Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1655 E. 2023/1519 K. 01.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1655 Esas 2023/1519 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1655
KARAR NO : 2023/1519

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/03/2021
NUMARASI : 2019/415 Esas 2021/207 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/08/2019
KARAR TARİHİ : 01/11/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/12/2023

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiğini belirterek davalıların icra takibine itirazlarının iptaline, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılara dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalılar davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davalının kullandığı kredili mevduat hesabı, cari hesap ve taksitli ticari kredi yönünden kredi borcunun belirlendiği, temerrüt faizi yönünden kredili mevduat hesabında uygulanacak faizin TCMB’nin belirlediği kredi kartı işlemlerinde kullanılacak faiz oranı olduğu, buna göre temerrüt faizi oranının % 31,80 olarak, borçlu cari hesap ve taksitli ticari kredi için cari faiz oranının sözleşme hükmüne göre akdi faiz oranının % 50 fazlası ile belirlenen % 45 oranı olduğu kabul edilerek, asıl borçlu ve kefil yönünden yapılan hesaplamada, asıl borçlunun taksitli ticari kredi ve cari hesap için 82.992,02 TL asıl alacak, kredili mevduat hesabı için 8.549,85 TL asıl alacak, 6.758,94 TL işlemiş faiz ve BSMV olmak üzere toplam 98.637,76 TL, kefil yönünden taksitli ticari kredi ve cari hesap için 82.498,69 TL asıl alacak, kredili mevduat hesabı için 8.498,68 TL asıl alacak, 4.472,34 TL işlemiş faiz ve BSMV olmak üzere toplam 95.693,33 TL olarak belirlendiği, bilirkişi raporunun sözleşme ve yasal düzenlemelere uygun ilkelerle denetime açık olacak biçimde düzenlendiği, likit olan alacak için icra inkar tazminatına karar verildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, takibin davalı … yönünden 82.992,02 TL asıl alacak, 8.549,85 TL asıl alacak, 6.758,94 TL işlemiş faiz, 337,95 TL BSMV olmak üzere toplam 98.637,76 TL alacak üzerinden 82.992,02 TL için % 45, 8.549,85 TL % 31,80 oranında faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalı … yönünden müteselsil sorumlu olmak ve tahsilde tekerrüre neden olmamak üzere 82.498,69 TL asıl alacak, 8.498,68 TL asıl alacak, 4.472,34 TL işlemiş faiz, 223,62 TL BSMV olmak üzere toplam 95.693,33 TL alacak üzerinden 82.498,69 TL için %45, 8.498,68 TL % 31,80 oranında faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, hükmolunan alacağın % 20 si oranında belirlenen 19.727,55 TL (davalı … yönünden 19.135,72 TL) olan icra inkar tazminatının davalılardan müteselsilen alınarak davacı tarafa ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kefil … yönünden temerrüt tarihinin hatalı tespit edildiğini, ihtarname incelendiğinde muhatap olarak hem asıl borçlu hemde kanunun kefalet şartlarını taşıyarak sözleşmeye kefil olarak alınmış kefil için hesap kat ihtarnamesinin gönderildiğinin açıkça görüleceğini, bu bağlamda her iki borçlu içinde temerrüt tarihinin 12/04/2019 olduğu, nitekim İİK’nun 68/b. maddesi gereğince sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi halinde sonuç doğuracağını, yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi halinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarihin tebliğ tarihi sayılacağını, asıl borçlu için uygulanan bu hükmün müteselsil kefil için de geçerliliğini koruduğunu, hesap kat ihtarının borçlu ile birlikte kefile de gönderilmesinin TBK’nun 590/3. maddesi gereğince kefilin borcunu da muaccel hale getireceğini, genel kredi sözleşmesinden doğan borçta müşterinin kusuru olmasa dahi kefilin temerrüt faizinden sorumlu olacağını, yapılan ihbarla asıl borçlunun zaten temerrüde düştüğü andan itibaren sorumlu olduğunu, temerrüt faizinden kefilin de sorumlu olmaya başlayacağını, kefilin işleyen temerrüt faizinden sorumluluğunun başlangıcı için bankaya bildirilen adrese ihtarname gönderildiğini, hem borçlu hem kefil ayrı ayrı temerrüde düşürüldüğünü, borçlu asil yahut kefilce herhangi bir adres değişikliği bilgisinin taraflarına iletilmediğini, hakkında aynı anda icra takibi başlatılan genel kredi sözleşmesi borçlusu şirket ve kefilleri, icra takip işlemleri yönünden asil ve kefil olarak ayrılmadığını, müteselsil sorumlulukları gereği tamamının borçlu sıfatını taşıdığını, bu nedenle maddenin kefillere de uygulanması gerektiğini, sözleşmenin tebligat adresi başlıklı 38. maddesinin de müşteri ve kefiller olarak başladığını ve sözleşme kefiller tarafından da imzalandığından bu maddenin kefiller yönünden de geçerli olduğunun açık olduğunu, mahkeme kararının bu yönden hatalı olduğunu, kefil … yönünden de temerrüt tarihinin asıl borçlu ile aynı tarih olarak kabul edilmesi gerekip, borçtan sorumluluğunun aynı tutarda olması gerektiğini, İİK’nun 68/b. maddesi gereğince sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi halinde sonuç doğuracağını, yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi halinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarihin tebliğ tarihi sayılacağını, genel kredi sözleşmesinin maddelerinin son derece açık olduğunu, müvekkilinin üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiğini, davalı kefillerin bankaya bildirmiş olduğu adreste kendilerine ulaşılamadığını, davalılar adres değişikliği yapacaklarsa bu hususu derhal, yazılı olarak noter vasıtası veya iadeli taahhütlü olarak bankaya bildirmesi gerektiğini, aksi halde bankaya bildirilen adreslerinin tebligat adresi olarak geçerli olmaya devam edeceğini hususunun açık olduğunu, muacceliyet tarihindeki güncel kredilerin faiz oranı yerine kredilerin kullandırım tarihi itibari ile faiz oranı dikkate alınarak hesaplama yapıldığını, mahkemece bilirkişinin hatalı yorumuna dayanılarak dosyasına sunulmuş olan bankanın faiz genelgesi değerlendirilmeden eksik incelemeye dayalı hüküm kurulmasının kabul edilemeyeceğini, temerrüt faiz oranının nasıl hesaplanacağı sözleşmede açık olup, bu açık hüküm karşısında kullanılan kredilerin ayrı sınıflandırmaya tabi tutulmasının da hatalı olduğunu, bu hataya dayanak gösterilen kmh hesabını bir kredi kartı hesabı gibi değerlendirmenin de son derece yersiz olduğunu, kmh hesabının ne bir kredi kartı hesabı, ne de bir banka kartı hesabı olduğunu, kmh hesabının gerçek yada tüzel kişilerin kullandığı kredi hesabı olup, hükme esas rapordaki kmh kredilerin de uygulanan temerrüt faiz oranının kabul edilebilir olmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;

Ankara 12. İcra Müdürlüğünün 2019/8163 sayılı icra takip dosyası, genel kredi sözleşmesi, hesap kat ihtarı, yargılama aşamasında bankacı bilirkişiden alınan 09/03/2020 tarihli ön rapor, 21/10/2020 tarihli ek rapor dosya içerisinde yer almaktadır.
Dava konusu Ankara 12. İcra Müdürlüğünün 2019/8163 sayılı icra takip dosyası ile, davacı alacaklı tarafından davalı borçlular aleyhine toplam 100.636,63 TL nakit alacağın tahsili istemi ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçlu …’e 17/06/2019, davalı borçlu …’e 15/06/2019 tarihinde tebliğ olduğu, davalıların 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde 20/06/2019 tarihinde borca itiraz ettikleri, işbu itirazın iptali davasının itiraz dilekçesinin alacaklı yana tebliğ tarihinden itibaren başlayacak olan 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde 08/08/2019 tarihinde açıldığı dosya içeriği ile sabittir.
Davacı banka ile davalı … arasında 18/08/2017 tarihli 200.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalı …’in anılan sözleşmede müteselsil kefil sıfatıyla imzasının yer aldığı, aynı tarihte eş rızasının alındığı, kefaletin, kefalet tarihinde yürürlükte bulunan TBK’nun 583 vd. maddelerindeki şekil koşullarına uygun olduğu dosya içeriğiyle sabittir.
Davacı tarafından davalılara gönderilen ve toplam 91.127,44 TL nakdi borcun 3 gün içinde ödenmesi ihtarını içerir 04/04/2019 tarihli hesap kat ihtarnamesi …’e 08/04/2019 tarihinde bila tebliğ edilmiş, davalı …’e de bila tebliğ olmuştur.
Yargılama aşamasında alınan bankacı bilirkişi ön raporunda eksik belgeler belirtilmiş, alınan ek raporda ise davalı …’in 12/04/2019 tarihinde temerrüte düştüğü, davalı kefil …’in takip öncesi dönemde temerrüte düşürülmediği, takip tarihi itibarıyla davacının davalı asıl borçlu …’den dbs ve taksitli ticari kredi nedeniyle 82.992,02 TL asıl alacak, kmh nedeniyle 8.549,85 TL asıl alacak, 6.758,94 TL işlemiş faiz, 337,95 TL BSMV olmak üzere toplam 98.637,76 TL, davalı …’den dbs ve taksitli ticari kredi nedeniyle 82.498,69 TL asıl alacak, kmh nedeniyle 8.498,68 TL asıl alacak, 4.472,34 TL işlemiş faiz, 223,62 TL BSMV olmak üzere toplam 95.693,33 TL alacaklı olduğu, ticari krediye %45, kmh’a %31,80 oranında temerrüt faizi işletilebileceği tespit edilmiştir.
Davacı yan genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağı bulunduğunu, davalıların icra takibine itirazının haksız olduğunu iddia etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda bankacı bilirkişiden alınan rapor hükme esas alınarak yukarıda özetlenen kararda belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalı …’in sözleşmede müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine davacı bankanın kredi hesabını kat ederek alacağın tahsili için icra takibi başlattığı hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, takip tarihi itibarıyla davacının davalılardan alacağı bulunup bulunmadığı, var ise miktarı, davalıların icra takibine itirazlarının haksız olup olmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davalılar yönünden reddedilen miktarlar ilk derece mahkemesi karar tarihi gözetildiğinde kesinlik sınırı olan 5.880,00 TL’nin altında ise de, davacı vekilinin hüküm altına alınan davalı … yönünden 8.549,85 TL’ye işleyecek temerrüt faiz oranı ile davalı … yönünden 8.498,68 TL’ye işleyecek temerrüt faiz oranına yönelik istinaf itirazı da bulunduğundan temerrüt faiz oranının işletileceği asıl alacak miktarları gözetilerek kararın istinafa tabi olduğu değerlendirilmek suretiyle istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde, yukarıda açıklandığı üzere davacı ile davalı … arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinde davalı … müteselsil kefil sıfatıyla yer almaktadır.
Davacı tarafından gönderilen hesap kat ihtarnamesi davalıların genel kredi sözleşmesinde yer alan adreslerine 08/04/2019 tarihinde bila tebliğ olmuştur. Bilirkişi tarafından davalı asıl borçlu …’in sözleşmede yer alan adresine hesap kat ihtarnamesinin bila tebliğ edildiği tarih esas alınarak davalı asıl borçlunun 3 günlük atıfet süresinin sonunda 12/04/2019 tarihinde temerrüte düştüğü, davalı kefil …’in ise sözleşmede yer alan adresine hesap kat ihtarnamesinin bila tebliğ edilmesi nedeniyle kefilin temerrütünün takip tarihi itibarıyla oluşacağı kabul edilerek davacının takip tarihi itibarıyla davalılardan talep edebileceği alacak miktarı tespit edilmiştir.
Davacı vekili ise davalı kefilin de davalı asıl borçlu gibi sözleşmede yer alan adresine yapılan tebligat bila tebliğ olsa bile bila tebliğ tarihi esas alınarak temerrüt tarihinin belirlenmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmede asıl borçlu ve kefilin sözleşmede yer alan adresinin davacı banka tarafından yapılacak tebligatlarda esas alınacağı hususu düzenlenmiştir. İİK’nun 68/b maddesinde ise kredi kullananın adres değişikliğini noter ihtarıyla bildirmediği takdirde eski adresin geçerli olacağı hükme bağlanmıştır. Anılan hüküm asıl borçluya ilişkin olup, kefile ilişkin bir düzenleme yapılmamıştır.
Bu durumda mahkemece, taraflar arasında akdedilen sözleşme hükmü karşısında muacceliyet ve temerrütün oluşması için süre içeren bildirimin davalı kefil …’e tebliğ edilmesi gerektiği, bu tebligatın ise kefilin adresine tebliğ edilebileceği, kefilin sözleşmedeki adresine hesap kat ihtarının bila tebliğ olmasının anılan kefilin temerrüte düşmesi sonucunu doğurmayacağı, anılan davalının takip tarihinde temerrüte düştüğü gözetilerek hesaplama yapan bilirkişi raporunun hükme esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Öte yandan, bilirkişi raporu ile davacının takip tarihi itibarıyla alacaklı olduğu dbs ve taksitli ticari kredi alacağının yanı sıra kmh nedeniyle alacaklı olduğu miktarda tespit edilerek ticari kredi yönünden tespit edilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren %45, kmh yönünden tespit edilen asıl alacağa ise takip tarihinden itibaren %31,80 temerrüt faizi işletilebileceği belirlenmiştir. Ticari kredi yönünden tespit edilen temerrüt faiz oranı takip talebi ile aynı orandır.
Davacı yan takip talebinde asıl alacak kalemine ilişkin kmh-dbs ve taksitli ticari kredi ayrımı yapmaksızın tüm asıl alacak için takip tarihinden itibaren %45 oranında temerrüt faizi uygulanmasını talep ettiği gibi, işlemiş faiz miktarı kısmında da anılan oranı belirtmiştir.
Ticari Kredili Mevduat Hesabı faiz oranları TCMB tarafından 25.05.2013 tarih ve 28657 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Mevduat ve Kredi Faiz Oranları ve Katılma Hesapları Kar ve Zarara Katılma Oranları ile Kredi İşlemlerinde Faiz Dışında Sağlanacak Diğer Menfaatler Hakkında Tebliğ (Sayı:2006/1)’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Sayı:2013/8)” ile TCMB’nin yayımladığı Kredi Kartı İşlemlerinde Uygulanacak Azami Faiz Oranları Hakkında Tebliğ’e tabi hale getirilmiş, bu suretle kredili mevduat hesaplarında uygulanacak azami akdi ve gecikme faizi oranlarının kredi kartı işlemlerinde uygulanacak azami faiz oranlarını geçemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Bu durumda ticari kredili mevduat hesabına ilişkin uygulanacak azami akdi ve gecikme faizi oranlarının Merkez Bankası tarafından her 3 ayda bir belirlenip kamuoyuna ilan edilen oranlara göre tespiti gerekir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, hesap kat tarihi olan 04/04/2019 itibarıyla Merkez Bankası tarafından kredi kartları için uygulanması gereken azami akdi faiz oranı yıllık %25,80 ve azami gecikme faizi oranı yıllık %31,80 olarak belirlendiğinden ticari kredili mevduat hesabı için de uygulanması gereken akdi faiz oranı %25,80, temerrüt faizi oranının ise %31,80 olacağı belirtilmiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece ticari kredili mevduat hesabına ilişkin uygulanacak temerrüt faiz oranını tebliğe uygun olarak tespit etmek suretiyle tespit edilen bu oran üzerinden işlemiş temerrüt faiz alacağını hesaplayan bilirkişi raporunun ayrıntılı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebiyle açılan işbu davada uyuşmazlığın bankacı bilirkişiden banka kayıtları üzerinde yerinde yapılacak inceleme ile rapor alınmak suretiyle çözümlenmesi gerekirken dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu hükme esas alınarak karar verilmesi isabetsiz ise de, davacı vekilinin temerrüt tarihi ve kmh faiz oranına yönelik istinaf itirazı yönünden yerinde inceleme yapılmamasının sonuca bir etkisi bulunmadığı gözetilerek bu husus eleştirilmekle yetinilmiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı … yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 01/11/2023

Başkan – Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.