Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1609 E. 2022/1539 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1609 Esas 2022/1539 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1609
KARAR NO : 2022/1539

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/04/2018
NUMARASI : 2016/282 Esas
2018/343 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA : Alacak (İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/03/2016
KARAR TARİHİ : 07/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/12/2022

Taraflar arasındaki işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükme karşı taraf vekillerince süresinde ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin elektrik hizmetlerinin özelleştirilmesi amacı ile çıkarılan 4046 sayılı Özelleştirme Kanunu hükümleri uyarınca; kamu tüzel kişiliğinin nevi değiştirmesi sureti ile kurulduğunu, Özel Hukuk hükümlerine tabi ticari şirket olduğunu, özelleştirme işlemleri uyarınca, TEDAŞ mülkiyetinde bulunan elektrik dağıtım sisteminin işletme hakkının 24/07/2006 tarihinde müvekkiline devredildiğini, taraflar arasında yapılan sözleşmenin 7.4 ve 7.6 maddeleri uyarınca; TEDAŞ döneminde gerçekleşen iş ve işlemlerden dolayı 3. Kişilerin hak taleplerinin doğuracağı sorumlulukların dönemsel olarak paylaştırıldığını, bu dönem içerisinde gerçekleşen olaylardan davalı tarafın sorumlu olduğunu, faaliyetlerin davalı TEDAŞ tarafından yürütüldüğü 26/08/2002 yılında müvekkili şirketin kurulmadan önce dava dışı …. Ltd. Şti fazla enerji faturası tahakkuk ve tahsil edildiğinden bahisle davalı aleyhine menfi tespit ve istirdat davası açtığını, bu davanın önce davalı tarafça daha sonra müvekkil şirketi tarafından takip edildiğini, sonuçta İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2002/805 Esas 2005/573 Karar sayılı dosyasında kesinleşen mahkeme kararında davanın kabulüne karar verildiğini ve onandığını, müvekkilince banka kanalı ile 09/01/2008 tarihinde 3.838,69 TL ödeyerek borcun müvekkili tarafından kapatıldığını, ayrıca iş bu dava için 431,00 TL temyiz gideri sarf edildiğini, İzmir 11. Noterliğinden gönderilen 07/01/2014 tarihli ihtarla bu miktar ile yargılama giderinin ödenmesinin davalıdan istendiğini, davalının ödeme yapmadığını beyan ederek, 4.269,69 TL’nin temerrüt tarihi olan 15/01/2014 tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, açılan davanın rücu talebine ilişkin olması nedeniyle TBK’nun 73. Madde uyarınca iki yıllık zaman aşımı süresinin dolduğunu bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, özelleştirme kapsamında … Elektrik Dağıtım Bölgesinin öncelikle işletme hakkının devredildiğini bilhare özelleştirme idaresi tarafından dağıtım Bölgeleri için ayrı ayrı anonim şirketler kurulduğunu, şirket hisselerinin blok satış yöntemi ile özelleştirildiğini, elektrik dağıtım şirketinin tüzel kişiliği hakları, borçları ve yükümlülükte herhangi bir değişiklik olmaksızın sadece hisselerin el değiştirdiğini, davacının imzaladığı 24/07/2006 tarihli sözleşmenin 18.6. Maddesinde yapılan düzenleme uyarınca davacı şirketin bu sözleşmeye dayanarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve kamu kuruluşlarından talepte bulunamayacağını, masraf ve zarar talep edilemeyeceğinin kararlaştırıldığını, açılan davanın haksız olduğunu, zamanaşımı süresinin dolduğunu, ödemeden itibaren faiz talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; toplanan tüm deliller, taraflar arasında yapılan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi, davalı tarafın sorumlu olduğu dönemde gerçekleşen iş ve işlemler nedeni ile dava dışı üçüncü kişi tarafından açılan ve kesinleşen mahkeme kararı, yapılan ödeme ve tüm dosya içeriğine göre, taraflar arasında yapılan sözleşme 7.4 uyarınca TEDAŞ’ın sorumlu olduğu dönemde gerçekleşen eylemler ve hukuki işlemlerden dolayı, davalı tarafın sorumlu olduğu, 431,00-TL olarak talep edilen harçlara ilişkin kısmın ödeme belgesi sunulmadığından ispat edilemediği için reddine, rücuya esas dosyada asıl ve birleşen dava yönünden hükmedilen kalemlerin tek tek incelenerek bulunan talep edilebilecek alacağın bilirkişi tarafından 15,94 TL olarak tespit edildiği anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne, 15,94-TL’nin temerrüt tarihi olan 16.01.2014 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kısmen kabul kısmen ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağını, avukatlık ücretinin Avukatlık Kanunun 164.maddesi uyarınca avukata ait olduğunu, bu nedenle avukatlık ücretinden mahsup yapılmasının hatalı olduğunu, kaldı ki ilam vekalet ücretinin davalı…’ın mı yoksa müvekkili şirketin mi kasasına girdiğinin de irdelenmediğini, 3.kişi tarafından ilam ile avukata ödenen vekalet ücretinin müvekkilinin mal varlığında herhangi bir artış yapmadığını, ayrıca yargılama gideri olan 431,00 TL’nin müvekkili tarafından yatırıldığını, taraflarınca temyiz işlemleri yapıldığına göre harç ve giderlerinin de ödendiğinin ortada olduğunu, şayet ödeme dekontları dosyada yok ise mahkemesinden istenebileceğini, eksik inceleme ile karar verildiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kısmen kabul kısmen ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, açılan davanın tümden reddi gerekirken kısmen kabulünün hatalı olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/04/2003 tarih, 2002/805 Esas 2005/573 Karar sayılı kararının incelenmesinde; davacı…….Ltd.Şti tarafından davalı… elektrik Dağıtım Müessesesine karşı 26/08/2002 tarihinde menfi tespit davası açıldığı, davacının kaçak elektrik kullanıldığından bahisle düzenlenen tutanağa dayalı faturanın haksız tahakkuk ettirildiği iddiasıyla iki ayrı faturadan dolayı borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, bu dava ile birleşen davada… Elektrik Dağıtım müessesinin itirazın iptali isteminde bulunduğu, yapılan yargılama sonucunda mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davada da takibin devamına karar verildiği, asıl ve birleşen davaların taraf vekillerince ayrı ayrı temyiz edildiği, asıl davada davacı yanca 355,00 TL peşin harç yatırıldığının Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin onama ilamında belirtildiği görülmüştür.
Bilirkişiden alınan 18/01/2017 tarihli ve 23/11/2017 tarihli ek raporlarında özetle; İHDS’nin sorumluluk paylaşımına ilişkin hükümlerinin uygulama alanı bulacağı, somut olayda sorumluluk yönünden İHDS 7.4.’ün uygulanacağı, Yargıtay ilamlarında 602,46-TL onama harcının 27,00-TL karar düzeltme harcının ve 160,00-TL para cezasının davalı… Dağıtım Müessesesi üzerine bırakıldığı, fakat davacı tarafça bunlara ait ödeme belgesi sunulmadığı banka dekontundan ve davalı şirketin sözleşmesinden ilam nedeniyle 2.867,27-TL vekalet ücreti, 302,69-TL peşin harç, 64,41-TL masraf, 661,67-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.896,04-TL’nin 3.838,69-TL olarak davacı vekili hesabına 09/01/2008 tarihinde havale edildiği, her iki ilam yönünden bu kalemlerin tek tek incelenmesi ile rücua esas alacağın bulunabileceğini, asıl dava menfi tespit, birleşen dava itirazın iptali davası olup, birleşen davada itirazın iptaline karar verilen miktar davacı mamelekinde azalma değil artma yaratacağından asıl alacaktan kaynaklı davacı mamelekinde meydana gelen bir azalma davalıya rücu edilebilecek bir miktarın bulunmadığı, asıl davada 64,41-TL aleyhe, birleşen davada 43,67-TL lehe yargılama giderine hükmedildiğinde davacının rücuen talep edebileceği yargılama giderinin 20,74-TL olduğu, asıl davada ve birleşen davada lehe ve aleyhe vekalet ücretlerine hükmedildiği, nihai hesap sonucunda davacı mamelekinde artı 7,57-TL artış olduğu, bu kapsamda davacının sunduğu ödeme belgelerine göre, rücuya esas alacak miktarının 15,94 TL olabileceği, ödeme belgesi sunulmayarak talep edilen 431,00 TL’nin takdirinin mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir.
Sözleşme hükümleri ile birlikte somut olay ve taraf vekillerinin istinaf itirazları birlikte incelendiğinde; davacının kaçak elektrik kullanıldığından bahisle düzenlenen tutanağa dayalı faturanın haksız tahakkuk ettirildiği iddiasıyla iki ayrı faturadan dolayı borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, bu dava ile birleşen davada… Elektrik Dağıtım müessesinin itirazın iptali isteminde bulunduğu, yapılan yargılama sonucunda mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davada da takibin devamına karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, davacının kesinleşen karar nedeniyle, 09/01/2008 tarihinde 2.867,27-TL vekalet ücreti, 64,41-TL masraf, 661,67-TL işlemiş faiz ile 431,00 TL temyiz harç ve masrafı olmak üzere toplam 4.269,69TL ödediği dosya içeriğiyle sabittir.
Taraflar arasında akdedildiği hususunda her hangi bir ihtilaf bulunmayan 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.1 maddesinde; sözleşmenin imza tarihinden önce başlamış idari ve hukuki ihtilafların takip edilmesi, çözüme kavuşturulması ve bundan kaynaklanan her türlü sorumluluğun TEDAŞ’a ait olduğu, 7.4 ve 7.6 maddesinde de; dağıtım faaliyetinin TEDAŞ tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabının TEDAŞ olduğu hükme bağlanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta davacı tarafından yapılan ödeme İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin imzalandığı tarihten önceki döneme isabet eden olaya dayanmaktadır. Rücuen alacağa dayanak olan İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesindeki davanın davacısı olan … ve müşterekleri bu sözleşme çerçevesinde üçüncü kişi konumunda olup İHDS’nin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince davacının ödediği bedeli davalıdan rücuen talep ve dava hakkı bulunmaktadır. Rücuen alacağa dayanak davadaki uyuşmazlığın dağıtım tesislerinin mülkiyetine ilişkin olmaması karşısında sözleşmenin 7.2 maddesi uyarınca davacının ihbar yükümlülüğü de bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 23/03/2016 tarih 2015/13510 esas 2016/3219 karar sayılı emsal içtihadı).
Sözleşme hükümleri ile birlikte somut olay ve istinaf itirazları birlikte incelendiğinde; dava dışı…….Ltd.Şti tarafından davalı … aleyhine kaçak elektrik kullanımdan kaynaklı tutulan tutanaktan ötürü menfi tespit istemine ilişkin dava açtığı, yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verildiği, kararın Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin ilamı onandığı, mahkeme ilamı gereğince davacı yan lehine hükmedilen vekalet ücreti, dosyanın temyiz harç ve masrafları ile işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.896,04 TL’nin davacı vekilinin hesabına yatırılmıştır. İlk derece mahkemesince her ne kadar vekalet ücretinin mahsup edilmesi gerektiği, temyiz harcının ise ödendiğine ilişkin makbuz sunulmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 29/05/2015 tarih ve 2013/2065 Esas 2015/1291 sayılı kararı uyarınca da vekalet ücreti davacının rücuya esas davadaki borcu sebebiyle takas ve mahsup edilemeyecektir. Hal böyle olunca rücuya esas davada davacı lehine hüküm altına alınan vekalet ücretinin davacı tarafından ödenen bedel olarak nitelendirilemeyeceğinden, davacı tarafın dayanak ilamdaki hak sahibi üçüncü şahsın alacağından mahsup ettiği lehine takdir edilen vekalet ücretini davalı …’dan istenmesi mümkün olmadığından ve Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin onama ilamında da asıl dava yönünden 355,00 TL harç yatırıldığı belirtilmiş olmakla bu bedelin davalı … tarafından yatırıldığı da iddia edilmediği gözetildiğinde açılan davanın İHDS’nin 7.1 ve 7.4 maddeleri gereğince kabulü ile 4.269,69 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken ilk derece mahkemesince yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiştir.
Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da bu süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir.
Öte yandan, Hisse Satış Sözleşmesi’nin 9.4. maddesinde “…İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla”, 22. maddesinin f bendinde “Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla…” hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin öncelikle uygulanacağı anlaşıldığından davalı vekilinin bu hususa yönelik itirazlarına Dairemizce itibar edilmemiştir.

Davalı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesine gelince;
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 24/11/2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanun’un 41. maddesi ile değiştirilen 341/2. fıkrasında öngörülen kesinlik sınırı üç bin Türk Lirasıdır. 01/01/2018 tarihinden itibaren ise bu sınır 3.560,00 TL’dir. Davalı tarafın istinafa konu ettiği miktarın “15,94 TL” olması nedeniyle 12/04/2018 tarihli karar kesin niteliktedir. Kesin olan kararlara karşı HMK’nun m.346/1 hükmü uyarınca ilk derece mahkemesince istinaf dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi, HMK’nun 352. maddesi gereğince yapılan ön inceleme neticesinde Bölge Adliye Mahkemesince de bu yönde karar verilebilir. Bu karar usule ilişkin nihai bir karardır. (Tolga Akkaya, Medeni Usul Hukukunda İstinaf sayfa 176)
Tüm bu nedenlerle HMK’nun m.352’deki düzenleme gereğince mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun ise kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-İlk derece mahkemesi hükmü HMK’nın 341/(2). maddesi gereğince kesin olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun USULDEN REDDİNE,
2-Davalı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcı ve 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 221,40 TL’nin talep halinde davalıya iadesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
B)1-Davacının davasının KABULÜNE,
4.269,69 TL’nin temerrüt tarihi olan 16.01.2014 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı 291,66 TL olduğundan peşin alınan 72,92 TL harcın mahsubu ile 218,74‬ TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından peşin yatırılan 29,20 TL başvurma harcı ve 72,92 TL peşin harç toplamı olan 102,12 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan tebligat gideri, posta tebligat gideri ve bilirkişi ücreti toplam 677,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı taraf kendisini duruşmada vekil ile temsil ettiğinden istinaf karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesap edilip taktir edilen 4.269,69 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Yatırılan gider avansının artan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
C)1-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
2-Davalı tarafından yapılan 45,50 TL posta ve tebligat gideri ile 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 207,60 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi.07/12/2022

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.