Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1760 E. 2022/102 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/07/2021
NUMARASI …
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 12/12/2019
KARAR TARİHİ : 09/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/02/2022

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı görevsizlik nedeniyle usulden redde yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile dava dışı… 16/04/2018 tarihli Hisse Devri Sözleşmesi ile …. Ltd Şti’deki paylarının %3’erlik kısımlarını ve dava dışı …’da %50 payının tamamını davalı …’ya devrettiğini, …. Ltd. Şti.’nin hissedarlarının davalı ve dava dışı… olduğunu, 16/04/2018 tarihli hissedarlar sözleşmesi ile … adlı ilacı üreten müvekkili ve dava dışı… olduğu için Hissedarlar Sözleşmesinin 12.3. maddesi ve Hisse Devri sözleşmesi’nin 8.3.maddesinde … adlı ilacın … haklarının müvekkiline ve dava dışı…’e ait olduğunun belirtildiğini, bu nedenle müvekkilinin ve dava dışı…’in davalıya devirleri rayiçlerden düşük devredildiğini, davalının … .. A.Ş.’nin hissedarlı ve temsile yetkili yönetim kurulu başkanı olmasının ardında da müvekkili, davalı ve dava dışı… arasında sözleşme imzalandığını, sözleşme gereğince şirketin sahibi olduğu … … hakları ve … firmasına … olarak verilen … adli ürünün … haklarının… ve …’e ait olacağı ibaresinin yer aldığını, bu sözleşmelerle davalının … ve … adli ilacın … bedelini müvekkiline ve dava dışı…’e ödemeye dair yükümlülük altına girdiğini, davalı tarafça ….’den elde edilen … adli ilacın … bedellerine müvekkiline ödemediği için Ankara 24. İcra Müdürlüğünün 2019/13387 Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, davalı tarafça takibe itiraz edildiğini, davalı tarafın itirazının haksız olup itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacı tarafın afaki ve zorlama yorumlar ile müvekkiline sorumluluk yüklemek istediğini, bu nedenlerle davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; TTK’nun 5. maddesine eklenen 5/A maddesiyle, TTK’nın 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı haline getirildiğini, aynı yasal düzenlemenin 23. maddesinde 6325 sayılı Kanuna eklenen 18/A maddesiyle, arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak kabul edildiği, davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, bu zorunluluğa uyulmaması halinde davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği davanın konusunun, itirazın iptali davası olup, 12/12/2019 olan dava tarihinden önce arabuluculuk sürecinin bitirilmediğinden TTK’nın 5/A maddesi ve HMK’nın 115/2 maddesi gereğince dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Dava dosyasından görüleceği üzere arabuluculuğa başvurulduğunu, son tutanağın da dosyaya sunulduğunu, asliye hukuk mahkemesinde dava açmak için arabulucuk şartının mevcut olmadığını, bu nedenle usule aykırı bir durumun bulunmadığını, kanun amacı ile taraf menfaatleri gözetilerek amaçsal yorum yapıldığında dosyanın görevli mahkemeye gönderilmeden önce arabuluculuğa başvurma dava şartının giderilmesinin mümkün olduğunun kabulünün gerektiğini,
6325 Sayılı Kanunun 18/A-2.maddesi gereğince mahkemenin 1 haftalık kesin süre vererek dava şartının sonradan tamamlanmasını isteyebileceğini, dolayısıyla söz konusu arabuluculuk dava şartının sonradan tamamlanacak bir eksiklik olduğunu, buna rağmen mahkemenin süre vereden davayı usulden reddetmesinin kanuna aykırı olduğunu,
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesinin 2021/164 Esas 2021/519 Karar sayılı kararının da bu yönde olduğunu, bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; hisse devir sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davacı yanca, 16/04/2018 tarihli hissedarlar sözleşmesi gereğince davalının şirketin sahibi olduğu … … hakları ve … firmasına … olarak verilen … adlı ürünün … haklarının… ve …’e ait olacağı ibaresinin yer aldığını, bu sözleşmelerle davalının … ve … adli ilacın … bedelini müvekkiline ve dava dışı…’e ödemeye dair yükümlülük altına girdiğini, davalı tarafça ….’den elde edilen … adli ilacın … bedellerini müvekkiline ödemediğinden bahisle alacağın tahsiline yönelik Ankara 24. İcra Müdürlüğünün 2019/13387 Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, davalı tarafça takibe haksız itiraz edildiğinden itirazın iptaline yönelik işbu dava açılmıştır. Davacı ve davalı dava dışı şirketin ortakları olup, işbu davada hissedarlar sözleşmesinden kaynaklı olmakla eldeki dava mutlak ticari dava niteliğindedir.
7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun ile TTK’nin 5. maddesine eklenen 5/A maddesiyle, TTK’nın 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı haline getirilmiş olup, aynı yasal düzenlemenin 23. maddesinde 6325 sayılı Kanuna eklenen 18/A maddesiyle, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edildiğinden, davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, bu zorunluluğa uyulmaması halinde davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden ilk derece mahkemesince arabuluculuk dava şartı gerçekleşmediğinden davanın usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Öte yandan, eldeki davanın önce asliye hukuk mahkemesine açıldığı, asliye hukuk mahkemesinde arabuluculuğa başvurma zorunluluğunun bulunmadığı, mahkemece görevsizlik kararı verilmek suretiyle dosyanın asliye ticaret mahkemesine gönderildiği dosya kapsamıyla sabittir. Ancak, ticari davalarda arabuluculuğa başvurma zorunluluğun bulunmaktadır. Arabuluculuğa başvuru dava şartı olup, asliye ticaret mahkemesince re’sen gözetilmesi gerekmektedir. Asliye ticaret mahkemesinin görevine giren bir davanın görevli olmayan bir başka mahkemede açılması durumunda da arabuluculuğa başvuru şartının aranması gerekmektedir. Aksi halde taraflarca görevli olmayan bir başka mahkemede arabuluculuk dava şartını aşmak amacıyla dava açılmasına yol açılması durumu söz konusu olacaktır. Bu nedenle davacı yanın buna yönelik istinaf başvurusuna da itibar edilmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın usulden reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 59,30 TL istinaf karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.09/02/2022

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.