Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/174 E. 2021/548 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi… 21.Hukuk Dairesi 2021/174 Esas 2021/548 Karar

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/174
KARAR NO : 2021/548

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/10/2020
NUMARASI :
DAVA : Şube Tescili
DAVA TARİHİ : 21/11/2019
KARAR TARİHİ : 15/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/04/2021

Taraflar arasındaki şube tescili istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin ……. ilinde faaliyet yerinin bulunduğunu, davalı şirketin merkez adresine ve faaliyet adresine TTK’nın 33. Maddesi ve Ticaret Sicil Yönetmeliği’nin 36. Maddesi gereğince şube tescili için davet yazılarının gönderildiğini, davalı şirketin cevabi yazısında adresin depo statüsünde olup şube statüsünde bulunmadığından tescil işlemleri için başvuruda bulunulmadığının bildirildiğini, ancak vergi dairesinde kaydın bulunduğunu ve personelinin …… SGK İl Müdürlüğü’nde sigorta kaydının bulunduğunu ileri sürerek davalı şirketin ………. ………. adresindeki iş yerinin şube olarak ……… Ticaret Siciline tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirket deposunun 30/09/2019 tarihinde kapanışının yapıldığını ve 25/10/2019 tarihinde de Vergi Dairesi tarafından kapama yoklama fişi düzenlendiğini, nitekim yoklama fiillerindeki görüntülerde dava konusu yerin depo olarak kullanıldığının ispatlandığını, dava konusu yerde müvekkili adına çalışan SGK’lı personel bulunmadığını, müvekkilinin faaliyet adresi …….. olup dava konusu yerin depo olarak kullanıldığını, dava tarihinde dava konusu deponun olmaması ve kapanmış olması nedeniyle davanın konusuz kaldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporuna ve toplanan delillere göre; davalı şirkete ait …….. faaliyet merkezinin şube niteliğinde olup olmadığı, tescil şartlarının bulunup bulunmadığı hususlarında toplandığı, davalıya ait …….. adresinde bulunan iş yerinin şube niteliğinde olup olmadığı hususunda mali müşavir bilirkişi ……. ……… alınan dosya kapsamına uygun, hüküm vermeye yeterli ve elverişli bulunan 03/02/2020 tarihli raporda; davaya konu davalı ……. ve ……… … Ltd. Şti’nin …….. adresinde yapılan incelemede firmanın tabelasının bulunduğu, işyerinin kapalı olduğu, dışarıdan bakıldığında içeride damacana su bidonlarının olduğu, herhangi bir ticari faaliyet gösterdiğine ilişkin bir emareye rastlanılmadığı belirlenerek bu nedenle ticaret siciline şube olarak tesciline ilişkin koşulların oluşmadığı kanaatine varıldığının bildirildiği, raporda açıklandığı üzere talep konusu davalıya ait işyerinin şube tesciline ilişkin koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu şirketin … ilinde faaliyet gösterdiği bilgisinin Türkiye Odalar Borsalar Birliği’nin ticaret odalarına gönderdiği munzam listelerden öğrenildiğini, ilgili listelerde …’de faaliyet gösteren ancak Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne kayıt yaptırmadığı tespit edilen firmalara kayda davet çağrısının yapıldığını, bu kapsamda davalı firmanın da kayda davet edildiğini, davalı firmanın ilgili adreste faaliyette bulunduğunu kabul eden ancak şube niteliğinde olmadığını bildiren cevap dilekçesinin sunulduğunu, kurumlar arası interaktif bağlantılarda ancak şirket merkezlerinin faaliyet durumunun görülebildiğini, yani sicil müdürlüklerinin diğer Ticaret Sicil Müdürlüklerinde kayıtlı şirket merkezlerinin vergi kayıtlarının devam edip etmediğini sorgulayabildiklerini, fakat şirketlerin şubelerin kontrollerini yapamadıklarını, Gelir İdaresi Başkanlığı’ndan veya … Vergi Dairesinden mükellefiyetsiz şubelerin aktif/pasiflik durumu sorulsa dahi vergi mahremiyeti kapsamında VUK’nun 5. Maddesi gereğince bilgi verilmediğini, sicil müdürlüğünün iş yerinin kapatıldığına ilişkin bilgi ve belgeye ancak kendisine sunulması halinde ulaşabildiğini, vergi muafiyeti kapsamında resen araştırma yetkisinin de bulunmadığını, davalı şirketin iş yerini kapatıp kapatmadığı bilgisinin resim olarak iletilmediğini, bildirim yükümlülüğünün davalıya ait olduğunu, resmi bilgi ve belgeleri müdürlüğe sunmayan davalının işbu davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden davanın konusuz kaldığına karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, haksız olarak davanın açılmasına sebebiyet veren davalının tüm yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiğini ileri sürerek açıklanan bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden kaldırılarak davalının üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, davalı limited şirkete ait …’deki işletmenin şube olarak tespiti ve ticaret siciline tescili istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı …’nün istinaf sebebi aleyhine yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkindir.
Bilindiği üzere HMK’nın 326/1. maddesinde kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, davalı şirkete ait …’deki işletmenin, …’de vergi dairesinde kaydının bulunmasından ve personelinin … SGK Müdürlüğü’nde sigortalı olmasından bahisle şube olarak tespiti ile ticaret siciline tescilini talep etmiş, davalı şirket vekili cevap dilekçesi ekinde sunmuş olduğu … Vergi Dairesi Başkanlığı’nın Elektronik Yoklama Sistemi E-Yoklama Fişi ile yoklama sırasında çekilen fotoğraflarda; kapanış tarihi 30.09.2019 olan dava konusu adresteki depo niteliğindeki iş yerinin 25.10.2019 tarihinde kapalı olduğunun ve içeride boş su damacanalarının mevcut olduğunun belirtildiğini, dolayısıyla dava tarihi itibarıyla dava konusu iş yerinin kapalı olduğunu, ayrıca Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nin ilgili sayfasına göre şirket faaliyet adresinin Kocaeli olduğunu savunmuştur. Dava konusu iş yerinin………. “depo” olarak 21.04.2014 tarihinde faaliyete geçtiğine dair davalı şirketin davacı … müdürlüğüne vermiş olduğu yazı cevabı ekinde E-yoklama fişi sunulmuştur. Nitekim yargılama sırasında mali müşavir bilirkişiden alınan raporda; ……. … adresinde yapılan incelemede firmanın tabelasının bulunduğu, iş yerinin kapalı olduğu, dışarıdan bakıldığında içeride damacana su bidonlarının olduğu, herhangi bir ticari faaliyet içerdiğine ilişkin bir emareye rastlanılmadığı, bu nedenle ticaret siciline şube olarak tesciline ilişkin koşulların oluşmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı … tarafından davanın açıldığı 21.11.2019 tarihinden önce dava dilekçesi ekinde sunulan belgelere göre; davacı … 27.11.2018 tarih ve 22459 sayılı yazısı ile davalı şirketin iş yerinin şube olarak kaydının tescilinin talep edilmesi istenmiş olup davalı tarafından 10.12.2018 tarihli yazı cevabı ile söz konusu iş yerinin depo olarak kullanıldığına dair E-yoklama fişi ibraz edilmiştir. Şu halde dava tarihi itibarıyla e-yoklama fişine ve yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuyla da tespit edildiği üzere göre dava konusu iş yeri kapalıdır. Davalı …, her ne kadar iş yerini kapattığını bildirmeyen davalı şirket üzerinde yargılama giderlerinin bırakılması gerektiğini ileri sürmüş ise de davacı sicilin davalı şirkete iş yerinin şube olarak kaydının tescil edilmesi gerektiğini bildiren 27.11.2018 tarihli yazının üzerinden nerdeyse 1 yıl süre geçtikten sonra 21.11.2019 tarihinde işbu davanın açıldığı gözetildiğinde davalı şirketin aleyhine dava açılacağını bilemeyeceğine ve bilmesi gerektiği de beklenemeyeceğine göre davacının bu yöndeki iddiası yersizdir. Ayrıca, eldeki davada ticaret sicil müdürlüğü davalı olmayıp davacı olduğuna göre yasal hasım sıfatı söz konusu olamayacağından ve kanunda aksine bir düzenleme de bulunmadığından HMK’nın yargılama giderlerine ilişkin tarafların sorumluluğu düzenleyen yukarıda yer verilen hükmü uyarınca ilk derece mahkemesince reddolunan davada aleyhine hüküm kurulan davacı tarafın yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasında da bir isabetsizlik görülmemiştir.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin, istinaf başvuru kanun dilekçesinde yer verdiği itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına yer olmaksızın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan 492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun ilgili Tarifesi hükümleri gereği alınması gereken 59,30 TL istinaf maktu karar harcından başlangıçta peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 4,9 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin istinafa başvurana taraf üzerinde bırakılmasına, varsa kullanılmayan gider avansının istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 15/04/2021

Başkan- …… Üye – … Üye – ……… Zabıt Katibi-…
…… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.