Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1894 E. 2023/1762 K. 08.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1894 Esas 2023/1762 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1894
KARAR NO : 2023/1762

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/09/2021
NUMARASI : 2020/536 Esas 2021/493 Karar
DAVACI
VEKİLİ :
DAVALILAR
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 26/10/2020
KARAR TARİHİ : 08/12/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/01/2024
Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı gerekçeyle davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı … şirketi arasında imzalanan genel kredi sözleşmelerinde diğer davalının müteselsil kefil olarak yer aldığını, müvekkili ile davalı … şirketi arasında da genel kredi sözleşmeleri imzalandığını, davalı şirketler hakkında açılan konkordato davası nedeniyle kesin mühlet tarihi itibarıyla komiserler kurulan müvekkilinin davalılardan alacaklı olduğu miktarın bildirildiğini, davalı … şirketi için bildirilen alacağın tamamının reddedildiğini, davalı … şirketi yönünden ise 33.866,95 TL alacağın kabul edildiğini, konkordato dosyasında reddedilen alacağın genel hükümler çerçevesinde tahsiline karar verilmesi gerektiğini belirterek davalı … şirketinden bakiye 37.936,64 TL’nin, 7.562,00 TL ana para miktarına dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle, davalı … şirketinden ise 71.803,59 TL’nin 7.562,00 TL ana para miktarına dava tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faiziyle karar tarihinde konkordato yürürlükte bulunduğu sürece alacağın konkordato koşullarına göre konkordato ortadan kalktığı takdirde ise alacağın tam olarak davalıdan tahsil edilerek müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerine ait ticari kayıtlar incelendiğinde davacının iddia ettiği şekilde alacağının olmadığının sabit olduğun, aksi kanaat halinde ise iddia edilen alacak çekişmeli olmaktan çıkacağından konkordatonun tasdiki kararında belirtilen şekilde projeye dahil edilerek konkordato koşullarına göre ödenebileceğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın konkordato yargılamasında çekişmeli hale gelen genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan nakdi alacağın tahsili talebine ilişkin olduğu, davacı ile davalı şirketler arasında imzalanan genel kredi sözleşmeleri nedeniyle kesin mühlet tarihi itibariyle davacının borçlu tarafından kabul edilmeyen nakdi bir alacağının bulunmadığının bilirkişi raporu ve banka kayıtları ile belirlendiği, davacının çekişmeli hale gelen nakdi alacağının bulunduğunun davacı tarafça ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; alınan bilirkişi raporunda müvekkilinin nakdi ve gayrinakdi alacaklarının hesaplandığını, mahkemece bu alacakların reddedilmiş olmasının taraflarınca kabul edilemeyeceğini, karar gerekçesinde ispat edilemeyen davanın reddi denilmişse de sunulan banka kayıtları uyarınca müvekkilinin alacağının bulunduğunun açıkça görüldüğünü belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; alacağın hiç/eksik kaydedilmesi ile tasdik edilen konkordato nedeniyle hiç/eksik kaydedilen alacağın tahsili istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Genel kredi sözleşmeleri, Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/800 Esas sayılı dosyasının Uyap’tan gelen sureti, yargılama aşamasında bankacı bilirkişiden alınan 06/04/2021 havale tarihli ön, bila tarihli rapor, çek karnelerinin davalılara teslim tarihine ilişkin belge suretleri, davalı şirketlerin banka hesap hareketleri dosya içerisinde yer almaktadır. Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/800 Esas sayılı dosyasında, 20/03/2020 tarihli ara karar ile davalı … şirketi yönünden Akbank alacağının 33.866,95 TL miktar üzerinden hesaba katılmasına karar verilmiştir.
Davacı ile davalı … şirketi arasında 05/02/2015 tarihli 750.000,00 TL limitli, 24/08/2017 tarihli 1.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmeleri imzalandığı, davalı … şirketinin sözleşmelerde müteselsil kefil olduğu, davalı … şirketi ile davacı arasında 05/02/2015 tarihli 150.000,00 TL limitli, 24/08/2017 tarihli 1.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmeleri imzalandığı, davalı … şirketinin sözleşmelerde müteselsil kefil olduğu, kefaletlerin sözleşme tarihlerinde yürürlükte bulunan TBK’nun 583 vd. maddelerindeki şekil koşullarına uygun bulunduğu görülmüştür.
Yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunda, kesin mühlet karar tarihi olan 05/04/2019 tarihi itibarıyla davacının davalı … şirketinden aktif 28 adet çek nedeniyle 56.840,00 TL gayri nakdi çek bedeli riski bulunduğu, iki adet karşılıksız çek bedeli için 3.200,00 TL alacağı olduğu, bankanın çek bedellerini takip hesabına aktarmadığı, aktardığına ilişkin belge sunmadığı, sistemde karşılıksız çek olarak kayıtlı olduğu, faiz alacağı işletmediği, davacının kesin mühlet tarihi itibarıyla davalı … şirketinden ise 34 adet çek nedeniyle 60.020,00 TL gayri nakdi çek bedeli riski bulunduğu, 25.790,46 TL nakdi riski bulunduğu, nakde dönen 4 adet çek nedeniyle toplam 6.854,92 TL alacağı olduğu, komiserlik tarafından davalı … şirketi yönünden 33.866,95 TL’nin kabul edildiği, davacının toplam 7.998,65 TL nakdi alacağı olduğu ve kabul edilen 33.866,95 TL’nin içinde bu tutarın da yer aldığı, kaydedilmeyen nakdi alacağın olmadığı, gayri nakdi risklerin proje kapsamına alınıp alınmayacağının değerlendirmeye muhtaç olduğu tespit edilmiştir.
Davacı yan taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmeleri kapsamında davalılardan alacaklı olduğunu, davalılardan olan alacağın hiç/eksik olarak konkordato komiserler kurulunca kabul edildiğini iddia etmiş, davalı yan ise davacıya borç bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında genel kredi sözleşmeleri imzalandığı, kredinin ödenmediği iddiasıyla davacının kredi hesabını kat ettiği, davalı … şirketi yönünden davacının 33.866,95 TL alacağının komiserler kurulu tarafından kabul edildiği hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, davacının genel kredi sözleşmeleri kapsamında davalılardan komiserler kurulunca kabul edilmeyen bir alacağı bulunup bulunmadığı, çekişmeli alacak var ise miktarı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davacı vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde, açılan dava, çekişmeli alacaklar hakkında dava başlıklı İİK’nun 308/b maddesi kapsamında alacağı itiraza uğramış olan davacı alacaklı tarafından açılan dava niteliğindedir. Davacı yan, dava dilekçesinde komiserler kurulu tarafından kabul edilen alacak dışında davalılardan başka alacağı bulunduğunu ileri sürerek işbu alacak davasını açmıştır.
Yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu ile davacının davalı şirketlerden 05/04/2019 kesin mühlet karar tarihi itibarıyla gayri nakdi alacağı bulunduğu, davalı … şirketi yönünden tespit edilen nakit alacağın komiserler kurulu tarafından kabul edilen alacak miktarının içinde kaldığı, davalı … şirketi yönünden ise iki adet karşılıksız çek bedeli olan 3.200,00 TL borçlu olduğu tespit edilmişse de davacının anılan çek bedellerini takip hesabına aktarmadığı, sisteminde karşılıksız çek olarak kayıtlı olduğu ve faiz alacağı işletmediği tespit edilmiştir.
Bilirkişi raporu ayrıntılı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli niteliktedir. Anılan raporda da açıkça tespit edildiği üzere davacının kesin mühlet tarihi itibarıyla davalı … şirketinden nakit bir alacağı bulunmadığı gibi, davalı … şirketinden olan nakit alacağın da komiserler kurulu tarafından kabul edilen alacak miktarının içerisinde kaldığı, bu miktarı aşan bir nakit alacağın bulunmadığı anlaşılmıştır.
Yapılan inceleme sonucunda davacının kesin mühlet tarihi itibarıyla davalılardan gayri nakit alacağı bulunduğu tespit edilmiştir. Gayri nakit alacağın tahsili değil ancak davacı tarafından depo edilmesi talep edilebilecektir. Davacı yan ise dava dilekçesinde nakit ve gayri nakit ayrımı yapmaksızın alacağın davalılardan tahsili yönünde talepte bulunmuştur.
Bu durumda, davacının kesin mühlet tarihi itibarıyla davalılardan, komiserler kurulu tarafından kabul edilen alacak dışında nakit bir alacağının bulunduğunun ispatlanamadığı, gayri nakit alacağın bulunduğu tespit edilmiş ise de, dava dilekçesindeki talebin depo edilmesine yönelik değil, tahsile yönelik olduğu, davacının gayri nakit alacağın tahsilini talep edemeyeceği gözetilerek mahkemece yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalılar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi.08/12/2023

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi-

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.