Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1569 E. 2022/1228 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1569 Esas 2022/1228 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1569
KARAR NO : 2022/1228

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/10/2020
NUMARASI : 2020/441 Esas 2020/564 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 15/09/2020
KARAR TARİHİ : 12/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/10/2022

Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine istinaden kullandırılan kredilerden dolayı alacaklı olduğunu, davalının Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2009/100 esas sayılı dosyasında konkordato talebinde bulunduğunu, müvekkili tarafından toplam 1.774.558,94 TL alacağın Komiserler Kuruluna bildirildiğini, borçlu tarafından 1.052.131,61 TL’nin kabul edildiğini, yapılan itiraz üzerine mahkemece 1.227.998,32 TL’nin konkordato hesabına kabul edildiğini iddia ederek çekişmeli hale gelen 611.813,52 TL borç tutarının kayıt kabulü ile tespiti ve alınan borç tutarının İcra İflas Kanunun 308/b. maddesi uyarınca konkordato tasdik kararı veren Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından belirlenecek bir bankaya borçlu davalı tarafından yatırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı tarafa dava dilekçesinin tebliğ edilmediği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; 15/09/2020 tarihinde açılan dava tarihinden önce sonuçlanmış arabuluculuk faaaliyetine ilişkin son tutanağın sunulmadığı, sunulan tutanağın dava tarihinden sonraki tarihe ait olduğu, 6102 sayılı kanunun 5/a maddesi gereğince ticari alacak davalarında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmasının dava şartı olduğu, davacı tarafından arabuluculuk süreci sonuçlanmadan dava açıldığı, bu şekilde dava şartının yerine getirilmediği gerekçesiyle 6102 sayılı kanunun 5/a, 6325 sayılı kanunun 18/a-2, HMK’nın 114/2 ve 115 maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava tarihinden evvel taraflarınca arabuluculuk müessesine başvurulduğunu, mahkemece 22/09/2020 tarihli ara karar ile taraflarına arabuluculuk son tutanağının sunulması için bir hafta süre verildiğini, 01/10/2020 tarihinde arabuluculuk son tutanağının aslının mahkemeye sunulmasına rağmen mahkemece davanın usulden reddine karar verildiğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; konkordato tasdik yargılamasında çekişmeli hale gelen alacağın tahsili talebine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Dava, konkordato tasdik yargılamasında çekişmeli hale gelen alacağın tahsili talebine ilişkin olup, her iki tarafın tacir olması ve işin tarafların ticaret işletmeleri ile ilgili olması nedeniyle dava, TTK 4. Maddesi kapsamında ticari dava niteliğindedir.
7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun ile TTK’nin 5. maddesine eklenen 5/A maddesiyle, TTK’nın 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı haline getirilmiş olup, aynı yasal düzenlemenin 23. maddesinde 6325 sayılı Kanuna eklenen 18/A maddesiyle, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edildiğinden, davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, bu zorunluluğa uyulmaması halinde davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği düzenlenmiştir.
Davacı yan dava dilekçesi ekinde arabuluculuk faaliyet sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini ibraz etmemiş, dava dilekçesi ekinde arabuluculuk son tutanağının sunulmamış olması nedeniyle mahkemece 22/09/2020 tarihli ara kararla davacı vekiline arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin dava tarihinden öncesine ait son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini sunmak üzere ara kararın tebliğinden itibaren 1 haftalık kesin süre verilmesine karar verilmiş, davacı vekili tarafından 30/09/2020 tarihli dilekçe ekinde 21/09/2020 tarihinde sonuçlanmış arabuluculuk tutanağı sunulması üzerine mahkemece yapılan inceleme sonunda 15/09/2020 tarihinde açılan dava tarihinden önce sonuçlanmış arabuluculuk faaaliyetine ilişkin son tutanağın sunulmadığı, sunulan tutanağın dava tarihinden sonraki tarihe ait olduğu, 5235 sayılı kanunun 5/a maddesi gereğince ticari alacak davalarında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmasının dava şartı olduğu, davacı tarafından arabuluculuk süreci sonuçlanmadan dava açıldığı, bu şekilde dava şartının yerine getirilmediği gerekçesiyle 5235 sayılı kanunun 5/a, 6325 sayılı kanunun 18/a-2, HMK’nın 114/2 ve 115 maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
6325 sayılı Kanunun 18/A maddesi uyarınca arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmemiş olduğu ve mahkemece verilen kesin süreye rağmen de dava tarihinden önce sonuçlanmış arabuluculuk faaliyetine ilişkin son tutanağın sunulmadığı anlaşılmakla ilk derece mahkemesince yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/10/2022

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.