Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1838 E. 2023/133 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1838 Esas 2023/133 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1838
KARAR NO : 2023/133

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/10/2021
NUMARASI : 2020/580 Esas 2021/743 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 25/12/2019
KARAR TARİHİ : 15/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/02/2023

Taraflar arasındaki maaş hesabına konulan blokenin kaldırılması ve alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin akrabası …’ın davalı …Şubesinden 03/09/2014 tarihinde kredi kullandığını, davacının da borcun 100.000,00 TL’sine müştereken ve müteselsilen kefil olduğunu, kullandırılan kredinin ödendiğini, borçlunun yeni bir kredi kullandığını , ödenmeyen kredi borcunun tahsili için Ankara 20. İcra Müdürlüğü’nün 2019/5565 esas sayılı dosyası ile asıl borçlu ve kefiller hakkında icra takibi başlatıldığını, icra takibinin derdest olduğunu, icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti için Anlara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinde açtığı davanın derdest olduğunu, davacının maaşını davalı bankadan aldığını, davalının cebren maaşı bloke ettiğini, yapılan işlemin hukuka aykırı olduğunu belirterek müvekkilinin maaşı üzerine konulan blokenin kaldırılmasına, kesilen bedelin şimdilik 1.000,00 TL’sinin en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 02/09/2021 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; fazlaya dair talep hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL taleple ikame ettikleri davalarını 15.529,40 TL artırarak toplam 16.529,40 TL alacağın dava ıslah tarihinden itibaren yürütülecek en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, kullanılan kredinin ticari kredi olduğunu, tarımsal kredi sözleşmesi kapsamında davalının sözleşmeye kefil olduğunu, asıl borçlunun borcu ödemediğini, icra dosyasında gerçekleştirilen herhangi bir haciz işlemi bulunmadığını, dava konusu kesintilerin davacı ile müvekkili banka arasında akdedilen sözleşmenin 2.07 ve kefaletnamenin sözleşmenin 3.11 ve 3.12.maddesi kapsamında yapıldığını, bu nedenlerle açılan davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacı, davalı banka ile imzaladığı kredi sözleşmesinin düzenlenmesi sırasında kefil olarak takas ve mahsuba ilişkin muvafakat vermiş isede, önceden verilen bu muvafakat İİK’nın 83/a maddesi karşısında geçersiz olduğu, taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinin 3.11 maddesinde maaş hesabına bloke konulmasına ilişkin açık bir düzenleme yer almadığı, bu durumda sözleşme gereğince maaş haczine onay verildiğinin kabul edilmediği, 5510 sayılı Yasa’nın 93. maddesinin, “Bu Kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık hizmeti sunucularının genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu Kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez. Gelir, aylık ve ödenekler; 88 inci maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez. Bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine ilişkin talepler, borçlunun muvafakati bulunmaması halinde, icra müdürü tarafından reddedilir.” hükmünü haiz olduğu, İİK’nın 83/a maddesinde de, aynı Yasa’nın 82. ve 83. maddelerde yazılı mal ve hakların haczolunabileceğine dair önceden yapılan anlaşmalar muteber olmadığının düzenleme altına alındığı, somut olayda, davacının 5510 sayılı yasa yürürlüğünden sonra hesabına konulan blokenin yukarıda belirtilen yasa maddeleri karşısında yerinde olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, davacının maaş hesabı üzerindeki banka blokesinin kaldırılmasına, davacının maaşından kesinlen 1.000,00 TL’nin dava tarihi olan 25/12/2019 tarihinden itibaren, 15.529,40 TL’nin ıslah tarihi olan 02/09/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Davaya konu kredilerin ticari kredi olduğunu, davacının da genel kredi sözleşmesinde müteselsil kefil olarak sözleşmeyi imzaladığını, kefaletnamenin 3.11.maddesinde düzenleme yapıldığını, kefaletname hükümlerine uygun olarak banka nezdinde kefil bulunduğu borçlara yönelik olmak üzere davacının SGK’dan almakta olduğu maaşında kesinti yapıldığını, yapılan bu kesintilerin hukuka uygun olduğunu, davacının imzaladığı kefaletname ile müvekkili bankaya kesinti yetkisi verdiğini, sözleşmenin ticari niteliği de gözetilerek açılan davanın reddi gerektiğini, sözleşme kapsamında davacının maaşından takas / mahsup etme hakkını müvekkili bankaya tanıdığını bu nedenle açılan davada haczedilemeyen emekli maaşına icra takiplerinde kesinti için muvafakat aranması gibi bir durumun söz konusu olamayacağını, bu hususun davayla hiçbir alakası bulunmadığını, bu nedenle 30/06/2021 tarihli bilirkişi raporunun dikkate alınmasının hatalı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; davacının maaşından yapılan kesintilerin istirdatı ve maaşına konulan blokenin kaldırılmasına istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davalı … A.Ş. ile dava dışı asıl borçlu … arasında 03.09.2014 tarihinde Genel Kredi Sözleşmesi imzalanmıştır.
Kefalet Sözleşmesinin, 03.09.2014 tarih ve … numaralı Genel Kredi Sözleşmesi ile 03.09.2014 tarih ve … numaralı Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında kullandığı ve/veya kullanacağı nakdi ve/veya gayrinakdi kredilerden kaynaklanan tüm borçlara müteselsil kefil olduğu, kefil …’ın eş rıza beyanının 03.09.2014 tarihinde alındığı,
Ankara 20. İcra Müdürlüğünün 2019/5565 Esas sayılı dosyasının incelenmnesinde; alacaklısının … A.Ş., borçlularının …, …, … olup, 19.04.2019 tarihinde Ankara 20. İcra Müdürlüğünün 2019/4305 E sayılı dosyasıyla tahsilde tekerrür etmemek kaydı ile 100.000,00 TL asıl alacak, 1.709,59 TL işlemiş faiz 300,00 TL komisyon olmak üzere toplam 102.009,59 TL alacak için kambiyo senetlerine mahsus takip başlatıldığı, ödeme emrinin davacı …’a 06.05.2019 TK’nun 21.maddesi gereğince tebliğ edildiği, süresi içerisinde itiraz edilmediğinden takibin kesinleştiği görülmüştür.
Bankacı bilirkişi …’den alınan bilirkişi raporunda özetle; kesinleşen Ankara 20. İcra Müdürlüğünün 2019/5565 Esas Sayılı icra takibinde davalı alacaklı banka vekilinin talebi ile davacı borçlunun Ankara Valiliği Yatırım ve İzleme ve Koordinasyon Başkanlığından … maaşının 1/4 oranında haczedildiğine dair Ankara 20. İcra Müdürlüğünün 2019/5565 Esas sayılı dosyasından 16.01.2020 tarihinde maaş haciz müzekkeresi yazıldığı, ancak maaşında başka haciz olması nedeni ile sıraya alındığı belirtilmiştir.
03.09.2014 tarihinde Genel Kredi Sözleşmesinin;
“3.11.maddesinde; Kefil, Banka ve muhabirleri nezdinde bulunan her türlü doğmuş ve doğabilecek alacağı, bloke hesabı, tahsil ve ve teminat senedi veya çek, havale, tahvil, hisse senedi veya her neviden vs alacağı üzerinde herhangi bir ihbar gerekmeksizin Banka’nın rehin, hapis, takas ve mahsup hakkı olduğunu kayıtsız şartsız kabul ve beyan eder.
3.12.maddesinde; Kefil, Banka ve Kredi Alan arasındaki GKS’nin, kefaletin niteliğine aykırı olmayan maddelerinin tamamının uygulanmasını ve bu maddelerde yer alan hususları aynen kabul ve taahhüt eder.” hükümleri yer almaktadır.
İİK’nın “Haczi caiz olmıyan mallar ve haklar” başlıklı 82.maddesinde; (Değişik: 18/2/1965-538/46 md.)
“Aşağıdaki şeyler haczolunamaz:
1. Devlet malları ile mahsus kanunlarında haczi caiz olmadığı gösterilen mallar,
2. (Değişik: 2/7/2012-6352/16 md.) Ekonomik faaliyeti, sermayesinden ziyade bedenî çalışmasına dayanan borçlunun mesleğini sürdürebilmesi için gerekli olan her türlü eşya,
3. (Değişik: 2/7/2012-6352/16 md.) Para, kıymetli evrak, altın, gümüş, değerli taş, antika veya süs eşyası gibi kıymetli şeyler hariç olmak üzere, borçlu ve aynı çatı altında yaşayan aile bireyleri için lüzumlu eşya; aynı amaçla kullanılan eşyanın birden fazla olması durumunda bunlardan biri,
4. Borçlu çiftçi ise kendisinin ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazi ve çift hayvanları ve nakil vasıtaları ve diğer eklenti ve ziraat aletleri; değilse, sanat ve mesleki için lüzumlu olan alat ve edevat ve kitapları ve arabacı, kayıkçı, hamal gibi küçük nakliye erbabının geçimlerini temin eden nakil vasıtaları,
5. Borçlu ve ailesinin idareleri için lüzumlu ise borçlunun tercih edeceği bir süt veren mandası veya ineği veyahut üç keçi veya koyunu ve bunların üç aylık yem ve yataklıkları,
6. Borçlunun ve ailesinin iki aylık yiyecek ve yakacakları ve borçlu çiftçi ise gelecek mahsül için lazım olan tohumluğu,
7. Borçlu bağ, bahçe veya meyva veya sebze yetiştiricisi ise kendisinin ve ailesinin geçimi için zaruri olan bağ bahçe ve bu sanat için lüzumlu bulunan alat ve edevat,
Geçimi hayvan yetiştirmeye münhasır olan borçlunun kendisi ve ailesinin maişetleri için zaruri olan miktarı ve bu hayvanların üç aylık yem ve yataklıkları,
8. Borçlar Kanununun 510 uncu maddesi mucibince haczolunmamak üzere tesis edilmiş olan kaydı hayatla iratlar,
9. Memleketin ordu ve zabıta hizmetlerinde malül olanlara bağlanan emeklilik maaşları ile bu hizmetlerden birinin ifası sebebiyle ailelerine bağlanan maaşlar ve ordunun hava ve denizaltı mensuplarına verilen uçuş ve dalış tazminat ve ikramiyeleri,
Askeri malüllerle, şehit yetimlerine verilen terfi zammı ve 1485 numaralı kanun hükmüne göre verilen inhisar beyiye hisseleri,
10. Bir muavenet sandığı veya cemiyeti tarafından hastalık, zaruret ve ölüm gibi hallerde bağlanan maaşlar,
11. Vücut veya sıhhat üzerine ika edilen zararlar için tazminat olarak mutazarrırın kendisine veya ailesine toptan veya irat şeklinde verilen veya verilmesi lazım gelen paralar,
12. (Değişik: 2/7/2012-6352/16 md.) Borçlunun haline münasip evi,
13. (Ek: 2/7/2012-6352/16 md.) Öğrenci bursları.
Medeni Kanunun 807 nci maddesi hükmü saklıdır. 2, 3, 4, 5, 7 ve 12 numaralı bendlerdeki istisna, borcun bu eşya bedelinden doğmaması haline munhasırdır.
(Ek fıkra: 2/7/2012-6352/16 md.) Birinci fıkranın (2), (4), (7) ve (12) numaralı bentlerinde sayılan malların kıymetinin fazla olması durumunda, bedelinden haline münasip bir kısmı, ihtiyacını karşılayabilmesi amacıyla borçluya bırakılmak üzere haczedilerek satılır.
(Ek fıkra: 2/7/2012-6352/16 md.) İcra memuru, haczi talep edilen mal veya hakların haczinin caiz olup olmadığını değerlendirir ve talebin kabulüne veya reddine karar verir.
Aynı yasanın “Kısmen haczi caiz olan şeyler” başlıklı 83.maddesinde (Değişik: 3/7/1940-3890/1 md.);
Maaşlar, tahsisat ve her nevi ücretler, intifa hakları ve hasılatı, ilama müstenit olmayan nafakalar, tekaüt maaşları, sigortalar veya tekaüt sandıkları tarafından tahsis edilen iratlar, borçlu ve ailesinin geçinmeleri için icra memurunca lüzumlu olarak takdir edilen miktar tenzil edildikten sonra haczolunabilir.
(Değişik: 12/4/1968 – 1045/1 md.) Ancak haczolunacak miktar bunların dörtte birinden az olamaz. Birden fazla haciz var ise sıraya konur. Sırada önde olan haczin kesintisi bitmedikçe sonraki haciz için kesintiye geçilemez.
“Önceden yapılan anlaşmalar” başlıklı 83/a.maddesinde (Ek: 18/2/1965-538/47 md.) ise;
82 ve 83 üncü maddelerde yazılı mal ve hakların haczolunabileceğine dair önceden yapılan anlaşmalar muteber değildir.”, düzenlemeleri mevcuttur.
Düzenlemeler ile birlikte somut olaya gelince, dava dışı şirket ile banka arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinde davacının da aynı limitle sözleşmenin müteselsil kefili olduğu, sözleşme kapsamında dava dışı şirkete kullandırılan kredilerin ödenmemesi üzerine hesabın kât edildiği, kât ihtarına rağmen borcun ödenmemesi üzerine ilamsız icra takibi yapıldığı gibi davalı bankaca genel kredi sözleşmesi kapsamında takas/mahsup/rehin haklarına ilişkin yapılan düzenleme gereğince davacının maaşı üzerine bloke işlemi yapıldığından yapılan bloke işlemini kaldırılmasına yönelik olarak işbu dava açılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, genel kredi sözleşmesinin imzalanması sırasında davacının banka nezdinde ki maaşı hesabından virman/takas/mahsup işlemi ile yapılmasının davacı tarafından kabul edildiği düzenlemesini içeren sözleşme hükümlerinin geçerli ve tarafları bağlayıcı sayılıp sayılmayacağına ilişkindir.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2016/2564 Esas ve 2017/4666 Karar sayılı ilamı ve diğer emsal içtihatlarda da belirtildiği üzere, sözleşme ile davacının maaşı ödemesi ile oluşan hesabındaki paralar üzerinde önceye dayanan genel kredi sözleşmesi ile haciz işlemi sonucunu doğurduğu açık olan bloke işlemi yapılması mümkün olamayacağı gibi, haczedilemezlikten önceden feragat da geçersiz olacağı ve henüz hakkında herhangi bir icra takibi başlatılıp maaşından haciz suretiyle borcun ödenmesine izin verildiği yönünde davacının iradesinin açıkça ortaya konulduğundan da bahsedilemeyeceğinden kredinin alınması sırasında takas ve mahsup yönünde verilen muvafakat da geçerli sayılamayacaktır. Bu itibarla davacının genel kredi sözleşmesi kapsamında takas/ mahsup/rehin hakkına yönelik düzenleme İİK’nın 82 ve 83 maddeleri uyarınca maaş ödemesinden oluşan hesap üzerinde davalı alacaklı bankanın hapis hakkını kullanması mümkün olamayacağından ilk derece mahkemesince açılan davanın kabulü ile davacıya ait olup davalı bankada bulunan hesap üzerinde davalı tarafından konulan bloke işleminin kaldırılmasına, davacının maaşından kesinlen 1.000,00 TL’nin dava tarihi olan 25/12/2019 tarihinden itibaren, 15.529,40 TL’nin ıslah tarihi olan 02/09/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline yönelik kararı usul ve yasaya uygundur (Emsal mahiyette Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 24.06.2021 gün ve 2017/(13)3-1980 Esas 2021/829 Karar sayılı emsal içtihatı).
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gerekli olan 1.129,12 TL harçtan peşin alınan 282,28 TL harcın mahsubu ile bakiye 846,84‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi.15/02/2023

Başkan- Üye – Üye Zabıt Katibi

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.