Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1795 E. 2022/77 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

….
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/12/2020
NUMARASI : ….
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/05/2019
KARAR TARİHİ : 17/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/02/2022

Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı taraf vekilleri tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin TMSF idaresinde olduğunu, YK üyelerinin TMSF tarafından atandığını, müvekkili şirketin davalılar tarafından zarara uğratıldığını, SPK’nın 21/01/2019 tarihli kurul kararı bildirimine göre müvekkili şirketin faaliyeti ve kuruluş amaçları ile ilgili olmayan, … şirketleri ile bağlantısı bulunmayan….ile çalışan yönetim ve sözleşmesel ilişkisi olmayan üçüncü kişilerin dayanağı açıklanamayan kişisel ihtiyaçlarının ve ticari teamüle uygun olmayan harcamalarının müvekkili şirketten karşılandığını, … … acentesi aracılığıyla ulaşım, konaklama, gezi, araç kiralama vb. açıklamalarla düzenlenen faturalar yoluyla 6.384,12 TL, … … … aracılığıyla … İnşaat ve Tic.A.Ş.’nin otel işletmeciliğini yaptığı … … otelindeki konaklamalara ilişkin faturalar yoluyla 31.578,43 TL, … Havacılık aracılığıyla içeriği yurt içi ve yurt dışı özel uçak seyahatleri olarak düzenlenen 2.035.841,00 TL, olmak üzere rapor tarihi itibariyle en az 2.073.804,37 TL tutarında sermaye ve malvarlığı kaybına uğrattıklarını, … İnşaat tarafından …, …, … … ve … haricinde … ailesi fertlerine usulsüz olarak tahsis edilen iki adet araç nedeniyle şirket malvarlığının rapor tarihi olan 18/09/2018 tarihi itibariyle en az 687.274,28 TL tutarında sermaye ve mal varlığı kaybına uğratıldığını, 683 sayılı OHAL KHK gereği sorumluluk davalarına ilişkin tüzel kişiliğin genel kurulunun veya yetkili kurulun kararının alınmasına gerek bulunmadığını, zorunlu arabuluculuk sürecinde bir anlaşmanın sağlanmadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 2.761.078,65 TL zararın her bir davalıdan rapor tarihi olan 18/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından iddia edilen her türlü belgenin davacının uhdesinde olduğunu, müvekkillerin şirketten el çektirildiğini ve bu belgelere ulaşma imkanlarının bulunmadığını, davacı şirket de dahil olmak üzere … … … bünyesindeki şirketlerin ekonomik ve finansal işlemlerinin tamamı kayyım atama tarihi olan 26/10/2015 tarihine kadar SPK’nın akreditasyon listesinde yer alan PWC tarafından denetlenerek uygunluk raporu verildiğini, bu raporların incelenmesini talep ettiklerini, … … … Madencilik İşletmeleri A.Ş.nezdindeki ticari evrak ve belgelerin hukuki delilleri olduğunu, TTK 202/1.b uyarınca kaybın tazminin istenebilmesi için öncelikle denkleştirmenin istenmesinin gerektiğini, denkleştirme talebi olmadan kaybın tazmini davasını açılamayacağını, her türlü faaliyetin bağımsız denetim ve iç denetime tabi olduğunu, bağımsız denetim raporları, pay sahiplerinin katılımı ile gerçekleştirilen Genel Kurul kararları ve ibra kararlarına dayandıklarını, holdingin amacının sadece iştirak olmadığını, yapmış olduğu giderlerin fatura kullanarak yansıtmalarının söz konusu olduğunu, iştirak ettikleri tek merkezden müşavirlik, organizasyon, planlama, finansman hizmetleri de sağlayan holdinglerin bu tür hizmetleri gerçekleştirmek amacı ile yapmış oldukları harcamaları bağlı şirkete yansıtmalarının yasalara uygun olduğunu, Danıştay kararlarına göre holdinglerin yapmış oldukları bu tür giderleri kurumlar vergisi matrahından indirmelerinin prensip olarak kabul edildiğini, müşterek hizmetlerin gerçekleştirilip dağıtılmasında hizmet üreten şirketin yapısı ve bağlı şirketlerle ilişkisinin yeterli sayıldığını, holdingler tarafından bağlı şirketlere yansıtılan giderler için fatura kesildiğini, bunun ise iştirakler tarafından gider olarak gösterilebildiğini, yapılan yansıtma sonucu kesilen faturanın gelir olarak kaydedildiğini, … tarafından kurumlar vergisi matrahına ilave edildiğini, bu şekilde herhangi bir vergi kaybına neden olunmadığını, işlemlerin kurumlar vergisi kanunu ve ilgili genel tebliğler ile ilgili OECD rehberine uygun yapıldığını, SPK tarafından işlemin eksik inceleme ile yapıldığını, şirket kayıtlarına giren faturaların şirket faaliyet ve menfaatleri kapsamında kullanıldığını, şirketle ve faaliyetleri ile ilişkisi olmayan üçüncü kişilere yahut adlarına herhangi bir ödemenin yapılmasının söz konusu olmadığını, … … şirketlerinin hiçbirinin malvarlığında yahut kârlılığında azalmanın söz konusu olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporuna ve toplanan tüm delillere göre; davacı şirketin eski yöneticisi olan davalıların yönetici oldukları dönemde yaptıkları usulsüz işlemler nedeniyle şirketi zarara uğrattıkları iddiasıyla yöneticilere karşı açılmış sorumluluk davası istemiyle (TTK 553 vd.maddeleri) açılan bu davada; davacı şirket ile davacı şirketin bünyesinde bulunduğu … … …’e ait ticari defter ve kayıtlar, SPK kurul kararları, denetleme raporları, mahkememizce keşfen aldırılan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalıların davaya konu eylem ve işlemlerin yapıldığı dönemi kapsayan 2009-2015 tarihleri arasında davacı şirketin yönetim kurulu üyeleri oldukları, davalıların yönetim kurulu üyeleri oldukları dönemde dava konusu olan şirket ortağı, yöneticisi ya da personeli olmayan şahısların seyahat ve konaklama ücretlerinin şirket hesaplarından karşılandığı, yapılan seyahatlerin bir kısmının şirket ortak ve yöneticilerine ait olmakla birlikte şirket faaliyet alanı dışında keyfi amaçla yapıldığı, şirket araçlarının … ailesi fertlerine özel amaçlı kullanımlarına tahsis edilerek bu suretlerle şirketin zarara uğramasına sebep oldukları, her ne kadar yıllık olağan genel kurul toplantılarında yöneticiler ibra edilmiş iseler de dava konusu işlem ve harcamalarla ilgili olarak genel kurulun gündemine bilgi ve belge sunulmadığı ve genel kurulda bu hususun görüşülmediği, bu nedenle dava konusu işlem ve harcamaların ibranın kapsamı dışında kaldığı kanaatine varıldığı(Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 14/11/1982 esas 1982/3596 karar sayılı ilamı da bu doğrultudadır), davalıların dava konusu işlem ve eylemlerden dolayı bilirkişi raporunda belirlenen miktarlarda davacı şirketi zarara uğrattıkları gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 3.436,89 TL … … acentesi aracılıyla alınan bilet bedelleri, 22.732,58 TL … … Oteli Konaklama gideri, 113.313,64 TL özel uçak seyahat ücretleri, 539.733,34 TL … ailesi fertlerine usulsüz tahsis edilen 2 araç nedeniyle uğranılan zarar olmak üzere toplam 679.216,45 TL’nin dava tarihi olan 08/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince yargılama sırasında alınan tek bilirkişi raporuna dayanılarak karar verildiğini, zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulmuş olup davalılardan … veya vekilinin mazeret bildirmeksizin toplantıya katılmadığını, fakat yerel mahkemece toplantıya katılmayan yan lehine yasaya aykırı olarak yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedildiğini, müvekkili şirketin davalılarca zarara uğratıldığı halde ilk derece mahkemesince eksik rapora itibar edilerek karar verildiğini, bilirkişi raporunda faiz hesaplamasına yönelik itirazlarının da değerlendirilmediğini, dosyadaki SPK Denetleme Raporu’nda adat faizine dair hesaplama yöntemi verileri ve detayları gösterilmiş olmasına rağmen ve hükme esas alınan bilirkişi raporuna bu konudaki itirazlarının değerlendirilmediğini, SPK denetim raporu tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine karar verilmesi talep edildiği halde dava tarihinden itibaren faize karar verildiğini, ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davada talep olunan alacak kalemleri yönünden zamanaşımı def’ilerinin dikkate alınmadığını, TTK’nın 560. Maddesinde öngörülen 2 ve 5 yıllık zamanaşımı sürelerinin dolduğunu, genel kurulun ibra kararları,nın TTK’nın 553. Maddesine dayanarak sorumluluk davası açılabilmesinin önünde hukuki engel olduğunu, ibra kararı karşısında dava şartı ve hukuki yarar şartı yokluğu sebebiyle davanın reddi gerektiğini, TMS idaresindeki davacı şirket de dahil olmak üzere … … … bünyesindeki şirketlerin ekonomik ve finansal işlemlerinin tamamının kayyım atama tarihi olan 26.10.2015 tarihine kadar TTK’da ve SPKn’da yer alan düzenlemelere uygun olarak gerçekleştirildiğini, talep edildiği halde … … şirketlerinin yeminli mali müşavir raporlarının, PWC denetim raporlarının yargılamada ve bilirkişi raporunda incelenip değerlendirilmediğini, SPK’nın talebi üzerine kayyımlar tarafından dava konusu faturaların faydalanıcılarına ilişkin herhangi bir bilgiye ulaşılamadığı yönünden açıklamalarda bulunulduğunu, ileri sürerek açıklanan bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, davacı şirketin eski yöneticisi olan davalıların yönetici oldukları dönemde usulsüz işlemleri sebebiyle davacı şirketi zarara uğrattıkları iddiasıyla yöneticilere karşı TTK’nın 553. Vd. Maddeleri uyarınca açılan sorumluluk davası niteliğinde olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 344. maddesinde, istinaf dilekçesi verilirken istinaf kanun yoluna başvuru harcı ve tebliğ giderleri de dahil olmak üzere tüm giderlerin ödeneceği, bunların hiç ödenmediği veya eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, kararı veren mahkeme tarafından verilecek bir haftalık kesin süre içinde tamamlanması, aksi halde başvurudan vazgeçmiş sayılacağı hususunun başvurana yazılı olarak bildirileceği, verilen kesin süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkemece başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verileceği düzenlemesi yer almaktadır.
Davalılar vekili tarafından istinaf başvuru dilekçesinde adli yardım isteminde bulunularak istinaf başvurma harcı ile istinaf 1/4 nispi karar harcı yatırılmamıştır. Adli yardım talebi Dairemizin 07/10/2021 tarih ve 2021/1271 Esas sayılı ara kararı ile HMK’nın 334. maddesi gereği reddedilmiştir. Davalılar vekili tarafından Dairemiz ret kararına yapılan itiraz Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nin 14/12/2021 tarih ve 2021/11D.İş Esas 2021/10 Karar sayılı kararı ile reddedilmek suretiyle adli yardım talebinin reddi kararı kesinleşmiştir.
Bunun üzerine Dairemizce 6100 sayılı HMK’nun 344. maddesi gereğince istinaf kanun yoluna başvuru esnasında alınması gerekli olan 11.599,32 TL nispi karar harcı ile 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının ikmali için gereği yapılmak üzere ilk derece mahkemesine müzekkere yazılmış, anılan müzekkere üzerine işlem muhtırasının davalılar vekiline 04/01/2022 tarihinde tebliğ edildiği, ancak verilen bir haftalık kesin sürede muhtıra ile bildirilen istinaf nispi karar harcı ile istinaf kanun yoluna başvurma harcının yatırılmadığı bildirilmiştir.
Tüm bu nedenlerle adli yardım talebi reddedilen davalılar vekili tarafından ilk derece mahkemesince bildirilen istinaf nispi karar harcı ile başvuru harcının yatırılması için HMK’nın 344. Maddesi gereği çıkarılan muhtıra ile verilen 1 haftalık kesin süre içinde işbu muhtıra ile bildirilen 11.599,32 TL nispi karar harcı ile 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının tamamlanmamış olması nedeniyle Dairemiz HMK 352.maddesi gereğince istinaf başvurusu yapılmamış sayılmasına karar verme yetkisi olduğu görüşünde ise de , Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin uygulamasına göre 6100 sayılı HMK’nun 346/1.maddesi gereğince gerekli kararın verilmesi (Emsal mahiyette Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 26/01/2021 tarih ve 2021/85 Esas 2021/463 Karar sayılı ilamı) için dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine, ilk derece mahkemesince HMK’nın 346/1. Maddesi gereği karar verildikten sonra ilk derece mahkemesince verilen hüküm davacı tarafından da istinaf edilmiş olmakla her halükarda istinaf incelemesinin yapılabilmesi için dosyanın Dairemize gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalıların adli yardım talebinin reddedilmiş olması ve süresi içerisinde harç yatırılmadığından 6100 Sayılı HMK’nın 346/1.maddesi gereğince gerekli kararın verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE,
2-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesince değerlendirilmesine,
3-Kararın niteliği göz önünde bulundurularak taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
4-Dairemiz 1 no’lu kararı doğrultusunda karar verilmesinden sonra ilk derece mahkemesince verilen hüküm davacı vekili tarafından da istinaf edilmiş olmakla, istinaf incelemesinin yapılabilmesi için dosyanın her halükarda Dairemize gönderilmesine,
Dair dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda HMK’nın 352. Maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 17/02/2022

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.