Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1642 E. 2021/1319 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE … MAHKEMESİ
TARİHİ :28/01/2021
NUMARASI :…
DAVA TARİHİ : 20/12/2019
KARAR TARİHİ : 11/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/11/2021

Taraflar arasındaki şirketin ihyasına ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı … … Müdürlüğü vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 2007 yılı içinde … isimli kişinin müvekkilinin kimliğini yasa dışı yollardan elde edip kendi resmini yapıştırmak suretiyle kendi adına sahte kimlik oluşturduğunu, adı geçen kişinin Ankara … … Memurluğu’nun … … nosunda kayıtlı … … ortağı …’nın hisselerini 02/07/2007 tarihinde alınan karar ile müvekkili adına düzenlediği sahte kimlikle devraldığını, müvekkiline sahte işlemlerle devredilen ve zarara uğratan hisselerin devir işlemlerinin iptali için Ankara 3. Asliye … Mahkemesi’nin …. sayılı dosyası ile dava açıldığını, açılan davaya Ankara … … Müdürlüğü tarafından gönderilen cevabi yazı ile şirketin 23/01/2014 tarihinde … sicilinden re’sen silindiğinin anlaşıldığını, mahkemece taraflarına 09/12/2019 tarihli celsede ihya dava açılması için ara karar oluşturulduğunu iddia ederek Ankara … … Müdürlüğü’nün … … nosunda kayıtlı …. Ankara 3. Asliye … Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyasına münhasır olarak ihyasına karar verilmesini istemiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müdürlükçe yapılan terkin işlemlerinin usulüne uygun olduğunu, şirketin davalarının, alacak ve borçlarının bilinmesinin mümkün olmadığından işbu davanın açılmasına sebebiyet verilmediğini, davanın reddi gerektiğini, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde davacının talebi de göz önünde bulundurularak şirketin ek tasfiyesine ve tasfiye memuru atanmasına karar verilmesi gerektiğini, … … Müdürlüğü’nün tescile dair verilen kararlara karşı açılan davalarda yasadan doğan zorunlu hasım durumunda bulunduğundan yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması gerektiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; Ankara 3. Asliye … Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dava dosyasında 09/12/2019 tarihli duruşma tutanağı ile davacı vekiline ihyası istenen şirket hakkında ihya davası açmak için yetki ve süre verildiği, mahkemece yapılan değerlendirme neticesinde, ihyası istenilen şirketin terkin sebebinin münfesihlik durumunu gerektirmeyen oda kaydının silinmesi olayına özgü olup, yapılan terkin işleminin hukuka uygun olmadığı (Benzer nitelikte karar için Bkz. Ankara BAM 21.H.D 24.06.2020 Tarih, … gerekçesiyle davanın kabulüne, Ankara … … Müdürlüğünün … … no’sunda kayıtlı iken terkin olunan “… ve … … Şirketi‘nin” Ankara 3.Asliye … Mahkemesinin …. sayılı dava dosyası ve işlemleri ile sınırlı olmak üzere ihyasına, davalı olarak gösterilen … ve … … Şirketi hakkında açılan davanın taraf ehliyeti yokluğu nedeniyle HMK 114/1-b ve 115.maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … … Müdürlüğü vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihyasına karar verilen şirketin re’sen terkin edildiğini, TTK’nun geçici 7. maddesi uyarınca ilanın ihtarın ulaşmadığı durumlarda ilan tarihinden itibaren 30. günün akşamı itibarıyla yapılmış sayılacağını, ilanın tebligat yerine geçtiğini, sermaye artışı için süresinde başvuruda bulunmayan şirketin sicilden terkin edildiğini, şirketin alacak ve borçlarının müdürlük tarafından bilinemeyeceğini, davanın açılmasına sebebiyet verilmediğini, davanın süresinde açılmadığını, re’sen terkinin hukuka uygun olduğu durumda ek tasfiyeye karar verilerek tasfiye memuru atanacağını, dava açılmasına sebebiyet verilmediğinden aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; 6102 sayılı TTK’nun geçici 7.maddesi uyarınca … … Müdürlüğünce re’sen terkin edilen şirketin ihyası istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Dosyada mevcut … … kaydının incelenmesinde; …’nin … … kaydına göre 23/01/2014 tarihinde TTK’nun geçici 7. maddesi uyarınca … sicilinden resen silindiği, 28/01/2014 tarih ve …. sayısında tescil ve ilan edildiği görülmüştür.
Ankara 3. Asliye … Mahkemesinin ….esas sayılı dosyasının dava dilekçesi ve duruşma zaptının incelenmesinde; davacı tarafından davalı … ve diğerleri aleyhine alacak davası açıldığı, mahkemece resen terkin edilen davalı şirketin ihyası için dava açmak üzere davacı vekiline süre verildiği anlaşılmıştır.
Davacı yan …nin ihyasına karar verilmesini talep etmiş, mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bilindiği üzere 6102 Sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde anonim ve … şirketlerin hangi şartlarda sicilden resen terkin edileceği düzenlenmiştir. Anılan maddenin 1. fıkrası uyarınca 1.7.2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve … şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. Madde hükmüne göre anonim şirketler, 559 Sayılı Türk … Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları, 6102 Sayılı TTK’nın yürürlük tarihinden önce veya 1.7.2015 tarihine kadar münfesih olmaları, aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantılarının yapılamaması, TTK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması sebebiyle ara bilançoların ve kati bilançonun genel kurula tevdi edilemediği için … sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle resen terkin edilebilirler. Anılan maddenin 4. fıkrasına göre; … … müdürlüklerince kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin … sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve … kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye … … … Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. İlan, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçer. Bu şirketler tasfiye memuru bildirdikleri takdirde maddede gösterilecek usulde tasfiye edilecek olup, ihtara rağmen tasfiye memuru bildirmeyen şirketlerin unvanı ise … sicilinden re’sen silinir. Ancak, devam eden davası bulunan şirketler için bu madde hükmü uygulanmayacağı gibi sicilden kaydı silinen şirket alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak, şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilirler.
6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde şirketlerin hangi şartlarda ve usullerde tasfiye ve … sicilinden re’sen kayıtlarının silinmesinin düzenlendiği, aynı maddenin 4.fıkrasının “a” bendinde; kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin … sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve … kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanacağı, yapılacak ihtarın, ilan edilmek üzere Türkiye … … … Müdürlüğüne aynı gün gönderileceği, ilanın, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçeceği, aynı maddenin 11.bendinde ise; dördüncü fıkra uyarınca yapılan ihtar ve ilana rağmen süresi içerisinde cevap vermeyen veya tasfiye memuru bildirmeyen veyahut durumunu kanuna uygun hale getirmeyen veya faaliyette bulunduğunu adres ve kanıtları ile birlikte bildirmeyen şirketin unvanının … sicilinden re’sen silineceği düzenlenmiştir.
Öte yandan 5174 Sayılı … Kanunun 10/3. maddesinde; “Oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl içinde, ilgilinin üyesi bulunduğu odaya müracaatla adres ve durumunu bildirmemesi halinde, oda yönetim kurulunun teklifi ve meclis kararıyla … … kaydının re’sen silinmesi için … … memurluğuna ihbarda bulunulur. İhbarı takip eden ayın ilk günü itibarıyla oda kaydı silinmiş sayılır. Bu süre içerisinde durumunu bildiren üyelerin aidat tahakkukları başlatılır. Ancak bu durumda olanlar tüm aidat borçlarını ödemedikçe seçmen listelerine tekrar kaydedilemeyeceği, hükmünü içermektedir.
30/12/2012 gün ve …. sayılı resmi gazetede yayınlanan ” Münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş Anonim ve … Şirketler ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve … … Kayıtlarının Silinmesine İlişkin” Tebliğ’in 1. maddesinin “d” bendinde; “18/5/2004 tarihli ve 5174 sayılı … Kanununun 10 ve 32 nci maddelerine göre adreslerinin ve durumlarının tespit edilememesi nedeniyle ilgili odadaki üyelikleri askıya alınan ve oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl sonunda oda kaydı silinerek, … kaydı silinmek üzere Müdürlüklere bildirilen şirketler ve kooperatifler.” ifadesi ile kanunda olmayan bir hali Tebliğ ile düzenlemiştir.
6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde; “01/07/2015 tarihine kadar aşağıdaki hâlleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve … şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri ve … sicilinden kayıtlarının silinmesi, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır” denilmek sureti ile ancak kanun metninde sayılan halleri tespit edilen şirketin tasfiyesi TTK hükümlerine uyulmaksızın anılan maddedeki usule göre tasfiye edileceği belirtilmiştir. Diğer bir anlatımla bu maddede belirtilen sınırlı hallere mühhasıran özel bir tasfiye yöntemi getirilmiştir. Bu nedenle tadadi nitelikteki (numerus clausus) bu haller dışındaki durumlarda geçici 7. maddeye göre değil TTK veya ilgili kanunlardaki tasfiye usulünü uygun tasfiye yapılacaktır. Maddenin geçici ve istisnai oluşu göz önüne alındığında anılan maddeki sayılan hallerin tadadi olduğu ve genişletilmeye tabi tutulamayacağı veya genişletici yorumda bulunulamayacağı açıktır. Kanunun istisnai tasfiye usulüne (geçici 7. Maddeye göre) tabi olacağını belirtmediği bir hal ikincil bir düzenleme ile de olsa geçici 7. madde kapsamına alınamaz. Hukuk Genel Kurulu’nun 14/06/2017 tarih ve ….karar sayılı kararında; “…Diğer taraftan normlar hiyerarşisi dikkate alındığında daha alt basamakta yer alan ve tamamen idarenin düzenleyici tasarrufu niteliğinde olan yönetmelikle, daha üst basamakta bulunan ve yasama organı tarafından objektif, soyut ve genel nitelikte bir yasama tasarrufu niteliğinde bulunan kanuna aykırı düzenleme getirilmesi mümkün değildir. Yönetmelik kaynağını kanundan alır ve ancak kanunun uygulanmasını gösterir. Kanunda bulunmayan bir düzenlemenin, yönetmelikle ihdası ve bu yolla kanunun önüne geçen bir uygulamanın benimsenmesi hukukun genel teorisine de aykırıdır” denilmek sureti ile yönetmeliğin kanunla çelişen hükümlerinin değil kanun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Özetle ikincil düzenlemeler dayandıkları kanun maddelerine aykırı olamaz ve çelişen hallerde ikincil düzenleme hükümleri dikkate alınmaz ve kanun hükümleri uygulanır.
Doktrinde de bu çelişkiye dikkat çekilerek Tebliğdeki düzenlemenin kanuni dayanağının bulunmadığı ve kanundaki sayımın sınırlı olduğu vurgulanmıştır. (Murat Kaderoğlu Anonim Şirketlerin İnfisahı, sayfa 350-351, dipnot 251 atfı Çalışkan s. 200; Şengül Al Kılıç, Anonim Şirketlerde Tasfiyeden Dönme, sayfa 168 dipnot 418-aynı yöndeki atıf Karaman Coşgun s.316)
Davalı … … Müdürlüğünce ihyası istenen şirketin oda kaydından re’sen terkin edilmesi sebebi ile silinme hususu kanunda tadadi olarak sayılan hallerden olmadığından yapılan terkin işlemi bu nedenle de usul ve yasaya aykırıdır (Emsal: Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 04/03/2019 tarih ve…… Karar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 24/09/2018 tarih ve…Karar). Hal böyle olunca ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davalı … … müdürlüğünün 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde öngörülen usul ve şartlar gerçekleşmeden ihyası istenen şirketi … sicilinden re’sen terkin ettiği anlaşılmakla ihyasına karar verilen şirketin tasfiyeye tabi tutulmasına gerek bulunmadığından ihyasına karar verilen şirkete tasfiye memuru atanmamasında hukuka aykırı bir yön bulunmadığından davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazınında reddi gerekmiştir.
Yine yukarıda açıklandığı üzere TTK’nın geçici 7/4. Maddesi gereğince kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin … sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve … kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Ne var ki getirtilen … … kayıtlarına göre yapılan işlemler geçici 7. maddenin 4/a fıkrasındaki usule göre de yerine getirilmemiş, silinme işlemi nedeniyle şirketi temsil ve ilzama yetkili kişilere ihtar gönderilmemiştir. O halde ihyası istenen şirketin terkininde davalı … kusurlu olup işbu davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden davalı … aleyhine yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı temsilcisinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gerekli olan 59,30 TL maktu istinaf karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 11/11/2021

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.