Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/166 E. 2021/558 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/11/2020
NUMARASI : …
DAVA : Şube Kaydının Tespiti ve Tescili
DAVA TARİHİ : 21/11/2019
KARAR TARİHİ : 15/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/04/2021

Taraflar arasındaki şube kaydının tespiti ve tescili istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının Eskişehir’de faaliyet yeri bulunduğunu, şirketin merkez adresine ve faaliyet adresine davet yazıları gönderildiğini, davalı şirketin cevabi yazısında davaya konu adresin depo olduğunu ve şube statüsünde olmadığından bahisle bugüne kadar tescil işlemleri için başvuruda bulunmadığını, merkez adresi dışındaki bir ilde depo olduğu iddiasının kabulünün mümkün olmadığını, il içinde herhangi bir şubesi olmayan firmanın depo açmasının hayatın olağan akışına aykırı bulunduğunu, davaya konu işyerinde de ticari ve sinai faaliyet yapılıp, vergi kaydı ve personelinin SGK kaydı olduğunu, ilgili iş yerinin merkezden ayrı bir faaliyet alanında bulunduğunu belirterek, davalı şirketin … adresinde bulunan iş yerinin şube olarak Eskişehir Ticaret Siciline tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu yerin müvekkilinin imzaladığı palet alım sözleşmesi gereğince alınan paletlerin konulması için depo olarak kiralanıp kullanıldığını, anılan sözleşmenin sona ermesi nedeniyle kira sözleşmesinin de sona erdiğini, kiralanan süre boyunca depoda imalat ve satış yapılmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun, hüküm vermeye yeterli ve elverişli görüldüğü, talep konusu davalıya ait işyerinin şube tesciline ilişkin koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalıya yapılan tebligatlara rağmen davalının şube kayıt işlemini gerçekleştirmediği gibi işyerinin kapatıldığına ilişkin belgeleri müvekkiline ibraz etmediğini, davaya konu şirketin Eskişehir ilinde faaliyet gösterdiğinin TOBB’nin ticaret odalarına gönderdiği munzam listelerden öğrenildiğini, müvekkilinin iş yerinin kapatıldığına ilişkin bilgi ve belgeye ancak kendisine sunulması halinde ulaşabildiğini, vergi muafiyeti kapsamında re’sen araştırma yetkisinin bulunmadığını, davalının dava tarihinden önce tescili talep edilen yeri kapattığı görülmüş ise de, müdürlüğün vergi kayıtlarını inceleme yetkisi bulunmadığından davanın konusuz kaldığına karar verilmesi gerektiğini, yargılama giderlerinden davalının sorumlu olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden kaldırılmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; şube kaydının tespiti ve tescili istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davacı tarafından davalı şirkete yapılan bildirim, şube olarak tescili talep edilen yerin depo olarak kiralanmasına ilişkin davalı şirket ortaklar kurulu kararı, davalı tarafından dava konusu yerin şube niteliği bulunmadığına ilişkin davacıya gönderilen yazı sureti, dava konusu yerin davalı tarafından kiralandığına ilişkin 01/04/2013 tarihli kira sözleşmesi, keşif tutanağı, yargılama aşamasında mali müşavir, işletme uzmanı bilirkişi heyetinden alınan 16/07/2020 tarihli bilirkişi raporu, … SGK müzekkere cevabı dosya içerisinde yer almaktadır.
Yargılama aşamasında mahallinde yapılan keşif sonrası düzenlenen bilirkişi heyeti raporunda, dava konusu adreste faaliyette bulunan iş yerinde davalının ticari faaliyet gerçekleştirmediği, depo olarak kullanıldığı, merkezden ayrı pazarlama ve satış yapmadığı, şube tescil koşullarının oluşmadığı yönünde kanaat bildirilmiştir.
Davacı yan yetki alanı içerisinde şirket merkezi …’de olan davalı şirketin merkezden ayrı faaliyet gösterdiğini, şube olarak sicile tescilinin gerektiğini iddia etmiş, davalı yan ise dava konusu yerin depo olarak kullanıldığını, ticari faaliyetin bulunmadığını, kira sözleşmesinin sona erdiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda bilirkişi raporu hükme esas alınarak dava konusu yerin şube tesciline ilişkin koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında davalı şirketin … Ticaret Sicil Müdürlüğünde kayıtlı olduğu, Eskişehir’de kiraladığı yer bulunduğu hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, davalı şirketin Eskişehir’de kiralayarak kullandığı yerde merkezden ayrı olarak ticari faaliyette bulunup bulunmadığı, bu yerin şube olarak sicile tescil koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davacı vekilinin istinaf itirazı davanın konusuz kaldığı, dava açılmasına sebebiyet vermediği, bu nedenle aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğine yöneliktir.
Yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu ile dava konusu yerin şube tescil koşullarının oluşmadığı tespit edilmiştir. Dosya kapsamından ve taraf vekillerinin beyanlarından şube olarak tescil edilmesi talep edilen adresin dava tarihinden önce davalı tarafından kullanımının sona erdirildiği anlaşılmıştır. Bu durumda dava konusu yerin kullanımı dava tarihinden sonra sona ermediğinden davanın konusuz kalmasından söz edilemeyecektir.
Dava konusu adresin dava tarihinden önce davalı tarafından kullanımına son verildiği gibi, ayrıntılı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu ile bu yerin şube tescil koşullarının oluşmadığı da tespit edilmiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle davanın reddine, davacı aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 15/04/2021

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.