Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/175 E. 2021/688 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi… 21.Hukuk Dairesi …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/10/2020
NUMARASI …
DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 14/03/2019
KARAR TARİHİ : 27/05/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/06/2021

Taraflar arasındaki tespit istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı taraf vekillerince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin ….adresinde 2 adet müdürlüğünün bulunduğunu, davalı şirkete TTK’nun 33. madde ve Ticaret Sicil Yönetmeliği’nin 36. maddeleri gereğince şube tescili için davet yazısının gönderildiğini, davalının bildirilen adreslerin şube sayılamayacağını ve tescili gerektirecek sebeplerin bulunmadığını bildirerek tescil başvurusunda bulunmadığını belirterek davalının…. adreslerinde bulunan iş yerlerinin Eskişehir Ticaret Siciline şube olarak tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünde kayıtlı bulunduğunu, şirketin genel müdürlüğüne bağlı il ve bölge müdürlükleri ile bu müdürlüklere bağlı işletme şefliklerinin şube niteliğinin bulunmadığını, şirket genel müdürlüğünden aldıkları talimatları yerine getiren yerel büro ofisleri bağlamında kullanılan yerlerin şube olarak değerlendirilemeyeceğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporuna göre davaya konu davalı şirketin… adresinde kurulu bulunan işyerinin kurumsal ve bireysel müşteriyle bağımsız ticari ilişki kurmak suretiyle hizmet faturalarını tahsil etme karşılığında kasaya nakit para girişinin olduğu, ticari faaliyette bulunduğu, ticaret siciline şube tescili yapılmasına ilişkin koşulların oluştuğu, talebe konu diğer adresin ise şube tescil koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, ….
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; anonim şirket statüsünde bulunan müvekkilinin organizasyonunda yer olan ve doğrudan şirket genel müdürlüğüne bağlı olan il ve bölge müdürlüklerinin, bu müdürlüklere bağlı işletme şefliklerinin şube niteliği bulunmadığını, ayrı bir sermayesi ve muhasebesinin olmadığını, tüm kararların genel müdürlük tarafından verildiğini, il müdürlerinin müvekkili adına herhangi bir sözleşme yapma ya da taahhüt altına girme, teklifte ve beyanda bulunma konularında hiçbir yetkisi olmadığını, yetkinin genel müdür ve genel müdür yardımcılarına ait olduğunu, abonelerle imzalanan abonelik sözleşmelerinin genel müdür yardımcıları tarafından imzalandığını, kendi başına sınai veya ticari faaliyet yürütmediğini, genel müdürlükten aldıkları talimatları yerine getiren ve büro ofisleri bağlamında kullanılan yerlerin şube olarak değerlendirilmesinin yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin iş yerinin kapatıldığına ilişkin bilgi ve belgeye ancak kendisine sunulması halinde ulaşabildiğini, bildirim yükümlülüğünün davalıya ait olduğunu, davanın açılmasına davalının sebebiyet verdiğini, dava tarihinden önce davanın reddedilen adrese ilişkin iş yerini kapattığı görülmüş ise de, müvekkilinin vergi kayıtlarını inceleme yetkisi bulunmadığından davanın konusuz kaldığına karar verilebileceğini, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden kararın kaldırılması gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiş, bila tarihli dilekçesi ile de reddedilen adrese ilişkin dava açılmasına davalı şirket sebebiyet verdiğinden tüm mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına, yerel mahkeme kararının vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden kaldırılarak davalı şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; Türk Ticaret Kanunu’nun 33. maddesine dayalı şube tescil davasıdır.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davacı tarafından davalı şirkete yapılan bildirim, davalı tarafından bildirim üzerine davacıya verilen cevap, davalı şirket çerçeve abonelik sözleşmesi sureti, yargılama aşamasında yerinde inceleme sonucu mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 28/11/2019 tarihli kök, 23/03/2020 tarihli ek rapor dosya içerisinde yer almaktadır.
Yargılama aşamasında yerinde yapılan inceleme sonrası düzenlenen bilirkişi kök raporunda, şube olarak tescili talep edilen … adresinde müşterilere hizmet verildiği, faturaların tahsil edildiği, karşılığında belge düzenlendiği, muhasebe işlemlerinin şubede veya merkezde tutulmasının ayırıcı bir kıstas olmadığı, müşteri ile bağımsız ticari ilişki kurabilmenin öne çıkan ayırıcı unsur olduğu, bu adreste ticari faaliyet gerçekleştirildiği için şube olarak tescil koşullarının oluştuğu yönünde kanaat bildirilmiş, ek raporda ise…. Eskişehir adresindeki iş yerinde herhangi bir işlem veya ticari faaliyette bulunulmadığı, şube tescil koşullarının oluşmadığı tespit edilmiştir.
Davacı yan yetki alanı içerisinde şirket merkezi Ankara’da olan davalı şirketin merkezden ayrı olarak iki ayrı adreste faaliyet gösterdiğini, şube olarak sicile tescillerinin gerektiğini iddia etmiş, davalı yan ise tüm işlemlerin genel müdürlük tarafından yürütüldüğünü, ayrı ticari faaliyetin bulunmadığını, … Eskişehir adresinde bulunan iş yerinin işçilerin toplanma ve dağılma işlerinin yürütülmesi ve malzeme deposu olarak kullanıldığını, herhangi bir iş ve işlem yapılmadığını savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda bilirkişi kök ve ek raporu hükme esas alınarak…. Eskişehir adresindeki dava konusu yerin şube tesciline ilişkin koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle anılan adrese ilişkin davanın reddine,….Eskişehir adresindeki iş yerinin ise şube tescil koşullarının oluştuğu gerekçesiyle anılan adreste yer alan iş yerinin şube olarak ticaret siciline tescil ve ilanına karar verilmiştir.
Taraflar arasında davalı şirketin Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünde kayıtlı olduğu, Eskişehir’de dava konusu iş yerlerinin bulunduğu hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, davalı şirketin Eskişehir’de bulanan iş yerinde merkezden ayrı olarak ticari faaliyette bulunup bulunmadığı, bu yerlerin şube olarak sicile tescil koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davalı vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 33. maddesinde; tescile davet ve cezaya yönelik, aynı yasanın 40. maddesinde tescile yönelik düzenlemeler ve Ticaret Sicil Yönetmeliği’nin 118. maddesinde de şube tanımı yapılmıştır.
Davacı …’nce merkezi Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı bulunan … A.Ş… Eskişehir adresinde bulunan iş yerinin kendi başına ticari faaliyet yürüttüğünden bu yerin sicile şube olarak tescili talep edilmiştir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 08/05/2012 tarih … Karar sayılı bozma ilamında; “davalı şirkete ( … A.Ş.) ait iş yerinin müşteriye icapta bulunduğu ve bu icap üzerine müşterinin de kabulü ile ticari ilişki kurulduğu ve buna göre ticari işlemin gerçekleştiği sabit olup, bu yerin şube olduğu sonucuna varılmaktadır. Bu durumda mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle reddine karar verilmesi doğru olmadığı” belirtilmiştir. Emsal bozma ilamı somut olay birlikte değerlendirildiğinde; tescil talebine konu… adresindeki iş yerinde vatandaşların telefon faturalarının tahsil edilip ürün satışı yapıldığı, bozma ilamında işaret edildiği üzere müşterilere icapta bulunulduğu ve bu icap üzerine müşterilerin de kabulü ile ticari ilişki kurulduğu ve buna göre ticari işlemin gerçekleştiği anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca, mahkemece ….adresindeki iş yerinin şube niteliğinin bulunduğu gözetilerek anılan adrese yönelik davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davacı vekilinin istinaf itirazlarına gelindiğinde, dava konusu … Eskişehir adresindeki iş yerinin şube tescil koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle anılan adrese yönelik açılan davanın reddine karar verilerek bu kısım yönünden yargılama gideri ve vekalet ücreti davacı üzerinde bırakılmıştır.
Davalı vekili yargılama aşamasında, 21/01/2020 tarihli celsede… Eskişehir adresindeki iş yerinde hiçbir iş ve işlem yapılmadığını, bu adresin işçilerin toplanma ve dağılma işlerinin yürütülmesi ve malzeme deposu olarak kullanıldığını bildirmiştir. Yargılama aşamasında alınan ve yerinde inceleme sonucu düzenlenen bilirkişi ek raporunda da anılan adreste herhangi bir işlem ve ticari faaliyet yapılmadığı, şube tescil koşullarının oluşmadığı tespit edilmiştir.
Bu durumda mahkemece dava konusu … adresindeki iş yerinin ticari faaliyetinin bulunmadığı, şube tescil koşullarının oluşmadığı gözetilerek anılan adres yönünden davanın reddine, bu kısma ilişkin yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi isabetlidir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden taraf vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 59,30 TL istinaf karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalıdan alınması gerekli olan 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 27/05/2021

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.