Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1597 E. 2023/1237 K. 27.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1597 Esas 2023/1237 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1597
KARAR NO : 2023/1237

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/06/2021
NUMARASI : 2020/215 Esas 2021/379 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 28/04/2020
KARAR TARİHİ : 27/09/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/10/2023

Taraflar arasındaki rücuan tazminat istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı gerekçelerle davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketine kasko sigorta poliçesiyle sigortalı kamyonun 16/08/2018 tarihinde karayolunda seyri sırasında, davalıya ait yola sarkan yüksek gerilim kablosunun çarpması sonucu meydana gelen tek taraflı maddi hasarlı trafik kazasında aracın ağır hasarlanarak hurdaya döndüğünü, sigortalının başvurusu üzerine sigortalıya aracın tam hasarlı sayılması nedeniyle tespit edilen 223.976,00 TL hasar bedelinin 16/10/2018 tarihinde ödendiğini, müvekkili tarafından ödenen hasar tazminatından sovtaj bedeli düştükten sonra bakiyesinin ödenmesi için davalıya başvuruda bulunulduğunu ancak davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 111.988,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu kazanın çift devre 2x3B 1272 MCM iletkenli 380 kV Gölbaşı Sincan E.İ. Hattı (Yenileme) tesisi işinde iletkenlerin demontajı esnasında vuku bulduğunu, müvekkili kurum ile ….A.Ş. arasında imzalanan 13/06/2018 tarihli ve H 298 refaranslı sözleşme ile 13.D03.1140 proje numarasıyla yer alan 2x3B 1272 MCM İletkenli 380 kv Gölbaşı – Sincan (YENİLEME) E.İ.Hattının anahtar teslimi esasıyla demontaj ve yapım işinin ihale edildiğini, sözleşme hükümleri gereğince yüklenici firma tarafından … Sigorta A.Ş. ‘ye Modüller Kurumsal Sigorta poliçesi yaptırıldığını, söz konusu sözleşme hükümleri gereğince oluşan zararlardan yüklenici firmanın sorumlu olacağını, işbu davanın yüklenici ….A.Ş. İle sigorta şirketi olan … Sigorta A.Ş.’ye ihbar edilmesinin gerektiğini, demontaj çalışması için gerekli izinlerin alındığını, Ankara Çevre yolu üzerinde geçen iletkenlerin agantaya (sabite) alındığını, agantaya alınan iletkenlerin olay tarihi olan 16/08/2018 tarihinde hırsızlık yapılması amacıyla kesildiğini, agantaya alınan iletkenlerin hırsızlık yapılmak amacıyla kesilmesi neticesinde direklerin boşa çıkarak tek taraflı yüke maruz kaldığını ve bunun sonucu konsol ve kulelerinde devrilme ve eğilmelerin oluştuğunu ve direklerin yükü taşımayarak iletkenin düştüğü E.İ.Hattının otoyola doğru sarktığını, direklerin tek taraflı yüke maruz kaldığını ve bunun sonucu olarak direklerin konsol ve kulelerinde devrilme ve eğilmelerin oluştuğunun tespit edildiğini, hırsızlık yapılmak amacıyla iletkenlerin kesilmesi neticesinde meydana gelen kazada 3. kişinin ağır kusurunun bulunduğunun açık olduğunu, hasar miktarının yüksek olduğunu, hasarın araştırılmasının gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporuna ve toplanan tüm delillere göre; kasko poliçesi ile sigortalı kamyonun hasarı nedeniyle sigortalıya yapılan ödemenin, kusuru ile zarara sebebiyet veren davalıdan rücuan tazmini istemiyle açılan davada, 16/08/2018 tarihinde davalı şirkete kasko sigortalı kamyonunun, karayolunda seyir halinde iken davalının denetim, kontrol ve sorumluluğunda bulunan yüksek gerilim kablosunun yola sarkması neticesinde aracın ön kısmı ile bu kabloya çarpması neticesinde meydana gelen kazada söz konusu aracın hurdaya döndüğü ve sigortalıya aracın tam hasarlı sayılması nedeniyle tespit edilen 223.976,00 TL hasar bedelini 16/10/2018 tarihinde ödendiği ve aracın sovtajının davacıda kaldığı, aracı hasarlı haliyle noterde … A.Ş.’ye 111.988,00 TL karşılığında sattığından zararının ödenenden sovtaj bedelinin düşümü ile 163.012,00 TL kaldığının anlaşıldığı, davacının TTK’ nın 1481. Maddesi gereğince ödediğini, zarara neden olan üçüncü kişiden sigortalı adına halefiyet kuralı gereğince ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile talep edebileceği ve talep miktarı nazara alınarak davanın kabulü ile, 111.988,00 TL’nin ödeme tarihi olan 16/10/2018 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLER
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 13.06.2018 tarihli sözleşme ile … ..AŞ’ye Gölbaşı-Sincan (yenileme) E.İ. Hattının anahtar teslimi esası ile demontaj ve ve yapım işinin ihale edildiğini, trafiğe kapatılacak Ankara çevre yolu Bağlıca üzerinden geçen direklerin arasında kalan iletkenlerin yola indirilerek kesilip toplatılmasının sağlanması için iletkenlerin agantaya (sabite) alındığını, hırsızlık yapılmak amacıyla iletkenlerin kesilmesi neticesinde meydana gelen kazada ve 3. Kişinin ağır kusuru bulunduğu, dolayısıyla kaza ile müvekkili kurumun illiyet bağının kesildiği durumda müvekkilinin sigortalı araçta oluşan hasardan sorumlu tutulamayacağını, kaldı ki …AŞ ile müvekkili kurum arasında imzalanan 13.06.2018 tarihli sözleşme hükümleri gereğince yüklenicinin bu iş kapsamındaki her aşamada meydana gelebilecek kazalara karşı bütün emniyet tedbirlerini alıp işi sigorta ettirmekle yükümlü olduğunu, meydana gelebilecek kazalardan doğan bütün maddi ve manevi zarar ve ziyandan sorumlu olacağını, aracın pert olması sebebiyle uğranılan zararın hesaplanmasında aracın 2. El fiyatı için tespit edilen çok yüksek belirlendiği gibi aracın hurda değeri için tespit edilen bedelin çok düşük hesaplanarak hakkaniyete uygun olmayan bir tazminata hükmedildiğini, ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacı vekili davalı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, davacı sigorta şirketine kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan kamyonun davalı kuruma ait yola sarkan yüksek gerilim kablolarına çarpması sonucunda meydana gelen tek taraflı trafik kazasında uğradığı hasarın davacı sigorta şirketi tarafından ödenen tazminatın sigortalı araçta hasara yol açtığı iddia olunan elektrik iletim kablolarının ait olduğu davalı kurumdan TTK’nın 1472. Maddesi gereği rücuan tahsili istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Dosya kapsamından; dava konusu aracın davacı sigorta şirketi nezdinde kazanın meydana geldiği 16/08/2018 tarihinde 29/11/2017 başlangıç ve 29/11/2018 bitiş tarihli Birleşik Kasko Sigorta Poliçesi “Genişletilmiş Kasko” kapsamında sigortalı bulunduğu, davacı sigorta şirketince alınan kesin ekspertiz raporuna göre araçta oluşan hasar gören parçalar karşılığı ve işçilik bedeli dahil KDV hariç toplam 138.874,46 TL, aracın 2. El piyasa rayiç değerinin 275.000,00 TL ve sovtaj bedelinin ise 115.000,00 TL belirlendiği, hasarlı araç için belirlenen pert-total bedeli 223.976,00 TL’nin 16/10/2018 tarihinde sigortalı şirkete ödendiği, anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, kaza mahallinde davalı kuruma ait yüksek gerilim kablolarının yola sarkması sebebiyle oluşan kazda davalı kurumun kusuru, dolayısıyla kaza sebebiyle sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Rücuan tahsil istemine dayanan davada, davacı sigortacı, davalı sigortalısına ancak 3. kişinin uğradığı gerçek zarar oranında rücu edebileceğinden, mahkemece gerçek zararın tespiti gerekmekte olup bu tespitin yapılması da HMK’nın 266/1. Maddesi gereği özel ve teknik bilgiyi gerektirmektedir.
Kaza sonrası düzenlenen kaza tespit tutanağında; 16/08/2018 tarihinde gece 01.00 sıralarında sigortalı kamyon sürücüsünün çevre yolunu takiben Eskişehir ili istikametinden İstanbul ili istikametine seyri esnasında bahse konu km ye geldiği esnada yola sarkan yüksek gerilim kablosuna çarpması sonucu meydana gelen tek taraflı maddi hasarlı trafik kazasında sürücünün 2918 sayılı KTK’na göre herhangi bir kusur ihlalinin bulunmadığı, yüksek gerilim hattından sorumlu (TEİAŞ) kuruluşunun kusurlu olduğu, tespit edilmiş, ilk derece mahkemesince makine mühendisi ve trafik kazaları uzmanı Bülent Aras’tan alınan, Dairemizce objektif, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunan bilirkişi raporunda; 16/08/2018 tarihinde meydana gelen tek taraflı maddi hasarlı trafik kazasında 16/08/2018 günü saat 01.00 sıralarında sigortalı araç sürücüsünün sevk ve idaresindeki davacıya kasko sigortalı kamyonu ile çevre yolunu takiben Eskişehir istikametinden İstanbul istikametine seyri halinde iken 6+400 km ye geldiğinde yola sarkan yüksek gerilim kablosuna aracın ön kısmı ile çarpması neticesinde meydana gelen kazada, sigortalı araç sürücüsünün olayın gerçekleşmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığı, nitekim olayın meydana geldiği Çevreyolu hat geçişinde yenileme çalışması olsa da hattın sorumlusu olan davalının kabloların çalınmaması ve yola sarkmaması için herhangi bir tedbir almadığı, 2918 sayılı yasanın 65, 129 ve 128 maddeleri gereğince Gabari yüksekliğinin 4 metre olarak tanımlandığından yol güzergahında bulunan havai hatlarının yüksekliklerinin gabari yüksekliğin üzerinde olması gerektiği, söz konusu kazanın aracın gabari yüksekliğini aşması sonucu meydana gelmediği, yola sarkan elektrik kablolarına aracın çarpması sonucu meydana geldiği, kazaya yol açan yüksek gerilim kablolarının Elektrik Şebekesi Ve Sahibi İşleteni TEİAŞ olduğundan ilgili dağıtım şebekesi yönetmeliklerine göre can ve mal kayıplarında söz konusu tüzel kişiliğin sorumlu olduğu, olay yerinde ihale ile hat yenilemesi yapılması ve yenileme sırasında kabloların çalınmasının davalının koruma , kollama ve denetim sorumluluğunu ortadan kaldırmadığı, yine elektrik kuvvetli akım tesisleri yönetmeliğinin 5. Maddesine göre, kuvvetli akım tesislerinin her türlü işletme durumunda can ve mala herhangi bir zarar vermeyecek ve tehlike oluşturmayacak durumda olması gerektiği, bu nedenle TEİAŞ’e ait elektrik nakil hattının yenilenmesi sırasında yola sarkan kabloların denetim ve kontrolünün yapılmamasıyla sorumlu olduğu ve tamamen kusurlu bulunduğu, trafiğe açık olay yeri olan yolda seyir halinde olan sigortalı araç sürücüsünün elektrik kablosunun sarkmış olabileceğini öngörmemesi ile geceleyin sarkan kabloyu görme imkanının da olmamasıyla olayda kusursuz olduğu, dosyaya ibraz edilen hasarlanan araca ait resimler, kaza tespit tutanağı, olayın oluş şekli ve ekspertiz raporunda sıralanan hasarlı parça niteliklerine göre, davacıya kasko sigortalı aracın ön, sol ve sağ yan kesiminden hasara uğradığı, ekspertiz raporunda sıralanan parça ve işçilik bedellerinin tek tek incelenmesinden; parça ve işçilik bedellerinin piyasa rayiçlerine uygun ve fahiş düzeyde olmadığı, ekspertiz raporuna göre araç henüz sökülmeden aracın onarımının yapılması halinde onarım bedelinin parça ve işçilik bedeli KDV dahil 163.871,86 TL, kaza anında 2. El piyasa değerinin ise 263.976,00 TL, kasko ekspertiz raporuna göre 275.000,00 TL, sigortalı tarafından davacı aleyhine İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesine ikame edilen 2019/143 E sayılı dosyada 3 kişilik bilirkişi heyetinden alınan bilirkişi raporunda aracın olay anındaki piyasa değerinin 275.000,00 TL, servisler nezdinde yapılan piyasa araştırmasına göre aracın emsal değerinin 265.000 TL -285.000,00 TL arasında değiştiğinin belirlendiği, aracın emsalinin olay tarihindeki ikinci el piyasa değerinin ekspertiz raporu ve bilirkişi raporlarında belirtildiği gibi 275.000,00 TL olduğu, davacı sigorta şirketince aracın sovtajının 111.988,00 TL karşılığında … AŞ ye satıldığı, bu durumda aracın sovtaj değerinin 111.988,00 TL, araçtaki KDV dahil hasarın onarım bedelinin 163.871,86 TL olduğu gözetildiğinde aracın tamirinin ekonomik olmayıp pert-total işlemine tabi tutulması gerektiği, bu durumda sigortalı aracın kaza tarihindeki piyasa değeri 275.000,00 TL den aracın hasarlı bedeli 111.988,00 TL mahsup edildiğinde davacı sigorta şirketinin gerçek zararının 163.012,00 TL hesaplandığı, belirtilmiştir.
Her ne kadar davalı şirket vekili, kazanın oluşumunda müvekkilinin sorumlu olmadığını, 13.06.2018 tarihli sözleşme ile elektrik iletim hattının demontajını ve bakımını üstlenen …AŞ’nin kaza sonucu oluşan maddi zarardan sorumlu olduğunu ileri sürmüş ise de 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 13. maddesinde açıkça; “karayolunun yapımı, bakımı, işletilmesi ile görevli ve sorumlu bütün kuruluşlar, karayolu yapısını, trafik güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmakla” ve yine aynı Yasa’nın 14. Maddesinin a) bendine göre karayolu yapısı üzerine, trafiği güçleştirecek, tehlikeye sokacak veya engel yaratacak, trafik işaretlerinin görülmelerini engelleyecek veya güçleştirecek şekilde bir şey koymak, atmak, dökmek, bırakmak ve benzeri hareketlerde bulunmanın yasak olduğu” belirtildiğine, düzenlenen kaza tespit tutanağına göre; kazanın meydana geldiği Çevreyolu”nda bulunan yüksek gerilim hattının davalı kuruma ait olduğu, dolayısıyla bu hattın gözetiminden ve denetiminden sorumlu hizmet vermekle asıl yükümlü olan davalı kurumun gerekli özeni göstermediği belirlendiğine göre, davalı kurumun yüksek gerilim hattının karayoluna sarkması sonucu sigortalı araca çarpması suretiyle meydana gelen kazada trafik güvenliğini tehlikeye sokmayacak şekilde özen yükümlülüğünü gereği gibi yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Kaldı ki, olayın meydana geldiği Çevreyolu hat geçişinde yenileme çalışması olsa da hattın sorumlusu olan davalının kabloların çalınmaması ve yola sarkmaması için herhangi bir tedbir almadığı dosya kapsamından anlaşılmakta olup hırsızların kabloları çalması karşısında, dolayısıyla 3. Kişinin kusur nedeniyle illiyet bağının ortadan kalktığı savunması dinlenemez. Nitekim ilk derece mahkemesince usul ve yöntemine uygun olarak alınan Dairemizce hüküm kurmaya ve denetime elverişli, objektif bilirkişi raporu ile de kaza tespit tutanağı örtüşmekte olup davalı şirketin anılan yasa maddeleri gereği %100 kusurlu olduğu belirlenmiş, geceleyin kazanın meydana geldiği Çevreyolu’nda seyreden sigorta araç sürücüsünün gece kablonun sarktığını öngörmesi mümkün görülmediğinden kazanın oluşumunda kusursuz bulunmuştur. Bu durumda davalı kurum vekilinin istinaf sebeplerine itibar edilmemiştir.
Öte yandan davalı kurum hüküm altına alınan tazminat bedelinin de fahiş olduğunu ileri sürmüştür. Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu ile sigortalı araçta oluşan hasar ekspertiz raporu, hasarlı araca ait fotoğraflar, kaza tespit tutanağı, sigortalı aracın 2. El piyasa değerinin ve aracın sovtajının belirlenmesinde servislerden edinilen somut veriler değerlendirilerek objektif olarak dosya kapsamına, kazanın oluş şekline ve kazanın etkisiyle sigortalı araçta oluşan hasarın oluş şekline uygun belirlenmiş olmakla Dairemizce hakkaniyete uygun ve makul bulunmuş, davalı vekilinin bu husustaki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin, istinaf başvuru kanun dilekçesinde yer verdikleri itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İstinafa başvuran davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun ilgili Tarifesi hükümleri gereği istinafa başvurusunda haksız çıkan davalı taraftan alınması gereken 7.649,90 TL istinaf nispi karar harcı başlangıçta peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan giderlerin kendisi üzerinde bırakılmasına, varsa kullanılmayan gider avansının istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362/(1)-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 27/09/2023
Başkan – Üye Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.