Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1769 E. 2023/1564 K. 08.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1769 Esas 2023/1564 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1769
KARAR NO : 2023/1564

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/04/2021
NUMARASI : 2020/108 Esas 2021/225 Karar
DAVACI
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Maddi Tazminat (Rücen Tazminat)
DAVA TARİHİ :17/02/2020
KARAR TARİHİ : 08/11/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :10/11/2023

Taraflar arasındaki rücuen alacağa ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı gerekçelerle davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; SGK tarafından kurum sigortalısı dava dışı …’un 01/03/2004 tarihinde geçirdiği iş kazası nedeniyle hak sahibine yapılan ödemeler ile bağlanan gelirlerin rücuen tahsili için açılan davada; Kangal Asliye Mahkemesinin 08/05/2014 tarih, 2012/165 E., 2014/247 K. sayılı davanın kabulü kararı verildiğini, bu kararın Yargıtay 10. HD’nin 07/05/2018 tarih, 2016/676 E., 2018/4371 K. sayılı ilâmı ile onandığını; müvekkilinin, 16/07/2018 tarihinde Sivas 2. İcra Müdürlüğünün 2015/4393 E. sayılı takip dosyasından …’a rücu edilmek üzere toplam 436.435,17 TL ödeme yaptığını, 15/05/2014 tarihinde 2.642,60 TL temyiz harcı, 20/03/2019 tarihinde 7.555,00 TL onama harcı ile 10.049,00 TL bakiye karar harcı ödediğini; Mahkeme kararının davacı şirket ile … arasındaki 24/07/2006 tarihli İHDS ile ilgili olduğunu, davaya konu olayın İHDS’den önceki döneme ait olduğunu ve İHDS 7.4, 7.6 maddeleri gereğince sorumluluğun …’a ait olduğunu; bu sebeple, 436.435,17 TL’nin ödeme tarihi olan 16/07/2018 tarihinden itibaren avans faizi ile, 2.642,60 TL temyiz harcının 15/05/2014 tarihinden, 7.555,00 TL onama harcı ile 10.049,00 TL bakiye karar harcı toplamı 17.604,00 TL’nin ise 20/03/2019 ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalı …’tan tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın BK m.73 gereğince zamanaşımına uğradığını; … ile %100 hisselerine sahip olduğu 20 elektrik dağıtım şirketi arasında dağıtım varlıklarının işletilmesine ilişkin İHDS imzalandığını; davacı vekilinin talebini İHDS’nin 7.1, 7.4 ve 7.6 maddelerine dayandırdığını, ancak İHDS’nin 18.6 maddesinde yer alan: “Şirket, (…) bu sözleşmeye dayanarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti de dahil başkaca bir kamu kurum veya kuruluşundan talepte bulunamayacağını, (…) …’tan masraf, zarar veya herhangi bir isim altında hiçbir talepte bulunamayacağını gayrikabili rücu ve kayıtsız şartsız olarak beyan, kabul ve taahhüt eder.” hükmü gereğince davacının talebinin haksız olduğunu; rücu davasına konu mahkeme kararında bahsi geçen alacağın İHDS kapsamında talep edilmesinin mümkün bulunmadığını; İHDS’nin 7.maddesinde 3.kişilerin hak iddialarının düzenlendiğini, şirket bünyesinde çalışan işçi ile yine şirketin işlerini yürüten alt yüklenici veya taşeron vasıtasıyla yaptırdığı işlerde çalışan işçilerin bu kapsamda değerlendirilemeyeceğini; İHDS’nin 7.maddesinde belirtilen 3.kişilerin şirket tüzel kişiliği ile bağlantısı olmayan kişi olduğunu; dolayısıyla, dava konusu alacağın, dağıtım faaliyetinden doğan üçüncü kişilerin hak talebine konu bir zarar olmadığından ve iş kazasından doğan alacağın ödenmesinin İHDS m.7 kapsamında bulunmadığından ve davacının devraldığı hak ve borçlar kapsamından sonuç doğuran bir olay olduğundan müvekkilinin sorumlu olmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini, savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece;rücuen alacağa dayanak olan Kangal Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/165 E., 2014/247 K. sayılı kararında sözü edilen kaza nedeniyle vefat etmiş … bu sözleşme çerçevesinde üçüncü kişi konumunda olup İHDS’nin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince davacının ödediği tüm bedeli davalıdan rücuen talep ve dava hakkı bulunmaktadır. Rücuen alacağa dayanak davadaki uyuşmazlığın dağıtım tesislerinin mülkiyetine ilişkin olmaması ve İHDS’den önce davanın açılmasından ötürü sözleşmenin 7.2 maddesi uyarınca davacının ihbar yükümlülüğü de bulunmamaktadır. Dosya kapsamına göre, davacı şirketin Sivas 2.İcra Müdürlüğü’nün 2015/4393 E. sayılı takip dosyasından; 436.435,17 TL’yi 16/07/2018 tarihinde, 2.642,60 TL temyiz harcını 15/05/2014 tarihinde ve 17.604,00 TL onama harcı ile bakiye karar harcını 20/03/2019 tarihinde ödediği anlaşılmakla, davacı şirketin icra takip dosyalarına yatırdığı bedeli İHDS’nin 7.1, 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince davalıdan talep hakkı bulunduğundan açılan davanın kabulü ile 436.435,17 TL ödemenin 16/07/2018 tarihinden, 2.642,60 TL temyiz harcı ödemesinin 15/05/2014 tarihinden, 17.604,00 TL onama harcı ile bakiye karar harcı ödemesinin 20/03/2019 tarihinden, itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Borçlar kanunun 73. Maddesi gereğince rücu davalarında zamanaşımı 2 yıllık süreye tabi olduğunu, işbu dava konusun alacağın zamanaşımına uğradığının açıkça ortada olduğunu, davaya konu karardan anlaşıldığı üzere söz konusu dosyanın konusu iş kazasından kaynaklanan tazminat talebi olduğunu, iş bu talebin işletme hakkı devir sözleşmesinin 7. Maddesi kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, zira işletme hakkı devir sözleşmesi uyarınca müvekkil kurum sorumluluğunda kalacak davalar belirlendiğini bulunmadığını, ancak dayanak davanın konusu alacak iş kazasından kaynaklanan tazminat talebi olduğundan, söz konusu davanın sorumluluğunun müvekkili kurumda olmayıp davacı şirketin sorumluluğunda müvekkilin kurumda olmadığını davacı şirketin sorumluluğunda olduğunun tartışmasız olduğunu, işletme hakkı devir sözleşmesinin 7. Maddesinde 3. Kişilerin hak iddialarının düzenlendiğini, şirket bünyesinde çalışan işçi ile yine şirketin işlerini alt yüklenici veya taşeron vasıtasıyla yaptırdığı işlerde çalışan işçilerin bu kapsamda değerlendirilemeyeceğini, işletme hakkı devir sözleşmesinin 7. Maddesinde belirtilen 3. Kişi şirket tüzel kişiliği ile bağlantısı olmayan kişi olduğunu, dava konusu alacak, dağıtım faaliyetinden doğan üçüncü kişilerin hak talebine konu bir zarar olmadığından ve iş kazasından doğan alacağın ödenmesi İHDS 7. Maddesi kapsamında olmadığını, davacının devraldığı hak ve borçlar kapsamında sonuç doğuran bir olay olduğundan, bu davada 3. Kişi zararından söz edilemeyeceğini, dolayısıyla bu davaya ilişkin olarak davacı şirket tarafından müvekkili şirketten talepte bulunmasının mümkün olmadığını, işçi alacakları ile ilgili ihtilaflardan kaynaklanan davalarda 3. Kişi zararı olduğundan söz konusu etmek mümkün olmadığını, genel müdürlüğün sözleşmeleri devam eden aboneleriyle, işçileriyle, yüklenicileriyle, araç ve gereçleriyle, hak ve borçlarıyla birlikte dağıtım faaliyeti devam eden şirketleri devrettiğini, içi boş, sadece bir tabeladan ibaret bir şirketi devrettiğini, dolayısıyla o tarihte yapılan işin bir parçası olduğunu ve dağıtım şirketleriyle sözleşmesel ilişkisi devam eden yüklenicilerin ve yüklenicilerin işçilerini 3. Kişi olarak değerlendirmenin mümkün olduğunu, devir sözleşmesi, ihale şartnamesi ve yapılan bilanço düzenlemeleri göz önüne alındığında ve bunlar birlikte değerlendirildiğinde yerel mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunun net olarak ortaya çıktığını, yerel mahkemece yargılama süreci boyunca yinelediği düzenlemelerin bir bütün olarak değerlendirilmeksizin salt İHDS 7. Maddesi dikkate alınarak hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, arz olunduğu üzere İHDS hükümleri ile hisse satış sözleşmesi, ihale şartnamesinin hükümleri birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, bölgede faaliyet gösteren ayrı bir tüzel kişiliğe sahip Elektrik Dağıtım Müesselerinin tüzel kişilikleri sonlandırılarak, il müdürlüklerine dönüştürüldüğünü ve tüm hak ve borçları ile …’a bağlandığını, işletme hakkı devir sözleşmesi öncesindeki dağıtım faaliyetlerinden doğan sorumluluğun müvekkili … Genel müdürlüğüne ait olacağı iddiası haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu gibi, 17.02.2005 tarihinden önce dağıtım faaliyeti bölgesinde … Genel Müdürlüğü’nün değil, ayrı tüzel kişiliğe sahip Elektrik Dağıtım Müsselerinin yetkili ve sorumluluğu olduğunun da açık olduğunu, diğer yandan dava konusu alacak talebinin dayanağı olan davada, alacağın yasal faizi ile birlikte ödenmesine hükmedildiğini ve davacı tarafından ödemelerin yasal faiz üzerinden yapıldığını, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Kangal Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 08/05/2014 tarih ve 2012/165 Esas 2014/247 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacısının Sosyal Güvenlik Kurumu, davalısının … olup, işçi …’un 01/02/2004 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazası nedeniyle alacak davası açıldığı, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği, kararın Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 07/05/2018 Tarih 2016/676 Esas 2018/4371 Karar numaralı kararı ile onanarak kesinleştiği görülmüştür.
Sivas 2. İcra Müdürlüğü’nün 2015/4393 esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklısının Sosyal Güvenlik Kurumu, borçlusunun … olup, Kangal Asliye Hukuk Mahkemesinin 08/05/2014 tarih ve 2012/165 Esas 2014/247 Kararı gereğince toplam 346.749,29 TL üzerinden ilamlı icra takibi yapıldığı, takip dosyasına 16/07/2018 tarihinde toplam 436.435,17 TL ödeme yapıldığı görülmüştür.
Dosyaya sunulan belgelerden davacı yanca rücuya esas Kangal Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/165 Esas 2014/247 Karar sayılı dosyası nedeniyle 20/03/2019 tarihinde 17.604,00 TL bakiye karar harcı, 15/05/2014 tarihinde 2.642,60 TL temyiz harcı ödemesi yapıldığı görülmüştür.
Davalı … A.Ş. (“…”)’nin Özelleştirme Yüsek Kurulu’nun 02.04.2004 tarihli ve 2004/22 sayılı kararı ile özelleştirme kapsamına alınmasının ardından, …’ait dağıtım sistemi 20 farklı dağıtım bölgesine ayrılarak her bir dağıtım bölgesi için ayrı bir anonim şirket kurulmuştur. Sözü edilen dağıtım şirketlerinden biri de davacı … A.Ş. (…)’dır. Özelleştirme işlemleri kapsamında davalı …, mülkiyetindeki dağıtım sisteminin işletme hakkını her bir dağıtım bölgesi için ayrı kurulan şirketlere İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi(“İHDS”) ile devretmiş, bu kapsamda davacı dağıtım şirketi ile 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesini imzalamıştır. Dolayısıyla, davacı şirketin dağıtım faaliyetinde bulunduğu bölgede daha önce davalı tarafından yürütülen elektrik dağıtım faaliyetleri İHDS’nin imzalanmasından bu yana davacı şirket tarafından yerine getirilmektedir. Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 24/06/2010 tarih ve 2010/42 sayılı kararı uyarınca 31.08.2010 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi (“HSS”) ile davacı dağıtım şirketine hisse satışı gerçekleşmiş ve özelleştirme süreci bu şekilde tamamlanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta davacı tarafından yapılan ödeme İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin imzalandığı tarihten önceki döneme isabet eden olaya dayanmaktadır. Rücuen alacağa dayanak olan Kangal Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki davanın davacısı olan SGK bu sözleşme çerçevesinde üçüncü kişi konumunda olup, olayın davalının sorumluluğundaki dönemde meydana geldiği, ödemeye neden olan iş kazasının dağıtım faaliyetinden ve dolayısıyla, uyuşmazlığın taraflar arasında imzalanan İHDS’den kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi 818 sayılı Borçlar Kanunun 125.ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da bu süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf nedenine itibar edilmemiştir.
Taraflar arasında akdedildiği hususunda her hangi bir ihtilaf bulunmayan 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.1 maddesinde; sözleşmenin imza tarihinden önce başlamış idari ve hukuki ihtilafların takip edilmesi, çözüme kavuşturulması ve bundan kaynaklanan her türlü sorumluluğun …’a ait olduğu, 7.4 ve 7.6 maddesinde de; dağıtım faaliyetinin … tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabının … olduğu hükme bağlanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta davacı tarafından icra dosyasına yapılan ödeme İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin imzalandığı tarihten önceki dönem olan 01/02/2004 tarihinde meydana gelen iş kazısı nedeniyle SGK tarafından hak sahibine ödenen peşin sermaye değerli gelirin rücuen tahsili istemine ilişkindir. Rücuen alacağa dayanak olan Kangal Asliye Hukuk Mahkemesindeki davanın davacısı ve bu davacı tarafından ödeme yapılan hak sahibi de bu sözleşme çerçevesinde üçüncü kişi konumunda olup İHDS’nin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince davacının icra takibi nedeniyle ödediği tüm bedeli davalıdan rücuen talep ve dava hakkı bulunmaktadır. Rücuen alacağa dayanak davadaki uyuşmazlığın dağıtım tesislerinin mülkiyetine ilişkin olmaması karşısında sözleşmenin 7.2 maddesi uyarınca davacının ihbar yükümlülüğü de bulunmamaktadır (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 23/03/2016 tarih 2015/13510 esas 2016/3219 karar sayılı emsal içtihadı).
Öte yandan, hisse Satış Sözleşmesi’nin 9.4. maddesinde “…İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla”, 22. maddesinin f bendinde “Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla…” hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi öncelikle uygulanacaktır.
Yapılan açıklamalar ışığında, davacı yanca Kangal Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/165 Esas 2014/247 Karar sayılı dosyasına istinaden başlatılan icra takip dosyasına 16/07/2018 tarihinde toplam 436.435,17 TL ödeme yapıldığı, dava dosyası nedeniyle 20/03/2019 tarihinde 17.604,00 TL bakiye karar harcı, 15/05/2014 tarihinde 2.642,60TL temyiz harcı ödendiği davacının taraflar arasındaki İHDS’nin 7.maddesi kapsamında ödenen bu miktarları davalıdan rücuen talep hakkının bulunduğu, rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde olup, davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme tarihlerinden itibaren her iki tarafta tacir olduğundan avans faizi talep edebileceği anlaşılmakla söz konusu miktarların davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekli olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gerekli olan 31.195,93TL harçtan peşin alınan 7.798,99TL harcın mahsubu ile bakiye 23.396,94‬TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/11/2023

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.