Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1601 E. 2022/1208 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1601 Esas 2022/1208 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1601
KARAR NO : 2022/1208

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/07/2021
NUMARASI : 2021/94 Esas 2021/519 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 11/02/2021
KARAR TARİHİ : 12/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/11/2022

Taraflar arasındaki şirketin ihyası istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ortağı olduğu … Tic. A.Ş.’nin aralıksız son 5 yıla ait olağan genel kurul toplantısının yapılmadığı gerekçesiyle ticaret sicilinden terkin edildiğini, şirketin üzerine kayıtlı Talas/Kayseri adresinde bulunan taşınmazı bulunduğunu, şirketin terkin tarihinde derdest davası olduğunu belirterek … Tic. A.Ş.’nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde özetle; terkin işleminin hukuka uygun yapıldığını, şirketin davalarının, alacak ve borçlarının müdürlük tarafından bilinmesinin mümkün olmadığını, davanın açılmasına sebebiyet verilmediğini, davanın zaman aşımına uğradığını, şirketin sona erme nedeni ortadan kalkmadığı için ihya kararının ek tasfiye işlemleriyle sınırlı olarak verilmesi gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, ihyası talep edilen şirketin ticaret sicilinden terkininin usulüne uygun olarak gerçekleştiği, terkin tarihinden dava tarihine kadar 6102 sayılı TTK’nun geçici 7/15 maddesinde düzenlenen 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin ihyası talep edilen şirkette pay sahibi olduğunu, dava açmakta hukuki yararı bulunduğunu, şirketin genel kurulunun güvenlik sebebiyle ertelendiğini, son genel kurulun 2010 yılında yapıldığını, terkin tarihinde ihyası talep edilen şirketin derdest davası bulunduğunu, tüzel kişiliğin sona ermesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanması gerektiğini, tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile, şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabul edilemeyeceğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; şirketin ihyası istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
İhyası talep olunan şirketin terkinine dayanak ihtar, tebligat ve ilan suretleri, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü yazı cevabı, tapu senedi, Kayseri 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/121 Esas sayılı dosyasının UYAP’dan gelen sureti dosya içerisinde yer almaktadır.
…parselde kayıtlı taşınmazın tapu kaydında malik olarak; ihyası talep olunan şirketin unvanı yer almaktadır. Dolayısıyla tasfiye işleminin tam ve eksiksiz bir şekilde gerçekleştirilmediği hususu sabittir. Bu bağlamda TTK’nun geçici 7. maddesi anlamında terkin olan şirketin ihya olunmasını talep etmekte davacının hukuki yararının olduğu açıktır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesi gereğince; 01/07/2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılacak olup anonim ve limited şirketler 559 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlük tarihinden önce veya 01/07/2015 tarihine kadar münfesih olmaları, Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoların ve kati bilançonun genel kurala tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle re’sen terkin edilebilecektir. Ticaret Sicil Müdürlüklerince kapsam dahilideki şirketlere bir ihtar gönderilecek olup bu şirketler tasfiye memuru bildirmeleri halinde maddede gösterilecek usulde tasfiye edilecek olup, ihtara rağmen tasfiye memuru bildirilmediği taktirde şirketlerin unvanı ise ticaret sicilden re’sen silineceği, ancak şirketin devam eden davasının bulunması halinde bu madde hükmünün uygulanmayacağı gibi sicilden kaydı silinen şirket alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını talep edebilecektir.
Bilindiği üzere şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. Ancak tüzel kişiliğin sona erebilmesi için şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda hukuki bir işlemdir. Bu işlemin veya kararın hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün değildir. Eksik veya hatalı işlem sonucu şirketin sicilden terkinine karar verilmiş ise, bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler şirketin ihyasını talep etme hakkına sahiptir.
Somut olayda ihyası talep olunan şirket adına kayıtlı taşınmaz bulunduğundan, taşınmazın satış ve tasfiye edilmesi için şirketin ihyası istemiyle işbu dava açılmıştır.
Dosya kapsamına göre, ihyası istenen … Tic. A.Ş.’nin geçici 7. Madde uyarınca aralıksız son 5 yıla ait olağan genel kurul toplantıları yapmadığından münfesih sayıldığı sebebiyle 08/10/2015 tarihinde şirketin ticaret sicil kaydının re’sen silindiği, şirket adına kayıtlı … parselde kayıtlı taşınmazın bulunduğu dosya kapsamıyla sabittir. 6102 sayılı TTK’nun geçici 7. maddesinin 15. fıkrası son cümlesi uyarınca, şirket alacaklıları ve hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayalı olarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde şirkete ait tasfiye edilmemiş malvarlığının bulunması halinde ise 10 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak şirketin ihyasını isteyebilirler.
Somut olayda, sicilden re’sen kaydı silinen ihyası talep olunan şirketin ortağı olan davacı tarafından, şirkete ait taşınmazın bulunması sebebiyle şirketin ihyası talep edilmiştir. Şirketin terkin tarihi 08/10/2015, dava tarihi ise 11/02/2021’dir.
Hal böyle olunca, mahkemece TTK’nun geçici 7. maddesinin 15. fıkrasının son cümlesi uyarınca ihyası talep olunan şirketin mal varlığının bulunması sebebiyle 10 yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğu, şirketin terkin tarihinden itibaren 10 yıllık süre dolmadan işbu davanın açıldığı gözetilerek işin esasına girilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
Dosyada tüm deliller toplandığından işin esasına girilerek yapılan inceleme sonucu; yukarıda açıklandığı üzere işbu dava 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır. Davacının ortağı olduğu şirket malvarlığının tasfiyesi amacıyla sınırlı olarak ihya istemekte hukuki yararının bulunduğu anlaşılmıştır. Bu durumda Dairemizce, ihyası talep olunan şirketin taşınmazının tasfiyesi ve ek işlemleri yönünden yeniden sicile tesciline, ek tasfiyesine karar verilen şirkete şirket ortağı olan davacının tasfiye memuru olarak atanmasına, kararın tescil ve ilanına karar verilmesi gerekmiştir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 14/10/2021 ve 2021/2387 Esas 2021/6034 Karar sayılı içtihatı).
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, … Tic. A.Ş.’nin ek tasfiye işlemleri için ticaret siciline tesciline, …’un şirkete tasfiye memuru olarak atanmasına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/07/2021 tarih ve 2021/94 Esas 2021/519 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/(1).b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
B)1-Davanın KABULÜNE,
2-Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil sırasında kayıtlı iken terkin edilen davaya konu … Tic. A.Ş.’nin tasfiyeyle sınırlı olmak üzere ihyasına, 6102 Sayılı TTK’nun 547/2. maddesi uyarınca ek tasfiye işlemleri için sicile tesciline,
3-Ek tasfiyeyi sağlamak üzere davacı …’un şirkete tasfiye memuru olarak atanmasına, tasfiye memuruna ücret verilmesine yer olmadığına,
4-Keyfiyetin 6102 Sayılı TTK’nın 547/2.maddesi gereğince tescil ve ilanına,
5-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin davalı sicilin dava açılmasına neden olmadığı gözetilerek üzerinde bırakılmasına,
7-HMK’nun 333. maddesi gereğince gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
C)1-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcı ile 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 12/10/2022

Başkan – Üye – Üye Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.