Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1572 E. 2021/1225 K. 27.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi…
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/09/2021
NUMARASI ….
TALEP : Denetim Kayyımı
TALEP TARİHİ : 06/09/2021
KARAR TARİHİ : 27/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :27/10/2021

Taraflar arasındaki denetim kayyımı atanmasına ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı talebin reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 30/07/2021 tarihli denetim kayyımı raporunda davalı şirket tarafından 08/04/2021 tarihinden 30/06/2021 tarihine kadar yapılan hiçbir işlem için kayyım onayı alınmadığının belirtildiğini, yine kayyım raporunda …’ün 2021 yılının başından bu yana şirketin gayrı faal olduğunu, davalı şirketin mahkeme kararı olmasına rağmen işlemlerini kayyım denetimine tabi tutmadığını, mahkeme kararının B.A.M tarafından kaldırıldığını ancak bu karardan sonra dosyaya kazandırılan kayyım raporunun yeni delil mahiyetinde olduğunu iddia ederek davalı şirkete yeniden denetim kayyımı atanmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; 25/03/2021 tarih …. Esas sayılı ara karar ile davalı gerçek kişilerin şirket müdürü sıfatıyla şirket adına gerçekleştireceği şirket aktifini azaltıcı tüm iş ve işlemlerin dava sonuçlanıncaya kadar kayyım onayına tabi tutulmasına karar verildiği, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin 21. Hukuk Dairesi’nin 08/07/2021 tarih … Karar sayılı ilamında; davalılar vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar verilerek ilk derece mahkemesinin 28/04/2021 tarihli ve 25/03/2021 tarihli ara kararlarının kaldırıldığı, somut olayda ise Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin 08/07/2021 tarih…Karar sayılı kaldırma kararında yapılan açıklamalar dikkate alındığında; mevcut durum ve koşullar bakımından şirket yönetiminde bulunan davalıların yönetim yetkilerinin ihtiyati tedbir yoluyla sınırlandırılamayacağı gerekçesiyle davacı vekilinin yeniden denetim kayyımı atanması talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesinin 08/07/2021 tarih …. Karar sayılı kararının gerekçe gösterilerek taleplerine red kararı verilmesinin doğru bir uygulama olmadığını, oysa taleplerinin kaldırma kararı sonrası oluşan yeni maddi vakıalara dayandığını, bu nedenlerle denetim kayyımı atanması yönündeki taleplerinin reddine dair ara kararın kaldırılmasını, denetim kayyımı taleplerinin kabul edilmemesi halinde ise önceki istinaf kararında bahsi geçen ve davalı tarafça bildirilen malvarlıklarının teminat niteliğinde olmadığı gözetilerek davalılar adına tespit edilecek tüm taşınır ve taşınmaz mallara, davalıların kayyım raporunda belirtilen bankalardan olan ….. bulunan tüm hak ve alacaklarına ihtiyati tedbir konulmasına, üçüncü şahıslara devir ve temlikinin önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep; HMK’nun 389.vd. maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir istemine ilişkindir. HMK’nun 389/1 maddesine göre, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacak ya da tamamen imkansız hale gelecek ise veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
HMK’nun 390/3.maddesinde tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
İhtiyati tedbir kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca tarafların dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı hukuki korumadır.
Gerek 6102 Sayılı TTK ve gerekse özel yasalarda limited şirkete temsil kayyımı, atanmasına ilişkin bir hüküm bulunmamakla birlikte 6102 Sayılı TTK’nın 1. maddesinde “Türk Ticaret Kanununun, Türk Medeni Kanununun ayrılmaz bir parçası” olduğuna ilişkin hükmü karşısında konu ile ilgili 4721 Sayılı TMK hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
Türk Medeni Kanunun 426 maddesinde düzenlenen temsil kayyımlığı müessesesi, gerçek kişiler esas alınarak getirilmiş bir kurum olmakla birlikte tüzel kişiler içinde temsil kayyımı atanabileceği gerek öğretide (Türk Medeni Hukukunda Kayyımlık-Mustafa Alper Gümüş-Sh. 103) ve gerekse yargı kararlarında (Yargıtay 11.H.D. 1988 tarih 65-3848 sayı vb.) kabul görmektedir.
Türk Medeni Kanunu’nun 403/2. maddesinde kayyımın, belirli işleri görmek veya malvarlığını yönetmek için atanacağı, 426. maddesinde vesayet makamının, aşağıda yazılı olan veya kanunda gösterilen diğer hallerde ilgilisinin isteği üzerine veya re’sen temsil kayyımı atayacağı, kayyım atamasının yasal temsilcinin görevini yerine getirmesine bir engel olmayacağı, 427. maddesinde ise bir tüzel kişi gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamışsa kayyım atanacağına ilişkin düzenlemeler yer almaktadır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 630/(2) ve (3). maddelerinde de; her ortağın, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebileceği, yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunacağı belirtilmiştir.
Somut olayda, davalı şirketi temsile yetkili organların bulunduğu ve hali hazırda organ boşluğunun söz konusu olmadığı, dosya kapsamı itibariyle yaklaşık ispat koşulu oluşmadığı anlaşılmakla ilk derece mahkemesince yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İstinafa başvuran ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL karar harcı başlangıçta peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin istinafa başvuran taraf üzerinde bırakılmasına, varsa kullanılmayan gider avansının istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-f. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 27/10/2021

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.