Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1566 E. 2022/1210 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1566 Esas 2022/1210 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1566
KARAR NO : 2022/1210
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/12/2020
NUMARASI : 2020/569 Esas 2020/868 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 30/10/2020
KARAR TARİHİ : 12/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/11/2022
Taraflar arasındaki şirketin ihyası istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı ticaret sicil müdürlüğü tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından rücuen alacak talebiyle açılan davada verilen kararın istinaf incelemesi sırasında … Ltd. Şti.’nin tüzel kişiliğinin sicilden silindiğinin anlaşıldığını, taraf teşkili yönünden dosyanın yeniden ilk derece mahkemesine gönderildiğini, mahkemece ihya davası açmak üzere taraflarına yetki ve süre verildiğini belirterek … Ltd. Şti.’nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı …’e dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı davaya cevap vermemiştir.
Davalı Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü cevap dilekçesinde özetle; terkinin usulüne uygun olarak yapıldığını, şirketin davalarının, alacak ve borçlarının müdürlük tarafından bilinmesinin mümkün olmadığını, davanın açılmasına sebebiyet verilmediğini, 5 yıllık sürenin dolduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, ihyası istenen şirketin TTK’nun geçici 7. Maddesi uyarınca ticaret sicilinden terkin edildiği, şirketin yetkili temsilcisi olan davalı … aleyhine husumet yöneltilmesi gerekmediği, davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünce ihyası istenen şirketin temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilerin ticaret sicilindeki adreslerine bu konuda ihtarat yapılmasına ilişkin tebligat bulunmadığı, sicil işleminin hatalı olduğu, asgari sermaye şartını süresinde yerine getirmediğinden şirketin münfesihlik durumunun ortadan kalkmadığı, tasfiyeyle sınırlı olmak üzere ihya kararı verilebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, , davalı … aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine, … Ltd. Şti.’nin eksik tasfiye işlemleri ve Sivrihisar Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi dosyası ile sınırlı olmak üzere ihyasına, TTK’nun 547/2. maddesi gereğince ihya edilen şirkete …’in tasfiye memuru olarak atanmasına, ihya kararının ticaret sicil gazetesinde tescil ve ilanına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Ticaret Sicil Müdürlüğü temsilcisi istinaf dilekçesinde özetle; terkinin usulüne uygun olarak yapıldığını, şirketin davalarının, alacak ve borçlarının müdürlük tarafından bilinmesinin mümkün olmadığını, davanın açılmasına sebebiyet verilmediğini, mahkemece re’sen terkin işleminin yasal düzenlemeye aykırı olduğuna kanaat getiriliyor ise şirketin ihyasına karar verilmesi gerektiğini, ek tasfiyeye karar verilemeyeceğini, re’sen terkin hukuka uygun ise ek tasfiyeye karar verilmesi ve şirkete tasfiye memuru atanması gerektiğini, zorunlu hasım olunması nedeniyle müvekkili aleyhine yargılama giderlerine hükmedilemeyeceğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; şirketin ihyası istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü yazı cevabı, Sivrihisar Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 2012/199 Esas 2019/94 Karar sayılı kararı, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 2019/1264 Esas 2020/1100 Karar sayılı karar sureti, anılan karardan sonra yargılamanın yapıldığı Sivrihisar Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 2020/177 Esas sayılı dosyada verilen ara karar, davalı tarafından gönderilen ihtarname sureti, ilan sureti, davalı şirketin son yetkililerini gösterir Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi sureti dosya içerisinde yer almaktadır.
İhyası talep olunan … Ltd. Şti.’nin münfesih sayılmasına rağmen TTK’nun geçici 7. maddesi uyarınca kendisine yapılan ihtar ve ilan üzerine süresi içerisinde bildirimde bulunmadığından 06/02/2015 tarihinde ticaret sicilinden resen silindiği, ihtarnamede infisah sebebi olarak 14/02/2014 tarihine kadar şirketin sermayesini 10.000,00 TL’ye çıkarmaması olarak yer aldığı, anılan ihtarnamenin davalı şirketin adresine bila tebliğ olduğu, ihtarın Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği dosya içeriğiyle sabittir.
6102 sayılı TTK’nun geçici 7. maddesinde şirketlerin hangi şartlarda ve usullerde tasfiye ve ticaret sicilinden re’sen kayıtlarının silinmesinin düzenlendiği, aynı maddenin 4.fıkrasının “a” bendinde; kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanacağı, yapılacak ihtarın, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderileceği, ilanın, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçeceği, aynı maddenin 11.bendinde ise; dördüncü fıkra uyarınca yapılan ihtar ve ilana rağmen süresi içerisinde cevap vermeyen veya tasfiye memuru bildirmeyen veyahut durumunu kanuna uygun hale getirmeyen veya faaliyette bulunduğunu adres ve kanıtları ile birlikte bildirmeyen şirketin unvanının ticaret sicilinden re’sen silineceği düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta şirketin 6102 sayılı TTK’nun geçici 7. maddesi kapsamında kaldığından bahisle davalı sicil müdürlüğünce ihtarname hazırlandığı ve ihtarnamenin Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayınlandığı, ancak ihyası istenen şirket yetkilisine tebligat yapıldığına ilişkin herhangi bir bilgi belgenin veya tebligatın dosyaya sunulmadığı gibi dosyaya sunulan ihyası istenen şirkete çıkartılan tebligatın ise bila tebliğ iade edildiği anlaşılmaktadır. 6102 sayılı TTK’nun geçici 7. maddesinin 4/a bendi uyarınca terkin işlemi öncesinde yapılması öngörülen ihtarın öncelikle şirkete, şirketin yetkilisine tebliğ edilmeksizin doğrudan Ticaret Sicil Gazetesinde ilan suretiyle yapılan ihtar usule aykırıdır. Bu nedenle dava konusu ihyası istenen şirketin terkin işleminin hukuka uygun olmadığı açıktır.
Öte yandan, Sivrihisar Asliye Hukuk Mahkemesinde ihyası talep edilen şirkete karşı açılan rücuen tazminat davası 08/10/2012 tarihinde açılmış olup, anılan davanın yargılaması devam ederken şirket ticaret sicilden terkin edilmiştir.
Ticaret sicili müdürlüklerince; 559 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermaye artırımında bulunmayarak münfesih olan şirketlere yapılacak ihtarda; ortaklarından, yönetici veya denetçilerden ya da müdürlerinden tebliğ tarihinden itibaren iki ay içinde tasfiye memurunun bildirilmesi, aksi takdirde, bu madde hükümlerine göre ticaret sicili kayıtlarından unvanın silineceği, şirkete ait malvarlığının unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra Hazineye intikal edeceği ve bunun kesin olduğu açıkça yazılmalıdır.
Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünce ihyası istenen şirketin temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere ticaret sicilindeki adreslerine bu konuda ihtarat yapıldığına ilişkin tebligat bulunmamaktadır. Bu nedenle sicil işlemi hatalı olmakla birlikte 559 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname ile eklenen geçici 10. maddesi gözetildiğinde asgari sermaye şartını süresinde arttırmadığından münfesihlik durumu ortadan kalkmadığından tasfiye ile sınırlı olmak üzere ihya kararı verilebilir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 7/15. maddesi uyarınca sicilden sermaye artırımı yapmayarak münfesih duruma düşmesinden ötürü tasfiye işlemleri için de şirkete tasfiye memuru atanması gerekmektedir.
Hal böyle olunca mahkemece, davalı ticaret sicil müdürlüğünün 6102 sayılı TTK’nun geçici 7. maddesinde ve 559 sayılı KHK’da öngörülen usul ve şartlar gerçekleşmeden ihyası istenen şirketi ticaret sicilinden re’sen terkin ettiği, sicilden sermaye artırımı yapmayarak münfesih duruma düşmesinden ötürü tasfiye işlemleri için de şirkete tasfiye memuru atanması gerektiği, TTK’nun 547/2. maddesi gereğince ek tasfiye kararı ile ihya ve tasfiye işlemlerinin yapılması için ihyasına karar verilen şirkete tasfiye memuru atanmasına karar verilerek usulsüz terkin ile dava açılmasına sebebiyet veren davalı aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davalının yargılama giderlerine yönelik istinaf itirazına gelindiğinde, ihyası talep olunan şirket hakkında derdest dava bulunduğu sırada ticaret sicilinden terkin işlemi yapılması TTK’nun geçici 7. maddesine uygun değildir. Bir başka anlatımla, davanın açılmasına davalı sebebiyet vermiştir. Bu durumda mahkemece davalı aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesi isabetlidir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı ticaret sicil müdürlüğünün istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı ticaret sicil müdürlüğünün istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı ticaret sicil müdürlüğünden alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 21,40 TL’nin anılan davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı ticaret sicil müdürlüğünün tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 12/10/2022

Başkan – Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.