Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1584 E. 2023/1173 K. 20.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1584 Esas 2023/1173 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1584
KARAR NO : 2023/1173

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/06/2021
NUMARASI : 2020/475 Esas -2021/443 Karar
DAVACI
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : İtirazın İptali (rücuan tazminat nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 10/10/2020
KARAR TARİHİ : 20/09/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/10/2023

Taraflar arasındaki rücuan tazminat sebebiyle itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekili ve katılma yolu ile davacı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirkete kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan araca 08/09/2019 tarihinde davalı araç sürücüsünün seyir halinde iken kendisine yanan fasılalı kırmızı ışık uyarısına uymayarak girdiği kavşakta ön tarafından çarparak kazaya sebebiyet verdiğini, davalı araç sürücüsünün kaza mahallini terk ettiğini, sigortalı araçta oluşan hasarın müvekkili tarafından ödendiğini, kazanın oluşumunda davalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, yapılan bu ödemenin TTK’nın 1472. Maddesinde gereği sigortalının yasal halefi olan müvekkili şirketçe tazmini için başlatılan ilamsız icra takibine haksız itiraz edildiğini ileri sürerek ilamsız icra takip dosyasına vaki haksız ve kötü niyetli itirazın 17.940,00 TL asil alacak ve 1.107,80 TL işlemiş faizi ile birlikte %20’den aşağı olmamak üzere, icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; işbu davada asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğunu, davanın müvekkiline ait araç için kaza tarihini kapsayan vadeli ve 410190046831 numaralı ZMMS poliçesini düzenleyen … Sigorta A.Ş’ye ihbarı gerektiğini, kaza tespit tutanağında müvekkiline atfedilen kusurun doğru olmadığını, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin de yerinde olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İhbar Olunan … Sigorta AŞ vekili beyan dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı aracın ZMMS poliçesi kapsamında belirtilen üst limitten ve kusuru oranında sorumlu olduğunu, ekspertiz raporunda belirtilen hasar bedelinin fahiş olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi heyet raporuna ve toplanan tüm delillere göre; kasko sigorta poliçesine istinaden dava dışı sigortalıya ödenen tazminatın rücuan tazmini istemiyle başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davasında; benimsenen bilirkişi raporuna göre kazadan sonra olay yerini terk eden davalı araç malikinin kazanın oluşumunda asli, sigortalı araç sürücüsünün ise tali kusurlu bulundukları, bu durumda sigortalı araçta oluşan toplam 23.920,00 TL hasar bedelinden davalı araç sürücüsünün %75 oranında kusuruna karşılık gelen 17.940,00 TL yi davalıdan tazmin edebileceği, davanın bu miktar üzerinden kısmen kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalının ilamsız icra takip dosyasına vaki itirazının kısmen iptali ile, takibin 17.940,00 TL asıl alacak, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte takibin devamına, icra inkar tazminatı talebinin reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bu davada asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğunu, mahkeme kararında göreve ilişkin itirazlarının değerlendirilmediğini, davalı tarafın tek taraflı eksper raporu teknik olarak incelenmeksizin ve irdelenmeksizin kabul edildiğini, dosya kapsamında kusur incelemesinin yapılmadığını, hasara ilişkin itirazları değerlendirilmeden karar verildiğini, ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dosyasında takip tarihine kadar işlemiş 1.107,80 TL faiz ve icra inkar tazminatı yönüyle davanın reddine dair kurulan kararın kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, davacı sigorta şirketi tarafından kasko sigorta poliçesine istinaden sigortalısına ödenen tazminatın TTK’nın 1472. maddesi gereği davalı araç malikinden rücuan tazmini için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesinde “dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, Asliye Hukuk Mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir” düzenlemesine yer verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı” düzenlemesine yer verilmiştir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re’sen) dikkate alınmalıdır.
Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22.03.1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı (03.07.1944 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan) Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında “sigortacının halefiyete dayalı açtığı davanın aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.
Somut olayda; davacı … Sigorta AŞ’nin sigortalısı …’in tacir olduğuna dair dosyada herhangi bir iddia ve kanıt bulunmadığı gibi sigortalı araç da hususi nitelikte otomobil olup ticari araç değildir. Ayrıca, davalı araç malikinin de tacir olduğuna dair dosyada herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı gibi davalı araç malikinin kullandığı aracın da hususi nitelikte otomobil olduğu, ticari araç olmadığı gözetildiğinde eldeki uyuşmazlıkta tacirler arası haksız fiil niteliğindeki trafik kazasından söz edilemeyecektir. Şu halde, davacı sigorta şirketi tarafından sigortalıya ödenen tazminatın rücuan tazmini istemiyle açılan işbu davada dava konusu olay, davacının kasko sigortalısı olan araç ile davalı hususi otomobilin karıştığı haksız fiil niteliğindeki zincirleme trafik kazasından kaynaklandığından davacının halefiyete dayalı olarak açmış olduğu rücuan tazminat davasının, ticari dava olmadığı gözetilerek; genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken ilk derece mahkemesince yazılı şekilde işin esasına girilerek yazılı olduğu biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle davacı vekilinin katılma yolu ile istinaf ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık yönünden kabulü gerekmiş, HMK’nın 353(1)-a.3 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının görevli mahkemenin tayini yönünden kaldırılmasına, HMK’nın 353(1)-a.3 maddesinin hükmü özel düzenleme içerdiğinden HMK’nın 360. maddesinin atfı ile HMK’nın 20. maddesi hükmü uygulanmaksızın ve talebe bağlı olmaksızın dosyanın görevli Ankara Asliye Hukuk Mahkemesine tevzi edilmek üzere Ankara Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin katılma yolu ile istinaf ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 355. Maddesi gereği kamu düzenine aykırılık yönünden KABULÜNE,
2-Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/06/2021 tarih ve 2020/475 Esas-2021/443 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/(1)-a.3. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-HMK’nun 353(1)-a.3 maddesi gereğince dosyanın görevli ve yetkili Ankara Asliye Hukuk Mahkemesine tevzi edilmek üzere Ankara Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na gönderilmesine,
4-Bir karar örneğinin bilgi ve UYAP üzerinden dosyanın görevli mahkemesine aktarılması için Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
5-Davalı tarafından peşin yatırılan 326,00 TL istinaf nispi karar harcının, davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf maktu karar harcının talep halinde yatıran davacıya iadesine,
6-Davalı tarafından ve davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
7-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353(1)-a.3 maddesi uyarınca uyarınca kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 20/09/2023
Başkan – Üye – Üye – Zabıt Katibi
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.