Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1606 E. 2023/721 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1606 Esas 2023/721 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1606
KARAR NO : 2023/721

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/01/2021
NUMARASI : 2018/737 Esas 2021/33 Karar
DAVACI
VEKİLİ
DAVALILAR
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 12/10/2018
KARAR TARİHİ : 17/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/05/2023

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı taraf vekillerince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinde diğer davalıların müteselsil kefil olduğunu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiğini belirterek davalıların icra takibine itirazlarının iptaline, %20oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; alacağı teminat altına alan ipotek bulunduğunu, davacının ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapması gerektiğini, müvekkillerinin temerrüde düşmediğini, müvekkili kefillerin kefaletinin banka teminat mektuplarını kapsamadığını, davacı tarafından takibe konu edilen çek yapraklarına ilişkin teminat bedellerini de kabul etmediklerini, tarafların mutabakata vardığı bir faiz oranının da olmadığını, faiz oranının fahiş olduğunu bildirerek davanın reddine istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, bankacı bilirkişi tarafından gerekçeli ve denetime elverişli şekilde takip tarihi itibariyle davalıların kullandırılan krediler nedeniyle borçlu oldukları tutarın hesaplandığı, icra takibinde talep konusu yapılan teminat mektubu ve borçlu şirkete verilen çek yapraklarıyla ilgili gayri nakdi alacak istemiyle ilgili olarak kefil olan davalı gerçek kişilerin sorumlu tutulabilmesi için kredi sözleşmelerinde buna ilişkin düzenlemenin bulunması zorunluluğu bulunduğu, sözleşme kapsamında sorumluluklarını doğuracak bir düzenleme olmadığı, gayri nakdi borç ve iki çek yaprağı ile ilgili takip öncesi ödeme yapılmış olması nedeniyle nakde dönüşen borçtan ötürü davalı gerçek kişilerin sorumlu tutulamayacağı, bu istek kalemleriyle ilgili davalı gerçek kişiler aleyhine açılan davanın reddi gerektiği, İİK’nun 45. maddesi uyarınca rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklının yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceği, rehin tutarı borcu ödemeye yetmezse alacaklının kalan alacağını iflas veya haciz yoluyla takip edebileceği, davalı şirket lehine verilen gayri menkul rehiniyle ilgili taşınmazlara ilişkin toplam ipotek bedeli 970.000,00 TL olup, rehin alacaklısının davalı şirket hakkında bu miktar için ilamsız takip yapma hakkı bulunmadığı, bilirkişi raporlarıyla belirlenen nakdi alacaktan bu miktarın düşüldüğü gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalıların icra takip dosyasında 1182-7825107, 1182-7826947, 1182-7828531, 1182-7829491 nolu ticari kredilerden kaynaklanan alacaklarla ilgili olarak, 1.439.783,12 TL alacağa yönelik (davalı borçlulardan … Şirketi yönünden 469.783,12 TL ile sınırlı olmak kaydıyla) itirazlarının iptaline, asıl alacağı takip tarihinden itibaren yıllık %48 oranında temerrüt faizi ve faizin %5’i oranında BSMV uygunlanmak suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, 1182-6299226 nolu tek hesap ve 5400…1843 nolu ticari kredi kat hesabından kaynaklanan alacaklarla ilgili, 20.168,83 TL asıl alacağa yönelik itirazın iptali ile asıl alacağı takip tarihinden itibaren yıllık %28,08 oranında temerrüt faizi ve faizin %5’i oranında BSMV uygulanmak suretiyle takibin devamına, … Nolu meri teminat mektubu hesaplarından kaynaklanan alacaklarla ilgili, davalılar … ve … ile ilgili davanın reddine, davalı şirket ile ilgili davada, itirazın iptali ile, takibin takip talebindeki koşullarla devamına, çek yaprağı bedeli sorumluluğundan kaynaklanan ve depo talep edilen çek yaprak bedellerine ilişkin, davalılar … ve … ile ilgili davanın reddine, davalı şirket ile ilgili davada, itirazın iptali ile takibin takip talebindeki koşullarla devamına, 1182-7830394 nolu banka kaynağından ödenen 2 adet çek bedelinden kaynaklı alacakla ilgili olarak, davalılar … ve … ile ilgili davanın reddine, davalı şirket ile ilgili davada, itirazın iptali ile 3.200,00 TL asıl alacağa yönelik itirazın iptali ile asıl alacağı takip tarihinden itibaren yıllık %24,24 oranında temerrüt faizi ve faizin %5’i oranında BSMV uygunlanmak suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, kabulüne karar verilen 1.463.151,95 TL nakdi alacağın %20 tutarı 292.630,39 TL (davalı şirketin sorumluluğu 98.630,39‬ TL ile sınırlı olmak kaydıyla) icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; HGK kararına göre tahsilde tekerrür etmemek üzere takip yapılabilmesine dair rapor düzenlenmiş olmasına ve kararda açıkça yazmasına rağmen davalı şirket yönünden tahsilde dikkate alınmak kaydı ile takip yapılmasına ilamda yer verilmediğini, bu nedenle de aleyhe vekalet ücretine hükmedildiğini, gayrimenkullerin kaça satılacağı dahi belli olmayan bir aşamada yapılacak en adaletli çözümün infazda dikkate almak olacağını, teminat mektuplarının depo edilebileceğinin sözleşmede açıkça yazmasına rağmen kararda şirket yetkilisi ve müteselsil kefilin 595.500 TL’lik 3 adet mektup bedelinden sehven sorumlu gösterilmediğini, mektup salt tazmin olmadığı için üstelik genel kredi sözleşmesine bağlı olarak kullandırılan yani ayrı bir sözleşmesi olmayan teminat mektubu hakkında kefilin sorumlu olmayacağını ve tazmin halinde sorumlu tutmanın adaletsiz olacağını, 3.200,00 TL nakde dönen çekler için bile kefillerin sorumlu olmadığının belirtilmesinin hatalı olduğunu, zira takip talebinde dahi nakde döndüğü açıkça belirtildiği yani artık nakdi kredi olduğu açıkça yazılan çekler için kefillerin sorumlu tutulmaması ve ayrıca bu alacak kalemi için ayrıca vekalet ücreti tahmilinin hatalı olduğunu, tüm çek bedellerinin dava tarihi ve hatta karar tarihi itibari ile yeniden incelenerek yeniden hesabı gerektiğini, nakde dönen ticari krediler için takip rakamı 1.452.608,90 TL anapara tutarları (yani takibe girişte temerrüt faizsiz) üzerinden takibe konu edilmesine rağmen bilirkişi raporunda hatalı şekilde akdi faiz hesabından dolayı 1.439.783,12 TL olarak hesap edilen tutarın da hatalı olup yeniden bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini, takip talebinde açıkça ipotekten tahsil edilen bedellerin asıl borçlunun riskinden düşülmek kaydı ile tahsilde tekerrür etmemek üzere takip yapıldığı belirtildiği halde mahkemenin doğrudan şirket hakkında tüm riskin düşülmesi gerektiği yaklaşımının hatalı olduğunu, kredi borçlusu lehine verilen ipotek limitlerinin toplamı 970.000,00 TL olup takipte istenen 2.064.277,73 TL alacağı karşılamadığını, ipotek dosyasından alınan icra kıymet takdir bilirkişi raporlarına göre de taşınmazların kıymet takdir değerlerinin toplamının 730.000,00 TL olduğu, ayrıca cebri ihalede %50’sinden satışa çıkarılacağı, satılıp satılamayacağının belli olmadığı gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde yapılan genel haciz yolu ile takipte doğrudan bir miktar ya da limitin mahsup edilmesinin imkansız olacağını, bu nedenle mahkemece hüküm verirken ipoteğin infazda dikkate alınması gerektiği şeklinde kayıt düşmesi gerektiğini, sözleşmede açıkça bankanın meri teminat mektuplarının depo edilmesini müşteriden ve müteselsil kefillerden isteyebileceğinin hükme bağlandığını, gayrinakdi (teminat mektubu ve çek yaprak riski) borca ilişkin imzalanan sözleşmeler gereğince borçlu ve kefillerin sorumlulukları bulunduğunu, nakde dönen ticari krediler için takip rakamı 1.452.608,90 TL anapara tutarları (yani takibe girişte temerrüt faizsiz) üzerinden takibe konu edilmesine rağmen bilirkişi raporunda hatalı şekilde akdi faiz hesabından dolayı 1.439.783,12 TL olarak hesap edilen tutarın da hatalı olup yeniden bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini, borcun ihtarname kapsamında hesap edilmesi gerektiği ve temerrüdün bu tarih itibari ile başladığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; icra takibine itirazlarının yerinde olduğunu, banka tarafından rehin ile teminat altına alınan 4 adet taşınmazın paraya çevrilmesi için ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığını, aynı borç için davacının mükerrer takip yaptığını, teminat mektuplarının paraya çevrilmediğini, temerrütün söz konusu olmadığını, davacının fahiş kazanç amacıyla faiz oranını tek yanlı artırma yetkisine dayanarak haklı sayılmayacak bir oranda yükselttiğini, genel kredi sözleşmelerinde temerrüt faizinin belli bir oran eklenerek belirlenmesinin sözleşmenin güçlü tarafının bu egemenliğini karşı tarafa dayatması ve zayıf tarafın kişiliğini, ekonomik varlığını zedelediğini, müvekkillerinin öngörülmeyecek bir borcun altına sokulduğunu, bu durumun kamu düzenine aykırılık teşkil ettiğini beyanla davacının istinaf talebinin reddi gerektiğini belirtmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalılar vekili, davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin tebliği üzerine, katılma yoluyla istinaf başvuru süresi içerisinde ibraz etmiş olduğu, davacının istinaf istemine karşı beyanlarının sunulması konulu dilekçesinde karara karşı itirazlarını da ileri sürdüğünden anılan dilekçenin katılma yoluyla istinaf dilekçesi olduğu kabul edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 344. maddesinde, istinaf dilekçesi verilirken istinaf kanun yoluna başvuru harcı ve tebliğ giderleri de dahil olmak üzere tüm giderlerin ödeneceği, bunların hiç ödenmediği veya eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, kararı veren mahkeme tarafından verilecek bir haftalık kesin süre içinde tamamlanması, aksi halde başvurudan vazgeçmiş sayılacağı hususunun başvurana yazılı olarak bildirileceği, verilen kesin süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkemece başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verileceği düzenlemesi yer almaktadır.
Davalılar vekili tarafından istinafa cevap dilekçesindeki istemleri gözetildiğinde katılma yoluyla istinaf başvuru dilekçesi olduğu kabul edilen dilekçesi ile birlikte nispi istinaf karar harcı ile istinaf kanun yoluna başvurma harcını yatırmamış, Dairemizce 6100 sayılı HMK’nun 344. maddesi gereğince istinaf kanun yoluna başvuru esnasında alınması gerekli olan 24.986,97 TL nispi karar harcı ile 492,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının ikmali için gereği yapılmak üzere ilk derece mahkemesine müzekkere yazılmış, anılan müzekkere üzerine işlem muhtırasının davalılar vekiline 01/05/2023 tarihinde tebliğ edildiği, ancak verilen bir haftalık kesin sürede muhtıra ile bildirilen istinaf nispi karar harcı ile istinaf kanun yoluna başvurma harcının yatırılmadığı görülmüştür.
Tüm bu nedenlerle her ne kadar Dairemiz HMK’nun 352. maddesi gereğince HMK’nın 346/1. madde kapsamında istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verme yetkisinin bulunduğu görüşünde ise de, davalılar vekilinin, davacı yanın istinaf dilekçesine cevap dilekçesinde karara karşı itirazlarını ileri sürdüğünden katılma yoluyla istinaf dilekçesi olarak kabul edilen dilekçesi ile birlikte çıkarılan muhtıraya rağmen süresi içerisinde harç yatırılmadığından emsal Yargıtay kararı doğrultusunda 6100 Sayılı HMK’nun 346/1. maddesi gereğince gerekli kararın verilmesi, karar verildikten sonra davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesi için yeniden Dairemize gönderilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine karar vermek gerekmiştir (Emsal mahiyette Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 26/01/2021 tarih ve 2021/85 Esas 2021/463 Karar sayılı ilamı).
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalılar vekili tarafından eksik nispi istinaf karar harcı ile istinaf giderleri süresi içerisinde yatırılmadığından 6100 Sayılı HMK’nun 346/1. maddesi gereğince gerekli kararın verilmesi, karar verildikten sonra davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesi için yeniden Dairemize gönderilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE,
HMK’nun 352. maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 17/05/2023

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.