Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1833 E. 2023/1549 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1833 Esas 2023/1549 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1833
KARAR NO : 2023/1549

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/06/2021
NUMARASI : 2020/21 Esas 2021/464
Karar
DAVACI
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/01/2020
KARAR TARİHİ : 02/11/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/11/2023

Taraflar arasındaki alacağa ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı taraf vekillerince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı bankanın müşterisi olduğunu, çektiği çeşitli krediler nedeniyle müvekkilinin talebi ve onayı alınmaksızın haberi dahi olmadığı adına bir çok sigorta yapıldığını, fahiş miktarlarda operasyon masrafı, istihbarat masrafı, kredi masrafı ve kredi tahsis ücreti adı altında bir çok kesintinin yapıldığını iddia ederek şimdilik 5.500,00 TL’nin masrafların kesildiği tarihlerden itibaren mevduata uygulanacak en yüksek faizleri ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 27/01/2020 tarihli dilekçesi ile, dava dilekçesinde talep edilen 5.000 TL’nin 3.500,00 TL’sinin sigorta bedeli, 2.000,00 TL’sinin ise haksız kesilen masrafa ilişkin olduğunu bildirmiştir.
Davacı vekili 14/04/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 29.796,28 TL’ye artırmıştır.

CEVAP
Davalı usulüne uygun tebliğe rağmen davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davalı banka tarafından davacıya tahsis edilen iki adet kredi ile toplamda 950.000,00 TL kredi kullandırıldığı, bu krediler nedeniyle davalı bankanın TCMB’ne bildirdiği komisyon oranı olan %0,5 oranında hesaplama yapıldığında 4.750,00 TL komisyon tahsil etmesi gerekirken, bankanın davacıdan toplam 34.546,28 TL komisyon tahsil ettiği (ek bilirkişi raporunda davacı vekilinin itirazında yer aldığı şekliyle toplam kesinti miktarında maddi hatanın yapıldığı, eklenmeyen masrafların kök rapordaki kesinti miktarına ekli davacının kullandığı kredilerden kaynaklı masraflardan olduğu mahkememizce raporların ve ekli belgelerin incelenip karşılaştırılması ile tespit edilmiş), bu nedenle fazla tahsil ettiği 29.796,28 TL’nin davacı tarafça talep edebileceği, ancak davacının sözleşmenin 11. maddesinde yer alan ve akabinde sözleşmeden caydığına dair hiçbir kayıt bulunmayan sigorta primlerinin iadesi talebinin yerinde olmadığı, zira sigortaların davacının bilgisi dahilinde yapıldığı ve riziko gerçekleşmiş olsaydı davacı ve/veya yakınlarının prim kesintilerinin iadesi istenilen sigorta nedeniyle menfaatinin oluşmuş olacağı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile 29.796,28 TL asıl alacağın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, alacağın 13.334, 44TL’snin tahsil tarihi olan 09/09/2019 tarihinden, 16.461,84 TL’sine tahsil tarihi olan 11/10/2019 tarihinden itibaren ticaret faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki sözleşme ve mevzuat hükümlerine göre müvekkilinin davacıdan, verdiği hizmetler karşılığında ücret alma hakkının bulunduğunu, söz konusu ücretlerin %0,5 oranına göre hesaplanmasının hatalı olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; davacının davalı bankadan ticari ve rotatif krediler kullanması sebebiyle sigorta operasyon, istihbarat, kredi ve kredi tahsis ile tanımlanan gümüş tarife uyarınca haksız kesintiler yaptığından bahisle yapılan kesintilerin iadesi istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davalı … Şubesinden davacı ile imzalanan 6500292257 ve 6500305611 numaralı taksitli ticari krediler ve 4100553099 ve 4100547151 numaralı rotatif kredilere ilişkin sözleşmeleri ve ekleri, bu kredi sözleşmelerine ve tanımlanan gümüş tarifeye göre kredi kullandırmaya masraf sigorta vb adlar altında alınan paralara ilişkin makbuz ve belgeler, kredilerin geri ödenmesine ilişkin hesap ekstreleri ve makbuzlar, TCMB’den davalı banka ile diğer bankaların 2019 ve 2020 yılları arasında ticari krediler için uyguladığı kredi tahsis değerlendirme ücreti, hesap işletim ücreti, sigorta ücreti vb masraflara ilişkin yapılmış olan bildirimler dosya arasında mevcuttur.
29/12/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı bankanın, TCMB’ne bildirmiş olduğu komisyon oranı üzerinden yapılan hesaplama sonucunda davacıdan 24.796,28 TL fazladan komisyon aldığını, davacının iadesini talep edebileceği, taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinin 11. Maddesinde sigorta primlerinden söz edilerek sigorta poliçelerine davacının imzasının alındığı, bu durumda söz konusu sigortaların davacının bilgisi dahilinde yapıldığı, davacı adına yapılan sigorta işlemlerinde ilgili dönemler için herhangi bir rizikonun oluşması halinde, davacının ve yakınlarının da menfaatinin olacağı gerçeğiyle, söz konusu sigorta primlerinin davacıya iadesinin uygun olmadığı bildirilmiştir.
30/03/2021 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; davalı bankanın, TCMB’ne bildirmiş olduğu komisyon oranı üzerinden yapılan hesaplama sonucunda; davacının davalı bankadan 28.405,03 T komisyonun iadesini talep edebileceği, taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinin 11. Maddesinde sigorta primlerinden söz edilerek davacının imzasının alındığı, bu durumda söz konusu sigortaların davacının bilgisi dahilinde yapıldığı, TTK’nun 1489. Maddesi uyarınca davacının sözleşme/sözleşmelerden caydığına ilişkin olarak davalı bankadan yazılı talepte bulunduğuna dair bir kayda banka kayıtlarında ve dosya içerisinde rastlanmadığı, konunun hukuki değerlendirilmesinin mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
Dosya kapsamından, davalı banka tarafından davacıya tahsis edilen iki adet kredi ile toplamda 950.000,00 TL kredi kullandırıldığı, bu krediler nedeniyle davalı bankanın TCMB’ne bildirdiği komisyon oranı olan %0,5 oranında hesaplama yapıldığında 4.750,00 TL komisyon tahsil etmesi gerekirken, bankanın davacıdan toplam 34.546,28 TL komisyon tahsil ettiği (ek bilirkişi raporunda davacı vekilinin itirazında yer aldığı şekliyle toplam kesinti miktarında maddi hatanın yapıldığı, eklenmeyen masrafların kök rapordaki kesinti miktarına ekli davacının kullandığı kredilerden kaynaklı masraflardan olduğu mahkememizce raporların ve ekli belgelerin incelenip karşılaştırılması ile tespit edilmiş), bu nedenle fazla tahsil ettiği 29.796,28 TL’nin davacı tarafça talep edebileceği, ancak davacının sözleşmenin 11. maddesinde yer alan ve akabinde sözleşmeden caydığına dair hiçbir kayıt bulunmayan sigorta primlerinin iadesi talebinin yerinde olmadığı, zira sigortaların davacının bilgisi dahilinde yapıldığı ve riziko gerçekleşmiş olsaydı davacı ve/veya yakınlarının prim kesintilerinin iadesi istenilen sigorta nedeniyle menfaatinin bulunduğu anlaşılmakla ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Ne var ki, davacı dava dilekçesinde alacağın “mevduata uygulanacak en yüksek faizi” ile birklikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş olmasına rağmen, ilk derece mahkemesince hukukunuzda “ticaret faizi” şeklinde bir faiz cinsi bulunmadığı gözetilmeksizin hükmedilen alacağın “ticaret faizi” ile birlikte tahsiline karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğundan davalı vekilinin istinaf itirazlarının kamu düzeni gözetilerek kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararının faizin cinsi yönünden kaldırılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile,
Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 21/06/2021 tarih 2020/21 Esas 2021/464
Karar sayılı kararının HMK’nın 353/(1).b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Davanın KISMEN KABULÜ ile
29.796,28 TL alacağın 13.334,44 TLsine tahsil tarihi olan 09/09/2019 tarihinden, 16.461,84 TL’sine tahsil tarihi olan 11/10/2019 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak suretiyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 2.035,38 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 93,93 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.941,45‬ TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 93,93 nispi harç, ile 54,40 TL başvuru harcı olmak üzere toplam148,33‬ TL harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan tebligat, posta, bilirkişi gideri olmak üzere toplam 760,53 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davanın kabul edilen kısmı yönünden, istinaf karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre takdir ve tayin olunan17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Yatırılan gider avansından dosyada kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
B)1-Davalı taraftan istinaf karar harcı olarak alınan 509,00 TL harcın talep halinde davalıya iadesine,
2-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile dosyanın istinafa gönderim giderinin 60,60 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 222,70TL’nin kararının kaldırılma gerekçesi gözetildiğinde davalı üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 02/11/2023

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.