Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1764 E. 2023/482 K. 29.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1764 Esas 2023/482 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1764
KARAR NO : 2023/482

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/06/2021 (Karar) – 06/10/2021 (Ek Karar)
NUMARASI : 2020/171 Esas 2021/398 Karar
DAVACI /KARŞI DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI/KARŞI DAVACI:
VEKİLİ
KARŞI DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 17/03/2020
KARŞI DAVA TARİHİ : 16/04/2021
KARAR TARİHİ : 29/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/04/2023

Taraflar arasındaki hisse devrinin tescili ve tazminat istemine ilişkin asıl, alacak istemine ilişkin karşı davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, karşı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davalı-karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine ilk derece mahkemesince eksik harç ve giderler yatırılmadığından davalı-karşı davacı vekilinin istinaf talebinin reddine yönelik olarak verilen ek karara karşı davalı-karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı …’ün davalı şirketin ortakları iken müvekkilinin payını davalı …’a devrettiğini, davalıların ticaret sicil müdürlüğünde hisse devrinin tescil ve ilanı işlemlerini yaptırmadığını, noterde hisse devri yapılmasına rağmen halen müvekkili şirkette ortak gözüktüğünden şirketin borçlarından dolayı müvekkilinin haciz işlemi ile karşı karşıya kaldığını belirterek müvekkilinin davalıya hisselerini noterde devrettiğinin tespitine, ticaret siciline tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiş, karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; davanın zaman aşımına uğradığını, müvekkilinin devrin iptalini istemediğini bildirerek karşı davanın reddini istemiştir.
CEVAP
Davalı-karşı davacı … vekili cevap dilekçesinde özetle; şirketin bütün işinin … adlı bir kebapçı dükkanını çalıştırmaktan ibaret olduğunu, bu dükkanın ise 2016 yılından bu yana ortada olmadığını, bu davayla istenen tescile ilişkin davacının hukuki yararı bulunmadığını, diğer ortak davalı …’e ulaşılamadığını, bütün bu olaylardan dört yıl sonra müvekkilinden olmayan kebapçı dükkanının %50’sinin tescilinin istendiğini, ortada şirket ve defter bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiş, karşı dava dilekçesinde ise, davalının noterde elden 50.000,00 TL aldığını, ancak dükkanı başkasına yazılı olarak devredeceğinin öğrenildiğini, tescil yapılmadığına göre 50.000,00 TL’nin sebepsiz ve karşılıksız kaldığını, bu miktarın müvekkiline iadesi gerektiğini belirterek 50.000,00 TL’nin 19/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalı … arasındaki hisse devrinden haberinin olmadığını, ortada şirket ve şirket defteri bulunmadığını, yapılmış bir ortaklar genel kurul toplantısı olmadığını, dava konusu noter devrinin üzerinden 5 yıl geçtiğini, böyle bir tescil davası açılamayacağını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı şirkete dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı şirket davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, asıl davadaki davanın Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı Davalı… Ltd. Şti.’ndeki davacı …’e ait 500 payın davalı …’a devrine ilişkin Ankara 40. Noterliği’nin 04/12/2018 tarih ve … yevmiye nolu limited şirket hisse devir sözleşmesi, hisse devrinin ortaklar kurulunun 19/02/2016 tarih ve 5 nolu kararı ile kabul edildiği, hisse devrinin Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne tescil ve ilanına, kararın bir örneğinin Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne gönderilmesine, karşı davadaki dava yönünden davadan önce zorunlu arabulucuya başvurulmasına ilişkin özel dava şartı eksikliği nedeniyle talebin usulden reddine karar verilmiştir.
Mahkemece verilen 06/10/2021 tarihli ek karar ile, davalı … vekiline asıl ve karşı dava yönünden eksik istinaf harçlarını ikmal etmesi için gönderilen muhtıranın tebliğ edilmesine rağmen süresi içerisinde eksik harçları yatırmadığı gerekçesiyle davalı … vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı-karşı davacı … vekili asıl karara karşı istinaf dilekçesinde özetle; davacının hukuki yararının bulunmadığını, ortada şirket olmadığını, davacının olmayan şirkete dava açtığını, şirketin defter ve kayıtlarının bulunmadığını, tümünün davacıda olduğunu, defter ve kayıtların müvekkiline göstermediğini, diğer ortağında bu devre rızası olmadığını müvekkiline sözlü olarak belirttiğini, kebapçı dükkanını kendisi çalıştırmaya devam ederek devirden 4 yıl sonra müvekkiline bu davayı açtığını, şirketin tek iştigal konusu olan kebapçı dükkanının noter devir senedinden sonra 8 ay kendisi çalıştırarak, sonrada üçüncü bir şahsa devrettiğini, diğer davalıya ulaşılamadığını, davacının kötüniyetli olduğunu, davacının halen resmi kayıtlarda %50 hissedar olarak göründüğünü, müvekkilinin hisse devir sözleşmesi yapıldıktan sonra diğer ortak davalı …’ün müvekkilini arayarak kendisinin %50 ortak olarak hiçbir yerde imzası bulunmadığını, rızasının olmadığını, davacının dükkanı başka bir şirkete devir görüşmelerine devam ettiğini bildirdiğini, davacının herkesi aldattığını, karşı dava yönünden de davalının noterde 50.000,00 TL aldığını, tescil yapılmadığından 50.000,00 TL’nin sebepsiz ve karşılıksız kalması nedeniyle müvekkiline iade edilmesi gerektiğini, ortada şirket ve şirket kayıtları bulunmadığını, bilirkişi incelemesi dahi yapılmadan hüküm kurulduğunu , eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı-karşı davacı … vekili ek karara karşı istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece gönderilen muhtıra süresi içerisinde babasının vefat ettiğini, aynı gün annesinin hafızasını kaybettiğini, sağlık sorunları çıktığını, babasının kaybından sonra annesiyle ilgilenmek zorunda olduğundan bu durumun mesleğinin de aksamasına neden olduğunu, tarafına muhtırayla verilen süreyi kaçırdığını, müvekkilinin mağdur olduğunu, elinde olmayan nedenlerden dolayı, telafisi mümkün olmayan durumdan mağdur olunmaması için eski hale getirme talebinin kabulü gerektiğini, istinaf harçlarını yatırdığını belirterek ilk derece mahkemesi ek kararının kaldırılmasına, istinaf taleplerinin kabulüne, gerekli harç tamamlama muhtırası çıkarılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Asıl dava; limited şirket hisse devrinin tespiti ve ticaret siciline tescili, karşı dava; hisse devir bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davacı tarafından davalılara gönderilen ihtarname sureti, davalı … tarafından davacıya gönderilen cevabi ihtarname, hisse devir sözleşmesi, davalı şirket ortaklar kurulu kararı, … isimli iş yerinin davalı şirket tarafından dava dışı … … Ltd. Şti’ne devrine ilişkin devir sözleşmesi, marka devir sözleşmesi, davalı şirket ticaret sicil kaydı dosya içerisinde yer almaktadır.
Davalı şirketin ticaret sicil kayıtlarından davacı … ile davalı …’ün %50’şer hissedar oldukları anlaşılmıştır.
Davacı tarafından 19/02/2016 tarihli noter hisse devir sözleşmesi ile davalı …’a davalı şirketteki 500 adet payını 50.000,00 TL bedel ile devrettiği görülmüştür.
Davalı şirketin 19/02/2016 tarihli ortaklar kurulu kararıyla davacının şirketteki 500 adet payını davalı …’a devretmesine, hisse devri neticesi yeni ortaklık yapısının davalı … 500 pay, davalı … 500 pay şeklinde olduğu, davalılar … ve …’ün şirketi müştereken temsile yetkili olduklarına karar verilmiş olup, kararın altında davacı ile davalı … ve …’ün imzaları yer almaktadır.
Davacı tarafından davalılara gönderilen 26/12/2019 tarihli ihtarname ile davalı şirketteki hisselerini 19/02/2016 tarihinde davalı …’a devrettiği, bu hususun aynı tarihte ortak ve müdür imzasıyla karar altına alındığı, davalı …’ın şirket müdürü tayin edildiği ancak davalı …’ın hisse devrini ticaret siciline tescil ve ilan ettirmediği belirtilerek 3 gün içinde hisse devrinin ticaret sicilinde tescil ve ilanı talep edilmiştir.
Davalı … davacıya gönderdiği 16/01/2020 tarihli cevabi ihtarname ile daha önce ihtar çekildiği, arabulucuya başvurulduğu, aynı konuda yeniden ihtar çekilemeyeceği, tescilin mümkün olmadığı, tescilin 15 gün içinde yapılması gerekirken işlem tarihinden 4 yıl geçtiği, şirketi tüm belgeleriyle birlikte … … Ltd. Şti’ne devrettiği bildirilmiştir.
Davalı … davacıya gönderdiği 19/10/2018 tarihli ihtarname ile ise, davalı şirkette %50 hissenin davacıya, %50 hissenin …’e ait olduğu, pay devrinin hukuka uygun olmadığı, devir geçersiz olduğu halde alınan 50.000,00 TL’nin iade edilmediği, …’ı işletmeye devam ettiği, … ilgili hiçbir fiili işlem yapılmadığı, borç bulunmadığı belirtilmiştir.
Davacı yan, asıl davada davalı şirketteki hisselerini davalı …’a devrettiğini, devrin ortaklar kurulunca kabul edildiği halde, ticaret sicilinde tescil edilmediğini iddia etmiş, davalı yan ise davanın reddini savunmuş, karşı davada ise, hisse devir sözleşmesi nedeniyle ödenen bedelin tescil yapılmadığından karşılıksız kaldığını, iadesi gerektiğini iddia etmiş, karşı davalı yan ise karşı davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda yukarıda özetlenen gerekçe ile asıl davanın kabulüne, karşı davanın usulden reddine karar verilmiş, ek karar ile de, davalı-karşı davacı vekilinin istinaf harçlarını muhtıraya rağmen yatırmadığı gerekçesiyle istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında davacının davalı şirkette bulunan hisselerini noterde akdedilen hisse devir sözleşmesi ile davalı …’a devrettiği, devir nedeniyle davalı …’ın davacıya 50.000,00 TL ödediği, hisse devrinin davalı şirket ortaklar kurulu kararıyla kabul edildiği, ticaret sicilinde tescil işleminin ise yapılmadığı hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Asıl davada uyuşmazlık, davacının hisse devrinin ticaret sicilinde tescilini talep edip edemeyeceği, karşı davada ise, karşı davacının hisse devir sözleşmesi nedeniyle karşı davalıya ödediği bedelin tahsilini talep edip edemeyeceği hususlarından kaynaklanmaktadır.
Öncelikli olarak davalı …’ın ek karara yönelik istinaf itirazının incelenmesi gerekir.
Mahkemece davalı … vekilinin sadece istinaf kanun yoluna başvurma harcı yatırması üzerine asıl dava yönünden maktu istinaf karar harcı ile istinaf kanun yoluna başvurma harcı, karşı dava yönünden ise maktu istinaf karar harcı ve istinaf giderini ikmal etmesi için 10/09/2021 tarihli muhtıra düzenlenmiş olup, anılan muhtıra davalı … vekiline 15/09/2021 tarihinde tebliğ edilmiştir. Muhtıra ile verilen 1 haftalık kesin süre içerisinde eksik harç ve giderin ikmal edilmediği gerekçesiyle mahkemece davalı … vekilinin istinaf talebinin reddine hükmedilmiştir.
Asıl dava yönünden mahkemece davanın kabulüne, hisse devrinin ticaret siciline tescil ve ilanına hükmedilmiştir. Anılan hüküm nispi istinaf karar harcına tabi olduğundan ilk derece mahkemesince çıkarılan muhtırada asıl dava yönünden bildirilen istinaf harçları hatalıdır. Dairemizce 22/12/2022 tarihinde, hisselerin devir bedeli olan 50.000,00 TL üzerinden hesaplanan nispi istinaf karar harcı tespit edilip, peşin yatırılan maktu istinaf karar harcı mahsubu ile eksik nispi istinaf karar harcı tespit edilerek muhtıra çıkarılmasına ilişkin ilk derece mahkemesine müzekkere yazılmıştır. Bu müzekkere üzerine ilk derece mahkemesince muhtıra çıkarılmış, davalı … vekilince muhtırada verilen süre içerisinde 15/03/2023 tarihinde eksik nispi istinaf harcı ikmal edilmiştir.
Açıklanan bu husus gözetildiğinde, her ne kadar ilk derece mahkemesince karşı davaya yönelik harç ikmali için çıkarılan muhtıra ve bu muhtıranın usulüne uygun olarak tebliği üzerine muhtırada bildirilen kesin sürede karşı davaya ilişkin istinaf harçları ikmal edilmediğinden verilen ek karar isabetli ise de, asıl dava yönünden muhtırada belirtilen istinaf harcı hatalı olarak tespit edildiğinden muhtıraya sonuç bağlanamayacağından, asıl davaya ilişkin verilen ek karar usul ve yasaya aykırı olup, davalı … vekilinin asıl davaya ilişkin ek karara yönelik istinaf başvurusunun kabulüyle ek kararın asıl dava yönünden kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
Davalı … vekilinin asıl davaya yönelik tescil kararına ilişkin istinaf itirazlarının kamu düzenine aykırılık da gözetilerek incelenmesine gelindiğinde; yukarıda açıklandığı üzere davacı davalı şirkette bulunan hisselerinin tamamını davalı …’a noterde akdedilen hisse devir sözleşmesi ile devretmiş, anılan devir davalı şirket ortaklar kurulu kararınca kabul edilmiştir.
TTK’nun 598/1. maddesinde, esas sermaye paylarının geçişlerinin tescil edilmesi için şirket müdürleri tarafından ticaret siciline başvurulabileceği düzenlendikten sonra, 598/2. maddesinde başvurunun 30 gün içinde yapılmaması halinde ayrılan ortağın, adının bu paylarla ilgili olarak silinmesi için ticaret siciline başvurabileceği, bunun üzerine sicil müdürünün şirkete, iktisap edenin adının bildirilmesi için süre vereceği düzenlenmiştir. Madde hükümlerinden de açıkça açıklanacağı üzere TTK’nun 598/2. maddesi şirket müdürlerinin esas sermaye paylarının geçişinin tesciline ilişkin ticaret siciline başvurmayı ihmal etmesi halinde uygulanacaktır.
Davacının hisse devri davalı şirket ortaklar kurulunca kabul edildiği halde davalı şirket müdürü tarafından devrin tescili için ticaret sicil müdürlüğüne başvuruda bulunulmamıştır. Bu durum üzerine yukarıda açıklanan TTK’nun 598/2. maddesi uyarınca başvurunun 30 gün içinde yapılmadığını gören davacı ortağın ticaret siciline adının bu paylarla ilgili olarak silinmesi için başvuru imkanı bulunmaktadır. Davacı tarafından da ticaret siciline yapılan bir başvuru yoktur.
Davacının TTK’nun 598/2. maddesi uyarınca ticaret sicil müdürlüğüne adının devrettiği paylarla ilgili olarak silinmesi için başvurması gerekirken doğrudan devrin ticaret siciline tesciline ilişkin dava açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. HMK’nun 114/1.h maddesi uyarınca hukuki yarar ise dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekir.
Hal böyle olunca, mahkemece davacının hisse devrinin tesciline ilişkin dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı gözetilerek tescil talebi yönünden açılan asıl davanın hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, anılan talep yönünden davanın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
Öte yandan, davacı yan dava dilekçesinde tescil talebinin yanı sıra davalı şirketteki hisselerini davalı …’a noterde devrettiğinin tespitini talep etmiştir.
Devir tarihi itibariyle uygulanması gereken 6102 sayılı TTK’nun 595. maddesi uyarınca; limited şirketlerde hisse devrinin gerçekleşmesi için ilk olarak, hisse devir sözleşmesinin yazılı olması ve imzaların noter tarafından tasdik edilmesi, ikinci olarak, devir işleminin ortaklar kurulu kararıyla kabul edilmesi gerekir. Somut olayda işlemler gerçekleştiğine göre, davacının hisse devrinin tespiti talebi yönünden, hukuki yararın var olduğu kabul edilerek tespite karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir (Emsal Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 15/05/2018 tarih 2016/11993 Esas 2018/3579 Karar sayılı ilamı).
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin asıl dava yönünden davalı … vekilinin istinaf başvurusunun reddine ilişkin ek kararında isabet görülmediğinden ek kararın asıl dava yönünden kaldırılmasına, mahkemenin asıl davanın kabulü yönündeki kararında tescil yönünden kamu düzenine aykırılık nedeniyle isabet görülmediğinden, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık gözetilerek kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının asıl davada tescil hükmü yönünden kaldırılmasına, asıl davada tescil talebinin hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, tespit talebinin kabulüne, karşı dava hakkında verilen karar kesinleştiğinden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-Davalı-karşı davacı vekilinin karşı dava yönünden ek karara karşı istinaf başvurusunun HMK’nun 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı-karşı davacıdan alınması gerekli olan 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davalı-karşı davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
B)Davalı-karşı davacı vekilinin asıl dava yönünden ek karara yönelik istinaf talebinin kamu düzenine aykırılık gözetilerek KABULÜNE,
2-Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 21/06/2021 tarih 2020/171 Esas 2021/398 Karar sayılı kararının asıl davada tescil talebi yönünden kamu düzenine aykırılık gözetilerek kaldırılmasına, davalı-karşı davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının reddine,
3-Davacının tescil talebinin hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,
4-Davacının davalı şirkette bulunan 500 payını davalı …’a 04/12/2018 tarihli hisse devir sözleşmesi ve hisse devrinin davalı şirket ortaklar kurulunca 19/02/2016 tarihli kararıyla kabul edilerek devrettiğinin tespitine,
5-Karşı davaya ilişkin verilen karar kesinleştiğinden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Alınması gereken 179,90 TL karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
7-Asıl davada davacı tarafından yapılan 54,40 TL peşin harcın davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından posta ve tebligat gideri olarak yapılan 201,50 TL yargılama giderinin davanın kabul reddi oranı dikkate alınarak hesaplanan 100,75 TL’sinin davalılardan müteselsilen alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalılar tarafından yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden avukatlık asgari ücret tarifesi nazara alınarak 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
11-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden avukatlık asgari ücret tarifesi nazara alınarak 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp anılan davalıya verilmesine,
12-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden avukatlık asgari ücret tarifesi nazara alınarak 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp anılan davalıya verilmesine,
13-Asıl davada arabuluculuk için ödenen 1.320,00 TL’nin 6325 sayılı kanunu 18/A maddesi uyarınca, aleyhe istinaf itirazı bulunmadığı gözetilerek davalılardan müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
14-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca davacıya iadesine,
C) 1-Davalı … tarafından yatırılan 853,87 TL nispi istinaf karar harcının talep halinde anılan davalıya iadesine,
2-Davalı … tarafından istinaf aşamasında yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
3-Davalı … tarafından istinaf aşamasında posta gideri olarak yapılan 53,20 TL yargılama giderlerinin davadaki haklılık durumu gözetilerek 26,60 TL’sinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın anılan davalı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 29/03/2023

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …

… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.