Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1845 E. 2023/1677 K. 29.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1845 Esas 2023/1677 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1845
KARAR NO : 2023/1677

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/10/2021
NUMARASI : 2021/223 Esas 2021/611 Karar
DAVACI
VEKİLİ
DAVALI :
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 06/04/2021
KARAR TARİHİ : 29/11/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/11/2023

Taraflar arasındaki kasko poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı gerekçelerle davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı sigortalıya ait … plakalı aracın müvekkili şirkette kasko poliçesi bulunduğunu, 15/05/2020 tarihinde Bolu merkez istikametinde … plakalı araç sürücüsünün kusurlu olarak sigortalı aracına çarpması sonucu oluşan kaza neticesinde sigortalı … plakalı araçta hasar meydana geldiğini, müvekkili şirketçe sigortalı araçta ekspertiz incelemesi yaptırıldığını, toplam 254.100,00 TL’nin 04.09.2020 tarihinde ödendiğini, davalının hasarın meydana gelmesinde kusurlu olduğunu, müvekkili şirketin ödediği tazminattan dolayı sigortalısına halef olarak, bu hasara sebep olan kişiye ve zarardan kanunen sorumlu bulunanlara rücu etmek hakkının olduğunu, arabuluculuğa başvurduklarını, bu nedenlerle 22.525,00 TL ödeme tarihi olan 04.09.2020’den itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, kazaya
konu aracı diğer davalı …’a kiralandığını ve aracın …’ın sevk ve
idaresinde iken kazanın meydana geldiğini, kazada esas olarak iki ayrı kazanın mevcut olduğunu, müvekkiline ait aracın kaza tespit tutanağında da görüldüğü üzere
sadece …plakalı römorkun lastik kısmına çarparak savrulduğu anlaşılmakta olduğunu,
254.100,00 TL’lik zararın müvekkiline aracı ile meydana gelen ikinci kazaya ilişkin olarak …
plakalı römork bakımından değil, tek taraflı birinci kazaya ilişkin olarak … plakalı çekicide
oluşan hasar bakımından ortaya çıktığının açık olduğunu, ikinci kazanın oluşumunda da müvekkilinin
kusurunun bulunmadığını, ikinci kaza bakımından 254.100,00 TL tutarında hasarın oluşmuş olmasının da
hayatın olağan akışına aykırı olduğunu açıklayarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, davacı şirketin kasko sigorta poliçesini yaptığı ve davaya konu kazadan önce kaza yaparak yolda devrildiğini, hasarın bu kazayla meydana geldiğini, müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; bilirkişi heyetinden alınan rapora göre, dava konusu … plakalı araçta meydana gelen hasarın araç henüz sökülmeden onarım
bedelinin olay tarihi olan 15/05/2020 tarihi itibarıyla 254.100,00 TL olduğu, aracın onarım bedelinin aracın ikinci el piyasa değerini aşmasıyla onarımın ekonomik olmadığı ve aracın pert-total olduğu, aracın
kaza anındaki ikinci el piyasa değerinin 330.000,00 TL, sovtaj değerinin 75.900,00 TL olmasıyla
davacının zararının 254.100,00 TL olacağı, davacı sigorta şirketinin sigortalı … plakalı çekicide
meydana gelen hasarı dava konusu ettiği, sigortalı araçta meydana gelen bu hasarın davacıya sigortalı
aracın karıştığı tek taraflı aracı devirmesi sonucu meydana geldiği, birinci kaza ve ikinci kaza arasında
illiyet bağı mevcut olsa da, dava konusu edilen çekici de meydana gelen hasarın davalı sürücünün
karıştığı ikinci kaza sonucu meydana gelmediği, davalı sürücünün sevk ve idaresindeki aracı ile sigortalı
çekiciye bağlı bulunan yarı römorkun alt arka kısmına çarpmasıyla hem yarı römork ve hem de çekici de
hasarın artmasına neden olmadığını belirten bilirkişi kurulu raporunun sunulduğu da değerlendirilmekle; sigortalı olan çekicideki hasarın oluşmasına davalı taraf araç sürücüsünün sebep olmadığı, birinci kaza ile ikinci kaza arasında illiyet bağı mevcut olsa da dava konusu edilen çekicide meydana gelen hasarın davalı sürücünün karıştığı ikinci kaza sonucu meydana gelmediği ve davalı sürücünün sevk ve idaresindeki aracı ile sigortalı çekiciye bağlı bulunan yarı römorkun alt arka kısmına çarpmasıyla hem yarı römork ve hemde çekicide hasarın artmasına neden olmadığı anlaşılmakla; davanın her iki davalı yönünden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Bilirkişi raporunun hukuka ve yerleşik içtihatlara aykırı olduğunu, kaza tespit tutanağında yolun genişliğinin belirtildiğini, geniş bir yolda devrilen çekicinin uzunluğu ve kapladığı alan bakımından net bir hesaplama yapılmadığını, salt kaza tutanağına itibar edilerek değerlendirme yapıldığını, aracın uzunluğu ile yolun genişliğinin kıyaslanması, çekicinin yolda kapladığı alan ve diğer sürücülerin geçebileceği kısımların belirtilmesi gerektiğini, kazanın meydana geldiği yolun ayrıca eğimsiz ve görüşe açık olduğunu, fren izi bulunmadığını, davalı aracının çarpmanın etkisiyle refüje savrulması, takla atması dikkate alındığında aşırı hızlı olduğunu gösterdiğini ve kaza esnasında çekiciyi fark etmediğinin anlaşıldığını, ayrıca birinci kaza neticesinde çekicinin yana devrildiğini, arka alt kısımlarında oluşan hasarın birinci kaza ile ilgisinin bulunmadığını, davalı araç sürücüsünün çarpmasıyla bu kısımların hasarlandığının anlaşıldığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekilleri istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş oldukları cevap dilekçelerinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemişlerdir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; TTK’nun 1472. maddesi uyarınca halefiyete dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Makine mühendisi ve sigorta uzmanından alınan raporda özetle; 15/05/2020 günü saat 02:20 sıralarında, sürücü … sevk ve idaresindeki
davacı yana kasko sigortalı … plakalı çekici ve bağlı bulunan …plakalı yarı römorku
ile Düzce istikametinden Bolu Doğu istikametine seyrederken toprak alana aracının sağ ön kısmıyla çarpıp çıktıktan sonra toprak alanda 130 m
kadar devam edip emniyet şeridi, sağ şerit ve orta şeridi kapatacak şekilde yola aracının sol yan kısımları
üzerine devirdiği esnada yine aynı istikamete orta şeritte seyreden davalı sürücü …’ın
sevk ve idaresindeki diğer davalı adına kayıtlı … plakalı aracın önünde daha önceden devrilmiş
halde olan aracın yarı römorkun alt kısımlarına kendi aracının sağ yan ve ön kısımlarıyla çarptıktan sonra
gidişe göre yolun solunda bulunan oto korkuluklara da sol yan ve ön kısımlarıyla çarpıp takla atması ve
oto korkulukları aşarak orta refüj toprak alanda ters vaziyette duruşa geçtiği çift taraflı ve iki aşamalı dava konusu trafik kazası meydana geldiği, birinci kaza, davacıya kasko sigortalı … plakalı çekici ve bağlı bulunan …plakalı yarı
römork sürücüsü … sevk ve idaresindeki aracı ile direksiyon hakimiyetini kaybetmesiyle yolun sağından yoldan
çıkarak toprak zemine girmesiyle tekrar yola döndüğünde aracını yolda sol yan kısımlarına devirmesiyle
tek taraflı birinci kazanın meydana gelmesine neden olduğu, davacıya sigortalı talep konusu çekicideki
hasarda bu sırada oluştuğu, davacıya sigortalı araç sürücüsü herhangi bir
şerit değiştirmediği, davacıya
kasko sigortalı araç sürücüsü …’in kaplamada dikkatsiz ve kontrolsüz bir şekilde
seyretmesi, hızını yol, hava ve trafiğin gerektirdiği şartlara göre ayarlamadan tehlike arz edecek tarzda
seyretmesiyle neden olduğu tek taraflı birinci kaza olayında % 100 (Yüzde Yüz) oranında kusurlu olduğu, davalı sürücü … sevk ve idaresindeki diğer davalıya kayıtlı …
plakalı aracı ile davalı
sürücünün davacıya kasko sigortalı araç sürücüsünün öncesinde direksiyon hakimiyetini kaybetmesine
neden olabilecek bir kural ihlali görülmediğinden dolayı birinci kaza olayında kusursuz olduğu,
İkinci kazada ise, davalı sürücü … sevk ve idaresindeki diğer davalı adına kayıtlı bulunan … plakalı aracı ile yola devrilerek emniyet şeridi, sağ şerit, orta şerit ve sol şeridinde bir kısmını
kapatarak sol yanına yan devrilmiş olan davacıya sigortalı … plakalı çekiciye bağlı bulunan … plakalı yarı römorkun arka alt kısımlarına çarparak ve çekicinin hasarına neden olmadığı ikinci
kazanın meydana gelmesine neden olduğu, davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki araç ile seyir
halinde iken, yola gereken dikkatini vermemesi, dikkatli ve tedbirli olmaması, kontrolsüz bir şekilde
seyretmesi, hızını yol ve trafiğin gerektirdiği şartlara ayarlamadan tehlike arz edecek tarzda seyretmesi
neticesinde aracına hakim olmayıp önünde kazaya karışan araca çarpmasıyla neden olduğu ikinci kaza
olayında % 75 (Yüzde yetmiş) oranında kusurlu olduğu, bilirkişi kurulu raporunda belirtildiği, birinci kaza olayı ile
ikinci kaza olayı arasında illiyet bağı bulunduğundan dolayı birinci kazanın ikinci kaza üzerine % 25
(Yüzde Yirmibeş) oranında etkisinin bulunduğunu, kaza sonucu kasko sigortalı araçta hasar meydana geldiğini, aracın kaza tarihi itibariyle ikinci el değerinin 330.000,00 TL, aracın hasarlı (Hurda/Sovtaj) değeri 75.900,00 TL olup davacının zararının toplam 254.100,00 TL olduğu belirtilmiştir.
6102 sayılı TTK’nun 1472. maddesinde halefiyet usulü düzenlenmiş olup, düzenlemeye göre sigortacının sigorta tazminatını ödediğinde hukuken sigortalının yerine geçeceği, sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın tanzim edilen bedel kadar sigortacıya intikal edeceği belirtilmiş olup düzenleme ile birlikte somut olayda değerlendirildiğinde, davacı sigorta şirketince kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın maddi hasarlı trafik kazası sonucu hasar bedelinin sigortalıya ödendiğinden bahisle rücuen alacak istemine ilişkin dava açılmıştır.
Somut olaya gelince, davacı yanca, sigortalısına ödenen bedelin halefiyet kuralı gereğince davalı yandan tahsiline yönelik olarak işbu dava açılmıştır. Dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetim ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyetinin raporunda da belirtildiği üzere davacı yanda kasko sigorta poliçesi bulunan … plakalı çekicinin 15/05/2020 günü saat 02:20 sıralarında Bolu Doğu istikametine seyri sırasında toprak alana aracının sağ ön kısmıyla çarpıp çıktıktan sonra toprak alanda 130 metre kadar devam edip emniyet şeridi, sağ şerit ve orta şeridi kapatacak şekilde yola aracın sol yan kısımları üzerine devrildiği, meydana gelen ilk kazada kaskolu araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu, akabinde davalı adına kayıtlı … plakalı aracın önünde daha önceden devrilmiş halde kalan çekicinin yarı römorkunun alt kısmına kendi aracının sağ yan ve ön kısımlarıyla çarpması sonucu ikinci kazanın meydana geldiği, bu kazanın meydana gelmesinde kasko poliçeli araç sürücüsünün %75, davalı araç sürücüsünün ise yola gereken dikkatini vermemesi, hızını yol ve trafik kurallarına uydurmadığından %25 oranında kusurlu olduğu, ancak davacı yanda kasko poliçesi bulunan araçta ki hasarın oluş şeklinin çekicinin karıştığı tek taraflı aracı devirmesi sonucu meydana geldiği, ikinci kazanın hasarın meydana gelmesi veya artmasında herhangi bir etkisinin bulunmadığı tespit edildiğinden açılan davanın reddine yönelik ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygundur.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 269,85 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi.29/11/2023

Başkan- Üye – Üye – Zabıt

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.