Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1835 E. 2021/1575 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

….

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/10/2021
NUMARASI …..
DAVA TARİHİ : 30/12/2020
KARAR TARİHİ : 22/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/12/2021

Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın görevsizlik nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davalı … … A.Ş. vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının inşaat işleri ile uğraştığını, iş ilişkisi içerisinde olduğu … ….. sahibinden bir iş aldığını, sohbet esnasında işverenin borsa işleri ile ilgilendiğini, davacının istemesi halinde bu konuyu onunla paylaşacağını ve yardımcı olması için ricada bulunacağını söylediğini, bu tarihten kısa bir süre sonra davacıyı davalılardan …’nın arayarak diğer davalı şirkette müşteri temsilcisi olarak çalıştığını ve istemesi halinde kendisine yardımcı olabileceğini söylediğini, bu konuşmadan sonra davacının davalı …’nın tavsiyelerine uyarak hisse senedi alışverişi yaptığını bu alışverişten kâr elde ettiğini, davacı tarafından…….. hisselerinin alınması amacıyla davalılara 34.250,00 TL verildiğini, hisse senetlerinin değerlerinin önce yükseldiğini, 2017 yılında arayıp sorduğunda zararda olduğunu bildirdiğini, 2018 yılında ise davalı şirketin hisselerine el konulduğunu, mahkemelik olduklarını söylediğini, 15/12/2017 tarihli mesajda davalı şirketin diğer davalının iş yerinde ayrıldığını bildirdiğini, 2020 yılında davacının aramalarına ve masajlarına davalı tarafından cevap verilmediğini, taraflar arasında fiili bir sözleşme olduğunu, gerekli yatırımcı bilgilerinin tutulmadığını, alınan talimatların kaydedilmediğini, davacıya hiçbir bildirimde bulunulmadığını belirterek şimdilik 1.000,00 TL’nin davalıların hesabın usulen talimat verilmeksizin hiç işletilmemesi, usulüne uygun işletilmesi gereği uğranılan zarara ilişkin davacının son talimatı ile adına alınmış olan hisselerin şu anki değerleri nispetinde davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı … … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, öncelikle zaman aşımı ve yetki itirazlarının bulunduğunu, taraflar arasında 30/10/2013 tarihli…… İlişkin Aracılık Sözleşmesi bulunduğunu, davacı adına yatırım hesabı açıldığını, ancak bu yatırım hesabında hiç bir işlemin görülmediğini, davacının davalı şirkette bulunan hesabına tek bir kuruş dahi yatırmadığını alacağının bulunmadığını, davalı şirketin diğer davalının iddia olunan ilişkilerinde taraf olmadığını, … uyarınca davalı şirketin personeline ait müşteri hesaplarını takip ve denetleme yükümlülüğü bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul etmediklerini, davalının diğer davalı şirkette görev yaptığı süre içinde bir çok yatırımcının işlemini gerçekleştirdiğini, davaya konu virman işleminin davalının hesabına yapılıp ve yine kendi hesabından alım satım işleminin başkası adına alım veya satım emirlerinin gerekçeleştirilmesi SPK mevzuatına aykırı olduğunu, böyle bir işlemin gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığını, hiç bir kimse tarafından bir müşteri temsilcisine elden para verilmesinin mümkün olmadığını, borsada gerçekleşen tüm işlemlerin anlık işlemler olmasına rağmen davacının 2013 yılından itibaren hesabının akıbetini araştırmak için 8 yıl gibi uzun bir süre beklemesinin iyi niyetle alakasının bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3/k.maddesi ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin 2020/655 Esas, 2020/886 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere taraflar arasında akdedilen … ilişkin Aracılık Sözleşmesi’nde sözleşmenin ticari amaçla yapıldığının belirtilmemesi durumunda işlemin tüketici işlemi olacak olması nedeniyle dava dilekçesinin HMK 114/1-c,115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Davacı ile müvekkili arasında 30/10/2013 tarihli ……Sözleşmesi mevcut olduğunu, sözleşme gereğince davacıya yatırım hesabı açıldığını, ancak bu yatırım hesabında hiçbir hareket görülmediğini, davacının müvekkili nezdinde hiçbir işlem yapmadığını, davacının ticari amaçla hareket eden gerçek kişi yatırımcı konumunda olduğunu, hesap açış amacının borsada işlem gören hisse senetlerine yatırım yaparak kâr elde etmek olduğunu, bu nedenle tüketici sıfatına haiz olmadığını, açılan davada ticaret mahkemesinin görevli bulunduğunu,
Davacı ile diğer davalı … arasındaki özel ilişkilerde müvekkili şirketin taraf olmadığını, iddia olun bu grift ilişkilerde müvekkili arasında illiyet ve hukuki bağında bulunmadığını, açılan davanın müvekkili ile ilgisi bulunmadığını, davacının müvekkili yatırım kuruluşu nezdinde gerçekleştirdiği tek işlem dahi olmadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davalı … … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; Kaldıraçlı Alım Satım (Forex) Sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun Tanımlar başlıklı 3/k.maddesine göre; Tüketicinin ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiyi ifade ettiği,
Kanunun m. 3/l.bendine göre Tüketici işleminin mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari ve mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık, vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi kapsayacağı,
Aynı kanunun temel ilkeler başlıklı 4/5 maddesinde ise tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebileceği, bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetlerin tüketici yönünden geçersiz olacağı,
Aynı Kanunun “Diğer Tüketici Sözleşmeleri” başlıklı 49/(1). maddesinde; finansal hizmetlerin her türlü banka hizmeti, kredi, sigorta, bireysel emeklilik, yatırım ve ödeme ile ilgili hizmetleri ifade ettiği, finansal hizmetlere ilişkin mesafeli sözleşmenin ise finansal hizmetlerin uzaktan pazarlanmasına yönelik olarak oluşturulmuş bir sistem çerçevesinde sağlayıcı ile tüketici arasında uzaktan iletişim araçlarının kullanılması suretiyle kurulan sözleşmeler olduğu,
Kanunun 83/2.maddesine göre; taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer konularda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği,
Kanunun 73/1.maddesinde ise; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu,
Finansal Hizmetlere İlişkin Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği’nin 4.maddesinin “a” bendinde; finansal hizmetin her türlü banka hizmeti, kredi, sigorta, bireysel emeklilik, yatırım ve ödeme ile ilgili hizmetleri, aynı yönetmeliğin 8.maddesinde; cayma hakkının kullanımı ve tarafların yükümlülüklerinin ilişkin düzenlendiği, aynı yönetmeliğin 13.maddesinde ise; cayma hakkının ististanalarının belirtildiği,
6102 Sayılı TTK’nın Ticari Davaların Görüleceği Mahkemeler başlıklı 5/1 maddesinde, aksine hüküm bulunmadıkça dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesinin tüm ticari davalara bakmakla görevli olduğu düzenlemeleri yer almaktadır.
Yukarıda açıklanan kanun hükümlerinden anlaşılacağı üzere somut uyuşmazlıkta Tüketici Mahkemeleri görevlidir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olduğundan (HMK m.1) yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilir (Emsal mahiyette; Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 01/11/2016 tarih 2016/11909 esas 2016/8559 karar sayılı içtihatı).
Bu açıklamalar sonucunda taraflar arasındaki ilişki 6502 sayılı Yasanın 3/(1)-k ve 49.maddeleri uyarınca finansal hizmet sözleşmesi niteliğinde, davacı ise somut dosyada dava konusu finansal hizmet işleminde ticari ve meslek amaçlı hareket etmediğinden tüketici konumunda olup dava tarihi itibariyle bu tür davalarda tüketici mahkemesi görevli olduğundan ilk derece mahkemesince verilen görevsizlik kararı usul ve yasaya uygundur.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın görevsizlik nedeniyle reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı … … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı … … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … … A.Ş.’den alınması gerekli olan 59,30 TL harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı … … A.Ş. tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353(1)-a. maddesi uyarınca uyarınca kesin olmak üzere tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 22/12/2021

…..

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.