Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1594 E. 2021/1497 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

….
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/09/2020
NUMARASI …..
DAVA TARİHİ : 25/07/2017
KARAR TARİHİ : 09/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/12/2021

Taraflar arasındaki tazminat istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın görev şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine. yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketine kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan aracın 03/10/2015 tarihinde davalı yönetimin sorumlusu bulunduğu alışveriş merkezi içindeki … … Yıkama’ya yıkanmak üzere teslim edildiğini, ancak … yıkama servisi çalışanı tarafından aracın aynı gün çalındığını ve kazaya karışarak aracın ağır hasarlı bulunduğunu, meydana gelen çalınma olayı sebebiyle sigorta poliçesi kapsamında müvekkili şirket tarafından sigortalıya 30.600,00 TL ödeme yapıldığını, davalı yönetimin meydana gelen çalınma olayından dolayı asli ve tek kusurlu olduğunu, zira, müvekkili şirkete sigortalı araç sürücüsünün yıkanması amacı ile aracını bıraktığı yer davalı alışveriş merkezi sınırları içinde olup davalı AVM ile aynı ismi taşıdığını, ilgili mevzuat ve yönetmeliğe göre de bu tür durumlarda AVM yönetiminin sorumluluğunun bulunduğunun kabul edildiğini, davalı yönetimin … yıkama servisinden aylık kira bedeli aldığının belirlendiğini, ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 32.395,76 TL tutarındaki alacağın ödeme gününden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı ………Yöneticiliği vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin AVM statüsünde olmayıp bağımsız iş yerlerinden kurulu olup Kat Mülkiyeti Yasasına tabi bir iş merkezi olduğunu, iş merkezinin … … Yıkama ile hiçbir bağlantısının bulunmadığını, iş merkezinin kiracısı olmadığı gibi ….. numaralı kararında da … yıkamanın müvekkili iş merkezinin sınırları içerisinde bulunmadığını, bu durumda müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, cevap dilekçesi ekinde sunulan ….. Müdürlüğü’nün yazısı ile de müvekkilinin alış veriş merkezi olarak nitelendirilemeyeceğinin belirtildiğini, bu durumda AVM kapsamında olmayan iş merkezinin iş yerlerini kiraya verme yetkisinin de bulunmadığını, kaldı ki araç sürücüsü …’nin beyanında … yıkama firmasını daha önceden tanıdığından aracı teslim ettiğinde yıkama fişi almadığına dair beyanda bulunduğunu, bu durumda aracın … yıkamaya neden teslim edildiğinin de belirsiz olduğunu, davalı avm yetkililerine ayrıca dava dilekçesinin tebliğinin doğru olmadığını savunarak haksız açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Davacı vekilince hükmün istinaf edilmesi üzerine Dairemiz 12/03/2020 tarih ve 2020/358 Esas-2020/370 Karar sayılı kararı doğrultusunda yapılan yargılama sonunda Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/11/2017 tarihli ve 2017/498 Esas-2017/784 Karar sayılı kararı ile verilen görevsizlik kararının istinaf edilmeksizin kesinleştiği 16.01.2018 tarihinden sonra HMK’nın 20/1. Maddesinde belirtilen iki haftalık süre dolduktan sonra davacı vekili tarafından 05.02.2018 tarihinde gönderme dilekçesi verildiğinden ilk derece mahkemesince davanı açılmamış sayılmasına karar vermek üzere ilk görevsizlik kararını veren Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesine iadesi yönünden HMK’nın 355. Maddesindeki kamu düzenine aykırılık yönünden yapılan incelemede HMK’nın 353/1-a-3. Maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın ilk olarak açıldığı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce görevsizlik kararı verilmesi üzerine 04.01.2018 tarihinde UYAP sistemi üzerinden ilgili mahkemeye, görevli mahkemeye dosyanın gönderilmesi için dilekçe verildiğini, kararın kesinleşmesinin ardından mahkeme kalemindeki yoğunluk sebebiyle dosyanın bir süre görevli mahkemeye gönderilmediğini, bunun üzerine aynı gönderme dilekçesinin UYAP üzerinden tekrar mahkemeye gönderildiğini ve dosyanın da görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderildiğini, dosyada eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiğini, ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; kasko sigorta poliçesine istinaden rücuan tazminat istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle HMK’nın 20/1 maddesine göre dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi için belirtilen iki haftalık sürede gönderme dilekçesinin verilmemiş olması sebebiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Dosya kapsamından; davacı vekilinin bir örneği dosyada bulunan ve alt kısmında hakim sicili ve havale tarihi “14/09/2018” tarihi yazılı olan gönderme dilekçesinin üzerinde tarihin yer almadığı, UYAP ortamında yapılan incelemede bu dilekçenin 05.02.2018 tarihinde elektronik olarak imzalanıp UYAP ortamından düzenlendiği anlaşılmış, Dairemiz kaldırma kararında da işbu dilekçe esas alınarak HMK’nın 20/1. Maddesinde belirtilen iki haftalık gönderme süresinden sonra tanzim edilerek dosyaya sunulduğu belirtilmek suretiyle bu durumda davanın açılmamış sayılması yönünde karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması yoluna gidilmiştir. Davacı vekilince istinaf başvuru dilekçesinde UYAP ortamında 04.01.2018 tarihinde bir gönderme dilekçesinin daha bulunduğu bildirilmiştir. Gerçekten de UYAP ortamında yapılan incelemede; Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/11/2017 tarihli ve 2017/498 Esas-2017/784 Karar sayılı kararı ile verilen görevsizlik kararının istinaf edilmeksizin kesinleştiği 16.01.2018 tarihinden önce 04.01.2018 tarihinde davacı vekili tarafından elektronik imzalı olarak düzenlenen bir gönderme dilekçesinin daha sistemde kayıtlı olduğu, ancak dosyaya ibraz edilmediği anlaşılmıştır. Şu halde davacı vekilince söz konusu görevsizlik kararından sonra bir süresinde diğeri süresinde olmayan iki adet gönderme dilekçesinin UYAP ortamından elektronik olarak düzenlenip sisteme kaydedildiği, davacı vekilinin elektronik imzalı 04.01.2018 tarihli dilekçesinin HMK’nın 20/1. Maddesinde öngörülen yasal iki haftalık sürede ibraz edildiği anlaşılmış olmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Dairemizce sehven verilen kaldırma kararı uyarınca ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22.03.1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı (03.07.1944 tarihli …… Gazetede yayınlanan) Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında “sigortacının halefiyete dayalı açtığı davanın aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3/k. maddesine göre; “Tüketici: ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiyi” ifade eder. Tüketici işlemi ise Kanunun m. 3/l.bendinde tanımlanmıştır. Buna göre; “Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari ve mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık, vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” kapsar. Tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın veya sözleşmenin TTK’nun 4 ve 5. madde hükümleri kapsamında kalan kanunda özel olarak düzenlenen ve ticari dava sayılan bir sözleşmeden kaynaklanmasının herhangi bir önemi yoktur. Aynı Kanunun 83/2. maddesinde; taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer konularda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği, aynı Kanunun 73/1. maddesinde ise; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu, düzenlemesi yer almaktadır.
Yukarıda açıklanan kanun hükümleri karşısında somut olaya gelindiğinde, davacı sigorta şirketinin kasko sigorta poliçesi kapsamında sigortalısı … … dosya kapsamında yer alan belgelere göre tüketici olup sigortalı araç da hususi niteliktedir. Davacının sigortalısı ile davalı AVM’ye ait olduğu iddia edilen … yıkama arasında hizmet akdi bulunduğu, davanın açıldığı 25.07.2017 tarihi itibarıyla 6502 sayılı TKHK’nın 3.maddesi anlamında bir tüketici işlemi olup görevli mahkeme bu anlamda Tüketici Mahkemesidir. Nitekim Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin emsal nitelikteki 15.01.2018 tarih ve 2016/11538 Esas-2018/30 Karar sayılı, 29.02.2016 tarihli ve 2015/15538 Esas-2016/2430 Karar, 29.12.2016 tarih, 2016/19291 Esas-2016/12172 Karar, 04.11.2014 tarih ve 2014/18920 Esas-2014/15092 Karar, 10.04.2008 tarih ve 2007/4942 Esas-2008/1840 Karar, sayılı kararları da bu yöndedir. Bu durumda davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a-3. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, HMK’nın 353(1)-a.3 maddesinin hükmü özel düzenleme içerdiğinden HMK’nın 360. maddesinin atfı ile HMK’nın 20. maddesi hükmü uygulanmaksızın ve talebe bağlı olmaksızın dosyanın görevli Ankara Tüketici Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Ankara Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 03/09/2020 tarih 2020/289 Esas 2020/465 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/(1)-a.3. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-HMK’nun 353(1)-a.3 maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın görevli ve yetkili Ankara Tüketici Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Ankara Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na gönderilmesine,
3-Bir karar örneğinin bilgi ve UYAP üzerinden dosyanın görevli mahkemesine aktarılması için Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran davacı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yatırılan istinaf peşin (maktu) karar harcı 54,40 TL’nin istek halinde kendisine iadesine,
6-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesinin yargılaması sonunda verilecek karardaki yargılama giderlerinde dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sy. HMK’nın 353/1-a-3. bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 09/12/2021

,,,
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.