Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1808 E. 2022/1368 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1808 Esas 2022/1368 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1808
KARAR NO : 2022/1368

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/09/2021
NUMARASI : 2015/617 Esas 2021/525 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 29/09/2015
KARAR TARİHİ : 02/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/11/2022

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında acentelik sözleşmesi bulunduğunu, müvekkilinin acentelik sözleşmesi nedeniyle cari hesaptan kaynaklanan alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin iş akdi sonlandırılıncaya kadar davacı iş yerinde çeşitli pozisyonlarda çalışan işçi olduğunu, sigortasının davacı tarafından yatırıldığını, çalışma hayatı içerisinde davacının muvazaalı işlemlerini dayatarak müvekkiline ve şubedeki diğer işçileri işveren konumuna getirdiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, taraflar arasındaki iş mahkemesinde görülmekte olan davada yapılan yargılama sonunda taraflar arasındaki sözleşmesinin iş akdi olduğunun tespit edildiği, kararın kesinleştiği, hizmet sözleşmesine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü uyuşmazlıkta iş mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle HMK’nun 114/c maddesi gereğince mahkemenin görevsizliğine, HMK’nun 114/c maddesi gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının acentelik sözleşmesinin müvekkili tarafından haklı olarak feshedildiği tarihe kadar acente olarak faaliyet gösterdiğini, davalının işçi sıfatına haiz olmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin muvazaalı bir sözleşme olmayıp, iş teftiş kurulu tarafından davalının iş yerinde yapılan incelemede davalının işveren olduğunun kabul edildiğini, muvazaa olduğu varsayılsa bile sözleşmenin tarafının kendi muvazaasına dayanarak hak talep edemeyeceğini, acente işçisinin açmış olduğu işçilik alacakları davasında davacının bağımsız bir işveren olan acentenin işçinin gerekçesiyle davanın müvekkili yönünden husumetten reddine karar verildiğini, aynı tip sözleşmeye dayalı olarak başka acentelerin işçi olduğu iddiasıyla iş mahkemesinde açtığı davalarda mahkemenin görevsizlik kararı verdiğini, uyuşmazlığın ticaret mahkemesinde görüleceğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; acentelik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstanbul 23. İş Mahkemesinin 2014/966 Esas 2017/249 Karar sayılı dosyasında davacı…tarafından davalı … A.Ş. aleyhine açılan davada, taraflar arasında akdedilen acentelik sözleşmesinin muvazaalı olduğu, davacının davalı işçisi sıfatına sahip bulunduğu tespit edilerek davacının kıdem tazminatı, ihbar tazminatı vs. alacaklarının hüküm altına alındığı, davalı vekilinin anılan karara karşı istinaf kanun yoluna başvurduğu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 41. Hukuk Dairesinin 2019/665 Esas 2020/992 Karar sayılı kararıyla davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, davalı vekilinin anılan karara karşı temyiz kanun yoluna başvurması üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 15/02/2021 tarih 2020/6605 Esas 2021/3734 Karar sayılı kararıyla hükmün onanmasına karar verildiği dosya içeriğiyle sabittir.
6102 Sayılı TTK’nun Ticari Davaların Görüleceği Mahkemeler başlıklı 5/1 maddesinde, aksine hüküm bulunmadıkça dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesinin tüm ticari davalara bakmakla görevli olduğu hükme bağlanmıştır.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesinde, İş Mahkemeleri’nin görevi İş Kanunu’na göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanunu’na dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi denilmek suretiyle belirlenmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar karşısında somut olaya gelindiğinde, davacı yan acentelik sözleşmesi gereğince cari hesap alacağının tahsiline yönelik ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek işbu itirazın iptali davasını açmıştır.
Davacının işbu davada acente olduğunu ileri sürdüğü davalı … tarafından davacı şirket aleyhine açılan İstanbul 23. İş Mahkemesinin 2014/966 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonunda verilen, istinaf ve Yargıtay denetiminden de geçerek kesinleşen karar ile taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin muvazaalı olduğu, davacı …’un davalı şirket işçisi olduğu tespit edilmiştir. Kesinleşen mahkeme kararında yer alan tespit kapsamında davalının davacının işçisi olduğu, taraflar arasında akdedilen acentelik sözleşmesinin muvazaalı olması karşısında işbu davada yargılama yapma görev ve yetkisi İş Mahkemesine aittir.
Hal böyle olunca, mahkemece taraflar arasında akdedilen acentelik sözleşmesinin muvazaalı olup, davacı ile davalı arasındaki temel ilişkinin işçi ve işveren ilişkisi olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca iş mahkemesinde görülmesi gerektiği gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK’nun 362/(1)-c. maddesi gereğince kesin olmak üzere tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 02/11/2022

Başkan – Üye Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.