Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1827 E. 2023/1562 K. 08.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1827 Esas 2023/1562 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1827
KARAR NO : 2023/1562

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/09/2021
NUMARASI : 2019/415 Esas 2021/547 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 07/08/2019
KARAR TARİHİ : 08/11/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/11/2023

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı asıl borçlu …. A.Ş. ile müvekkili banka arasında 19.12.2014 tarihli 20.000.000,00 TL limitli ve 30.01.2017 tarihli 30.000.000,00
TL limitli iki ayrı Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, davalı şirkete kredi kullandırıldığını, diğer
davalıların söz konusu sözleşmelerin müşterek borçlu- müteselsil kefili olduklarını, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun geri ödenmemesi üzerine hesabın Ankara 38.Noterliğinin
08.08.2018 tarih ve 24008 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile kat edildiğini, kat ihtarına rağmen kredinin ödenmemesi üzerine alacağın tahsiline yönelik olarak Ankara 22. İcra Müdürlüğü’nün 2018/9825 Esas sayılı dosyasında genel haciz yolu ile ilamsız takip başlatıldığını, davalıların takibe haksız itirazları üzerine takibin durdurulduğunu, bu nedenlerle haksız itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, bankanın genel hükümlerle oluşturduğu sözleşmenin, emredici hükümlere, ahlaka,
kamu düzenine ve kişilik haklarına aykırı olduğunu, bu nedenle geçersiz sayılması gerektiğini,
müvekkili aleyhinde geçersiz kredi nedeniyle icra takibi başlatıldığını, ayrıca kabul
anlamına gelmemek üzere faiz oranının da fahiş olduğunu bu nedenlerle davanın reddini istemiştir
Davalı …. ve Tic. A.Ş. ve … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, davanın yetkili ve görevli mahkemede açılmadığını, ayrıca borcun zamanaşımına
uğradığını
, sözleşmenin, emredici hükümlere, ahlaka, kamu düzenine ve kişilik haklarına aykırı
olduğunu, bu nedenle geçersiz sayılması gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için borcun var olduğu ve ödenmediği kabul
edilecek olsa dahi; … ve …’in yalnızca kefil olduğunu, bu durumda öncelikle asıl borçlu
davalı …’ye takip yapılması gerekirken kül halinde tüm kefillere de takip başlatılmasına itiraz
edilmesinin son derece olağan olduğunu, faiz oranlarının fahiş olduğunu,
davacı yanca, dava konusu icra takibinden sonra Ankara 22. İcra Müdürlüğünün
2019/9919 Esas sayılı dosyası ile bir takip başlatıldığını, bu takibe itiraz ettiklerini, davacı
tarafından ayrıca mahkemenin 2019/413 Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını,
aynı Genel Kredi Sözleşmesi’ne dayanarak birbirine çok yakın zamanlarda iki ayrı takip
başlatıldığı ve iki ayrı dava açıldığını, bu hususun usul ekonomisine aykırı olduğu gibi davacının
kötü niyetinin de bir göstergesi olduğunu, bu nedenlerle davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, bankanın genel hükümlerle oluşturduğu sözleşmenin, emredici hükümlere, ahlaka,
kamu düzenine ve kişilik haklarına aykırı olduğu, bu nedenle geçersiz sayılması gerektiğini,
müvekkilinin kefaletinin geçersiz olduğunu, ayrıca kabul anlamına gelmemek üzere faiz
oranının da fahiş olduğunu, bu nedenlerle davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davalılardan …. A.Ş. ile davacı bankanın şubesi arasında imzalanan kredi sözleşmesine istinaden nakdi ve gayrinakdi kredi kullandırılmış olup, borçlunun sorumlu olduğu miktar ipotek tutarını aşmadığından İİK’nun belirtilen hükmü gereğince de rehin paraya çevrilmeden ilamsız takip yapılamayacağından borçlu şirket hakkında açılan davanın reddi gerektiği, belirlenen nakdi ve gayrinakdi borçlar toplamı kefalet limiti içinde kaldığından ve alınan raporlara göre de kefillerin sorumlu olduğu miktar belirlendiğinden bu davalılar hakkında açılan davanın kısmen kabulü gerektiği anlaşılmakla davalılardan borçlu … A.Ş. hakkında açılan davanın reddine, davalı kefiller …, … A.Ş.ile … A.Ş. hakkında açılan davanın kısmen kabulü ile nakit krediden kaynaklı 22.381.903,06 TL asıl alacak, ihtarname masrafı ve vekaletname gideri 296,60 TL olmak üzere 23.382.199,66 TL’ye bu davalıların yapmış olduğu itirazın iptaline, icra takibinde yer alan alacağın 40.468,67 TL’lik kredili mevduat hesabından kaynaklanan kısmına yıllık %30,24 oranında, kalan kısma ise yıllık %44,24 oranında temerrüt faizi uygulanmasına, bu davalıların gayrinakit kredi olan teminat mektubu tutarı 7.532,52 TL ile verilen üç adet çekle ilgili bankanın sorumluluk tutarı olan 4.800,00 TL olmak üzere toplam 12.332,52 TL’ye yapmış oldukları itirazın iptali ile bu tutarın bu davalılardan tahsili ile bankanın faiz getirmeyen bir hesabında depo edilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, nakit kredilerin toplamı yönünden hesaplanacak %20 inkar tazminatı olarak hesaplanan 4.476.380,61 TL’nin bu davalılardan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kısmen kabul kısmen ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Asıl borçlu lehine 23.400.000,00 TL ipotek verilmiş ise de, ipotek bedelinin alacak miktarını karşılamadığını, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan Çubuk İcra Müdürlüğünün 2018/436 talimat dosyasından anlaşıldığını, ipoteklerden toplam 2.286.100,00 TL tahsilat sağlandığını, rehinle teminat altına alınmış tutarın banka riskini kapatmadığını, bilirkişi tarafından taşınmazların satışından sağlandığı belirtilen tahsilatların hem takip hem de dava tarihinden sonra olduğunu, bu nedenle asıl borçlu yönünden yapılan takipte usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davanın kabulü yerine reddinin hatalı olduğunu,
Kefiller yönünden alacağın tam kabulü gerekirken kısmen kabulünün hatalı olduğunu, takibe dayanak hesap kat ihtarında tüm alacak kalemlerinin faiz oranlarının ve faiz tutarlarının tek tek belirtildiğini, bilirkişi tarafından bankanın temerrüt faizi talebi olmadığı yönündeki değerlendirmesine katılmanın mümkün olmadığını, bilirkişi tarafından hesaplanan 6,9,12,17,20 ve 616 no’lu kredilerde ki ana paranın birbiri ile örtüştüğünü, 6 no’lu kredi hariç diğer 5 kredi için hesaplanan faiz ve BSMV tutarlarının neredeyse birebir denk olduğunu, hesap kat ihtarının davalılara ihtar edildiğini ve tebliğ edildiğini, keşide edilen ihtardan sonra tüm tutar ana para olarak değerlendirilmeli ve yalın bir hesaplama ile kabul edilen %44,24’lük faiz oranı ile ödenmeyen gün sayısı nazara alınarak müvekkilinin alacağının hesaplanması gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davalılar istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş oldukları cevap dilekçelerinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemişlerdir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olarak başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ankara 38.Noterliği’nin
08.08.2018 tarih ve 24008 yevmiye numaralı ihtarnamenin incelenmesinde; ihtar edenin …, muhataplarının … …A.Ş., ……. Ürt. A.Ş., … …
…. A.Ş., … A.Ş. ve … olup, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan 23.433.139,90 TL’nin 1 gün içinde ödenmesinin ve ayrıca mer’i teminat mektubu için 7.532,52 TL ile 3 adet çek yaprağı için toplam 4.800,00 TL’nin depo edilmesinin ihtar edildiği, ihtarnamenin tüm borçlulara 10/08/2018 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Ankara 22. İcra Müdürlüğü’nün 2018/9825 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklısının …, borçlularının ……
…. A.Ş., … …
…. A.Ş., … A.Ş. ve … olup, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan 23.433.139,90 TL asıl alacak, 296,60 TL ihtarname ve vekalet ücreti olmak üzere toplam 23.433.436,50 TL’nin asıl alacak 23.392.728,37 TL’ye yıllık % 44,24, kredili mevduattan kaynaklanan 40.411,53 TL’ye yıllık % 30,24 faiz oranı uygulanmasının talep edildiği, ayrıca davacı bankaca takip talebinde nakit alacakların yanısıra, mer’i mektubu için 7.532,52
TL ve 3 adet çek yaprağı için toplam 4.800,00 TL’nin depo edilmesi talebinde bulunulduğu, borçluların takibe itirazları üzerine takibin durdurulduğu görülmüştür.
Bankacı bilirkişiden alınan rapor ve ek raporda özetle; davacı bankanın … Şubesi ile davalılardan ……
…. A.Ş. Arasında 19.12.2014 tarihli 20.000.000,00 TL limitli ve 30.01.2017 tarihli 30.000.000,00
TL limitli iki ayrı genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davalılar … …
…. A.Ş., … A.Ş. ve …’ın aynı limitle sözleşmelerin müteselsil kefili olduklarını, asıl borçlu şirkete kullandırılan kredilerin ödenmemesi üzerine hesabın Ankara 38. Noterliğinden 08/08/2018 tarihinde çekilen ihtarname ile kat edildiğini, tebliğden itibaren 1 gün içinde nakdi alacağın ödenmesinin ihtar edildiğini, ihtarnamenin tüm davalılara 10/08/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, davacı banka tarafından Ankara 22. İcra Müdürlüğü’nün 2018/9825 Esas sayılı dosyasıyla 10/08/2018 tarihinde takip yapıldığını, davalıların takip tarihi itibariyle temerrüte düştüğünü, davacı banka tarafından 03/02/2017 tarihinde yıllık %17,90 akdi faiz üzerinden 32 ay vadeli 21.000.000,00 TL’lik kredi kullandırıldığını, kredinin en son 03/05/2018 tarihinde ki taksitinin ödendiğini, diğer taksitlerin ise ödenmediğini, sözleşmenin 43.18.maddesi gereğince ticari kredili mevduat hesapları için uygulanan kredi faiz oranına 20 puan ilavesi suretiyle tespit edileceğinin kararlaştırıldığını, bankanın talep ettiği %44,24 temerrüt faizinin uygun olduğunu, taksitlerin vadesinde ödenmesi halinde bankanın tahsil edeceği tutarın ana para + akdi faiz + BSMV kalemlerinden oluşacağını, taksitin gecikmeli olarak ödenmesi halinde ise bankanın tahsil edeceği tutarın ana para + akdi faiz + BSMV + taksitin gecikme faizi kalemlerinden oluşacağını, bu kredi yönünden davacı bankanın davalılardan takip tarihi itibariyle toplam 21.297.904,15 TL olacağını, 17 no’lu rötatif kredi yönünden 662.650,00 TL, 20 no’lu rötatif kredi yönünden 229.649,49 TL, 12 no’lu rötatif kredi yönünden 77.816,01 TL, 9 no’lu kredili mevduat hesabı yönünden ise 40.468,67 TL, 656 no’lu alacak yönünden ise 82.600,00 TL olmak üzere toplam 22.391.088,32 TL olacağı, aradaki farkın davacı banka tarafından akdi faiz yerine tüm alacağa vade tarihinden itibaren temerrüt faizi uygulanmasından kaynaklandığı belirtilmiştir.
Somut olaya gelince; davacı banka ile davalı ……
…. A.Ş. arasında iki ayrı genel kredi sözleşmesi imzalandığı ve davalı şirkete kredi kullandırıldığı, diğer davalıların aynı limitle sözleşmelerin müşterek borçlu ve müteselsil kefili olduğu, borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiği, kat ihtarına rağmen borcun ödenmemesi üzerine davalı asıl borçlu ve davalı kefiller hakkında Ankara 22. İcra Müdürlüğü’nün 2018/9825 sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı, davalıların takibe itirazı üzerine takibin durdurulduğu, süresi içerisinde eldeki işbu itirazın iptali davası açılmıştır.
İİK’nın 45.maddesi gereğince; rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapabilir. Ancak rehin tutarının borcu ödemeye yetmezse alacaklı kalan alacağını iflas veya haciz yoluyla takip edebilir. İİK’nın 45.maddesine göre; alacak, rehinle temin altına alınmış ise alacaklı öncelikle rehine müracaat etmeli, buradan alacağını tahsil edemez veya rehnin teminat altına aldığı miktarı aşan bir kısım olursa bu miktar için ilamsız icra takibi yapılabilir. Somut olayda ise, davacı banka tarafından genel kredi sözleşmeleri gereğince kullandırılan kredilerin geri ödenmediğinden bahisle alacağın tahsiline yönelik ilamsız icra takibi ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla iki ayrı takip yapıldığı, yapılan ilamsız takibe davalıların itirazı üzerine itirazın iptali için işbu dava açılmış olup, bankacılık alanında uzman bilirkişiden alınan rapor ve ek rapora göre takip tarihi itibariyle davacı bankanın davalı asıl borçludan toplam 22.391.088,32 TL alacağı bulunduğu, davalı asıl borçlu şirket lehine 23.400.000,00 TL limitle ipotek verildiği, verilen rehin bedelinin asıl borcu karşıladığı anlaşıldığından davacı bankanın dava konusu ettiği Ankara 22. İcra Müdürlüğü’nün 2018/9825 esas saylıı takip dosyasındaki davalı asıl borçlu şirket yönünden İİK’nın 45.maddesi gereğince ilamsız icra takibi yapması mümkün olamayacağından davalı asıl borçlu şirket yönünden açılan davanın reddine karar verilmesi gerekmekte olup, ilk derece mahkemesince de asıl borçlu davalı şirket yönünden açılan davanın bu nedenle reddine karar verilmiş olmakla davacı banka vekilinin asıl borçlu şirket yönünden yapmış olduğu istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir (Emsal mahiyette Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 11/04/2016 tarih 2016/1866 esas 2016/6263 karar sayılı içtihatı).
Öte yandan, dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetim ve hüküm kurmaya elverişli bankacı bilirkişinin rapor ve ek raporunda da belirtildiği üzere davalı asıl borçlu şirkete davacı banka tarafından 6 adet kredi kullandırıldığı, kullandırılan kredilerin akdi faizi ile davacı bankanın takip talebinde rötatif kredi ve taksitli ticari kredi yönünden talep ettiği %44,24 ve kredili mevduat hesabı yönünden ise %24,24 akdi faiz ile %30,24 temerrüt faiz oranları ile davalıların takip tarihi itibariyle temerrüte düştüğü de göz önünde bulundurularak yapılan hesaplama sonucu davacı bankanın davalılardan 22.381.903,06 TL asıl alacak, ihtarname masrafı ve vekaletname gideri 296,60 TL olmak üzere 22.382.199,66 TL’yi talep ve dava hakkı bulunduğu, asıl alacak içerisinde bulunan 40.468,67 TL kredili mevduat hesabı alacağı yönünden %30,24, kalan kısmına ise %44,24 oranında temerrüt faizi uygulanmasına yönelik ilk derece mahkemesi kararı da usul ve yasaya uygun olmakla davacı vekilinin buna yönelik istinaf başvurusunun da reddi gerekmiştir.
Diğer yandan, davacı yanca hesabın 08/08/2018 tarihinde kat edildiği, kat ihtarında tebliğden itibaren 1 gün içinde belirtilen bedelin ödenmesi ve deposunun talep edildiği, kat ihtarının 10/08/2018 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına rağmen aynı tarihte atıfet süresi beklenilmeden icra takibi yapılmış olması ve söz konusu hususun kamu düzeninden olmaması ve istinafa gelen tarafın sıfatı da gözetilerek eleştirilmekle yetinilmiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabul kısmen reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 269,85 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/11/2023

Başkan- Üye Üye Zabıt Katibi

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.