Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1798 E. 2023/248 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1798 Esas 2023/248 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1798
KARAR NO : 2023/248

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/07/2021
NUMARASI : 2019/637 Esas 2021/504 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/11/2019
KARAR TARİHİ : 23/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10 /03/2023

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı bir kısım davalılar vekili ile davacı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalılar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine istinaden kullandırılan kredinin davalılara keşide edilen Beşiktaş 17. Noterliğinin 31/05/2019 tarih … yevmiye nolu kat ihtarına rağmen ödenmemesi üzerine kredi alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine, davalılar tarafından yapılan haksız itirazın iptali ile %20 icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar … vekili cevap dilekçesinde özetle; kredi borçlusu hakkında Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/581 E. sayılı dava dosyasından konkordato talep edildiğini ve geçici mühlet kararı verildiğini, banka tarafından kredi sözleşmesinin hukuka aykırı olarak sonlandırıldığını ve kefiller hakkında takibe geçildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …. Şti. Vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacı ile yapılmış bir sözleşme varsa bile bundan diğer borçluların sorumlu olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddine ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporuna ve toplanan tüm delillere göre; genel kredi sözleşmesine dayalı olarak nakdi ve gayri nakdi kredi alacağının tahsili istemiyle açılan davada davanın kısmen kabulüne fazlaya ilişkin istemin reddine, %20 icra inkar tazminatına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı-kefillerin genel kredi sözleşmesinde gayri nakdi kredi alacağının depo edilmesine yönelik savunmaları bulunmadığı halde ilk derece mahkemesince HMK’nın 25. Maddesindeki taraflarca hazırlanma ilkesine aykırı bir şekilde re’sen bu hususun incelenerek bu yöndeki taleplerinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, kaldı ki 28.03.2012 tarihli genel kredi sözleşmesinin 8. Maddesine göre davacı bankanın davalı kefillerden depo talebinde bulunabileceğinin düzenlendiğini, hatalı, eksik ve yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm verildiğini, davalıların takibe konu riskin tümünden sorumlu olduklarını ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
Bir kısım davalılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; gerekçeli kararda değerlendirilmeyen konkordato sürecinde bulunan davalı şirketin kredi hesabının kat edilemeyeceğini, muaccel olmayan alacak için takip yapamayacağını, hem genel kredi sözleşmesine hem de kefalet sözleşmesine ilişkin genel işlem şartlarının bu davada gözetilmesi gerektiğini, davalı kefillerin kefaletlerinin geçerli olmadığını ileri sürerek açıklanan bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, genel kredi sözleşmesine istinaden kullandırılan nakdi ve gayri nakdi kredi alacağının davalı müteselsil kefillerden tahsili istemiyle başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. Maddesi gereğince iptali istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekilinin istinaf başvurusundan sonra UYAP üzerinden 02.02.2023 tarihli e-imzalı dilekçesi ile davadan ve istinaf hakkından, bir kısım davalılar vekili de 30.01.2023 tarihli e-imzalı dilekçe ile istinaf hakkından feragat ettiklerini bildirmişlerdir.
Beşiktaş 17. Noterliği tarafından düzenlenen … yevmiye numaralı vekaletnamede davacı vekilinin, Ankara 13. Noterliği’nce, Ankara 56. Noterliği’nce ve Balıkesir 1. Noterliği’nce düzenlenen vekaletnamelerde davalılar… vekilinin “davadan veya kanun yollarından feragat etmeye”, yetkilerinin bulunduğu görülmüştür.
HMK’nın 349/2.maddesinde ise, başvuru yapıldıktan sonra feragat edilirse, dosya bölge adliye mahkemesine gönderilmeyeceği ve kararı veren mahkemece başvurunun reddine karar verileceği, dosyanın, bölge adliye mahkemesine gönderilmiş ve henüz karara bağlanmamış ise başvurunun feragat nedeniyle reddolunacağı, düzenlemeleri yer almaktadır.
Vekaletnamede kanun yolundan feragat etmeye yetkisi olduğu anlaşılan davacı vekili Av. …’ın UYAP üzerinden göndermiş olduğu 02.02.2023 e-imzalı dilekçesi ile istinafa başvuran bir kısım davalılar… vekili Av….’nın UYAP üzerinden göndermiş olduğu 30.01.2023 e-imzalı dilekçesi ile istinaf yolundan feragat etmiş bulundukları anlaşılmış olmakla, davacı vekili ile bir kısım davalılar vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 349. maddesi gereğince ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
Taraf vekilleri istinaf kanun yoluna başvurusundan feragat ederek Dairemizin İlk Derece Mahkemesi yerine geçerek karar verme yetkisini kaldırmıştır. Bu nedenle davadan feragat hakkında artık İlk Derece Mahkemesince karar verilebilir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekili ile bir kısım davalılar vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 349. maddesi gereğince feragat nedeniyle ayrı ayrı reddine,
2-Kararın istinafa başvuran taraf vekillerine tebliğine,
3-İstinafa başvuran davacı vekili tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf maktu karar harcı ile istinaf yoluna başvuru harcı 162,10 TL’nin kararın kesinleşmesi ve istek halinde davacıya iadesine,
4-İstinafa başvuran bir kısım davalılar… vekili tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf maktu ve 45.088,07 TL istinaf nispi karar harçları ile istinaf yoluna başvuru harcı 162,10 TL’nin kararın kesinleşmesi ve talep halinde anılan davalı tarafa iadesine,
5-Davacı tarafın feragat beyanı hakkında İlk Derece Mahkemesince ek karar verilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca iki hafta içerisinde gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren temyiz yolu açık olmak üzere oy çokluğu ile karar verildi. 23/02/2023

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi-

KARŞI OY
Dava, genel kredi sözleşmesine istinaden kullandırılan nakdi ve gayri nakdi kredi alacağının davalı müteselsil kefillerden tahsili istemiyle başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. Maddesi gereğince iptali istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Sayın heyetle görüş farklılığı esasen istinaf incelemesi sırasında davacı vekili Av. … tarafından UYAP ortamından verilen 02.02.2023 tarihli dilekçe ile davadan ve istinaf hakkından feragat ettiği bildirilmiş olmakla, feragat ve kabulün zamanını düzenleyen HMK’nın 310/2. Maddesi uyarınca mı yoksa istinafa başvurma hakkından feragati düzenleyen HMK’nın 349. Maddesi uyarınca mı karar verilmesi gerektiği noktasında toplanmaktadır.
Bilindiği üzere feragat, 6100 sayılı HMK’nın 307. maddesinde; davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olarak tanımlanmıştır. Hükmün kesinleşmesinden önceki herhangi bir aşamada davadan feragat edilebilir. Aynı Kanun’un 311. maddesinde ise, feragatin kesin hüküm gibi sonuç doğuracağı açıklanmıştır. Davadan feragatin, davayı sona erdiren kesin bir usul işlemi olması sebebiyle dilekçede açıkça gösterilmesi, kayıtsız ve şartsız olması gerektiği aşikardır.
Ayrıca 22.07.2020 tarihli ve 7251 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 29. Maddesiyle HMK’nın 310. Maddesine eklenen 2. Fıkrada “Feragat veya kabul, hükmün verilmesinden sonra yapılmışsa, taraflarca kanun yoluna başvurulmuş olsa dahi, dosya kanun yolu incelemesine gönderilmez ve ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesince feragat veya kabul doğrultusunda ek karar verilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Kuşkusuz davadan feragat, istinaf kanun yoluna başvurma hakkından feragate göre daha geniş kapsamlıdır. Zira, davadan feragat halinde davacı vekilinin ve bir kısım davalılar vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2. Maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince verilen karar kaldırılarak davadan feragatin hukuki niteliği gözetilerek HMK’nın 310/2. maddesi gereğince davanın feragat sebebiyle reddine karar verilecek, ikincisinde ise yani istinaf başvuru hakkından feragat halinde, istinaf başvuru dilekçesinin reddine karar vermekle yetinilecektir. Esasen davacı vekilinin söz konusu dilekçesindeki davadan feragat ve istinaf başvuru hakkından feragat birbirinin devamı niteliğinde olup, davadan feragat (çoğun içinde az vardır kuralı gereği) bir yerde istinaf hakkından feragati de içerir. (bkz. Aynı yönde Yargıtay HGK’nın 05.04.2017 tarihli ve 2015/21-1328 E., 2017/659 K., 28.01.2015 tarihli ve 2015/23-39 E., 2015/810 K., 05.11.2014 tarihli ve 2013/2-1613 E. 2014/872 K., 19.12.2012 tarihli ve 2012/13-1369 E., 2012/1221 K., 16.11.1966 gün 1438-290 ve 27.5.1992 gün 1992/2-250-364, 29.9.1993 gün 1993/2-491-543 sayılı kararları).
Somut olayda, davacı vekili davadan feragat ettiklerini açıkça ve koşulsuz olarak bildirdiğinden bu beyan çerçevesinde işlem yapılması zorunludur. Davacı vekilinin vekaletnamesinde davadan feragate yetkili olduğu da anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı vekilinin istinaf başvurusunun davacı tarafın davadan feragati nedeniyle kabulüne, davacı vekilinin davaya ilişkin usul ve yasaya uygun feragat talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesince davada verilen karar HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereği kaldırılarak HMK’nın 310/2. Maddesi uyarınca davanın feragat nedeniyle reddine dair hüküm kurulması gerektiği görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun istinafa başvuran taraf vekillerinin HMK’nın 349. Maddesi uyarınca istinaf hakkından feragat nedeniyle istinaf başvurularının reddine dair kararına katılmıyorum.

Üye-
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.