Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1663 E. 2022/1273 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1663 Esas 2022/1273 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1663
KARAR NO : 2022/1273

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/06/2021
NUMARASI : 2021/212 Esas 2021/490 Karar
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Şirket Müdürünün Azli
DAVA TARİHİ : 30/03/2021
KARAR TARİHİ : 20/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/10/2022

Taraflar arasındaki şirket müdürünün azli istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı …….’nin %33 ortağı ……olup, … …’nin %10 ortağı ve yönetim kurulu üyesi olduğunu, kardeşi olan davalının ise … …’nin genel müdürü olarak görev yaptığını, … …’nin 1987 yılında … Kurumu yetkili satıcısı ve …olarak faaliyetine başladığını, ilerleyen yıllarda pazar hacmini genişlettiğini, pazar hacmini genişleterek gerçekleştirdiği proje ve başarıların yanı sıra yüksek ürün kalitesi ve ileri seviye imalat kapasitesi ile 2013 yılında devlet kurumlarının tedarikçiler listesine girdiğini, devasa bir büyüklüğe ulaşan şirketlerinde mevcut yönetimin 05/02/2021 tarihli aldığı karar ile 05/03/2021 tarihinde genel kurul yapılacağının bildirildiğini, … …. olarak genel kurulda …’ın katılmasına karar verdiklerini ancak şirketin ibraname alamadığını, şirket ortağı olan davalı …’ın sonradan kendilerini devre dışı bırakarak şirket müdürü sıfatıyla şirketi tek başına temsile yetkili olduğunun belirlendiğini, davalının uzun yıllardır devam ettirdiği genel müdürlük sayesinde tüm yetkileri usulsüz bir şekilde kendisinde toplayarak bir çok usulsüzlük yaptığını, haksız bir surette zenginleşerek şirketin zararına hareket ettiğini belirterek davalının … …’ndeki genel müdürlük görevinden alınmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, davacının … …’nin ortağı olmadığından aktif husumet ehliyeti bulunmadığını, müvekkilinin şirket müdürlüğünden TTK’nun 630/3. maddesi gereği mahkeme kararı ile azlini gerektiren haklı bir neden bulunmadığını belirterek davanın aktif husumet yokluğu ile ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; dava dışı … …’nin ortaklarından yine dava dışı … …’nin yönetim kurulu üyesi olan davacı …’ın … … ‘nin ortağı olmadığı gibi yukarıda değinilen 24 Ağustos 2020 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde de ilan edildiği üzere … …. temsilcilerinin …’ın münferiden … ile müştereken temsile yetkili olduğu, davacının 26/05/2021 tarihli dilekçe ekinde sunulan tescil ve ilan edilmeyen yönetim kurulu kararının üçüncü kişileri bağlamayacağı anlaşılmakla davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Dava dışı … ….’nin ortakları içinde … …’nin 175.200 adet payı bulunduğunu, müvekkilinin de … …’nin ortak ve yöneticisi konumunda olup, davayı … …’de ki görev yetki pay durumu belirterek açtığını, ortak şirketin yöneticisi ve ortaklarının dava açma hakkı bulunduğunu, bu nedenle davanın husumetten reddinin hatalı olduğunu,
24/08/2020 tarih … Sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde … …’nin yönetim kurulu üyelerinin …, … ile … olduğunu, ayrıca 26/05/2021 tarihli dilekçede … …’nin yönetim kurulu kararının ibraz edildiğini, karara göre dava dışı … … şirketi temsil etme yetkisine ve şirketi … … temsile yetkili kişinin yönetim kurulu üyesi ve ortakları …’ın atanmasına ilişkin olduğunu, …’ın şirketin direk ortağı iken şirket hisselerinin azil olan vekaletname ile elinden alındığını, bedelinin ödenmediğini, dava dışı şirketin genel kurul tutanaklarına bakıldığında davalının ibraname alamadığını, yönetim kurulu kararı ile …’ın genel kurula katılması için yetki verildiğinin görüldüğünü, bu nedenle açılan davada aktif dava ehliyetinin bulunduğunu, davalının dava dışı şirketteki genel müdürlük görevi yaptığını, yapılan hukuki işlemler sonucu davacının ortağı olduğu … …’yi de bağladığını, mahkemece davayı …’ın şahsı için açıldığı yönündeki değerlendirmesinin hatalı olduğunu, davanın paydaş ve ortaklı bulunan şirketi ve ortakları ve bunların menfaatlerini korumak için davalının hukuka aykırılıklarına karşı açıldığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; dava dışı … …’nin müdürü olan davalının haklı nedenle görevden azli istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nin 14/01/2020 tarih ve…sayılı örneğinin incelenmesinde; … …’nin pay devri sonrası şirketin son ortaklık yapısının; 175.200 adet payının … ….’ye, 129600 adet payın …, 115.200 adet payın … …., 60.000 adet payın …’a ait olduğu,
Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nin 24 Ağustos 2020 tarih ve … sayılı örneğinin incelenmesinde; … …’nin yönetim kurulu/yetkililerin tescil edilerek ilan olunduğu, davacı …’ın yönetim kurulu üyesi olarak seçildiği, …’ın 20/08/2023 tarihine kadar münferiden, … ile müştereken şirketi temsile yetkili olarak seçildiği,
Davacının 26/05/2021 tarihli dilekçesi ekinde … …’nin yönetim kurulu kararının ibraz edildiği, yönetim kurulu kararının 21/08/2020 tarih 2020/8 sayısını içerdiği, konusunun … …’nde şirketi temsil etme yetkisine ve şirketi … …’nde temsile yetkili kişinin yönetim kurulu üyesi ve ortakları …’ın atanmasına ilişkin olduğu görülmüştür.
6102 Sayılı TTK’nun 630/2.maddesinde, her ortağın haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebileceği, düzenlenmiştir.
Taraf sıfatı (husumet) maddi hukuka göre belirlenen, bir subjektif hakkı dava etme yetkisine ya da subjektif hakkın davalı olarak talep edilebilme yetkisini gösteren bir kavramdır. Davacı tarafta yer alan taraf için aktif dava sıfatı, davalı tarafta yer alan taraf için pasif taraf sıfatından söz edilebilir. Sıfat dava şartı olmayıp itirazdır. Zira bir kimsenin hak sahibi veya borçlu olup olmadığı, davanın esasına girildikten sonra tespit edilebilir. Hakim diğer itirazlar gibi taraf sıfatını da dava dosyasından anlayabildiği sürece kendiliğinden nazara alır.
Somut olaya gelince, dava dışı … …’nin ortaklarının … …., …, … …. ve … olduğu, dava dışı … …’nin müdürlüğüne davalı …’in seçildiği, davacının dava dışı … …’nde herhangi bir ortaklığının bulunmadığı gibi dava dışı … …’nin her ne kadar 24 Ağustos 2020 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde de ilan edilen yönetim kurulu üyesiyse de, eldeki davanın dosya kapsamına göre davacının da ortağı olduğu … ….adına açılmayıp, bizzat eldeki davanın davacı … tarafından açıldığı anlaşıldığından açılan davanın bu nedenlerle aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Tüm bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının gerekçe yönünden kaldırılmasına ve davanın reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun gerekçe yönünden KABULÜNE,
2-Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/06/2021 tarih ve2021/212 Esas 2021/490 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi gereğince gerekçe yönünden KALDIRILMASINA,
B)1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinafa gelen tarafın sıfatı ve kaldırma gerekçesi de gözetilerek davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödemesine,
5-HMK 333. maddesi gereğince gider/delil avansından sarf edilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
C)1-İstinafa başvuran davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf maktu karar harcının kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
2-İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kararın kaldırma gerekçesi de gözetilerek davacı üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/10/2022

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.