anonim Şirket Pay Devri Sözleşmesinde 120.000,00 TL bedel karşılığında bütün hak ve borçları ile birlikte devrettiğinin yazılı olduğu, aynı gün yapılan Limited Şirket Pay Devri Sözleşmelerinde bedelini aldığının yazılı olmasına rağmen anonim şirkete ilişkin yapılan bu pay devrinde bedelin alındığının sözleşmeye yazılmadığı, kural olarak satışların peşin olarak yapıldığı, pay devri satışının bedeli alınmadan yapıldığına ilişkin iddiasını ispat yükünün davacı tarafta olduğu, davacı tarafın sunmuş olduğu delillerle pay devri bedellerini almadığına ilişkin iddiasını kanıtlayamadığı, davacı tarafın tanık dinletme taleplerinin yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı tarafından her üç şirkete ilişkin hisselerin satım bedellerinin müvekkiline ödenmediğini, Akyurt 1.Noterliği’nin 08/09/2016 tarihli … yevmiye nolu limited şirket pay devri sözleşmesinde ve Akyurt 1.Noterliğinin 08/09/2016 tarihli … yevmiye nolu limited şirket pay devri sözleşmesinde, Mahkemenin kararına konu edilen ibare şu şekildedir: “Devir bedelini kendisine nakden ve tamamen ödedim.” beyanda bulunan … … doğumlu olup bu devrin yapıldığı yapıldığı 2016 yılında henüz 23 yaşında olduğunu ve üniversitesyi henüz bitirmemiş birinin kendisini Limited Şirketlere ilişkin hisse bedellerini nakden ödemesinin mümkün olmadığını, limited şirket hisse bedellerinin devrinde geçen bu ibare, noterde bulunan taslağın kullanılmasından kaynaklanmakta ve şirkette pay devrinin gerçekleştiğinin Ankara Ticaret Odası ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde kaydının ve ilanının yapılmasını kolaylaştırıcı olması amacıyla yer aldığını, bu ibareye dayanarak, Müvekkilin hisse bedellerini aldığının kabul edilemeyeceğini, bu anlamda, Müvekkilin tanık dinletme talebinin de reddedildiğini, yemin deliline dayanma olanağının elinden alındığını, adil yargılanma hakkının da ihlal edildiğini, diğer bir ifadeyle, asla kabul anlamına gelmemek kaydıyla, bir an için iki limited şirket pay bedeli elden ödenmiş ve bunlar için “elden ödedim” ibaresi sözleşmelerine eklenmişse, aynı gün imzalanan üçüncü sözleşmeye bu ibare konmamışsa, elden ödemenin ve hatta hiçbir ödemenin söz konusu olmadığını, bu bahiste ikinci olarak, anonim şirket pay bedellerinin elden ödenmesi gibi bir teamül bulunmadığını, ticari bir iş için ödemelerin banka havalesi şeklinde yapılmasının teamül olduğunu, ancak müvekkilinin banka hesap hareketlerinde ödeme yapıldığına dair bir bilgi ve belge olmadığını, ödeme savunmasında bulunan davalının bu savunmasını HMK’nın 200. Maddesi uyarınca senetle kanıtlaması gerektiğini, para ödenmediğini iddia eden müvekkilinin bu iddiasını yazılı delille kanıtlaması mümkün olmadığından HMK’nın 203/1-a bendi gereğince tanık dinletme taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, davacının iki limited şirketteki ve bir anonim şirketteki hisselerini davalıya devrettiği halde devir bedelinin ödenmediği iddiasıyla hisse devir sözleşmelerinin iptali ile hisse senetlerinin iadesi istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamında yer alan Akyurt 1.Noterliği’nin 08/09/2016 tarihli … yevmiye nolu limited şirket pay devri sözleşmesinde davacı tarafça …Şti.deki 160 payını 160.000,00 TL bedel karşılığında devir alan davalı …’a devrettiği, devir bedelini kendisinden nakden ve tamamen aldığının yazılı olduğu, Akyurt 1.Noterliğinin 08/09/2016 tarihli … yevmiye nolu limited şirket pay devri sözleşmesinde … Ltd.Şti.ortağı olan davacı …’ın 50 payını 50.000,00 TL bedel karşılığında davalı tarafa devrettiğini, devir bedelinin kendisinden nakden ve tamamen aldığının yazılı olduğu, Akyurt 1.Noterliğinin 08/09/2016 tarihli … yevmiye nolu anonim şirket pay devri sözleşmesinde davacının … A.Ş.deki 120.000,00 TL sermaye payını, 120.000,00 TL bedelle bütün hak ve borçları ile birlikte devrettiğinin yazılı olduğu, anlaşılmıştır.
Davacı vekili UYAP sisteminden göndermiş olduğu 11/02/2020 tarihli dilekçesinde; müvekkilinin eşi … ile geçimsiz olduğunu, ayrı yaşamaya başladıklarını bu nedenle müvekkilinin şirket ortağı olduğu ve beraber iş yaptıkları kayın babası kayın validesi ve bacanakları ile de arasının açıldığını, boşanma işlemlerini sıkıntısız bir şekilde gerçekleştirmek için şirketlerdeki hisselerinin oğluna ivaz karşılığında devretme konusunda şirketin diğer ortakları olan kayın valide kayın baba ile de anlaştığını, dava konusu hisseleri noterden oğlu olan davalıya devrettiğini, müvekkilinin 16/01/2017 tarihinde anlaşmalı olarak birbirlerinden herhangi bir talepte bulunmadan eşinden boşandığını, müvekkilinin 15/12/2017 tarihinde 3.bir kişiyle yeniden evlendiğini, şirketin diğer ortağı olan kayın babası ve kayın anasının devir işlemlerinden sonra payının bedelini ödeyeceklerini müvekkiline söylemelerine rağmen evlenme işlemlerinin duyulmasından sonra hisselerinin bedelini ödeyemeyeceklerini söylediğini belirterek tanık dinletme talebinde bulunmuştur.
Davacı, 08/09/2016 tarihinde Ankara Akyurt 1.Noterliğinden düzenlenen …yevmiye numaralı sözleşme ile … Şirketi üzerinde bulunan 160 payını, … yevmiye numaralı sözleşme ile … Şirketi üzerinde bulunan 50 payını, … yevmiye numaralı sözleşme ile … Şirketi üzerinde bulunan 120 payını davalı olan oğluna devrettiği halde devir bedellerinin ödenmediğini ileri sürmüş, davalı ise, kesin delil niteliğindeki noter tarafından düzenlenen hisse devir sözleşmelerinde davacının hisse devir bedellerini nakden ve peşin olarak aldığının yazılı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Baba-oğul olan davacı ile davalı arasında aynı tarihte noter tarafından düzenlenen iki adet limited bir adet anonim şirket hisse devir sözleşmesinin imzalandığı, limited şirket hisse devir sözleşmelerinde hisse devir bedeli olarak kararlaştırılan 160.000,00 TL ve 50.000,00 TL devir bedellerinin devralan davacı tarafından nakden ve peşin alındığı belirtilirken anonim şirket hisse devir sözleşmesinde ise devir bedeli olarak belirlenen 120.000,00 TL’nin devralan davacı tarafından alındığına dair limited şirket sözlerinde olduğu gibi bir ibareye yer verilmediği, uyuşmazlık konusu değildir.
Uyuşmazlık, dava konusu limited şirket ve anonim şirket hisse devir sözleşmelerine konu hisse devir bedellerinin davacıya ödenip ödenmediği, dolayısıyla davacının davalı oğlundan hisse devir bedeli alacağının bulunup bulunmadığı, varsa miktarı ile davacının hisse devir bedeli alacağının varlığını tanıkla ispatlayıp istlayamayacağı noktalarında toplanmaktadır.
Somut olayda davacı-baba ortağı olduğu limited ve anonim şirketlerdeki hisselerini oğlu olan davalıya devrettiğini iddia etmiş, davalı da devir bedellerinin davacı tarafından nakden ve peşin olarak alındığının noter tarafından düzenlenen hisse devir sözleşmelerinde açıkça belirtilmiş olduğunu savunmuştur. HMK’nın 204/1. Maddesine göre noter tarafından düzenlenen hisse devir sözleşmeleri sahteliği iddia edilene kadar kesin delil niteliğinde olduğu, davacı devreden tarafından işbu devir sözleşmelerindeki imzaların sahteliği iddia edilmediği gibi davacı tarafından iradesi fesada uğratılarak hata ve hile ile söz konusu sözleşmelerin imzalatıldığı iddiasında da bulunulmadığı, gözetildiğinde, davalı devralan tarafından limited şirket hisse devir bedellerinde belirtilen hisse devir bedeli 160.000,00 TL ile 50.000,00 TL’nin nakden ve peşin olarak davacı tarafından alındığının kabulü gerekmiştir. Davacı kesin delil niteliğindeki noter devir sözleşmesinin içeriğinin aksini usulüne uygun olarak kanıtlayamamıştır. Bu bağlamda davacı-baba davalı oğlu ile arasındaki hisse devir sözleşmesiyle belirlenen devir bedellerinin ödenmediğini HMK’nın 203/1-a bendi uyarınca tanıkla ispat edilebileceğini iddia etmiştir. Ne var ki davacı dava dilekçesinde delillerini açıkça bildirmemiş, yargılama sırasında UYAP sisteminden göndermiş olduğu 11.02.2020 tarihli dilekçesi ile bu konuda tanıklarını dinletmek istediğini beyan etmiştir. Davalı taraf ise iddianın genişletilmesine açıkça muvafakat etmemiştir. Bu durumda TTK’nın 1521. Maddesi gereğince basit yargılama usulüne tabi olan hisse devir sözleşmelerinin iptali istemiyle açılan bu davada, HMK’nın 319. Maddesi gereğince iddianın genişletilmesi yasağı dava dilekçesiyle başlayacağına ve dava dilekçesinde de deliller sayılmadığına göre davacı artık bu aşamada davalının açık muvafakati olmadıkça iddiasını genişletmesi ve delil bildirmesi mümkün değildir. Kaldı ki taraflar arasında baba-oğul ilişkisi bulunsa bile hisse devir sözleşmesi noter tarafından düzenlenen resmi senede bağlandığından HMK’nın 201. Maddesi uyarınca tanıkla ispat edilemez.
Diğer taraftan anonim şirket hisse devir sözleşmesinde ise devir bedeli 120.000.00 TL’nin davacı tarafından devralındığına dair, dava konusu limited şirket hisse devir sözleşmelerinde olduğu gibi açık bir ibare bulunmamaktadır. Davacı tarafından devrolunan 120 adet anonim şirket hissesi dava dışı anonim şirketin pay defterine davalı adına kaydedilmiştir. Olay tarihinde yürürülükte bulunan TBK’nın 207/2. maddesi uyarınca aksine adet veya sözleşme yok ise, alıcı ve satıcı borçlarını aynı zamanda ifa etmekle yükümlüdür. Bu bağlamda hisse devri menkul satımı hükmünde olup, menkul satımında asinin kanıtlanamadığı hallerde satım bedelinin peşin olarak ödendiği karinesi gereğince devir bedelinin ödenmediğini ispat yükü davacı taraftadır. Davacı ise dosya kapsamı itibarıyla dava konusu anonim şirket hisse devir bedelini almadığı ispatlayamamıştır. Kaldı ki davacı süresinde delil listesi dahi sunmamış, dolayısıyla iddiasını ispatlamak üzere yemin deliline dahi açıkça dayanmamıştır. Ayrıca, davalıya devrolunan anonim şirket hisse devir bedellerinin ödenmediği iddiasıyla hisse devir sözleşmesinin iptali ile hisselerin davacıya iadesi istemiyle açılan davada, yine TBK’nın 235/son fıkrasına göre satılanın istirdadı için bu hakkın açıkça hisse devir sözleşmesinde saklı tutulması gerekmekte olup aksi halde ancak satılanın bedelinin istenilmesi mümkündür. Somut olayda ise, davacı tarafça hisselerin bedelinin talep edilmeyip devrolunan hisselerin iadesinin istenildiği gözetildiğinde ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesi hukuka uygun görülmüştür.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin, istinaf başvuru kanun dilekçesinde yer verdiği itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına yer olmaksızın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun karar tarihinde yürürlükte bulunan ilgili Tarifesi hükümleri gereği alınması gereken 179,90 TL istinaf maktu karar harcından başlangıçta peşin alınan 59,30 TL’nin bakiye 120,60 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin istinafa başvuran taraf üzerinde bırakılmasına, varsa kullanılmayan gider avansının istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/02/2023

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.