Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1605 E. 2022/1171 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/915 Esas 2022/1173 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/915
KARAR NO : 2022/1173

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/01/2021
NUMARASI : 2018/605 Esas 2021/52 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVA :
DAVA TARİHİ : 16/08/2018
KARAR TARİHİ : 05/10//2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/10//2022

Taraflar arasındaki şirket müdürünün sorumluluğundan kaynaklı tapuda tescil ve tazminat istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davalı … vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … Ltd Şti’nin %50 payının müvekkiline ait olduğunu, kalan %50 payın 2014 yılında yapılan pay devirleri sonucu …’e geçtiğini, …’in payını 2017 yılında eşi davalı …’e devrettiğini, pay devri sonrası 19.09.2017 tarihinde yapılan Ortaklar Kulu toplantısında; …’in şirketi temsile yetkili müdür olarak atandığını, anılan toplantıya müvekkilinin davet edilmediğini ve katılmadığını, ancak müvekkili toplantıya katılmış gibi sahte imza atılarak karar alındığını, Ankara 2. Ticaret 2018/56 esas ile açılan davada 19.09.2017 tarihli Genel Kurul kararının yok hükmünde olduğunun tespitine karar verildiğini, dava dışı … Ltd Şti’nin kat karşılığı inşaat işi yapan bir firma olduğunu, faaliyet konusuna giren işle ilgili şirketin bir çok gayrimenkulü olması gerekirken davalıların şirkete ait olması gereken bağımsız bölümleri kendi üzerleri üzerinden üçüncü kişilere satarak mal kaçırdıklarını, davalı olan şirket müdürü …’in şirket tarafından yapılan … 7 parsel üzerindeki binada şirkete ait olması gereken bağımsız bölümleri kendi üzerine aldığını, şirkete ait olması gereken … 2 parseldeki taşınmazlarda şirket payına düşen bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile şirket adına tapuya tesciline bu mümkün olmaz ise müvekkilinin kar payı oranında müvekkili adına tapuya tesciline bu da mümkün olmaması halinde müvekkilinin payı oranındaki karşılığının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 02.09.2019 tarihli talep açıklama dilekçesinde ve 20/01/2021 tarihli oturumda; davayı davalı … adına kayıtlı olan 41024 ada 40 parseldeki 10,11,12 nolu bağımsız bölümlere hasrettiklerini, diğer davalı … yönünden davayı geri aldıklarını, dava konusu 10,11,12 nolu bağımsız bölümlerin tapusunun iptali ile şirket adına tapuya tesciline, tescil mümkün olmaması halinde bedelinin davalıdan tahsili ile şirkete ödenmesi talep edilmiştir.
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, müvekkillerinden …’in 19.09.2017 tarihli Genel kurul kararı ile dava şirket müdürü olarak yetkili kılındığını, şirketin faaliyet konusu olan kat karşılığı inşaat işi kapsamında şirkete ait olması gereken bağımsız bölümlerin usulsüz şekilde davalılar adına tescil edildiği iddiasının doğru olmadığını, davacının her seferinde şirket menfaatinin önüne geçip kendi çıkarlarını düşünerek davalar açtığını, 19.09.2017 tarihli genel kurul kararının yok hükmünde olduğunun tespitine ilişkin Ankara 2.Ticaret Mahkemesinin 2018/56 esas sayılı dosyası ile verilen kararın henüz kesinleşmediğini şirketin 2012 yılından beri içinde bulunduğu maddi sıkıntılar nedeniyle taşınmazların iskan izinlerinin alınamadığını, SGK prim borçlarının ödenemediğini, müvekkillerinin şahsi mal ve paraları ile şirketi idame ettirmeye çalıştıklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; 38 ve 39 nolu parsel malikleri ile yüklenici … İnş. Şti arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi (26.03.2013 tarihli ve 19.08.2014 tarihli) imzalandığı, sözleşmede 38 ve 39 nolu parsellerin tevhit edilerek bir parsel haline getirildikten sonra yüklenici firma tarafından sözleşmede belirtilen şartlar doğrultusunda yapılacak binada zemin katta bulunan tüm bağımsız bölümlerin ve kot alınması halinde kottaki tüm bağımsız bölümlerin yüklenici firmaya ait olacağının kararlaştırıldığı, yüklenici firmanın … İnş. Ltd Şti olduğu, sözleşmeye konu parsellerin tevhit, kat irtifakı tesisi, ruhsat başvuru işlemlerinin …tarafından gerçekleştirildiği, yapılan keşifte binanın 2016 yılında tamamlandığı ve çevre düzenlemesinin yapıldığının tespit edildiği, inşaatın tarafların ortağı olduğu … İnş Şti tarafından yapıldığının taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmadığı, aksinin davalı tarafından iddia edilmediği, şu durumda davaya konu bağımsız bölümlerin gerçekte dava dışı … Şti’ne ait olup davalı adına yapılan tescil işleminin hukuki dayanağının geçersiz olduğu anlaşılmakla, davalı … hakkında davanın geri alınması nedeniyle bu davalıya yönelik davanın açılmamış sayılmasına, davalı …’e yönelik davanın kabulüne, … 40 parselde bulunan 10 ve 12 nolu bağımsız bölümlerin davalı …’e ait tapu kaydının iptali ile dava dışı … Ltd. Şti adına tesciline, yine davadan sonra 3. kişiye satılan aynı yer 11 nolu bağımsız bölümün keşfen belirlenen rayiç değer
i üzerinden 295.000,00 TL’nin davalı …’den tahsili ile dava dışı … Ltd. Şti’ne ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Dava dışı …….Ltd Şti.’nin aile şirketi olduğunu, şirket namına yapılan inşaat yapım işlerinde şirkete düşen taşınmaz tapularının şirket ortaklarından olan … adına tescil edildiğini, şirket payına düşen fakat ortak adına tescil edilen taşınmazların satılarak şirket namına yeni inşaat işlerine başlanıldığını, davaya konu … 40 parselde bulunan 10 ve 12 nolu bağımsız bölümler üzerinde de 10/12/2015 tarihinde inşaata başlandığını, dava dışı şirkete borçları bulunduğundan bu inşaatta ki bağımsız bölümlerin satışı ile dava dışı … Şirketine olan borcun ödendiğini, çekilen kredilerin kapatıldığını, toplam inşaat maliyetinin 1.275.044,00 TL’yi bulduğunu, bu nedenle inşaat yapımı esnasında bağımsız bölümlerin satıldığını, hatta müvekkilinin de yetmediği yerde kendi mal varlığından katkı sağladığını, bu yönde bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini,
Şirket namına yapılan taşınmazlardan bazılarının diğer ortaklar nezdinde tutulduğunu ve halen ortakların mülkiyetinde bulunduğunu, bu taşınmazlardan elde edilen kazançların şirkete ait olması gerekirken tüm kazançların diğer ortaklar nezdinde tutulmaya devam edildiği halde davanın müvekkiline yöneltilmesinin kötü niyetin bir göstergesi olduğunu,
Müvekkilinin şirket adına harcama yaptığını, şirketten alacaklı olduğunu, ayrıca davacı …’e ait borçlarında müvekkili tarafından ödendiğini, dava dışı şirketin namına yapılan inşaat yapım işleri ve bu işler hakkında yapılan harcamalara dair şirket ticari kayıtlarının bilirkişi tarafından detaylı incelenmediğini, inceleme yapılmış olsaydı müvekkilinin alacaklı olacağının ortaya çıkacağını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; dava dışı şirket müdürünün sorumluluğundan kaynaklı şirkete verdiği iddia edilen zarardan ötürü tapu iptali tescil ve oluşan zararın tahsili istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Dava dışı …….Ltd Şti’ne ait sicil kayıtlarının incelenmesinde; şirketin …, … ve … adında üç ortaklı limited şirket olarak kurulduğu, 17.03.2012 tarihli ortaklar kurulu kararı ile davalı …’e münferiden temsil yetkisi verildiği, davalının temsil yetkisinin şirket hisselerini 11.11.2014 tarihli pay devri sözleşmesi ile …’e devredene dek devam ettiği, davalının eşi olan …’den 19.09.2017 tarihli ortaklar kurulu toplantısında hisseleri devralarak yeniden şirket ortağı olduğu aynı zamanda temsil ve ilzama yetkili müdür olarak atandığı, davalının müdürlük sıfatının devam ettiği anlaşılmıştır.
19/08/2014 tarihli Yenimahalle 2. Noterliğinin Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı Sözleşmesinin incelenmesinde; … 40 parselin tek parsel haline getirildikten sonra taşınmaz üzerine dava dışı …….Ltd Şirketi tarafından bina inşa edileceği, binanın zeminle birlikte 4 kat olacağı, her katta iki daire bulunacağı, 1.kattan 1 numara, 3.kattan 3 numara, 3.kattan 5 numaralı bağımsız bölümlerin …’e, 2.kattan 4 numaralı, 3.kattan 6 numaralı bağımsız bölümlerin …’ye ait olacağı, zemin katın tamamı 1.kattan 2 numaralı, 4.kattan 7 ve 8 numaralı bağımsız bölümlerin müteahhit firmaya ait olacağı, şayet binada kot alma durumu çıkarsa çıkacak kottaki bağımsız bölümlerin müteahhit firmaya ait olacağının kararlaştırıldığı, sözleşmenin arsa sahipleri ile şirket adına … adına imzalandığı,
Taşınmazın tevhit sonucu 41024 ada 40 parsel olduğu, bu parsele bodrum 1.kat, zemin kat, 1.normal kat, normal kat, 3 normal kat ve 4 normal kat olmak üzere bina inşa edildiği, 1.bodrum katta 10, 11 ve 12 no’lu bağımsız bölümlerin bulunduğu ve taşınmazların … adına kayıtlı iken 05/09/2017 tarihinde … tarafından …’e satışının yapıldığı, 11 no’lu bağımsız bölümün … tarafından 01/08/2019 tarihinde …’e satıldığı, 24/09/2019 tedbir tarihi itibariyle 10 ve 12 no’lu bağımsız bölümlerin … adına tapuda kayıtlı olduğu dosya kapsamıyla sabittir.
Harita Mühendisi ve Gayrimenkul Değerlendirme Uzmanından oluşan heyetten alınan raporda özetle; taşınmazlardan; … 40 parselini teşkil eden, 429,53 m2 yüzölçümlü “8 Katlı Betonarme Apartman ve Arsası” nitelikli ana taşınmaz bünyesinde yer alan;
304/42953 arsa paylı Zemin Kat (10) nolu Dükkan için;
Şubat 2019 tarihli güncel pazar değerinin 250.000,00 TL,
Dava tarihi olan 16.08.2018 tarihli pazar değerinin 235.000,00 TL,
Tapu kaydına göre satış gördüğü 05.09.2017 tarihli pazar değerinin 215.000,00 TL
4308/42953 arsa paylı 1. Bodrum Kat (11) nolu Dükkan için;
Şubat 2019 tarihli güncel pazar değerinin 310.000,00 TL
Dava tarihi olan 16.08.2018 tarihli pazar değerinin 295.000,00 TL
Tapu kaydına göre satış gördüğü 05.09.2017 tarihli pazar değerinin 265.000,00 TL
4107/42953 arsa paylı 1. Bodrum Kat (12) nolu Dükkan için;
Şubat 2019 tarihli güncel pazar değerinin 385.000,00 TL
Dava tarihi olan 16.08.2018 tarihli pazar değerinin 365.000,00 TL
Tapu kaydına göre satış gördüğü 05.09.2017 tarihli pazar değerinin 330.000,00 TL olduğu belirtilmiştir.
Ortakların tazminata yönelik dava açma hakkı doğrudan doğruya zarar ve dolaylı zarar durumuna göre değişiklik gösterir. Yöneticinin yasa ve ana sözleşme hükümlerine aykırı davranışı sonucunda ortağın doğrudan zarara uğraması söz konusu ise, ortak uğradığı zararın tazmin edilerek kendisine verilmesi için yönetici aleyhine tazminat davası açabilecektir. Yöneticinin ortaklığın mal varlığını azaltan veya kötüleştiren yasa ve ana sözleşme hükümlerine aykırı davranışları, ortaklar ve alacaklıların da dolaylı zarar görmesine yol açar. Zira, bu tür tasarruflar payları oranında ortakları etkiler. Bir başka anlatımla, ortaklığın doğrudan doğruya zarar görmesi, ortakların dolaylı zararı olarak sonuç doğurur. Limited şirketlere uygulanacak anonim şirketlere ilişkin hükümlerin gösterildiği dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın 644. maddesi gereğince, şirket yöneticilerinin sorumluluğu hakkında anonim şirketlerin bu konudaki hükümlerinin limited şirketlere de uygulanacağı belirtilmiştir. Limited şirket yöneticileri hakkında da geçerli olan hükümler uyarınca şirket yöneticisi hakkında ortakların ve şirket alacaklılarının tazminat davası açma hakkını düzenleyen 6102 sayılı TTK’nın 555. maddesinde yer alan “Şirketin uğradığı zararın tazminini, şirket ve her bir pay sahibi isteyebilir. Pay sahipleri tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebilirler.” hükmü uyarınca ortak, dolaylı zarar nedeniyle açtığı davada hükmedilecek tazminatın kendisine değil, ortaklığa verilmesi yönünde talepte bulunabilir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16/01/2015 tarih ve 2014/11886 Esas 2015/5364 Karar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 04/10/2017 tarih ve 2016/2892 Esas 2017/5003 Karar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 21/03/2018 tarih ve 2016/8965 Esas 2018/2193 Karar sayılı emsal ictihatları).
Somut olaya gelindiğinde, davacı yan, ortağı olduğu dava dışı limited şirketinin davalı … tarafından kötü şekilde yönetilmesi sonucu ve davalının yasaya aykırı eylemleri nedeniyle zarara uğradığını iddia ederek işbu tapu iptali tescil ve tazminat davasını açmıştır. Davada davacı tarafından talep edilen zarar, şirketin kötü yönetilmesi, içinin boşaltılması nedeniyle uğranılan zarar olup, anılan zarar doğrudan zarar değil, dolaylı zarar niteliğindedir. Bu durumda davacı ortak uğranılan dolaylı zararın şirkete verilmesi yönünde talepte bulunabilecek olup, anılan talep yönünden herhangi bir genel kurul kararı alınması da gerekmemektedir.
Dava dışı …….Ltd Şirketi’nin müdürü olan davalı …’in şirketi temsilen 41024 ada 38 ve 39 parsel malikleri ile yaptığı 26.03.2013 ve 19.08.2014 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde; her iki parselin tevhit ettirilerek bir parsel haline getirilmesinden sonra bu parsel üzerine sözleşmede yazılı şartlar doğrultusunda bina yapmayı taahhüt etmiş, yapılacak binada zemin katta bulunan tüm bağımsız bölümlerin ve şayet binada kot alma durumu ortaya çıkarsa kottaki tüm bağımsız bölümlerin müteahhit firmaya ait olacağı sözleşme taraflarınca kararlaştırılmıştır.
Sözleşmeye konu 41024 ada 38 ve 39 no’lu parsellerin tevhit edilmek suretiyle 41024 ada 40 no’lu ana taşınmaz olmuştur. 41024 ada 40 parsel no’lu ana taşınmazın öncesinde arsa malikleri olan … ve … isimli kişiler adına paylı olarak kayıtlı iken 09.09.2016 tarihinde kat irtifakı tesis edildiği, 09.04.2018 tarihinde kat mülkiyetine geçildiği, kat irtifakı tesisi sonrası davaya konu 10, 11 ve 12 no’lu bağımsız bölümlerin kayıtlarının … adına yapılmıştır. Dava konusu 10, 11 ve 12 no’lu bağımsız bölümler alınan kot gereğince 1.bodrum katta zemin altında bulunduğundan arsa malikleri ile müteahhit şirket olan dava dışı şirketin imzaladığı sözleşmeye göre arsa maliki … tarafından tapusunun şirkete verilmesi gerektiği halde bağımsız bölümlerin her üçünün de 05/09/2017 tarihinde satış suretiyle davalı … adına tapuda tescil edildiği, dosya kapsamında alınan bilirkişi heyetinin raporuna göre dava tarihi itibariyle 10 no’lu bağımsız bölümün 235.000,00 TL, 11 no’lu bağımsız bölümün 295.000,00 TL ve 12 no’lu bağımsız bölümün 365.000,00 TL değerinde olduğu tespit edilmiştir.
Arsa malikleri … ve … ile dava dışı şirketin temsilcisi olan davalı … arasında imzalanan kat karşılığı inşaat sözleşmesinde 41024 ada, 38 ve 39 no’lu parsellerin tevhiti sonucu oluşan 41024 ada 40 no’lu parsel üzerine inşa edilen binada zemin katta bulunan tüm bağımsız bölümlerin ve kot alınması halinde kottaki tüm bağımsız bölümlerin yüklenici firmaya ait olacağı kararlaştırıldığından davalı … adına yapılan tescil işlemlerinin hukuki dayanağı bulunmadığından açılan davanın … yönünden kabulü ile davalı … adına kayıtlı olan 10 ve 12 no’lu bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile dava dışı … Ltd. Şti. adına tesciline, yine davalı … adına kayıtlı ilken davadan sonra üçüncü kişiye satılan 11 no’lu bağımsız bölümün keşifte belirlenen rayiç değeri üzerinden 295.000,00 TL’nin davalıdan tahsili ile dava dışı … Ltd Şti’ne ödenmesine yönelik ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygundur.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabul kısmen reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gerekli olan 61.137,45 TL harçtan peşin alınan 15.284,36 TL harcın mahsubu ile bakiye 45.852,85 TL harcın davalı …’den alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.05/10//2022

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.