Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1575 E. 2022/1274 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1575 Esas 2022/1274 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1575
KARAR NO : 2022/1274

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/02/2021
NUMARASI : 2020/424 Esas 2021/88 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
TASFİYE MEMURU :
TASFİYE MEMURU :
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 15/09/2020
KARAR TARİHİ : 20/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/11/2022

Taraflar arasındaki limited şirketin ihyası istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …. Tic. Ltd. Şti hakkında müvekkili tarafından Ankara 13. İş Mahkemesi’nde 2012/707 E, sayılı davanın açıldığını, açılan davada mahkemece kurum lehine toplam 30.233,46 TL alacağa hükmedildiğini ve mahkeme kararının kesinleştiğini, söz konusu Mahkeme kararı gereğince kurum alacağının tahsili için adı geçen şirket aleyhinde Ankara 25. İcra Müdürlüğü’nün 2020/1834 E, sayılı icra takibine başlandığını, ayrıca ihyası istenen şirket aleyhine Ankara 25. İş Mahkemesi’nde 2019/10 Esas sayılı açılan davada dava dilekçesi davalı şirkete tebliğ edilemeyince mahkemece yapılan araştırma sonucu şirketin 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. Maddesine göre 03.02.2015 tarihinde resen ticaret sicilinden terkin edildiğinin tespit edildiğini ileri sürerek …. Tic. Ltd. Şti’nin yeniden ihyasına, şirkete tasfiye memuru olarak fesih tarihinden önceki ortağı ve sorumlusu olan …’ün atanmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ihyası istenen …. Tic. Ltd. Şti’nin 6102 sayılı TTK’nın geçici 10. Maddesi uyarınca sermayesini 10.000,00 TL’ye çıkarmadığı için resen terkin edildiğini, ihyası istenen şirketin sicil müdürlüklerinde en son tescil ettirdiği şirket merkez adresine 03.07.2014 tarihinde çıkarılan tebligatın 02.08.2014 tarihinde iletildiğini ancak “taşınmış” notuyla taraflarına geri döndüğünü, 07/07/2014 tarih ve 8606 sayılı Türkiye Ticaret Sicili gazetesinde sermayesini 2 ay içerisinde yükseltmediği takdirde resen terkin edileceğinin ihtarının ilan edildiğini, şirketin 2 aylık sürede bildirimde bulunmaması üzerine 03.02.2015 tarihinde ticaret sicilinden re’sen terkin edildiğini, Mahkemenin bu terkin işlemini uygun bulmaması halinde şirketin ihyasına karar vermesi gerektiğini, sonuç olarak ek tasfiyeye karar verilmesi halinde TTK’nın 547/2 maddesi uyarınca tasfiye memuru atanmasını, taraflarının bu davanın açılmasından sorumlu olmadığını belirterek aleyhlerine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesini, istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve toplanan tüm delillere göre; limited şirketin ihyası istemiyle açılan davada, 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. Maddesinin 1/a bendi uyarınca şirketin kayıtlı adresine 03/07/2014 tarihinde tebligat çıkarıldığı, ancak bahsi geçen şirketin 17/10/2012 – 03/05/2018 tarihleri arasında Ankara 13. İş Mahkemesi’nde davalı sıfatıyla bulunduğu bir davanın devam ettiği, 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. Maddenin 1. Fıkrasının a bendinde sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış şirketlerin ticaret sicil kaydının silineceği düzenlenmiş ise de, aynı maddenin 2. fıkrasında davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümlerinin uygulanamayacağı düzenlenmiş olup, bu yönüyle terkin işleminin usulüne uygun olmadığı ne var ki ihya talebinin ek tasfiye amacına yönelik olduğu, ihyası istenen şirketin davalı olduğu dava ve takip dosyaları bakımından şirketin ihyasının talep edildiği, bu amaca uygun olarak şirketin ihyasına karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle ihyası istenen …. Tic. Ltd. Şti’nin ek tasfiye amacıyla ihyasına ve şirket ortaklarından …’ün tasfiye memuru olarak atanmalarına, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü temsilcileri istinaf dilekçesinde özetle; şirketin davalarının, alacak ve borçlarının Müdürlük tarafından bilinmesi hayatın olağan akışına aykırı olup Müdürlüğün görev ve yetkileri kapsamında olmadığını, bu nedenle Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün, işbu davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, ayrıca 07/07/2014 tarih ve … sayılı Türkiye Ticaret Sicili gazetesinde sermayesini 2 ay içerisinde yükseltmediği takdirde resen terkin edileceği ihtarında, “… ayrıca şirket ya da kooperatifin davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davasının bulunup bulunmadığına ilişkin yazılı beyanın Müdürlüğümüze verilmesi gerekmektedir.” ifadesi yer almasına rağmen hiçbir bildirim yapılmadığını, bu nedenlerle ilgili terkin işlemi hukuka uygun olup Müdürlüğümüzün herhangi bir kusuru bulunmadığından aleyhimize vekalet ücretine hükmedilmesi kararının kaldırılması gerektiğini, Geçici 7. Maddenin on beşinci fıkrası uyarınca şirket 03/02/2015 tarihinde re’sen terkin edilmiş olup, davanın açılış tarihi 15/09/2020 itibarıyla 5 yıllık hak düşürücü sürenin dolmuş olduğunu, mahkeme şirketin TTK’nin Geçici 7.maddesindeki düzenlemeye göre terkin edilmemesi gerektiğine kanaat getiriyorsa, şirketin ihyasına karar vermesi gerektiğini, bu durumda ek tasfiyeye karar verilmeyip şirketin ihyası gerektiğini, resen terkinin hukuka uygun olduğuna kanaat getiriliyorsa, TTK’nın 547.maddesi uyarınca ek tasfiyeye karar verilmesi ve TTK’nın 547/2.maddesi gereğince tasfiye memuru atanması gerektiğini, müdürlüğe karşı açılan davalarda müdürlük yasal hasım konumunda bulunduğundan aleyhine yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmedilmesinin de doğru olmadığını ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacı vekili davalı vekilinin istinaf sebeplerinin esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, TTK’nın geçici 7/2. Maddesi gereği ticaret sicilinden terkin olunan limited şirketin ihyası istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince davanın kabulü ile şirketin ek tasfiye amacıyla ihyasına, TTK’nın 547/2. Maddesi gereği şirket ortaklarının şirkete tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiştir.
Öncelikle belirtmek gerekirkse, ihyası istenen şirketin sicilden re’sen terkin edildiği 03.02.2015 tarihinden itibaren 6102 Sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinin 15. fıkrası son cümlesinde belirtilen 5 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra 15.09.2020 tarihinde açılmıştır. Şu halde davanın açıldığı tarihte anılan madde uyarınca dava açma süresi dolmuştur. Ne var ki terkin işlemi TTK’nın geçici 7. Maddesinde belirtilen prosedüre uygun olarak yapılmadığından usulsüz terkin işlemi sebebiyle dava tarihi itibarıyla 5 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu gözetilmemiştir. Şöyle ki;
Bilindiği üzere 6102 Sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde anonim ve limited şirketlerin hangi şartlarda sicilden resen terkin edileceği düzenlenmiştir. Anılan maddenin 1. fıkrası uyarınca 1.7.2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. Madde hükmüne göre anonim şirketler, 559 Sayılı Türk Ticaret Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları, 6102 Sayılı TTK’nın yürürlük tarihinden önce veya 1.7.2015 tarihine kadar münfesih olmaları, aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantılarının yapılamaması, TTK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması sebebiyle ara bilançoların ve kati bilançonun genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle resen terkin edilebilirler. Anılan maddenin 4. fıkrasına göre; Ticaret sicil müdürlüklerince kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. İlan, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçer. Bu şirketler tasfiye memuru bildirdikleri takdirde maddede gösterilecek usulde tasfiye edilecek olup, ihtara rağmen tasfiye memuru bildirmeyen şirketlerin unvanı ise ticaret sicilinden re’sen silinir. Ancak, devam eden davası bulunan şirketler için bu madde hükmü uygulanmayacağı gibi sicilden kaydı silinen şirket alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak, şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilirler.
Somut olaya gelince, ihyası istenen …. Tic. Ltd. Şti’nin 30.12.1996 tarih ve …sayılı Türkiye Sicil Gazetesinden sermayesinin 25 Türk Lirası (25.000.000 Eski Türk Lirası) olduğu, davalı Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünce ihyası istenen …. Tic. Ltd. Şti’nin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu uyarınca sermayesini 14.02.2014 tarihine kadar 10.000,00 TL’ye artırması için şirkete ihtarname hazırlandığı ve ihtarnamenin Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 07/07/2014 tarih … sayısında ilan ettirilerek sermayesini 6102 sayılı Kanun’un geçici 7. maddesinde belirtilen sürede sermayelerini asgari tutara yükseltmediğinden bahisle 03/02/2015 tarihinde kaydının ticaret sicilinden re’sen silindiği, davacı Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından rücuan alacak istemiyle Ankara 13. İş Mahkemesi’nde 17.10.2012 tarihinde 2012/707 Esas sayılı davanın açıldığı, işbu dava dosyasında verilen 03.05.2018 tarihli ve 2012/707 Esas-2018/206 Karar sayılı ilam ile hüküm altına alınan 30.233,46 TL alacağın tahsili için Ankara 25. İcra Müdürlüğü’nün 2020/1834 Esas sayılı icra takip dosyasında ihyası istenen borçlu şirket aleyhine icra takibi başlatıldığı, yine Ankara 25. İş Mahkemesi’nde davacı kurum tarafından ihyası istenen şirket aleyhine 11.01.2019 tarihinde 2019/10 Esas sayılı alacak davasınında davalı şirkete dava dilekçesinin tebliğ edilememesi üzerine akabinde eldeki davanın açıldığı, anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın geçici 7.maddesinin 4 fıkrasında; “Kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. İlan, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçer. Ayrıca anılan ilan, bildirici niteliği haiz olarak ilgili ticaret ve sanayi odası veya ticaret, sanayi ya da deniz ticaret odasının internet sitesinde aynen yayımlanır.
Ticaret sicili müdürlüklerince; 559 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermaye artırımında bulunmayarak münfesih olan şirketlere yapılacak ihtarda; ortaklarından, yönetici veya denetçilerden ya da müdürlerinden tebliğ tarihinden itibaren iki ay içinde tasfiye memurunun bildirilmesi, aksi takdirde, bu madde hükümlerine göre ticaret sicili kayıtlarından unvanın silineceği, şirkete ait malvarlığının unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra Hazineye intikal edeceği ve bunun kesin olduğu açıkça yazılacağı” hükmü yer almaktadır.
Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünce ihyası istenen şirketin temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere ticaret sicilindeki adreslerine bu konuda ihtarat yapıldığına ilişkin tebligat bulunmamaktadır. İhyası istenen şirketin adresine çıkarılan tebligat ise tebliğ edilemeyip “taşınmış” olması sebebiyle iade edilmiştir. Ancak 559 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname ile eklenen geçici 10. maddesi gözetildiğinde asgari sermaye şartını süresinde arttırmadığından münfesihlik durumu ortadan kalkmadığından tasfiye ile sınırlı olmak üzere ihyasına karar verilebilir.
Kaldı ki, ihyası istenen limited şirketin sicilden terkin edildiği 03.02.2015 tarihinden önce hakkında davalı sıfatıyla, davacı kurum tarafından Ankara 13. İş Mahkemesinde 2012 ila 2018 yılları arasında derdest alacak davası bulunduğundan, anılan şirketin geçici 7. Maddesinin 2. fıkrasına aykırı bir şekilde sicilden terkin işlemi gerçekleştirilmiştir.
Bu durumda mahkemece, davalı ticaret sicil müdürlüğünün 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde ve 559 sayılı KHK’da öngörülen usul ve şartlar gerçekleşmeden ihyası istenen şirketi ticaret sicilinden re’sen terkin ettiği, dolayısıyla usulsüz terkin işlemi sebebiyle anılan maddenin 15. Fıkrasında belirtilen 5 yıllık hak düşürücü süre içinde dava açılma şartının artık somut olayda aranmayacağı gözetilerek davalı Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü hakkında açılan davanın ilk derece mahkemesince kabulünde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. Ne var ki davacı kurumun ihyası istenen şirket aleyhine başlattığı Ankara 25. İcra Müdürlüğü’nün 2020/1834 Esas sayılı icra takip dosyası ve Ankara 25. İş Mahkemesi’nde açtığı 2019/10 Esas sayılı dava dosyası ile sınırlı olmak üzere istem konusu limited şirketin ihyasına karar verilmesi gerektiği mahkeme gerekçesinde kabul edildiği halde ilk derece mahkemesince verilen hükümde gözetilmeksizin yazılı şekilde şirketin ek tasfiye amacıyla ihyasına karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir. Bununla birlikte sicilden sermaye artırımı yapmayarak münfesih duruma düşmesinden ötürü tasfiye işlemleri için de şirkete tasfiye memuru atanması gerektiği dikkate alınarak TTK’nun 547/2. maddesi gereğince ek tasfiye kararı ile ihya ve tasfiye işlemlerinin yapılması için mahkemece ihyasına karar verilen şirkete tasfiye memuru atanmasına ve yukarıda açıklandığı üzere usulsüz terkin ile dava açılmasına sebebiyet veren davalı aleyhine HMK’nın 312. Maddesindeki koşulların da oluşmadığı dikkate alınarak HMK’nın 326. Maddesi gereği yargılama giderlerine hükmedilmesine karar verilmesi de yerindedir. O halde davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı sicil müdürlüğünün istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile duruşma açılmasına gerek görülmeksizin HMK’nın 353/1-b-2. Maddesi gereği kaldırılarak dava konusu …. Tic. Ltd. Şti’nin derdest Ankara 25. İcra Müdürlüğü’nün 2020/1834 Esas sayılı icra takip dosyası ve Ankara 25. İş Mahkemesi’nde 2019/10 Esas sayılı dava dosyası ile sınırlı olmak üzere TTK’nın 547/2. Maddesi gereği ek tasfiye amacıyla ihyasına ayrıca davacı SGK idare olup harçtan muaf olmakla birlikte ayrıca harç kamu düzenine ilişkin olup aleyhe hüküm kurma yasağının istisnası olduğundan HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık yönünden yapılan inceleme sonucunda da davalı Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü aleyhine açılan davada davalı sicil hakkında açılan dava kabul edildiğine ve harçtan muaf olmadığına göre HMK’nın 326. Maddesi uyarınca davanın reddi sebebiyle karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu’nun ilgili Tarifesi hükümleri gereği davalı aleyhine 80,70 TL maktu karar harcına ve 80,70 TL maktu başvuru harcına hükmedilmesine dair davanın esası hakkında yeniden aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davalının öteki istinaf sebeplerinin esastan reddine, istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,
2-Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/02/2021 tarih ve 2020/424 Esas 2021/88 Karar sayılı kararının derdest dava dosyası ve takip dosyası ile sınırlı olmak üzere limited şirketin ihyası ve HMK’nın 355. Maddesi gereği kamu düzeninden olan davada alınması gereken maktu karar ve başvuru harcı yönünden KALDIRILMASINA,
B)1-Ankara Ticaret Sicil Memurluğu aleyhine açılan davanın kabulü ile Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı iken sicilden kaydı silinen …. Tic. Ltd. Şti’nin derdest Ankara 25. İcra Müdürlüğü’nün 2020/1834 Esas sayılı icra takip dosyası ve Ankara 25. İş Mahkemesi’nde 2019/10 Esas sayılı dava dosyası ile sınırlı olmak üzere ek tasfiye amacıyla ihyasına,
2-Ek tasfiye amacıyla ihyasına, şirket ortaklarından …’ün tasfiye memuru olarak atanmalarına,
3-Kararın ticaret sicilinde tescil ve ilanına, tescil ve ilan işlemlerinin davacı vekili tarafından yerine getirilmesine,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun karar tarihinde yürürlükte bulunan ilgili Tarifesi hükümleri uyarınca alınması gereken 80,70 TL başvuru harcının ve 80,70 TL karar harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Yargılamada vekil ile temsil olunan davacı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13. Maddesi gereği belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
6-.HMK’nın 333. Maddesi gereği varsa kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
C)1- İstinafa başvuran davalıdan alınan 59,30 TL istinaf maktu karar harcının kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
2- İstinaf yargılaması sırasında yapılan 44,00 TL posta gideri ile 162,10 TL toplam 206,10 TL’nin istinaf başvuru giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/10/2022

Başkan – Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.