Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1638 E. 2021/1637 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/06/2021
NUMARASI :….
DAVA TARİHİ : 16/06/2021
KARAR TARİHİ : 30/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :30/12/2021

Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından, 2018 yılı Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarına ait birikmiş kira borcunun 30 gün içerisinde ödenmesi aksi halde hakkında tahliye talebinde bulunulacağı konusunda 08/10/2019 tarihinde Ankara 24. İcra Müdürlüğünün 2019/13385 Esas sayılı dosyasında davalı şirket aleyhine ilamsız icra yolu ile taliye takibi başlatıldığını, söz konusu icra takibinin davalı şirket tarafından 05/10/2019 tarihinde haksız olarak itiraz edildiğini, yine ödenmeyen 2019 yılı Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarına ait birikmiş kira borcu ile ilgili Ankara 24. İcra Müdürlüğünün 2019/13386 Esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibine de haksız olarak itiraz edildiğini, mezkur mahaldeki demirbaş ve eşyaların hukuka aykırı olarak gerçek bir satım gibi gösterilerek, emsal değerlerinin altında bir fiyata elden çıkarılmak sureti ile müvekkilinin zarara uğratılmasının amaçlandığını, söz konusu menkul malların fiili durum ve değerinin Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/43 D.iş sayılı dosyasında tespit ettirildiğini, dava dışı şirketlere değerinin çok altında bu menkul malların muvazaalı olarak satıldığını iddia ederek oluşan zarardan ötürü fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 100.000,00 TL’nin zararın meydana geldiği tarihten itibaren davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; dava konusu uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklandığı gözetilerek mahkemenin görevli olmadığından HMK’nın 114/c maddesi gereğince dava şartlarından olan mahkemenin görevli olması koşulu gerçekleşmediğinden davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi usulden red kararının gerekçesinde özetle söz konusu davanın konusunun kiralanan taşınmazın bedeli kaynaklı olduğunu ve bu sebeple davada görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğuna kanaat getirerek dosya üzerinden davanın reddine karar verdiğini, huzurdaki davanın şirket yöneticilerinin şirketi ve dolayısıyla şirket paydaşlarının zararının tazmini için ikame edildiğini, kiralanan taşınmazın kira bedellerinin ödenmesine yahut tahliyesine ilişkin açılmadığını, bu sebeple görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olmayıp asliye ticaret mahkemesi olduğunu, kira sözleşmesine ilişkin bir dava açmakta müvekkilinin hukuki yararı bulunmadığını, dava konusu haksız ve hukuka aykırı şekilde mal kaçıran şirketin, şirketin paydaşı olan müvekkilinin de zarara uğrattığı gerekçesiyle açılan ticari ilişki kaynaklı tazminat davası olduğunu, dolayısıyla davalının şirket uhdesindeki demirbaşları ederinin altında bir bedelle satması kira borcunu ödememek amacıyla değil tamamen şirket ortağı olan müvekkilimi zarara uğratmak amacıyla yapılan bir eylem olduğunu, dava dilekçesi içeriğinden de anlaşılacağı üzere söz konusu muvazaalı satışların kira bedellerinin ödenmemesi amacıyla yapıldığına ilişkin bir iddialarının bulunmadığı gibi dava dilekçesi ve eklerinde de kira sözleşmesine dayanılmadığını, bu nedenle huzurdaki davada görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesi olup, dava görevli mahkemede açılmış olmasına rağmen gerekli inceleme yapılmadan görevsizlik kararı verilmesi açıkca usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; davalı şirketin ortağı olan davacının zarara uğratılması kastıyla, davalı şirketin mallarının muvazaalı olarak üçüncü kişilere devredildiği iddiasıyla uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu, davalı şirket yöneticilerinin müvekkilini zarara uğratmak amacıyla şirkete ait malları kaçırmak amacıyla muvazaalı satışlar yaptığını, şirketin ortağı olan müvekkilinin zarara uğratıldığını, bu nedenle uğranılan zararın tazmini amacıyla işbu davayı açtıklarını beyan etmiş olup, uyuşmazlık açıklanan bu niteliği gereği davalı şirketin ortağının ortaklık sıfatına dayanarak davalı şirketten tazminat istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
6102 sayılı TTK’nun 4/1-a maddesi gereğince ortağın, ortaklık sıfatına dayanarak şirketten uğradığı zararın tazmini talebinden kaynaklı dava mutlak ticari dava niteliğindedir. TTK’nun 5/2. maddesi uyarınca da tüm ticari davalara bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesidir. Mahkemenin görevli olması da, HMK’nun 114/1.c maddesi uyarınca dava şartlarından olup, anılan kanunun 115. maddesi uyarınca davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılır.
Hal böyle olunca, mahkemece, yukarıda belirtilen 6102 Sayılı Kanun hükümleri dikkate alındığında Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesine açılan davada asliye ticaret mahkemesi görevli olup mahkemece işin esasına girilip karar verilmesi gerekirken davanın usulden reddi kararı yerinde değildir.
Tüm bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin kabulü ile duruşma açılmasına gerek görülmeksizin ilk derece mahkemesince verilen karar HMK’nın 353/1-a-3. maddesi gereği kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/06/2021 tarih ve 2021/402 Esas 2021/368 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK’nın 353/(1)-a.3 maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının istek halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/(1)-a.3 maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 30/12/2021

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.