Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1625 E. 2022/1337 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1625 Esas 2022/1337 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1625
KARAR NO : 2022/1337

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/07/2021
NUMARASI : 2020/440 Esas 2021/534 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : … – …
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 23/09/2020
KARAR TARİHİ : 27/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/11/2022

Taraflar arasındaki limited şirketin ihyası istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükme karşı davalı … tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … firma işçilerinden … tarafından Sağlık Bakanlığı yanında … Firması aleyhine de açılmış olan iş hukukundan kaynaklı alacaklarının ödenmesi gerektiği iddiasıyla Ankara 11. İş Mahkemesi ’nde görülen davaların aleyhe sonuçlandığını ve kesinleştiğini, yüklenici şirket kamu ihale mevzuatı hükümleri uyarınca bakanlığa bağlı hastanenin açmış olduğu ihaleyi üstlendiği, yüklenici şirketler ile 4734 ve 4735 sayılı Kanunlar ve bağlı mevzuat uyarınca imzalanan Hizmet Alımı Sözleşmelerine göre yüklenicilerin çalıştırdıkları işçilere dair tüm yasal yükümlülükler, işveren ve işçi arasındaki ilişkiden doğabilecek sosyal ve mali hak ve sorumluluklar ve cezaların yüklenici firmalara ait olacağı hüküm altına alındığını, yargılama neticesinde hükmolunan meblağlar yasa ve sözleşme geregi İdare tarafından ödenmiş olduğundan mahkeme karan ile belirlenen ücretlerin ödenmesi nedeni ile de hazine zararı doğduğunu, Bakanlıkça tümü ödenen isçilik alacaklarının tazminini temin etmek maksadıyla Ankara 13. Asliye Hukuk 2019/327E Sayılı dosya ile diğer davalılar yanında ihyası talep edilen … … Ltd. Şti. firmasına da rücu davası açıldığını, rücu davası açılması sonrasında Ankara 13. Asliye Hukuk 2019/327 Esas sayı 04.09.2020 tarihli ara karar ile davalılardan … Gıda firmasının Ticaret Sicilinden re’sen silindiğinin anlaşılması üzerine söz konusu şirket hakkında ihya davası açılmak üzere süre verildiğini, aksi takdirde davalı yönünden taraf ehliyetine ilişkin dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verileceğinin bildirildiğini ileri sürerek … … Ltd. Şti. unvanlı şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı … temsilcileri cevap dilekçesinde özetle; Ticaret Sicil Müdürlüğünde … sicil numarası ile kayıtlı bulunan … … Limited Şirketi’nin 13.03.1998 tarihinde kurulduğunu, dava konusu şirketin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7. maddesi kapsamında 23.01.2014 tarihinde re’sen terkin edildiğini, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7.maddesinin b bendinde “Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce veya yürürlük tarihinden itibaren iki yıl içinde münfesih olan anonim ve limited şirketlerin de tasfiye usulüne uyulmaksızın ticaret sicilinden kayıtlarının silineceğinin” düzenlendiğini, 30.12.2012 tarih 28513 sayılı Resmi Gazete’de “Münfesih Olmasına veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin iyelerine ve Ticaret Sicil Kayıtlarının Silinmesine ilişkin Tebliğ” yayımlandığını, … … Limited Şirketi’nin sicil müdürlüğüne bildirilen son adresine 03.10.2013 tarihinde çıkarılan tebligatın “sürekli kapalı” notuyla 24.11.2013 tarihinde iade olduğunu, ihtarın ayrıca, 07.10.2013 tarih 8420 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiğini, şirketlerin TTK’nin 31. maddesi uyarınca, tescil edilmiş hususlarda meydana gelen her türlü değişikliği tescil ettirmesi gerektiğini, ancak şirketler adres değişikliğinin tescili zorunluluklarını yerine getirilmediği ve bu konudaki sorumluluğun şirket yetkililerine ait olduğunu, 2 ay içinde bildirimde bulunmadığı takdirde münfesih sayılacağı ilanen bildirilen şirketin, süresi içinde başvuruda bulunulmadığı için 23.01.2014 tarih ve 8495 sayılı TTSG’de yapılan ilan ile sicilden resen terkin edildiğini, davanın açılmasına sebebiyet veren Ankara 13.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/327 Esas sayılı davası da şirketin 27.10.2014’te yapılan resen terkininden sonra açıldığını, dava konusu şirketin Geçici 7. maddedeki prosedüre uygun olarak hukuka uygun bir şekilde kapatıldığını, mahkeme resen terkinin Geçici 7.maddedeki düzenlemeye göre terkin edilmemesi gerektiğine kanaat getiriyorsa, şirketin ihyasına karar vermesi gerektiğini, bu durumda ek tasfiyeye karar verilmeyip şirketin ihyası gerektiği, reesen terkinin hukuka uygun olduğuna kanaat getiriliyorsa, 6102 sayılı TTK’nin 547.maddesi uyarınca ek tasfiyeye karar verilmesi ve TTK’nin 547/2.maddesi uyarınca tasfiye memuru atanması gerektiğini savunarak Şirketin 6102 sayılı TTK’nin 547. maddesi uyarınca ek tasfiyesine karar verilmesi halinde, 547/2. maddesi uyarınca tasfiye memuru atanmasına, müdürlük yasal hasım olduğundan aleyhe vekâlet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesine karar verilmesini, istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve toplanan tüm delillere göre; ticaret sicil kayıtlarından terkin edilen … … Limited Şirketi’nin ihyası istemiyle açılan davada, dava konusu şirketin Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/110 esas sayılı dosyasında terkin işleminin usule uygun olmaması nedeni ile ihyasına karar verildiği, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafında ihya işleminin gerçekleştirilen şirketin ticaret siciline kaydının yapıldığı, her ne kadar Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasında ihyanın Isparta İş Mahkemesinin 2010/199 esas sayılı dosyası ile sınırlı olmak üzere verildiği anlaşılmakla birlikte davalının söz konusu kendi işleminden dönerek re’sen şirketin tesciline karar verdiği ve tescilini gerçekleştirdiği; 01/06/2021 tarihli ek beyanı ile şirketin yeniden ihyasının yapıldığı ve ticaret siciline tescil edildiği, aktif durumda olduğu bildirilerek dava açmakta hukuki yarar olmadığından dava şartı noksanlığından davanın reddine karar verilmesini talep ettiği, dava tarihinden sonra yargılama sırasında dava konusu şirketin ticaret sicile yeniden tescil edildiği ve aktif durumda olduğu, bu hali ile davanın konusuz kaldığından karar vermeye yer olmadığına karar vermek gerektiği, davanın açılmasına davalının sebebiyet verdiği nitekim devam eden davaları olan dava konusu şirketin TTK geçici 7/2 maddesi çerçevesinde terkin edilmemesi gerekirken terkin edildiği anlaşılmakla yargılama giderlerinden davalının sorumlu tutulmasına karar verildiği gerekçesiyle dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Ticaret Sicili Müdürlüğü temsilcileri vekili istinaf dilekçesinde özetle; şirketin TTK’nın geçici 7/b maddesi gereği terkininin hukuka uygun olduğunu, sicil müdürlüğüne kayıtlı … sicil numaralı … … Ltd. Şti’nin ihyası için 23/09/2020 tarihinde dava açıldığını, Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/11/2019 tarihli 2019/110 E. 2019/864 K. Sayılı kararında … …Ltd. Şti’nin ihyasına karar verildiğini, karar üzerine şirketin ihyasının 18/11/2020 tarihinde gerçekleştiğini ve 20/11/2020 tarihli … sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiğini, 18/11/2020 tarihli tescille birlikte şirket aktif hale getirilip yeniden ticaret sicil kaydına tescil edildiğini, şirketin halihazırda sicil müdürlüğünde aktif durumda olduğunu, hukuki yarar bulunmadığından dava şartı yokluğu sebebiyle HMK’nın 114/1-h ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken aleyhlerine vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmesinin doğru olmadığını, müdürlüğün şirketin davalarını, alacak ve borçlarını bilmesi mümkün olmadığından dava açılmasında kusurunun bulunmadığını, kaldı ki şirkete yapılan tebligat ve ihtarın da şirketin davasının veya terkin edilmemesini gerektirecek herhangi bir durumun bulunması halinde Müdürlüğe bildirilmesinin gerektiğinin belirtildiğini, ayrıca Ticaret sicili müdürlüğü tescile dair verilen kararlara karşı açılan davalarda yasadan doğan zorunlu hasım durumunda olduğunu ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, TTK’nın geçici 7. Maddesi gereği ticaret sicilinden re’sen terkin edilen limited şirketin ihyası istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davacı vekili, müvekkiline yemek hizmeti sunan ihyası istenen şirketin işçilerine emeklilik sebebiyle ödenen kıdem tazminatının ihya istemine konu şirketten rücuan tahsili istemiyle açılan davada şirketin re’sen terkin edildiğinin öğrenildiğini, mahkemece şirketin ihyası için dava açmak üzere süre verildiğini ileri sürmüştür.
Öncelikle, 6102 Sayılı TTK’nun geçici 7. maddesinin 15. fıkrası son cümlesi uyarınca, şirket alacaklıları ve hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplerle dayalı olarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak şirketin ihyasını isteyebilirler. Eldeki dava ihyası istenen şirketin sicilden re’sen terkin edildiği 23/01/2014 tarihinden itibaren 5 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra 23/09/2020 tarihinde açılmıştır. Şu halde davanın açıldığı tarihte anılan madde uyarınca dava açma süresi dolmuş ise de, davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün TTK’nun Geçici 7. maddesi kapsamında kalmayan ve hakkında derdest dava bulunan şirkete bu maddeyi işlettiği anlaşıldığından yasada öngörülen 5 yıllık hak düşürücü sürenin somut olayda uygulanması mümkün görülmemiştir.
Dosya kapsamı itibarıyla davacı tarafından aralarında ihyası istenen şirketin de bulunduğu davalılar aleyhine Ankara 13.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/327 Esas sayılı dava dosyasında rücuan alacak davası açıldığını, işbu davada ihyası istenen şirketin 27.10.2014 tarihinde ticaret sicilinden re’sen terkin edildiğinin öğrenildiğini ve taraflarına şirketin ihyası için süre verildiğini ileri sürerek şirketin ihyasına karar verilmesi talep edilmiş, Ankara Ticaret Sicili Müdürlüğü kayıtlarına göre 5174 sayılı kanuna göre odaca kaydı silindiği gerekçesiyle TTK’nın 7. maddesi uyarınca Ticaret Sicili Müdürlüğü tarafından şirkete yapılan 03.10.2013 tarihli ihtar ve 07.10.2013 tarihli ve… sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanan ilana rağmen süresi içerisinde bildirimde bulunmayan şirketin ticaret sicilinden 23.01.2014 tarihinde re’sen silindiğinin tescil edildiği, anlaşılmıştır.
Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü temsilcileri yargılama sırasında vermiş oldukları 01.06.2021 tarihli beyan dilekçesi ile Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/11/2019 tarihli 2019/110 E. 2019/864 K. Sayılı kararında … …Ltd. Şti’nin ihyasına karar verildiğini, karar üzerine şirketin ihyasının 18/11/2020 tarihinde gerçekleştiğini ve 20/11/2020 tarihli … sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiğini, 18/11/2020 tarihli tescille birlikte şirket aktif hale getirilip yeniden ticaret sicil kaydına tescil edildiğini, şirketin halihazırda sicil müdürlüğünde aktif durumda olduğunu bildirerek dilekçe ekinde ihyası istenen şirketin anılan kesinleşen mahkeme ilamı üzerine 18.11.2020 tarihinde tescil edildiğine dair Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nin 20.11.2020 tarihli ve … sayılı gazete örneğini ibraz etmiştir.
Somut olayda eldeki davanın açıldığı 23.09.2020 tarihinden sonra, Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesince 28/11/2019 tarihli 2019/110 E. 2019/864 K. Sayılı kararda … …Ltd. Şti’nin ihyasına karar verildiği, bu kararın istinaf edilmeksizin 15.04.2020 tarihinde kesinleştiği, davalı … tarafından şirketin ihya edilerek 18.11.2020 tarihinde sicile tescil edildiği ve halen aktif olduğu, üstelik anılan mahkemece ihyası istenen şirket aleyhine açılan Isparta İş Mahkemesinin 2010/199 Esas sayılı dava dosyası ile sınırlı olmak üzere şirketin ihyasına karar verildiği gözetildiğinde, davanın açıldığı tarih itibarıyla davacının işbu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu, yargılama sırasında ihyası istenen şirket ticaret siciline sınırlama olmaksızın tescil edildiğine göre davanın artık konusuz kaldığının kabulüyle ilk derece mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmediği gibi ihyası şirketin TTK’nın 7. Maddesinde sayılmayan 5174 sayılı Kanuna göre odaca kaydı silindiği gerekçesiyle usulsüz terkin edildiği dikkate alınarak davanın açıldığı tarihte davacı idarenin haklı olduğunun kabulü ile HMK’nın 331/1. Maddesi gereğince yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden davalı sicilin sorumlu tutulması da yerindedir. Bu sebeplerle davalı … temsilcilerinin istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ticaret sicil müdürlüğü temsilcilerinin istinaf başvuru kanun dilekçesinde yer verdikleri itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İstinafa başvuran davalı ticaret sicili müdürlüğü temsilcilerinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun ilgili Tarifesi hükümleri gereği istinafa başvurusunda haksız çıkan davalıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcından başlangıçta peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,4 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, varsa kullanılmayan gider avansının istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 27/10//2022

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.