Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1834 E. 2023/1446 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/01/2021
NUMARASI :…
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/11/2018
KARAR TARİHİ : 19/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/11/2023

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil bankanın ….arasında imzalanan sözleşmeye istinaden kredi kullandırıldığını, davalıların söz konusu sözleşmeyi müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarından asıl borçlu gibi borcun ödenmemesinden doğan sorumluluğu üstlendiklerini, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi üzerine, kredi hesabının kat edildiği ve asıl borçlu firma ile kefillere ihtarname keşide edildiğini, ihtarname ile tanınan sürede borcun ödenmemesi üzerine, davalılar hakkında Ankara 25. İcra Müdürlüğünün 2018/12501 sayılı dosyasına kayden icra takibine geçildiğini, borçlular hakkında Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesinden alınan ihtiyati haciz kararının uygulanması esnasında borçluların haksız, mesnetsiz ve yasal dayanaktan yoksun bir şekilde icra takibine itiraz ettiklerini, takip talebine konu alacak, faiz oranı ve miktarının taraflar arasında imzalanan KGS ve banka genelgelerine uygun olduğunu, Yargıtay Kararlarında, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılırken, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, kefiller hakkında ilamsız takip yapılabileceği hususunun açıkça belirtildiğini ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına, davalılar hakkında % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; takip konusu alacak için gayrimenkul ipoteği verildiğinden, davacının ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile alacağını tahsil edebileceğini, aynı alacak için davalılar hakkında takip yapmasının hakkın kötüye kullanımı mahiyetinde olduğunu, kredi sözleşmesinde kefil konumunda bulunan davalı müvekkillerin işbu sözleşme bakımından tacir sıfatı ile bulunmadıkları göz önünde bulundurulduğunda, taraflar arasında akdedilen ve müvekkillerin kefil sıfatı ile yer aldığı sözleşmedeki yetki şartının müvekkiller bakımından hüküm ifade etmesinin olanaksız olduğunu savunarak, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, kötü niyetli davacı aleyhine İİK’nun 67/2 maddesi uyarınca kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporuna ve toplanan tüm delillere göre; itirazın iptali istemiyle açılan davada, davalıların 21.07.2017 tarihli genel kredi sözleşmesini 500.000,00 TL kefalet limitiyle müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, davalıların TBK’nın 583. Maddesi gereği kefaletlerinin şeklen geçerli olduğu, davalıların kat ihtarnamesi ile kendilerine verilen 1 günlük atıfet süresinin dolduğu 12.10.2018 tarihi itibarıyla temerrüte düştükleri, davacı banka tarafından takipte talep olunan %33 temerrüt faizi oranını hukuka uygun olduğu, dava konusu borcun likit olması ve davalıların icra takibine itirazları haksız olması nedeniyle davacı yararına %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği, 6325 sayılı HUAK ve yönetmeliği hükümlerine göre hazinden ödenen Arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden sayıldığından yargılama sonunda haksız çıkan taraftan alınarak hazineye irat kaydedileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile icra takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin 196.733,87-TL asıl alacak 3.229,03-TL işlemiş temerrüt faizi, 161,44-TL BSMV üzerinden asıl alacağa işleyecek %33 temerrüt faizi ve %5 BSMV’si aynı şartlarla devamına, takip çıkışı olan 200.124,34-TL’nin %20’si olan 40.024,86-TL icra inkar tazminatının davalılardan müştereken alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 01.10.2020 tarihli duruşma tutanağından da anlaşılacağı üzere davalılar vekilinin dosyadan istifa ettiğini, karar tarihinde davalıların vekilinin bulunmadığını, buna rağmen davada reddolunan kısım üzerinden davalılar yararına 4.080,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını, banka alacağının hesaplanmasında Bankanın Faiz Genelgeleri uyarınca akdi faiz oranının %26 esas alınması gerekirken bilirkişi tarafından daha düşük faiz oranının esas alınarak hesaplama yapılmasının doğru olmadığını, yine asıl alacak miktarının da farklı hesaplandığını, işlemiş faiz ve ferilerinin eksik hesaplanması sebebiyle bilirkişi raporuna yapmış oldukları itirazların dikkate alınmadığını ileri sürerek açıklanan bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesine kefalet nedeniyle alacağın tahsili için gerçekleştirilen icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalı vekili süresinde vermiş olduğu istinaf başvuru dilekçesinden ve istinaf incelemesi için dava dosyası Bölge Adliye Mahkemesine gönderildikten sonra UYAP üzerinden sunduğu 17/07/2023 tarihli dilekçe ile feragat talebi dikkate alınarak istinaf isteminden feragat ettiğini bildirmiştir.
Davalılar … ve … vekili Av. … UYAP üzerinden göndermiş olduğu 19.07.2013 tarihli dilekçesinde, davalı … vekili Av. …’ın UYAP üzerinden göndermiş olduğu 24.07.2023 tarihli dilekçesinde davacı vekilinin istinaftan feragat talebini kabul ettiklerini ve karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını bildirmişlerdir.
Feragat, 6100 Sayılı HMK’nın 307. maddesi ve genel hükümler uyarınca istemde bulunanın talep sonucundan vazgeçmesidir. Dosyada mevcut vekaletnamede davacı vekilinin istinaftan feragat yetkisinin olduğu anlaşılmıştır.
Başvuru hakkından feragati düzenleyen HMK’nın 349/2. maddesinde; “Başvuru yapıldıktan sonra feragat edilirse, dosya bölge adliye mahkemesine gönderilmez ve kararı veren mahkemece başvurunun reddine karar verilir. Dosya, bölge adliye mahkemesine gönderilmiş ve henüz karara bağlanmamış ise başvuru feragat nedeniyle reddolunur.” hükmüne yer verilmiştir. Bu durumda, dava dosyası istinaf incelemesi yapılmak üzere Bölge Adliye Mahkemesine gönderildikten sonra davacı vekilince istinaf başvurusundan feragat edilmiş olmakla davacı vekilinin istinaf isteminin feragat sebebiyle reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davacı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 349/2. maddesi gereği feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf yoluna başvuru harcı 162,10 TL ve 59,30 TL istinaf karar harcının istek halinde istinafa başvuran tarafa iadesine,
3-İstinaf giderlerinin başvuran taraf üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalılar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereği kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 19/10/2023

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.