Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1792 E. 2021/1643 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

….

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/11/2021 (Ara Karar)
NUMARASI ……
TALEP TARİHİ : 01/11/2021
KARAR TARİHİ : 30/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/12/2021

Taraflar arasındaki ihtiyati tedbir talebine ilişkin talebin dosya üzerinden yapılan incelemesi sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik olarak verilen hükme karşı ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili talep dilekçesinde özetle; 01/11/2021 tarihinde …… sisteminde vermiş olduğu dilekçesinde özetle; davalı şirketin iki temsilcisinden biri olan …’nın, davalı şirketten alacaklı olduğunu iddia ettiği 4.961.337,64 TL’nin tahsili amacıyla şirket aleyhine Ankara 22. İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı dosya ile icra takibi başlattığını, takibin itiraz üzerine durması ile itirazın iptali davası açmadan önce arabuluculuk süreci için arabulucuya başvurduğunu, akabinde açmış olduğu itirazın iptali davasının ise Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin …….Esas Sayılı dosyasında taraf teşkili sağlanamadığı gerekçesiyle usulden reddedildiğini, daha sonra arabuluculuk için tekrar başvuru yapıldığını bu seferde arabulucu tarafından…….. hem şirketten davacı olduğu hem de şirketi diğer taraf … ile müştereken temsile yetkili olduğu, her iki taraf sıfatının aynı kişide birleştiği ve bu nedenle taraf teşkilinin sağlanamadığı görüldüğü, başvurucu ……. ile olan alacak uyuşmazlığı konusu müzakere edilmeden ANLAŞMAMA” şeklinde son tutanak düzenlendiğini, müvekkilinin işbu tutanak ile dava açamadığını, alacak hakkını yargıya taşıyamadığını, bu tarz durumlar için, şirket aleyhine yapılan icra takiplerine itiraz edilemediğini, arabuluculuk başvurusu yapılmadığı ya da katılamadığı..vb gibi konularda şirketi temsili için kayyum atanmasına şayet mümkün değilse Yönetim Kayyımı atanması için Ankara 13 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin…… sayılı dosyası ile dava açıldığını, işbu davanında mahkeme dosyası ile birleştiğini, gelinen noktada, şirketi temsil yetkisi olan … ve …’nın imza sirkülerinin süresinin, imza yetkilerinin süresinin dolduğunu, şirketi temsil ve ilzama için Genel Kurul yapılması gerektiğini ancak tarafların içinde bulundukları durum içinde genel kurul yapılamadığını, imza yetkisi için karar alınamadığını, şirket ortağı …’nın, şirkete yönetim kayyımı atanması amacıyla Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin…… Esas Sayılı dosya ile dava açtığını, davanın … bakımından olumlu sonuçlanması halinde davalı şirketten yüklü miktarda bir paranın tahsilinin önünün açılmış olacağı ve şirketin malvarlığının tehlikeye düşeceğini, bugüne değin müvekkili … tarafından talep edilen Yönetim Kayyımı taleplerinin reddedildiğini, HMK’nın 389. maddesindeki ihtiyati tedbirin şartlarının oluştuğunu, dilekçe içeriğinde bahsedilen konuların ihtiyati tedbir istemekteki haklılıklarını HMK’nın 390/3 maddesi kapsamında “yaklaşık olarak ispata” yeter de artar kanıtlar olduğunu belirterek Arabuluculuk konusu yapılan 4.788.785 TL’lik alacağının tahsili için Arabulucu’da …A.ş.’ye temsil edecek ve yine açılacak alacak davasında şirketi temsil edecek Yönetim Kayyımının tedbiren atanmasını, ya da işbu görülmekte olan davada kayyım olarak yetkilendirilen … … tedbiren yetkilendirilmesini, Ankara 9 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin……Esas sayılı dosyası da dikkate alınarak duruşma günü beklenmeksizin ivedi şekilde karar verilmesini talep etmiştir
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, dosyaya sunulan delillere göre tedbir talep edenin tedbir talebinde haklı olduğunu yaklaşık olarak ispat etmediği, ihtiyati tedbir için yasal koşulların oluşmadığı anlaşılmakla ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı şirketin aile şirketi olduğunu, bu yapının bozularak şirketin ekonomik olarak ortakların birlikte çıkarlarını korumak amacından uzaklaştığını, ortakların birlikte çalışma ortamının kalmadığını, şirketin güncel yönetim şeklinin iki ortağın müşterek imzası ile temsil olduğunu, imza sirküsünün süresi bittiğinden şirketin işlem yapamadığını, şirketin mal varlığını korumada tedbirin yetersiz kaldığını, diğer yönetim kurulu üyesinin müvekkilinin onayı olmadan şirket adına tek başına hareket etmenin yasal olmayan yolunu bularak şirket aleyhine işlemler yaptığını, … hakimiyetinde olan … tarafından usulsüz şekilde vekaletnamesinde yetki olmadığı halde eski verilen vekaletname ile tek başına vekaletnameler düzenlediğini, şirket adına muvazaalı işlemler yaptırma için avukatlara vekaletname verdiğini, şirketin feshi için bu dava açılır açılmaz diğer ortakların şirketin içini boşaltma girişimine başladığını, müvekkilinin yönetim kurulu üyesi olmasına rağmen yapılan işlemlerden haberdar olmadığını, vekaletname verilen vekilin hem davacı ortak vekili hem davalı şirket vekili konumunda duruşmalara katılarak şirkete kumpas kurduğunu, mahkeme tarafından yönetim kayyımı atanarak şirketin ilgili tebligatları alması, davalarda temsil edilmesi için vekil tutması, kamu kurumlarında taşınmazları kiralı olduğundan kurumlarla ilişkileri yönetmesi için kayyımın yetkilendirilmesinin zorunlu olduğunu, şirket genel kurulunda şirket ana sözleşmesinin oy birliği ile koruma altına aldığı konuların değiştirilme gayretine girildiğini, şirketin vekilinin bulunmadığını, yönetim kurulunun verdiği vekaletname bulunan hiçbir kimsenin olmadığını, menfaat çatışması nedeniyle şirketin temsil edilemez duruma geldiğini, şirketin içinin boşaltılarak takipler yapılıp, ticari itibarının zedelendiğini, şirketin vergi borçlarını ödeyemediğini, anlatılan bu hususların ihtiyati tedbir talebindeki yaklaşık ispat koşulunu yerine getirdiğini, tedbir kararı verilmezse fesih davası sonucuna kadar müvekkilinin eline geçecek bir şey kalmayacağını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep; ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
HMK’nun 389/1. maddesi uyarınca, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacak ya da tamamen imkansız hale gelecek ise veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
HMK’nun 390/1. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir dava açılmadan önce esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden, dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilebilecektir.
İhtiyati tedbir kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca tarafların dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı hukuki korumadır.
Anılan hükümlerden anlaşılacağı üzere ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili talebinde haklı olduğunu yaklaşık olarak ispatlamakla yükümlüdür. İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından davalı şirketin fesih ve tasfiyesi talebi ile açılan davada daha önce aynı hususta talep edilen ihtiyati tedbirlere ilişkin olarak mahkemece 01/10/2019, 14/10/2019, 19/12/2019 ve 14/05/2020, 17/03/2021 ve 30/09/2021 tarihli ara kararlar ile davacı yanın ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verildiği, ara kararlara karşı ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine Dairemizin…… Karar sayılı kararlar ile ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir. Anılan kararlardan sonra dosya içerisine sunulan yeni bir bilgi ve belgede bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, mahkemece ihtiyati tedbire ilişkin yasal koşulların oluşmadığı, ihtiyati tedbir talep eden davacının tedbir talebinde haklı olduğunu yaklaşık olarak ispatlayamadığı gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddi yönündeki ara kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir talep eden davacıdan alınması gerekli olan 59,30 TL istinaf karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İhtiyati tedbir talep eden davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığından karşı taraf davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere dosya üzerinden oy birliği ile karar verildi.30/12/2021

…..
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.