Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1745 E. 2023/236 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1745 Esas 2023/236 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1745
KARAR NO : 2023/236

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/12/2020
NUMARASI : 2019/34 Esas 2020/763 Karar
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/07/2018
KARAR TARİHİ : 23/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10 /03/2023

Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı bankadan çekilen ticari kredinin erken ödenmesi sebebiyle 07.04.2010 tarihinde erken ödeme komisyonu adı altında haksız şekilde 53.039,05 TL kesinti yapıldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL ‘nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, 23/09/2020 tarihli beyanla, talebini 31.807,02 TL olarak ıslah etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın 07/04/2010 tarihinde 50.513,38 TL erken ödeme ücreti ve 2.525,67 TL BSMV dahil olmak üzere tüm kredi borcunu müvekkil banka hesaplarına göndererek kredilerini erken kapattığını ve herhangi bir ihtirazi kayıt da ileri sürmediğini, aradan sekiz sene geçtikten sonra açılan dava ile erken ödeme maliyetine itiraz ederek iadesini talep ettiğini, %5,4 oranında alınan erken ödeme komisyonunun taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinin 15. Maddesine göre hukuki olduğunu, davacının basiretli tacir gibi davranması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve bilirkişi raporuna ve toplanan tüm delillere göre; ticari kredi sözleşmesi nedeniyle haksız ve fahiş alındığı ileri sürülen erken kapama komisyonu bedelinin ve faiz oranının istirdadı istemiyle açılan davada, her ne kadar davalı bankaca ilgili döneme ilişkin olarak erken kapama ücret oranı yüzde 3,50 olarak bildirilmişse de, mahkemece alınan bilirkişi raporlarındaki bilgi ve tablolardan hareketle konuyla ilgili sektördeki bankaların ağırlıklı bir kısmı tarafından erken kapama ücreti olarak yüzde 2 oranının uygulandığının tespit edildiği, bu durumda aslında davalı bankaca Merkez bankasına bildirilen yüzde 3,50 oranının da yüksek olduğu, fiilen uygulanan % 5,40 oranın da uygulanmasının bankacılık uygulamaları yönünden haklı bulunmadığı bu nedenle sektördeki bankaların ağırlıklı bir kısmı tarafında erken kapama ücreti olarak uygulanan yüzde 2 oranının makul ve hakkaniyetli olduğu, buna göre de davacıdan 31.807,02 TL fazla tahsilatın yapıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 31.807,02 TL nin ödeme tarihi olan 07/04/2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğüne aykırı bir biçimde itirazları doğrultusunda yeniden bilirkişi raporu alınmadan eksik inceleme neticesinde hüküm kurulduğunu, bankalarca uygulanan erken ödeme ücreti oranlarının ortalamasından ziyade bu bankaların erken ödeme oranlarının hangi düzeyde yoğunlaştığı hususu kıstas alınarak nedense %2 lik oran kendisince seçilerek ve uygun görülerek bu oranda erken ödeme ücreti ödenmesi gerektiğine dair eksik ve yetersiz bilirkişi raporunun hükme esas alındığını, dosya kapsamında 21 adet bankaca kredi erken kapama yüzdeleri dosyaya gönderilmiş olup, bu yüzdeler arasında %10 Akbank ve % 5 (AlternatifBank ; Türkiye Ekonomi Bankası ; HSBC Bank ; Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş. ; ŞekerBank) gibi erken ödeme ücreti yüzdeleri bildiren Bankaların bu oranları dikkate alınmadığını, bunun yerine bilirkişi tarafından, % 2 lik oran bildiren Bankaların oranı hakkaniyetli ve doğru oran olarak kabul edildiğini, bilirkişi Raporunda ayrıca % 2 lik erken ödeme ücreti yüzdesinin Mahkemece kabul görmemesi durumunda ise, müvekkil Bankaca Merkez Bankasına bildirilen % 3,5 oranındaki oranın erken ödeme ücreti yüzdesi olarak kabul edilmesi kanaatinde olduğunu da belirttiğini, Merkez Bankasına bildirilen % 3,5 luk oranın asgari nitelikte bir oran olduğunu, erken kapatılan kredinin tipi, niteliği ve zamanı doğrultusunda bu yüzdenin değişebileceği gibi iktisadi gerçeklikleri de gözardı ettiğini, … referans numaralı kredinin, 04/12/2007 yılında 804,000-CHF olarak % 6,36 faiz oranı ve 04/12/2017 vadeyle kullandırıldığını, erken kapamanın yapıldığı 07 Nisan 2010 tarihi itibarıyla firmanın kalan anapara riskinin 666.893,42 CHF olduğunu, kredinin erken kapanmasıyla, kredi anaparası olan 666.893,42 CHF ve kredinin mevcut faiz oranı olan % 6,36 üzerinden hesaplanacak 1531 günlük faizden mahrum kaldığını, buna göre mahrum kalınan tutarın 666.893,42 CHF x % 6,36 / 360 x* 1531 = 180.379,11 CHF olarak hesaplandığını, davacı tarafından, bu zamana kadar dava konusu ettiği masraf ve kesintiler için müvekkil bankaya yöneltmiş olduğu herhangi bir iade talebinin bulunmadığını, davacının talep ettiği 5000 TL için dava tarihinden itibaren, kalan tutar için ise ancak ıslah tarihinden itibaren işleyecek faiz ile iade edilmesine karar verilmesi gerekirken 31.807,02 TL’nin tamamı için 07/04/2010 tarihinden itibaren işleyen faiz ile iadesine karar verilmiş olmasının da hatalı olduğunu, ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen karar kaldırılarak davanın reddine, aksi takdirde, %2’lik oran yerine, müvekkil Bankaca Merkez Bankasına bildirilen % 3,5 oranının dikkate alınarak hüküm kurulmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, genel kredi sözleşmesine istinaden davacıya kullandırılan kredinin erken kapatılması sebebiyle haksız kesildiği iddia edilen erken kapama komisyonunun istirdadı istemiyle açılan davada ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Uyuşmazlık, davacının davalı banka ile imzalanan genel kredi sözleşmesine istinaden davalı bankadan kullanmış olduğu ticari kredi sebebiyle davacı taraftan erken kapama komisyonu, ismi altında kesinti yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa haksız olup olmadığı, dolayısıyla davacıya iadesi gereken bir miktarın bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Kuşkusuz tacir olan davalı bankanın takip ve dava tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6102 sy. TTK’nın 20. Maddesi gereği verdiği hizmet karşılığında ücret talep etme hakkı bulunmaktadır. Ne var ki davalı banka bu hakkını TMK’nın 2. maddesinde yer verilen dürüstlük ve hakkaniyet kuralına aykırı kullanamaz.
Dosyada ilk derece mahkemesince bankacılık alanında uzman bilirkişiden alınan 29/01/2019 tarihli bilirkişi kök ve itiraz üzerine alınan 07.09.2020 tarihli ek raporda; davacıya 04.12.2007 tarihinde 10 yıl (120 ay vadeli) vadeli olarak 804.000 CHF tutarında taksitli ticari kredi kullandırıldığını, kredinin akdi faiz oranının %6,36 olarak tespit edildiğini, davacı tarafından erken ödeme tarihi 07.04.2010 tarihine kadar 28 taksit karşılığında toplam 109.727,18 CHF tutarında faiz ve 5.486,36 CHF tutarında BSMV ödemesi yaptığını, 120 ay vadeli olarak kullandırılan kredi sebebiyle davacının ödemesi gereken toplam faiz tutarının ise 285.970,48 CHF ve toplam BSMV tutarının ise 14.298,52 CHF olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin 15. Maddesinde kredinin erken kapatılması durumunda ücret tahsil edileceği yönünde düzenleme yapılmış olmakla birlikte, bu maddede, tahsil edilecek bu ücretin oran veya tutarının ne kadar olacağına ya da hesaplamanın ne şekilde yapılacağına ilişkin somut bir düzenlemeye yer verilmediği, bankalarca uygulanan erken kapama komisyonunun %2 üzerinde yoğunlaştığı, davalı bankanın 01.10.2010-28.11.2010 dönemi için erken ödeme ücretinin %3,50, 29.11.2010-31.12.2010 dönemi için erken ödeme ücretinin %2 olarak uygulanacağı yönünde Merkez Bankası’na bildirimde bulunduğu, davacı bankanın tahsil ettiği erken ödeme komisyon oranının % 5,40 üzerinden erken kapama tarihi olan 07.04.2010 tarihinde 50.513,38 TL tahsil ettiği, bankaların ağırlıklı bir kısmı tarafından erken ödeme ücreti olarak %2 oranının uygulandığı, genel uygulama uyarınca % 2 oranında erken ödeme komisyonu alınırsa fazla tahsilatın 31.807,02 TL, diğer bankalarca uygulanan oranın ortalamasına göre % 3,50 üzerinden belirlendiğinde fazla tahsilatın 17.777,25 TL olduğu belirtilmiştir.
Davacı ile davalı banka arasında imzalanan 04/12/2007 tarihinde 804.000,00 CHF kredi limitli taksitli ticari kredi sözleşmesinin “erken ödeme” başlıklı 15. Maddesinde müşterinin kullandığı krediyi vadesinden önce kapatmak istemesi halinde erken ödeme komisyonu alınacağı düzenlenmiş ise de alınacak komisyon oranı belirtilmemiştir. Bu durumda Yargıtay 11. HD’nin yerleşik kararlarına göre; davalı banka ile diğer bankaların uygulamasına göre bu tür işlemlere kredi grupları bakımından uygulanan “erken kapama komisyonu ve kredi tahsis ücreti adı altında kesilen miktarların” araştırılıp karşılaştırılarak, davalı banka tarafından yapılan kesinti miktarının uygun olup olmadığı veya ne miktarda olduğu, davacıya iadesi gereken miktar bulunup bulunmadığı hususlarında değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir. (Bkz. Yargıtay 11. HD’nin 17/02/2016 tarihli ve 2015/1108 E.-2016/1644 K., 25/09/2017 tarihli ve 2016/2068 E- 2017/4703 K. Sayılı kararları da aynı yöndedir.
Somut olayda, davalı bankaca davacıya 04.12.2007 tarihinde 120 ay vadeli 804.000,00 CHF meblağlı kullandırılan kredinin 28 taksiti ödendikten sonra davacının 707.04.2010 tarihinde bakiye 953.082,66 TL’yi ödeyerek kapatması üzerine %5,40 oranına karşılık gelen 50.513,38 TL, erken kapama komisyonunun davacıdan tahsil edildiği dosyadaki banka hesap ekstresi ve bilirkişi raporlarıyla sabittir. Taraflar arasında imzalanan söz konusu taksitli ticari kredi sözleşmesinde kredinin erken kapatılması halinde alınacak komisyon oranına yer verilmemiştir. Üstelik davalı banka 01.10.2010-28.11.2010 dönemi için erken ödeme ücretinin %3,50, 29.11.2010-31.12.2010 dönemi için erken ödeme ücretinin %2 olarak uygulanacağını Merkez Bankası’na bildirmiştir. İlk derece mahkemesince yargılama sırasında usul ve yöntemine uygun olarak alınan Dairemizce objektif, ayrıntılı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunan 07.09.2020 tarihli ek raporda da belirlendiği üzere bankacılık sektöründeki 21 bankanın erken kapama komisyonu olarak ağırlıklı uygulamasının %2 olduğu belirlenmiştir. Bu durumda gerek ek rapordaki bankalarca %2 erken kapama komisyonu alınmasına dair teamül gerekse davalı bankanın TCMB’ye söz konusu bildiriminde de bu oranın uygulandığının kabulü karşısında, ilk derece mahkemesince %2 oran üzerinden belirlenen 18.706,36 TL erken kapama komisyonu alınması gerekirken davalı bankaca davacıdan fazla tahsil edildiği hesaplanan 31.807,02 TL’nin davacıya, davacıdan haksız tahsilatın yapıldığı, eş deyişle davacının mal varlığında eksilmenin meydana geldiği 07.04.2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan istirdadına karar verilmesi yerinde görülmüş, bu sebeplerle davalı vekilinin istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir. tahsili
Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin, istinaf başvuru kanun dilekçesinde yer verdiği itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İstinafa başvuran davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun ilgili Tarifesi hükümleri gereği istinafa başvurusunda haksız çıkan davalı taraftan alınması gereken 2.172,73 TL istinaf nispi karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 544,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.628,73 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan giderlerin kendisi üzerinde bırakılmasına, varsa kullanılmayan gider avansının istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 23/02/2023

Başkan – Üye – Üye Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.