Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1826 E. 2023/301 K. 06.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1826 Esas 2023/301 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/1826
KARAR NO : 2023/301
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : KONYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/10/2021
NUMARASI : 2017/114 Esas 2021/446 Karar
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/05/2017
KARAR TARİHİ : 06/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/03/2023
Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin asıl ve birleşen davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı birleşen davanın reddine, asıl davanın davalı … yönünden kısmen kabulüne, davalı … yönünden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı asıl ve birleşen davada davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili asıl davada dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için başlatılan icra takibine kefil olan davalıların haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili birleşen davada dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için başlatılan icra takibine kefil olan davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı … vekili asıl ve birleşen davada cevap dilekçesinde özetle; 12/12/2013 tarihli genel kredi sözleşmesindeki kefalete ilişkin el yazılarının müvekkiline ait olmadığını, 06/05/2015 tarihli genel kredi sözleşmesinde de imzasının bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, birleşen dava ile asıl davada davalı … yönünden yapılan değerlendirmede, dava konusu icra takip dosyasında icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği, HMK’nun 14/1. maddesine göre tüzel kişilerin şubelerinin işlemlerinden kaynaklanan davalarda şubelerin bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olması ve her iki icra takibine dayanak 12/12/2013 tarihli genel kredi sözleşmesinin davacı bankanın … Şubesi ile ilgililer arasında imzalanması nedeniyle, davalı …’in icra takibi yönünden icra dairesinin yetkisine yapılan itirazın reddi gerektiği, yargılama aşamasında alınan adli tıp raporuyla 12/12/2013 tarihli genel kredi sözleşmesindeki el yazılarının davalı …’e ait olmadığının tespit edildiği, TBK’nun 583/1. maddesine göre el yazısının kefaletin geçerlilik şartı olduğu, asıl ve birleşen her iki davada da her iki takibe dayanak teşkil eden 12/12/2013 tarihli genel kredi sözleşmesindeki kefalete ilişkin el yazılarının davalı …’e ait olmaması karşısında, TBK’nun 583/1. maddesi gereğince anılan davalının bu sözleşmeden dolayı kefalete ilişkin sorumluluğunun bulunmadığı, takibe dayanak teşkil eden 06/05/2015 tarihli sözleşmede de davalı …’in hiç imzasının bulunmadığı, davalı …’e karşı açılan asıl ve birleşen her iki davanın da ispat edilemediği, asıl davada davalı … yönünden yapılan değerlendirmede, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporlarıyla takip tarihi itibarıyla davacının davalı …’den talep edebileceği alacak miktarının tespit edildiği, asıl davada alacağın miktarı belirli ve belirlenebilir olduğu, asıl ve birleşen davaya konu icra takibi davalı … yönünden haksız olmakla birlikte, bu takiplerin davacı banka tarafından davalı …’e karşı kötü niyetli olarak yapıldığı ispat edilmediğinden anılan davalının tazminat talebinin reddi gerektiği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın davalı … yönünden reddine, davalı …’in asıl ve birleşen davada tazminat talebinin reddine, davalı … yönünden asıl davanın kısmen kabulüne, davalı …’in icra takibine yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin davalı … yönünden asıl alacak 349.806,88 TL, işlemiş faiz 35.548,71 TL, BSMV 1.781,44 TL ve masraf 1.871,71 TL olmak üzere alacağın toplam 389.008,74 TL’lik kısmı yönünden devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacak olan 349.806,88 TL’nin, 29.089,56 TL’lik kısmına yıllık %28,08, kalan 320.717,32 TL’lik kısmına ise yıllık %39 temerrüt faizi yürütülmesine, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, hükmedilen 389.008,74 TL’nin %20’si olan 77.801,75 TL icra inkar tazminatının davalı …’den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Asıl ve birleşen davada davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı …’in asıl ve birleşen davada yazıların kendisine ait olmadığı yönünde inceleme yapılırken hataya düşüldüğünü, yargılama aşamasında alınan adli tıp raporuna itiraz edildiğini, mahkemece itirazların soyut görüldüğünü, oysa itirazların soyut olmadığını, bilirkişi raporunda kefalet miktarı, müteselsilen ibaresi ve kefalet tarihinin inceleme konusu yapılıp yapılmadığının belirgin olmadığını, incelemeye tabi tutulan … no’lu 22/02/2012 tarihli sözleşmenin diğer sözleşmenin kökü olduğunu, bu sözleşmede diğer sözleşmeyle bağlantının belirtildiğini, kök sözleşme tarihinde mülga BK’nun yürürlükte olduğunu, bu kanunda el yazısı şartı aranmadığını, mahkemece ise bu sözleşmenin 12/12/2013 tarihli sözleşme ile karıştırıldığını, … sıra no’lu sözleşmenin 22/02/2012 tarihli olup, bu sözleşmenin adli tıp tarafından incelenip incelenmediği hususunun gerekçeli kararda sözleşme numarası hiç geçmediğinden tereddüt oluşturduğunu, sözleşme numarası raporda belirtilmesine rağmen sözleşme tarihinin raporda yazılmadığını, itiraz edilmeyen hesap bilirkişi raporlarında da kredi ilişkisinin 22/02/2012 tarihinde başladığının açıkça ortaya konduğunu, durum açıklığa kavuşturulmadan hesap raporunun alınmasının hukuki olmadığını, davalı …’in şirket ortağı, ipotek veren ve müteselsil kefil olduğunu, adli tıp raporunun kesin nitelikte olmadığını, üniversitelerin güzel sanatlar fakültelerinden oluşturulacak üçlü bilirkişi kuruluna dosyanın tevdi ile veya sözleşmelerdeki bu belirsizliğin giderilmesi akabinde adli tıp kurumundan ek rapor alınması gerektiğini, tüm bilirkişi raporlarında belirtildiği üzere davalı …’in kredi ilişki tarihinde şirket ortağı olduğunu, imzayı kabul eden şahsın yazılar bana ait değildir demesinin sözleşmede tahrifat olmadığı görüldüğünde bu boş alanları bankaya doldurma ödevi verdiği sonucunu doğurduğunu, aksi görüşün karşı tarafın hileli hareketle müvekkilini yanılttığı sonucunu doğuracağını, maddi sonucun gerçeklikle uyuşmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının asıl ve birleşen dava yönünden kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Asıl ve birleşen dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nun “Başvuru Süresi” başlıklı 341. maddesine göre, istinaf yoluna başvuru süresi iki hafta olup bu süre ilamın taraflara/vekillerine tebliğinden itibaren işlemeye başlayacaktır.
Asıl ve birleşen davanın davalı … yönünden reddine, asıl davanın davalı … yönünden kısmen kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi kararı asıl ve birleşen davada davacı vekiline 16/10/2021 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir. Anılan tarihten itibaren başlayacak olan iki haftalık istinaf süresinin son günü olan 30/10/2021 günü hafta sonuna isabet ettiğinden istinaf süresinin son günü hafta sonunu takip eden ilk mesai günü olan 01/11/2021 günüdür. Asıl ve birleşen davada davacı vekili ise istinaf süresinin son günü olan 01/11/2021 tarihinden sonra, 03/11/2021 tarihinde Uyap üzerinden elektronik imzalı olarak gönderdiği istinaf dilekçesi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İstinaf kanun yoluna başvuran asıl ve birleşen davada davacı vekili istinaf dilekçesini 03/11/2021 tarihinde vermiş ise de, maktu istinaf karar harcını 28/10/2021 tarihinde, birleşen davaya ilişkin istinaf harçlarının eksik olduğunun anlaşılması ile çıkarılan muhtıra üzerine 03/11/2021 tarihinde yatırmıştır. Maktu istinaf karar harcını ilk olarak yatırıldığı tarih olan 28/10/2021 tarihi, kararın asıl ve birleşen davada davacı vekiline tebliğ tarihinden itibaren başlamış olan iki haftalık istinaf süresi içerisinde ise de, Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 208. maddesi hükmü gereğince istinaf başvurusu istinaf dilekçesinin kaydedildiği tarihte yapılmış sayılacağından istinafa başvuru tarihi istinaf harçlarının yatırıldığı tarih değil, istinaf dilekçesinin kaydedildiği tarihtir. Yukarıda açıklandığı üzere asıl ve birleşen davada davacı vekilinin e-imzalı olup, Uyap üzerinden gönderdiği ve mahkemece kaydedilen istinaf dilekçesi istinaf kanun yoluna başvurusu süresi sona erdikten (01/11/2021) sonra (03/11/2021 tarihinde) verilmiştir.
Tüm bu nedenlerle asıl ve birleşen davada davacı vekilinin süresinde yapılmayan istinaf başvurusunun HMK’nun 352. maddesi uyarınca reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl ve birleşen davada davacı vekilinin istinaf isteminin HMK’nun 352. maddesi uyarınca süreden REDDİNE,
2-Asıl ve birleşen davada davacı tarafından yatırılan toplam 118,60 TL maktu istinaf karar harcı ile toplam 324,20 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının talep halinde asıl ve birleşen davada davacıya iadesine,
3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin asıl ve birleşen davada davacı üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 06/03/2023
Başkan – Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.